Demokrat Zafer

MARDER..HEP ÖNCÜ…HEP LİDER..!!

Tarım ve Hayvancılık iş kolunda  sadece Karacabey ve Bursa’ya değil tüm Türkiye’ye örnek nitelikte çalışmalar ortaya koyan hiçbir zaman gelmiş olduğu seviyeden tatmin olmayarak Ar-ge çalışmalarıyla bunu her zaman  daha yukarılara çıkartma uğraşı veren  Türkiye’mizin yüz akı Marder Tarım ve Hayvancılık Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Sol ile başta okuyucularımızdan gelen merak uyandıran sorulara cevaplar aldığımız kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

****İsmail Bey bizleri, ekibimizi Karacabey’in Hemen yakınındaki Her şeyin düşünülmüş olduğunu gördüğümüz hijyen kurallarına aşırı derecede önem verdiğiniz tam donanımlı çiftliğinizde konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum.Sorularımıza geçmeden evvel kısaca sizi ve Marder’i tanımak isteriz.

—- Biz daha önce Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Karacabey tarım işletmesinde bilfiil yaklaşık 10 sene çalıştık. Hayvana aşinalığımızda oradan geliyor.10 sene az bir zaman değil insan ömründe.Daha sonra farklı nedenlerden dolayı oradan ayrılmak zorunda kaldık farklı bir sektörde biraz faaliyet gösterdikten sonra tekrar bu sefer kendi çiftliğimizi kurduk 2017 yılında.Marder firması adı altında kurduk ve o zamandan beri faaliyetimizi yürütüyoruz. 2017’nin Ağustos ayında biz yaklaşık 370 tane gebe düveyle başladık, şu anda yaklaşık 1100 tane hayvanımız var.Şu anda yaklaşık 40 personelimiz ile birlikte çalışıyoruz.Bunun yanı sıra tabii kendi kaba yemimizi üretmek için tarlalarda ekip biçiyoruz.Piyasadaki  bu kaba yem çok kaliteli olmayabiliyor kaba yem çok kaliteli olmadığı zaman da tahıl grubuna yüklenmek zorunda kalıyorsunuz ,bu da sağlıksız bir beslenmeye yol açıyor. Dolayısıyla biz kendi kaba yemimizi kendimiz üretmeye çalışıyoruz. Orada da tabii bir miktar istihdam sağlamış oluyoruz.

*** Tabii İsmail Bey’e ,Marder Tarım ve Hayvancılığa konuk olacağımız sosyal medyadan da paylaştığımızda   yatırım yapmak isteyenlerden de birçok soru gelmiş, yatırımınızın karşılığını alabiliyor musunuz? Bizler de girmiş olsak nasıl bir süreçle karşılaşabiliriz diye inanın onlarca soru gelmiş.

MATEMATİKSEL OLARAK BAKARSANIZ YAPILACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM

—Üretmek insan oğlunu rahatlatan bir olgu.Burada  mesela süt üretiyorsunuz şu kadar sütümüz oldu bugün veya bir buzağınız doğuyor bakıyorsunuz bekliyorsunuz o sırada zaman nasıl geçtiğini çok fazla anlamıyorsunuz.İnsan bir üretim yaptığı zaman böyle şeyler yaşadığı zaman mutlu oluyor. Dolayısıyla herkesin elbette bunu yapmak isteyeceğini  düşünüyorum ama tabii ki biz ne kadar mutluluktan bahsetsek de biz burada ticari faaliyette yürütüyoruz.Bu oldukça emek ve zaman isteyen bir olay. Emek ve zamanda bildiğiniz üzere nakitle ilişkilidir, yani nakite ulaşmak zorundasınız. Çünkü bir sorumluluğunuz var bir aileniz var çalışan personeliniz var. Dolayısıyla çok fazla değişik  fikir ,ve kimsenin yapmadığını veya verimliliği zorlamak durumunda kalıyorsunuz bunu yaptığınızda da verimliliğe ulaşabiliyorsunuz. Ulaştığınız zaman da para kazanabiliyor musunuz? O da şu anda muallakta olan bir durum. Türkiye’de hayvancılıktan para kazanma durumu çok inişli çıkışlı bir durum. Yani bir türlü stabilize edilemedi bu hayvancılık olayı, tarımda da öyle aynı zamanda. Tarım ve hayvancılıkla ilgili planlamaların, çalışmaların olduğu duyuyoruz ama bu detaylar sürdürülebilir olacak mı bizi mutlu edecek mi bilmiyoruz ama geldiğimiz noktada şu anda biz pek memnun olduğumuzu söyleyemeyiz. Bu kadar yatırımın sonucu beklenildiği kadar bir getirisi yok şu anda. Buna rağmen bu iş yapılır mı duygusal olarak bakarsanız yapılır. Fakat matematiksel olarak bakarsanız yapılacağını düşünmüyorum.Biz çok kırsalda yaşamış olan insanlarız,bu iş bizim mesleğimiz. Dolayısıyla biraz da biz bu işi yapmak zorunda hissediyoruz kendimizi. O yüzden uzun süreli umudumuz ve beklentimiz var bu işi yapma hevesimiz halen sürüyor. Eğer bu işin içinden gelmemiş olsaydık bu kadar belki beklenti içerisine girmeyebilirdik.Sürekli bir umut içerisindeyiz. Yani daha sonra olacak ,daha iyisi olacak daha güzel olacak diye erteleyerek bugünlere geldik. Bu beklenti içerisinde de biz dediğim gibi stabil durmuyoruz çok fazla araştırma yapıyoruz.

BURASINI NEREDEYSE BİR AR-GE MERKEZİNE ÇEVİRDİK

Burasını nerede ise bir Ar-ge merkezine çevirdik. Biz burada laboratuvarda buzağı üretiyoruz.Bunu Türkiye’de ilk defa biz yapıyoruz. İnvitro deniliyor buna tıp dilinde. Biz hayvandan istediğimiz  genetikteki hayvandan yumurtalarını alıyoruz ve laboratuvar ortamında sperma ile buluşturup embriyoya çeviriyoruz. Bu insanlar da var biliyorsunuz tüp bebek deniliyor bu uygulamaya ama hayvanlarda bunu belli ülkeler yapıyordu. Biz bunu yaklaşık 6 aydır yapmaya başladık.Tabii bunu yapmak için bayağı bir maliyete de katlandık.Ama dediğim gibi bu durumdan çıkmanın bir yolu da verimliliği arttırmak biz sürekli bunu zorluyoruz.En son geldiğimiz nokta bu,bu noktadan sonra artık klonlamaya mı gideriz başka bir şey mi gideriz bilemiyorum 🙂

**** Burada amaç genetiği yüksek olan  neslin önünü açarak daha kaliteli bir ırk ortaya çıkartmak değil mi?

TÜRKİYE’DE BİR İLKİ BAŞARMIŞ OLDUK..!!

— Biz şu anda bir tane inekten yaklaşık yılda 50 ila 60 tane gen alabiliyoruz, buzağı alabiliyoruz tek bir inekten. Embriyo yapıp taşıyıcı annelere transfer edebiliyoruz. Bu Avrupa’da yapılıyor Amerika’da yapılıyor ama Türkiye’de birkaç defa denenmesine rağmen başırılı olunamadı.Biz bunu şu anda başarmış durumdayız. Biz bunu Türkiye hayvancılığı için hem de kendi özelimizde bunun ekonomik ve iyi olabileceğini tahmin ederek başladık. Çünkü tahminlerimiz yavaş yavaş tutuyor genetiğimizi çok kısa zamanda çok iyi yerlere getireceğimizi düşünüyoruz.

****Peki İsmail Bey genel anlamda Türkiye’de tarım ve hayvancılığa bakış açısı nasıl neler yapılabilir yapılmalı?

SAHADA BÖLGESEL TOPLANTILAR YAPILMALI

—- Türkiye genel itibarıyla tarım ve hayvancılık yapan bir ülke. Buna biraz daha önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum, gerek yapısal reformlar gerek insanların eğitilmesi bakımından. Buna biraz daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dediğim gibi Türkiye’de de dünyada da tarım ve hayvancılık teknolojik bakımından çok bakir.Biz özelimizde bu çabalarla bunu yapabiliyorsak devlet imkanları ile  bir planlama ile neler yapılabileceğini hayal dahi edemiyorum. Yukarıda birileri belki bir şeyler yapmaya  çalışıyorlar ama gelip bana sormuyorlar. Ben bu işin içindeyim. Her gün gidip hayvanın gözünün içine bakıyorum. En azından bir komisyon topluyorlarsa da burada bizim görüşümüzün alınması gerekir.Ben burada işin özündeyim işin mutfağındayım. Siz Ankara’da orada, burada istediğiniz dalda profesör olabilirsiniz ama  bir odada toplanıp bu işi çözemezsiniz.Gelip 3 çiftlikten, 5 çiftlikten 10 çiftlikten bölgesel toplantılar olabilir bu işi güzel yapan güzel  teknolojik çalışmalar yapan  insanların görüşleri alınarak sonuç alınabilir. Onun dışında ne kadar üstten kanun, yönetmelik çıkartırsanız çıkarın  hayvancılığın ve ya tarımın düzelebileceğini düşünmüyorum.

**** 10 yıl Tigem’de  çalıştıktan sonra aşağı yukarı 7 yıldan beri de kendi çiftliğinizin başındasınız Ar-ge ve diğer araştırma çalışmalarıyla gerçekten güzel bir yol almış olduğunuzu gözlemledik İsmail Bey?

HAYVAN REFAHINI ARTIRMAYA ÇALIŞTIK

—- Türkiye’de hayvancılık ve tarım bizce teknolojik bakımdan çok bakir bir alan Dolayısıyla en ufak bir teknolojik atılım yaptığınızda çok büyük yankıları ve de çok büyük geri dönüşümleri oluyor. Hayvan kesinlikle nankör değil hayvana bir verdiğinizde aynı şekilde geri alabiliyorsunuz. Biz bunu gördük en önemlisi de hayvan refahını ve yediğini temiz tutarsanız onun geri dönüşü çok daha fazla oluyor Biz de buna dönük hayvan refahını olabildiğince arttırmaya çalıştık. Gücümüzün ve Aklımızın yettiği kadar arttırmaya çalıştık, bunun geri dönüşlerini de çok şükür görüyoruz verimliliğimiz de iyi noktada sayılır.

BU BİR HOBİ DEĞİL,BU BİR MESLEK,BU BİZİM MESLEĞİMİZ..!!

Bizim yatırım yapmış olduğumuz dönemde maliyetler bu kadar yüksek değildi  açıkçası.Yani şu anda bu çiftliği olduğu gibi yapıp  geri dönüş bekleyenler çok fazla beklenti içerisine girmemeleri gerekiyor.Bizim kurduğumuz zaman maliyetler biraz daha düşüktü şöyle de bir şey var bu bir yatırım aracı değil. Bu bir meslek.Biz bunu meslek olarak görüyoruz. Biz her gün buraya gelip ayağımda çizme ile hangi hayvanın nesi var nesi yok anlamaya, tanımlamaya çalışıyoruz. Buna yönelik çalışmalar yapıyoruz, buna yönelik refah artırıcı düzenlemeler yapmaya çalışıyoruz. Bu bir hobi değil. Bu bir yatırım aracı da değil. Bu bir meslek, bu bizim mesleğimiz .Biz bu meslekten para kazanıyoruz, başka bir faaliyet alanımız başka bir mesleğimiz yok.

HAYVANIN MUTLU OLMASI ÇOK ÖNEMLİ

Biz bunu nasıl yönetiyoruz kısmında ise Bu ineklerin her birinin boynunda birer çip var biz bu inekleri üç boyutlu takip ediyoruz.Yani inek hopladı, zıpladı, kızgınlığa geldi ,sütü eksik verdi ,çok verdi bütün bunların takibini yapabiliyoruz. Bunun  cep telefonu ile takibini  yapabiliyoruz.Dediğim gibi hayvancılıkla ilgili teknolojik olarak çok bakir bir alan ufak bir atılım yaptığımızda çok farklı geri dönüşler alabiliyorsunuz. Hangi hayvanın kaç sefer geviş getirdiğini şu an kayıtlardan bulabiliyorsunuz. Diyelim bir inek 6 senedir 7 senedir buradaysa işte o süreçte kaç tane buzağı vermiş kaç kilo süt vermiş  hepsinin kayıtları mevcut.

İSMAİL SOL VE EKİBİNE ÜLKEM ADINA SONSUZ  TEŞEKKÜRLER

Bizim ırk farklı bir ırk normalde  çok fazla süt veren ırklardan değil simental ırkı.Dünyada en çok süt veren kabul görmüş ırk  holsteinlerdir.Şu anda onlar da Türkiye’de en fazla çok iyi çiftliklerde ortalamaları 38 ila 40 litre arasındadır. Ama bunların yağ ve proteini yani genel itibariyle kuru maddesi düşüktür ama bizim üretmiş olduğumuz simental ırkı hayvanlardan aldığımız sütün kuru maddesi yüksektir onlara göre. Mesela onların sütteki yağ oranları 3,5’u çok fazla geçmez ,bizimkilerde bu oran  4,5 dolaylarındadır. Mesela onların sütteki protein oranları 3.2 -3.1 oranında iken bizimkilerde  3,5 dolayındadır. Tabii bu halk arasında çok fazla anlaşılmaz bir durum ama bunun  ticaretini yapan insanlar buna  çok önem verirler.

*** İsmail Bey 1100 baş hayvanınız olduğuna göre veteriner hekimlere de bayağı bir iş düşüyor galiba hayvanların sağlığı anlamında kaç kişilik bir ekibiniz var?

SİMÜLASYONLARINI YAPIYORUZ

—- Yaklaşık 6 kişilik sağlık ekibimiz var. Onlar gece gündüz değişimli olarak sürekli takip ediyorlar, kontrol ediyorlar dediğim gibi o sistemden yararlanıyorlar. Mesela bir hayvanın keyfinin kaçmasından dahi gevişi düşebiliyor.Bu hayvanın keyfi kaçtığında biz biliyoruz. Sizin moralinizin iyi olmadığı durumda onu kimse pek fazla hissetmeyebilir. Ama o ineğin morali yoksa bizim haberimiz olmuş oluyor.Gebe olan hayvanlarımızın ne kadar protein tükettiği ne kadar enerji aldığı bunun ne kadarını sindirdiğini ne kadarını sindirmediğini hepsinin hesaplamasını yapıyoruz. Mesela siz bugün ne içtiğinizi veya ne yediğinizde bu yediklerinizin ne kadar kalori getirdiğini hesaplayamıyorsunuz öyle bir hesabınız yok ama biz burada ineğe verdiğimizin hepsini hesaplıyoruz. Simülasyon programımız var ineklerin ihtiyaç simülasyonunu yapıyoruz. İnek şu kadar kilo şu kadar gebeliği var, şu kadar yaşam payı ,şu kadar verim payı, şu kadar buzağı payı diye hepsinin simülasyonunu yapıyoruz. Bu simülasyonlar çerçevesinde gereksinimlerini tespit edip gereksinimlerine göre besleme yapıyoruz ve gereksinimlerini yerine getirdiğiniz zaman da hayvan gerek doğum öncesi gerek doğum sonrası herhangi bir sıkıntı olmadan direk verime katkıda bulunabiliyor.

**** Hedef anlamında çok güzel çalışmalar ortaya koymuşsunuz işte bu Ar-ge çalışmalarınızla embriyolar ve ırkı geliştirme anlamında güzel çalışmalar yapmış olduğunuz ortada. Peki bundan sonraki hedefleriniz gelecek anlamında neler düşünüyorsunuz İsmail Bey.

BUNU BAŞARIRSAK ,AVRUPA ÇAPINDA KONUŞULMAYA BAŞLANACAĞIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM

—- Bizim şu an verim ortalamamız yaklaşık 31-32 litre.Dünyada bu ırk bakımından kabul görmüş ortalamanın üzerinde bir ortalama ama biz bununla da yetinmiyoruz biraz önce bahsetmiş olduğumuz Holstein ırkının verimini yakalamak istiyoruz.Simental ırkımızla bu kalitede bunu yakalamak istiyoruz, bu verimi yakalamak istiyoruz ama bu kalitede olmak şartıyla.Bilmiyorum bunu Avrupa’da ve dünyada bu bir ilk olabilir ama bizim hedefimiz bu. Biz bu hedefi hayal olarak kurmuyoruz. Neye dayanarak kuruyoruz bizim şu an bireyselde yaklaşık 50-60 litre günlük süt veren ineklerimiz var, biz bu ineklerden bu genetikleri alıp diğer verimsiz inekleri taşıyıcı olarak kullanırsak 2-3 sene sonra biz o çok verimli olan o ineğin genetiğinden yapmış olabiliriz esas hedefimiz bu. Biz bu noktaya ulaşırsak artık Avrupa çapında konuşulmaya başlanacağız diye düşünüyorum.Diyerek konuşmasını tamamladı.

MARDER’İN BİLGİ BİRİKİMİNDEN MUTLAKA FAYDALANILMALI

Ar-ge çalışmalarının öne çıkmış olduğu çiftlikte güzel çalışmalar ortaya koyarak tüm sektöre ön açıcı imkanlar sunan.Üretimi arttırıcı sonuçlar elde ederek güzel bir seviye yakalamış olan bu seviyede de durmayarak Hayvan ırkını en üst seviyeye çıkartarak kaliteli üretimler gerçekleştiren bu anlamda birçok devlet kurumuna dahi çalışmalarıyla ışık tutan Marder Tarım ve Hayvancılığın  Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Sol’ a biz de  çalışmalarında ve gelecek hedeflerinde başarılar diliyoruz. Ayrıca ülke genelinde  ilkleri yaparak başarısını ortaya koyan bu güzel işletmenin bu verimli işletmenin yöneticilerinden mutlaka ama mutlaka devlet kurumlarındaki yetkililerinde görüş alarak ülke tarım ve hayvancılığına yol gösterici projeleri yurt geneline yayma çalışmalarına bir an önce başlamalarını temenni ediyorum.Bilhassa Tarım ve hayvancılığın ülkemizde gelmiş olduğu durum göz önüne aldığımızda bu çok önemli.Çünkü zaman kaybına tahammül yok maalesef.

iletişim

Taşlık Mahallesi

Taşlık Sokak No: 242\5
Karacabey-Bursa

E-posta: info@marderhayvancilik.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ