Demokrat Zafer

Sarıbal: 2024 yılında gıda fiyatları altını aratmayacak!

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İl Binasında Türkiye’de günden güne büyüyen tarım sorunlarına dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenlendi.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal il binasında yaptığı basın toplantısıyla 2023 yılı ilk 7 aylık tarım ürünleri ithalatını değerlendirdi.

İl binasında yaptığı basın toplantısında konuşan Sarıbal, tarımsal ithalatın olağanüstü seviyelerde olduğunu ve Türkiye’de tarihin en kötü tarım destekleme programının uygulandığını ifade etti.

AKP de uyguladığı politikalarla 12 Eylül darbesinin ürünü ve sürdürücüsü olduğunu açık bir biçimde ortaya koymuştur diyen Sarıbal, “AKP’nin 21 yıllık iktidarında üretim yerine ithalatı teşvik edilmiş; Türkiye tarım ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı hale getirilmiştir. İthalata bağımlılık sadece tarım ve gıda ürünleriyle sınırlı değildir. Tohum, kimyasal gübreler, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılık söz konusudur” dedi.

Tarımsal KİT’ler özelleştirildi

Tarımsal girdilerin üretim ve dağıtımını yapan KİT’lerin özelleştirilmesiyle piyasa özel şirketlerin kontrolüne girmiş, böylelikle kamunun fiyat düzenleyici rolünün bitirildiğini ifade eden Sarıbal, “Girdi fiyatlarını tekelci şirketler ve döviz kurundaki değişmeler belirlemekte, dolayısıyla üretim maliyetleri sürekli olarak yükselmektedir. Hububat ve bazı baklagiller dışındaki ürünlerde alım fiyatlarının belirlenmesi şirketlere bırakılmıştır. Özellikle fındık ve tütün piyasalarında hakim olan yabancı şirketler ürün fiyatlarını maliyetlerin altında veya başa baş açıklamaktadır” dedi.

Tarım desteklenmiyor

Tarımsal desteklerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 1 ile sınırlandırılmış ancak binde 3’lere kadar geriletilmiştir diyerek devam eden Sarıbal şunları söyledi, “Verilen destek miktarı Tarım Kanunu’nda belirtilen asgari oranın çok altındadır. Çiftçinin tarlaya tohumu ekmesinden önce açıklanması gereken destekler, hasattan sonra açıklanmakta ve gecikmeli olarak ödenmektedir. Örneğin 2023 yılında üretilen tarım ürünlerine verilecek destekler çoğu üründe hasat bittikten sonra 15 Eylül 2023 tarihinde açıklanmıştır. Tarıma yapılan nakit desteğin 10 katı rantiyeye faiz olarak ödendiği gerçeği gözlerden kaçırılmaktadır. Destekler giderek daha fazla başlık altında ödenerek, çiftçi daha fazla destekleniyor havası yaratılmaktadır. Desteklerin yetersiz kalması çiftçilerin banka borçlarını da artırmaktadır. Çiftçilerin kullandığı banka kredileri 2022 yılı Temmuz ayında 231 milyar lira iken bu yılın Temmuz ayında yüzde 108 oranında artarak 482 milyar liraya yükselmiştir.”

Tarım alanları ve meralar amacı dışına çıkarılıyor

AKP 21 yıllık iktidarında 600 bin çiftçinin ve 27 milyon dekar tarım toprağının üretim dışı kalmasını başardığını vurgulayan Sarıbal, “Zaten ot verimi düşük olan mera alanları, rant amaçlı kullanıma açılmaları nedeniyle iyice yetersiz hale gelmektedir. Uygulanan hayvancılık politikasının endüstriyel yeme dayalı olup, yem hammaddesinde ithalata bağımlılık oranı yüzde 50’yi aşmıştır. Döviz kurundaki artışlarla birlikte yem fiyatları tırmanmakta ve hayvancılığa darbe vurmaktadır. Sözleşmeli üretim uygulaması devlet tarafından yaygınlaştırılmaktadır. Bu uygulama küçük üreticilerin tarım ve gıda şirketlerine bağımlılığına ve kendi toprağında köle haline gelmelerine yol açmaktadır. Sonuç olarak; verilen desteklerin düşük ve üretim maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen, çiftçilerin ürünlerini değerinde satamamalarından dolayı özellikle küçük üreticiler giderek yoksullaşmakta ve tarımı terk etmektedirler” dedi.

Üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi düşük

AKP’nin 21 yıllık iktidarında uyguladığı politikalarla üretmek ithal etmekten daha pahalı hale getirilmiş, stratejik ürünlerde üretim ya düşmüş veya eski seviyesinde kalmıştır diyen Sarıbal, “Nüfus artmakta, ancak üretim artmamaktadır. Türkiye tarımda ithalata mahkum hale getirilmiştir. AKP’nin 2023 Seçim Beyannamesindeki “Hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağı” yalnızca bir söylemden ibarettir. TÜİK tarafından 31 Mart 2023 tarihinde yayınlanan Bitkisel Ürün Denge Tablolarına göre; yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama (yeterlilik) derecesi ekmeklik buğdayda yüzde 79.9, mısırda yüzde 76,6, pirinçte 75,4, arpada yüzde 66,8, ayçiçeğinde yüzde 59,6, kırmızı mercimekte yüzde 57,0, yeşil mercimekte yüzde 50,9, soyada ise yalnızca yüzde 6’dır” dedi.

İhtiyacın üzerinde ithalat yapıldı

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal sözlerini şöyle tamamladı:

TÜİK tarafından bu yılın ilk 7 ayına (Ocak-Temmuz 2023) ilişkin Dış Ticaret İstatistikleri yayınlandı. Dünya piyasalarında çoğu tarım ürününde fiyatların gerilemesi; Türkiye’de döviz kurunun baskılanması ve ithalatta gümrük vergisinin sıfırlanması ihtiyacın üzerinde ithalat yapılmasına yol açtı. Nitekim Dünya Ticaret Örgütü tarafından önerilen metoda (SITC, Rev. 4) göre; 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde tarım ürünleri ithalatı 19,5 milyar dolar iken ihracat 17,8 milyar dolar, dış ticaret açığı ise 1,7 milyar dolar olmuştur.

Ocak-Temmuz 2023 aylarını kapsayan dönemde en yüksek ithalat bedeli 3,9 milyar dolar ile yağlı tohumlar (soya, ayçiçeği vb.) ve yağlı tohum türevlerine (sıvı yağlar ve küspeler) ödenmiş, bu grubu 3,6 milyar dolar ile hububat (buğday, arpa, mısır, pirinç vb.), 1,1 milyar dolar ile pamuk, 518 milyon dolar ile bakliyat (mercimek, nohut vb.) izlemiştir.

Ürünler bazında ithalata gelince; bu yılın ilk 7 ayında buğday ithalatı önceki yıla göre yüzde 89 artarak 4,5 milyon tondan 8,4 milyon tona; mercimek ithalatı yüzde 75 artarak 242 bin tondan 424 bin tona; arpa ithalatı yüzde 63 artarak 911 bin tondan 1,5 milyon tona; ayçiçeği yağı ithalatı yüzde 58 artarak 581 bin tondan 920 bin tona; ayçiçeği tohumu ithalatı yüzde 49 artarak 453 bin tondan 676 bin tona; soya tohumu ithalatı yüzde 6 artarak 2 milyon tondan 2,1 milyon tona yükselmiştir. Pirinç ve çeltik ithalatı ise 43 bin tondan 387 bin tona ulaşarak 9 kat artmıştır (Tablo 1).

Öte yandan 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde; 299 bin büyükbaş ve 43 bin küçükbaş olmak üzere 342 bin baş canlı hayvan ve 12 bin ton kırmızı et ithal edilerek 2002 yılına göre 8 kat artarak 546 bin dolar (10,9 milyar TL) ödenmiştir (Tablo 2). Bu değer 2023 yılında hayvan yetiştiricilerine verilecek olan 13 milyar TL’lik desteğin yaklaşık yüzde 84’ü kadardır.

Bu veriler 2023 yılında tarım ürünleri ithalatında yeni rekorlar kırılacağını çık bir şekilde ortaya koymaktadır. Oysa son yıllarda yaşanan pandemi, ekonomik kriz ve halen devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, stratejik ürünlerde kendine yeterliliğin önemini bir kez daha göstermiştir.

Haber Merkezi

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ