Demokrat Zafer

AK PARTİYE VE TAYYİP ERDOĞANA ÖFKEMİZ, ÜLKEMİZİ TESLİM EDECEK KADAR GÖZLERİNİZİ KÖR ETMEMELİ

Fikir adamı ve yazar Murat Koç makalesinde;

14 Mayıs seçimlerinde AK Parti’nin ve Tayyip Erdoğan’ın mutlaka kulağını çekmek gerektiğini düşünen, bunu TAKINTI haline getirmiş bir kesim var Türkiye de…

Bunu da anlamıyor değilim, çünkü 20 yıllık iktidar ister istemez tortu biriktirir, yapılan güzel şeyler unutulur ama hatalardan kaynaklanan öfke hep tazeliğini korur.

Ancak öfkenin gözleri kör etmesi sebebi ile kaçırılan gerçek şudur; Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kılıçtaroğlu ile onun ortağı HDP nin desteklenmesi, binlerce insanımızı katleden PKK terör örgütünün, 15 Temmuz da Türkiye’yi İŞGAL girişimine kalkışan fetönün, devletine ve milletine ihanet edip silah çekenlerin, Türkiye’yi “Özerk bölge” bahanesi ile bölmek isteyenlerin desteklenmesi, onların ekmeklerine yağ sürülmesi anlamına gelmektedir.

Çünkü PKK’lı ve fetöcü teröristler açıkça Millet İttifakını destekleyip, var güçleri ile millet ittifakı için çalışmaktadırlar.

Ak Parti’nin bazı icraatlarına takılıp öfke ile hareket edenler; Nato’ya göz kırparak komşumuz Rusya ya tavır alanlara, gurur kaynağımız ve en büyük başarılarımızdan olan “İHA ve SİHA üretimini durduracaklarını” söyleyenlere hiç aldırmamaktadırlar.

Bunlar Avrupa’nın, Amerika’nın, İsrail’in, Yunanistan’ın, fetöcü ve PKK’lı teröristlerin Erdoğan’ı indirmek istemelerinden, aynı hedefte buluşup ittifak etmelerinden de hiç şüphelenmemektedirler, çünkü onlar kafayı Erdoğan’a takmışlardır, “ERDOĞAN GİTSİNDE ne olursa olsun” modundadırlar.

Sonra onlar PKK sözcüsünün; “Eğer Kılıçdaroğlu kaybederse iç savaş çıkartırız…” veya PKK elebaşısı Duran Kalkan’ın; “AK parti ve MHP’ye verilen her oy PKK ya sıkılan bir kurşundur…” sözlerine de hiç dikkate almazlar.

Mesela terörist PKK sevicisi HDP’li Sırrı Sakık’ın; “İmralı’nın kapısı açılacak, Öcalan serbest kalacak…”  ya da HDP Diyarbakır vekil adayının; “Özerklik getireceğiz, Afrin’i geri alacağız…” gibi sözlerinden de şüphelenmezler.

Yine herkesin bildiği küreselcilerin ünlü dergisi The Ekonomist’in; “Kılıçdaroğlu uyumlu bir ortak olacak, nükleer santral projelerini iptal edecek, İsveç’e vetoyu kaldıracak…” veya “Erdoğan gitmeli….” Sözlerinden de mi hiç şüphelenmiyorlar…

DSÖ-BM-ABD üçlüsünü düşman kabul edenler, siz hiç;  “Düşmanın dostu benim düşmanımdır…” lafını duydunuz mu? Şimdi “O laf öyle değildi, doğrusu düşmanımın düşmanı benim dostumdur…” diyeceksiniz, o zaman bilesiniz ki düşmanınız olan sömürgeci batı Tayyip Erdoğan’ı düşman ilan etmiştir ve onu hedefine koymuştur.

Bu durum da Erdoğan sizin dostunuz olmuyor mu?

Türkiye artık Avrupa, Amerika ve NATO’nun kontrolünden çıkmış, söz dinlemeyen ve kendi politikalarını inatla ve cesaretle uygulayan bir ülke olmaya başlamıştır, Türk ordusu NATO’nun güdümünden çıkıp, asli görevine dönmeye başlamıştır, çünkü artık ABD güdümündeki bir kaç subayın, batıdan esen rüzgarların etkisi ile darbe yaptıkları günler geride kalmıştır.

Ne yazık ki bu kızgın arkadaşlar “Erdoğan gitsin de, isterse ülke batsın” modundalar, bu nedenle de gerçeği göremiyorlar, çünkü bakmak ve görmek farklı şeylerdir, içlerindeki öfke gerçeği görmelerine, idrak etmelerine mani oluyor…

Çünkü derin bir ses kulaklarına; “ Yetmez mi artık 20 yıl, birazda başkaları gelsin” diyor… Çünkü geçmişte 2-3 yılda bir değişen git-gel hükümetlerin ülkeyi ne hale soktuğunu, bir hükümetin başladığı işi ardından gelen hükümetin yarım bıraktığını, ülkenin yarım bırakılan inşaatlar çöplüğüne döndüğünü unutmuşlar, İstanbul da biriken çöp dağlarını da unutmuşlar…

Bu arkadaşlar; Erdoğan’ın yaptığı her atılım ve ilerlemenin hakları olduğunu düşünüyorlar, haklılar da, ama haklarını verenin hakkını vermeyi nedense hiç düşünmüyorlar. 

Erdoğan Türkiye’nin yaptırımlara uğramaması için, ülkeyi tutan ipleri tamamen kesip, tam bağımsız oluncaya kadar geçici bazı tavizler veriyor olabilir, (6284 Say.Kan.) gibi bazı meselelerde Ehven-i Şer uyguluyor olabilir, ama gerçek şu ki Erdoğan nihayetinde bildiğini okuyor, onu bir türlü tam olarak kontrol edemiyorlar, batı istemese de Türkiye’de doğru işler de yapılıyor.

Ben ve benim gibi düşünenler Tayyip Erdoğan yönetiminde her şeyin mükemmel olduğunu, Ak Partinin yanlışsız olduğunu düşünmüyor, ancak Tayyip Erdoğan yönetiminin “EHVEN” olduğunu düşünüyor, çünkü millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı; İstanbul sözleşmesi, 6284 ve AŞI BASKISI, LGBT gibi konularda tamamen batının yörüngesine gireceğini, batının emirlerini TAVİZSİZ VE DAHA KATI BİR ŞEKİLDE MİLLETE UYGULAYACAĞINI İLAN ETTİ… İşte biz bu yüzden EHVEN olanı tercih edeceğiz ve Cumhur İttifakına oy vereceğiz.

Ümit ediyorum ki yakın bir zamanda, belki de 4-5 yıl sonra Türkiye’nin zincirlerini tamamen kırıldığını ve süper güç olma yolunda hızla ilerleyeceğini göreceğiz…  Biz Ak Parti ve Erdoğan’ın birçok hatası olmasına karşın BATI’YI şimdilik idare ettiğini, köprüyü geçinceye kadar batıyı dinlermiş gibi görünüp, aslında geleceğin Türkiye’si için çalıştığını düşünüyoruz…

Zaten böyle olmasa Erdoğan’a neden düşman olsunlar ki!

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ