Demokrat Zafer

TÜRK EĞİTİM-SEN KUTLU BİR DAVANIN; HAKLI BİR MÜCADELENİN ADIDIR…

“Öğretmenlik Meslek Kanunu ve sınav ile ilgili sendikamızın tavrı ve duruşu bellidir ve nettir. Ancak son zamanlarda üye devşirme peşinde olan bazı odaklar Türk Eğitim Sene yüklenmeye ve algı oluşturmaya çalışmaktadırlar.30 yıllık geçmişi, ilkesi önce ülkesi olan çizgisi doğrultusunda hareket etmeyi şiar edinmiş olan Türk Eğitim Sen milli ve manevi değerlere karşı hassasiyeti hepimizin malumudur. Bir sendika olmanın ötesinde kutsal hak arama misyonunu yüklenmiş yüzde yüz milli bir sivil toplum örgütüdür.” Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Fatih Gümüş ve 3 No’lu Şube Başkanı Ömer Işıkoğlu yaptığı yazılı açıklamada,  “Öğretmenlik Meslek Kanunu ve sınav ile alakalı tutumumuz bellidir.2005 yılından beri kariyer basamakları, 2018 den beri ise çıkarılacağı söylenen Öğretmenlik Meslek Kanunu içeriği ile yakından ilgilenmiştir. Siyaseten aldığı talimat ile bir araya gelen sendikalar biz öğretmen odalarında öğretmenlerin bir meslek kanunu olmalı, öğretmenlik zaten uzmanlık mesleğidir derken yoktular.

İlk defa Öğretmenlik Meslek Kanunu için eylemi Türk Eğitim Sen Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde 8 Aralık 2021 tarihinde tüm ülke ile eş zamanlı olarak yaptık.Kanun çıkmadan TBMM Komisyonlarında kanunda sınav esası dahil olmak üzere itirazlarımızı dile getirdik. Bu haliyle bu kanunun meslek kanunu değil kariyer basamaklarını belirleme kanunundan öteye geçmeyeceğini ifade ettik. Her türlü itirazımıza rağmen çıkan kanununun uygulanması için yayınlanan yönetmelik, yönerge ve klavuzun iptali için Danıştay nezdinde yürütmeyi durdurma esaslı davamızı açtık. Bursa’mızda ise 1 Ekim’de Şehreküstü Meydan’ında kariyer basamakları ve sınava karşı eylemimizi yaptık.

Yaptığımız eylemi bile neden Ekim’de yapıyorsunuz, geç kaldınız! diyenler Kasım’da eylem yapacaklarını açıkladılar.

Bu konuda gereken sendikamız tarafından yapılmaktadır.Yapılmaya da devam edecektir.

Malumunuz öğretmenlerin ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman ve başöğretmen olarak sınıflandırılması olayına en fazla karşı duran ve itiraz eden sendika biziz. En fazla eleştiriye maruz kalan da biziz. Burada bir çelişki yok mu? Davamızda samimi olalım çalışanların hakkına yönelelim.

Karşımızda öğretmene karşı son derece cimri bir yapı var. Maksat öğretmenin durumunu iyileştirmek ise bu iyileştirme herkese yapılmalıdır. Öğretmenlerin sınava tabi tutulması, kazananın ücretinin arttırılıp kazamanayanın mahrum bırakılması, her ikisinin de aynı işi yapıyor olması insan onuruna yakışmayan bir uygulamadır.Eşit işe eşit ücret ilkesine de aykırıdır.

Buna 2005’te de hayır dedik. Şimdi de hayır diyoruz. Haklı olduğumuz davada sonuna kadar direneceğiz. Mücadele edeceğiz.
Öğretmenlerin itibarsızlaşmasına karşı mücadele etmek zorundayız. 30 yıllık şerefli mazisi olan Türk Eğitim Sen yeni nesillere karşı en önemli sorumluluklarından birisi de genç meslektaşlarımıza saygın bir miras bırakmaktır. Kurumsal yapılaşmasını tamamlamış, üyelerinin hak ve menfaatleri doğrultusunda mücadele edebilen sendikacılığın kutup yıldızı diye nitelendirilen Türk Eğitim Sen artık yetkili sendika olmaya adaydır.

Zaman meslek itibarının sıfırlandığı bu günlerde Türk Eğitim Senin verdiği mücadelenin farkında ve destek olma zamanıdır. Her türlü gösteriş ve sansasyondan uzak belirlenen hedefler doğrultusunda istişare kültürünü de kullanarak yoluna devam etmektedir.

Geçen yıl toplu görüşmede oluşturulan algının aynısı Öğretmenlik Meslek Kanunu meselesinde de kullanılmaya çalışılıyor. Yetkili sendikadan kopan kişilerin tercihi TES olmasından ve TES in yetkiyi ele geçirmesinden çekinenlerin oluşturduğu algıya rağmen birçok yerde yetkiye doğru koşmakta üye sayımız artmaktadır. Ne söylenirse söylensin, ne yapılırsa yapılsın TES in yetkiyi ele geçirme kâbusundan kurtulamayacakladır. Böyle bir dönemde eksik olan TES yetkili sendika olmamasıdır. “ Ver yetkiyi, gör etkiyi” sloganımız boşuna değildir.

Kıymetli üyelerimizden ricamız sendikanıza ve geleceğinize sahip çıkmanızdır. Burası sizin eviniz olmasının yanında geleceğinizdir. Bizler bu gün varız yarın yokuz. Size yaraşır bir mücadele bizim sorumluluğumuzdur.Kuruluşundan bu güne kadar gelmiş bu sendikanın varlığı, azmi, kararlılığı ve mücadelesine eğitim camiamızın yanı sıra devletimizin, milletimizin ihtiyacı var. Kişisel hatalar kişileri bağlar. Kurumlar kalıcı kişiler gelip geçicidir. Camiamızın yüz akı Türk Eğitim Sen sizin sesiniz, gözünüz ve kulağınızdır. Sizlerin talepleri, düşünceleri, bazen de haklı serzenişleriniz yukarıya birinci ağızdan iletilmekte ve çözüm üretilmeye çalışılmaktadır.

Türk Eğitim Sen kendine özgü misyonu ve vizyonu olan kurumsal bir yapıdır. En büyük işbirlikçisi ise üyeleridir. Üyelerinden aldığı gücü üyelerinin menfaatine kullanan kurumsal bir yapıya sahiptir.”Meyve veren ağaç taşlanır ” sözünün en belirgin örneğidir. Herkesin gözü onda olduğundan omuzlarındaki yük de çok ağırdır.Ama farketmez biz bu memleketin sevdalısıyız.Bunu da aşarız.

Malum sendika ile aynı olmaya başladığı görüşünü kesinlikle kabul etmiyoruz.Bu yapı ile görülecek hesabımız var bizim.İnşallah bulandırılan sular durulacak gerçekler ortaya çıkacaktır. TES üzerine oynanan oyunlar, kurulan tuzaklar aşılacaktır. Zaman TES e sahip çıkma ve yetkiyi alma zamanıdır. Bunda herkesin payı ve sorumluluğu vardır.

Siz bizim için değerlisiniz, değerli olmaya, değerinizin korunmasına layıksınız. Ümidiniz bitmesin, moraliniz bozulmasın ve azminiz kırılmasın. Her şeyin en güzeline layıksınız. Bu güzelliklerden sizleri mahrum eden, gerekli gereksiz meşguliyetlerle moral ve motivasyonunuzu yitirmenize sebep olanlara da elbette söylenecek sözümüz olacaktır. Sınav olması haykırışlarımızı duymayıp bize “sınavda başarılar” dilerim mesajı da elbette unutulmayacaktır. Bizim derdimiz ülkemiz ve geleceğimizdir. Bunun için çarpan cesur yüreklilere en kalbi duygularımla selam ve saygılarımı iletiyorum. Allah’a emanet olunuz.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ