Demokrat Zafer

ÖZTÜRK: ULUDAĞ’I YANDAŞA VE ARAP SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKECEKSİNİZ

BURSA MİLLETVEKİLİ HASAN ÖZTÜRK: ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞINI NAZIM’IN DİZELERİYLE ELEŞTİRDİ

BURSA MİLLETVEKİLİ ÖZTÜRK: ULUDAĞ’I YANDAŞA VE ARAP SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKECEKSİNİZ

BURSA MİLLETVEKİLİ ÖZTÜRK: BAS PARAYI KAP TÜRK VATANDAŞLIĞINI!

ÖZTÜRK: ULUDAĞ’A KIŞLIK SARAY YAPMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ

ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞI İNŞAAT MÜHENDİSİ, MİMAR ARIYOR

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan bütçe görüşmelerinde Uludağ Alan Başkanlığı’nı gündeme taşıdı. Öztürk, “Temmuz ayında para bulmak için gidilen Birleşik Arap Emirlikleri’nde 50,7 milyar dolarlık anlaşmalarda, resmi veya gayri resmi olarak Uludağ’ı masaya koydunuz mu?” diyerek Uludağ’ın yandaşa ve Arap sermayesine peşkeş çekilmek istendiğini söyledi.

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Meclis Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçesinde, Bursa’yı yakından ilgilendiren Uludağ Alan Başkanlığı’nı gündeme aldı. Konuşmasına Nazım Hikmet’in Uludağ’ı anlatan dizelerini okuyarak başladı.

“Uludağ’da, zirvede kar

ve Kirazlı-yaylada şahane

ve şipşirin yatmış uykudadır

kırmızı kestane yapraklarının üstünde ayılar.

Ovada kavaklar soyunuyor.

İpekböceği tohumları kışlaklarına gitti gidecek,

sonbahar bitti bitecek, nerdeyse girecek gebe-uykularına toprak”

“Büyük şair, Bursa Cezaevi’ndeki koğuşunun penceresinden gördüğü Uludağ’ı ne kadar güzel anlatmış değil mi? Zirvedeki kardan, Kirazlıyayla’dan, kestanelerden, kavaklardan ve topraktan bahsetmiş. Şiirde ne betona ne kupon arazilere ne ranta yer vermiş.” diyerek AK Parti sıralarına seslenen Öztürk, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Bursaspor’umuzun renklerini ilham aldığı Uludağ’ın ormanlarının yeşilinden ve karlarının beyazından bahsetmiş. Siz Bursa’ya el atmadan önce Bursa’ya gelenleri önce Ulucami, sonra Uludağ selamlardı. Şimdi, bırakın Nazım Hikmet’in o küçük penceresinden Uludağ’ı görmeyi, artık Uludağ, kent meydanından maalesef görünemiyor. Şimdi, AK Parti’nin Bursa’nın kalbine sapladığı Doğanbey TOKİ sizleri gördüğünüz gibi karşılıyor. İki ve tek katlı binaların kentsel dönüşümünden, 22 katlı rantsal dönüşüm ve beton yığınlarıyla Bursa sizi selamlıyor. Bursa’nın ovasını bitirdiniz. Yeşilini, beyazını griye çevirdiniz. Şimdi sıra Uludağ’ın yeşiline ve beyazına griyi karıştırmaya mı geldi?”

Uludağ Alan Başkanlığı için personel aranıyor

61 milyonluk bütçeye bakıldığında personel ve personel çalışmalarına bağlı giderlere yer verildiğine ve personel alım ilanına dikkat çeken Öztürk, “Alan Başkanlığı, inşaat mühendisi, mimar, peyzaj mimarı, şehir plancısı arıyor. Uludağ’ın turizm potansiyelini artırmak için aranan kişilerin meslek gruplarına baktığımızda Uludağ’ın geleceğini ve kaderini görebiliyoruz. Niye şehir plancısı arıyorsunuz? Uludağ’a bir şehir mi planlayacaksınız? İnşaat mühendisi neden arıyorsunuz? İnşaat mühendisine Uludağ’a ne inşa ettireceksiniz? Biz bu işlerin getireceği sonuçları tahmin edebiliyoruz.” dedi.

“Sata sata bir şey bırakmadınız”

“Akademik odalar, bilim insanları, Bursa kamuoyu sizin Uludağ’ı satmanızdan korkuyor, size inanmıyor ve güvenmiyor. Çünkü sata sata bir şey de bırakmadınız. Biz ilkokul sıralarından itibaren ‘vatan toprağının kanla alındığı’, ‘parayla satılamaz’ cümleleriyle vatan sevgisi ve millet sevgisiyle yetişmedik mi? İstiklal marşımızın ‘Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı’ mısralarını yüreklerimize yazmadık mı? Fakat bugün iktidar vatanın arazilerini de vatandaşlığını da pazara çıkardı, ‘Bas parayı, kap Türk vatandaşlığını’ sloganıyla gerçekten de Türk vatandaşlığı internette satışta.” sözleriyle konuşmasına devam eden Öztürk, iktidarın Türk vatandaşlığı konusundaki politikalarını da eleştirdi.

“Ayağını yorganına uzatamayan tek adam yönetimiyle karşı karşıyayız”

“Denk bütçe yapamayan, ayağını yorganına göre uzatamayan tek adam yönetimiyle karşı karşıyayız. Bütçe denk olmayınca açık nereden karşılanacak? En kolayı hazırı satmak, tabii, satacak bir şey kaldıysa; kalmadıysa, bugünkü gibi borçlanarak bir bütçe yapmak.” diyen Öztürk konuşmasına şöyle devam etti:

“Arkadaşlar, hazıra dağ dayanmaz, bu bütçenin açığına ve sarayın harcamalarına da Uludağ da dayanmaz. Bu faaliyetleri turizm adı altında kamuoyuna sunma çabanız da maalesef nafile. Endemik bitkileri, millî parkı ve şairlere ilham veren güzelliğiyle Uludağ yılda yaklaşık 2 milyon turist çekiyor. Hepimiz dünyayı geziyoruz, gezdiğimiz şehirlerde nerelere bakıyoruz? Hep eski şehri geziyoruz, Bursa da birçok Avrupa şehrine göre eski ve kadim bir şehir. Bunun yanında, yeşiliyle, havasıyla, suyuyla, doğasıyla da cennetti ama kentimizi yaşanmaz beton yığını bir şehir hâline getirdiniz; bırakın, turisti imkânı olan Bursalılar şehirden uzaklaşmak istiyor. Uludağ’ı kupon araziye dönüştürürseniz önce Uludağ’ın sonra da dağ turizminin tamamen bitmesine neden olursunuz. Unutmayın, turisti getiren otellerin güzelliği değil Uludağ’ın güzelliğidir. Uludağ’ı kupon arazilere dönüştürmenize, oraya da bir kışlık saray yapmanıza izin vermeyeceğiz diyorum.”

Uludağ pazarlık masasında mı?

İktidar sıralarına, “Size güvenmiyoruz. Niyetiniz belli. Uludağ’ı kupon araziye çevirerek yandaşa ve Arap sermayesine peşkeş çekmeyi planladığınızı düşünüyoruz” sözleriyle seslenen Öztürk son olarak, “Temmuz ayında para bulmak için gidilen Birleşik Arap Emirlikleri’nde 50,7 milyar dolarlık anlaşmalarda resmî veya gayri resmî olarak Uludağ masaya kondu mu?

Bursa bunun cevabını bekliyor.” dedi.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ