“Kadınlar Üzerinden Yürütülen Yalan Kampanyalarıyla Seçim Kazanılamaz!”

28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin propaganda faaliyetleri çerçevesinde bazı kadın örgütlerinin “Erdoğan kazanırsa nefessiz kalırız” şeklinde yürüttükleri algı çalışmalarına, “Şeriat gelecek” korkusu pompalamasına Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür sert çıktı. “14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde meclis çoğunluğunu kazanamayan Millet İttifakı, cumhurbaşkanlığını alabilmek için kadınlarımız üzerinden akla zarar yalan kampanyalarına başlamıştır” dedi.

Sözlerine “Demokratik kitle örgütü olarak siyasi partiler temelinde fikir beyan etmeyi doğru bulmasak da ülke siyaseti bizim tam olarak yaptığımız iştir ve bunu ilkesel temelde yapmayı uygun bulmaktayız.” diyerek başlayan Prof. Oygür şunları söyledi. “İşi öyle vahim noktalara getirdiler ki, en açık şekilde konuşma sorumluluğumuz doğmuştur. Ülkemizin iç karışıklığa sürüklenmesi ve bölünmesi hedefini son gayret sürdüren Amerika’nın kuyruğuna takılarak, PKK’sıyla FETÖ’süyle terör örgütlerinin desteğini alarak, sahte solcularla, neoliberal feminist propagandalarla geldikleri yeri görmüyorlar.”

Yalan söylemekten vaz geçmeyenlere CKD olarak, duymaktan kaçtıkları gerçekleri hatırlatmayı görev bildiklerini belirten Genel Başkan Oygür sözlerini şöyle sürdürdü. “Telaşlarında haklıdırlar, Türk Milleti’nin emperyalizme karşı duruşuna toslamışlardır. Bu toslamanın etkisiyle ne kadar ‘milliyetçiliklerini’ hatırlasalar da bunun ilkesel olmadığını, geçici olduğunu ortalığa saçtıkları emperyalist yeni yalanlarla göstermektedirler. ‘Şeriat geliyor, nefessiz kalacağız’ gibi korkuları salmaya ve yaymaya çalışanlar, bizim çok iyi bildiğimiz, kadın mücadelesinde sürekli karşı karşıya geldiğimiz, Batı emperyalizminin güdümünde, kadına ve erkeğe düşman, devlete düşman, aile kavramına düşman, LGBT’yi dayatmaktan başka işi olmayan, milli kültürümüzü, milli birliğimizi hedef alan malum yapılardır. Hepsini tanıyoruz, isimlerini biliyoruz, bazılarının adındaki ‘Türk’ kelimesinin ne kadar boş orada durduğunu üzülerek ifade ediyoruz. Batı kaynaklı fonlarla satın alınmış bu yapıların düştükleri çukurdan, ‘Millet İttifakı adayı Cumhurbaşkanı olmazsa Türkiye’ye şeriat gelir, kadınlar evlere kapatılır, kadın hakları son bulur, kadına şiddet ve cinayetler artar’ diyerek milletimizin aklıyla alay etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Dillerinden kadın haklarını, çocuk haklarını düşürmeyen bu yapılara soruyoruz.”

“Diyarbakır Anneleri direnişinde neden hiç yoksunuz? HDP 12 yaşındaki kız ve erkek çocuklarını kaçırıp PKK’ya teslim ederken neredeydiniz? Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi tekelinize mi aldınız, rant kapısı mı yaptınız? Bu konuda toplumdaki hassasiyete, kararlı mücadeleye, sonuç veren uygulama ve kararlara neden hiç bakmıyorsunuz? Türkiye cephesine bu düşmanlığınız nereden geliyor? Kadınlarımızın üretim hayatına girme mücadelesini, Türk kadınının girişimcilikteki sıçramasını, bilimde, sanatta, spordaki başarılarını neden görmüyorsunuz? Türk kadınını âtıl oturan, milli duyarlılıktan uzak, ülkesinin gerçeklerinden kopuk, ne zaman şeriat gelecek diye bekleyip duran zavallılar olarak mı görüyorsunuz? Millî Mücadele tarihimizdeki kahraman kadınlardan da mı ders almıyorsunuz?

Bu millet nasıl kuruldu, nasıl bugünlere geldi zannediyorsunuz? Amerika elimizden tutmasa ne haldeydik, ne halde oluruz diye mi hayıflanıyorsunuz? Türk’ün ne tarihinden ne sosyolojisinden ne kimyasından ne coğrafyasından ne fiziğinden anlıyorsunuz. Varsa yoksa Amerikan yalanlarına sarılıyorsunuz, Amerika’nın Türkiye’ye iktidar biçmesinden medet umuyor, Amerika’ya yaranmaya çalışıyorsunuz. Bu halinizle ne kadar milletten kopuk ne kadar zavallı görünüyorsunuz… Kaybediyorsunuz!”

Bütün bu yalanlara ve yalanları yayanlara karşı Cumhuriyet Kadınlarına bu seçimde büyük iş düştüğünü anlattığı son bölümde Prof. Oygür şu ifadeleri kullandı. “Türkiye’nin önünde büyük bir yol ayrımı bulunmaktadır. Seçmenlerin yarısını oluşturan kadınlarımız 28 Mayıs seçiminde yapacakları oy tercihiyle Türkiye’nin yolunu bulmasında belirleyici olacaktır. Siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir kadınımız emperyalist Amerika’nın yalanlarına teslim olmayacak, Amerika’nın iktidar planlarında rol almayacaktır. Cumhuriyet Kadınları, Amerikan emperyalizminin kuyruğuna takılmışlarla, PKK ile, FETÖ ile, HDP ve sahte solcularla, kadını aşağılayanlarla aynı iktidarı paylaşma ihtimalinin onursuzluğunu kabul etmeyeceklerdir. Turuncu devrim, ‘Türk baharı’ söylentilerine inat, seçimler ve sonuçları hem Amerika’ya hem de içimizdeki Amerikancılara yeni derslerle dolu olacaktır. Seçimlerin devamında ise Türkiye’de kadın mücadelesi ivmelenerek devam edecek, başarılarına yeni başarılar katacaktır. Türk kadınının başı dik, eğitimli, erdemli, erkekle eşit ve omuz omuza, üretim hayatının içinde, ülkesinin hizmetinde, vatanı, milleti ve emperyalizme karşı onurlu duruşuyla geçmişten gelip geleceğe ilerleyen yürüyüşü kararlılıkla sürecektir.

Türk kadınına ve Türk milletine güvenimiz sarsılmazdır, sonsuzdur.”