Demokrat Zafer

İYİ YILDIRIM MECLİS; SÖYLENEN FARKLI, YAPILAN FARKLI!

İYİ Partili meclis üyesinden sert çıkış! İYİ Parti Yıldırım Belediye Meclis Üyesi ve Gurup Sözcüsü Mehmet Yılmaz; “Aralık ayı içerisinde yapılan operasyonlarda da şehitlerimiz oldu. Hayatlarının baharında şehadet şerbetini içen kahramanlarımızı rahmetle anıyor, kederli ailelerine, yakınlarına sabır, yaralılarımıza da Rabbimden acil şifalar diliyorum.

Geride bıraktığımız Aralık aynı içerisinde gündeme gelen bazı olaylar ve önemli günlerin yıl dönümlerini geride bıraktık.

4 Aralık Dünya Madenciler Günü

5 Aralık Kadın Hakları Günü

07-17 Aralık

Hazreti Mevlânâ’nın daha doğru anlaşılması ve anlatılması maksadıyla düzenlenen 749. “Hazreti Mevlânâ’nın Uluslararası Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri” (Şeb-i Arûs) 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Onun “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!” düsturunun hayatımızın her anına ışık tutmasını diliyorum.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları ve Demokrasi Haftasını geride bıraktık.

Bütün insanlar hür ve eşit doğarlar.  Akıl ve vicdan sahibidirler.

Irk, dil, din, renk ve cinsiyet ayrımı gözetmeden bütün insanların temel haklarını beyan eden İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildi.

İnsanın insan olma haysiyetiyle sahip olduğu hakların hepsine “İnsan Hakları” denir. En önemli insan hakkı yaşama hakkıdır.

11 Aralık Türkçülüğün öncülerinden Hüseyin Nihal Atsız ölüm yıldönümü

Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşu 1944’lerde Türkçülüğü savunduğu için ağır işkencelere maruz kalan Atsız ve arkadaşlarının hayallerine ulaşacağımıza olan inancımızı gün be gün artırmaktadır.

“Vaktiyle bir Atsız varmış”; var olsun! Rahmet olsun.

12-18 Aralık tarihleri arası Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası aynı zamanda Yoksullarla Dayanışma Haftasıydı.

Yerli malı Türkün malı, her Türk onu kullanmalı.

18 Aralık “Uluslararası Göçmenler Günü”

Uluslararası Göçmenler Günü’nde göçmenlerin ve yerinden edilmiş kişilerin karşılaştıkları problemlerle ilgili farkındalık oluşturmak hedeflenmektedir.

20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü

 Ülkemizde geçim şartlarının her gün biraz daha zorlaştığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 6,5 milyon ailenin sosyal yardım aldığını dikkate aldığımızda geçinmenin ne kadar zorlaştığını, yoksulluğun ne kadar derinleştiğini daha iyi anlarız. Nüfusumuzun neredeyse dörtte birinin sosyal yardımlarla yaşadığını düşündüğümüzde insani yardımlaşmanın önemi daha iyi anlaşılır sanırım.

Sarıkamış Şehitlerini Anma Günü 22 Aralık

1’inci Dünya Savaşı’nın sürdüğü 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında Kars’ı Ruslardan geri almak için başlatılan harekatta, 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit verdik. Sarıkamış Şehitlerini rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları Şad, mekanları cennet olsun.

27 Aralık    Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi

Milli Mücadelemizin Büyük Önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık Mücadelemizin ve Milli egemenliğin kalbi olan Ankara’ya gelişinin 103. yıl dönümünü geride bıraktık. Atatürk ve Milli Mücadelenin kahramanlarını bir kez daha saygıyla anıyorum.

Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü  27 Aralık

Bağımsızlık mücadelemizin simgesi İstiklal Marşı’mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’u ölümünün 86. yıl dönümünde saygıyla anıyorum.

30 Aralık günü Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş Ankara’nın göbeğinde bir kahpe saldırı sonucu şehit edildi.

Katilleri ve azmettirenleri lanetliyor, şiddetle kınıyor, kendisine rahmet diliyorum.

31 Aralık, Türk Düşünce ve fikir hayatının unutulmaz isimlerinden Seyit Ahmet Arvasi Hocamızın vefat yıldönümüydü. Rahmetle anıyorum.

22’de neler yaşadık, neleri hatırlayacağız?

2022 yılı da bıraktığı ağır tahribatlar ve krizlerin derin izleriyle hafızalarımızda uzun yıllar silinmeyecek gibi görünüyor. Her açıdan çok sancılı bir yılı geride bıraktık. Bu karanlık süreçte, özellikle geçim sıkıntısını hepimiz iliklerimize kadar hissettik, halen daha tüm acımasızlığıyla yaşıyoruz.

İktidar cephesinden her şey güllük gülistanlık görülse de bizim penceremizden bakıldığında daha da zor, sıkıntılı bir sürecin gelmekte olduğu net bir şekilde görülüyor.

Toplumsal fay hatlarımıza yönelik siyasi kutuplaştırma hamleleri, şiddetini her gün biraz daha artırarak devam ediyor. Bu gerilimin ortaya çıkardığı kaygı kendini iyiden iyiye hissettiriyor. İktidar sahipleri, kullandıkları üslup nedeniyle meydana gelen gerilimin sonuçlarını umursamıyor. Sonuçlarını hesaba katmıyor. Bu durum aklı başında her insanı endişelendiriyor.

Rekor olarak açıklanan asgari ücret daha ele geçmeden açlık sınırının altında kaldı. Yılın ikinci yarısında yapılan artışa rağmen, Aralık sonunda asgari ücret açlık sınırının yaklaşık 2300 lira kadar altında kaldı. 2023 için belirlenen asgari ücret şimdilik açlık sınırının üzerinde. Ne var ki, “Asgari ücret” memur ve emekli aylıklarıyla genel % 25’lik artış ile “Genel ücret” statüsü durumuna getirilmişti. Emeklilere reva görülen 4375 lira ile geçinilebilir mi? Bunu da sizlerin takdirine bırakıyorum.

Bu süre zarfında temel gıda maddelerinde yaklaşık yüzde 150 fiyat farkının meydana geldiğini unutmamak gerekir. Kaldı ki TUİK verilerine göre ÜFE yüzde 140 sınırında. Kim daha fazlaya ürettiği ürünü daha aza satabilir?

2022 yılında akılda silinmeyecek olaylara gelince;

Gerekli tedbirler alınmadığı için,  Bartın Amasra’da meydana gelen maden patlamada hayatını kaybeden 41 madencimiz,

Görevleri başında şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarını. Her ay yurt dışına giden 200’den fazla doktor olduğunu,

Kaçak yollarla ülkemize giren ve Taksim’i kana bulayan bombalama eylemini,

6 Yaşında babası tarafında evlendirilen, yıllarca tecavüze maruz kalan, yetkililerin durumu öğrendiği halde üstünü örtbas etme çabalarını,

6 Yaşında açlıktan ölen bir kız çocuğunu,

Derin yoksulluğu, çocuklarının beslenme çantasına bir şeyler koyabilmek, vitamin eksiğini karşılamak için akşamları semt pazarlarında atık meyve sebzeler içerisinde az çürümüşleri seçmeye çalışan anne-babaları,

Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini,

Sağlık bakanlığının beslenme çantalarına konması gereken besin listesini

Nebati Bakanın gözlerindeki ışığı,

“Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır!” sözlerinin devamında hem bu kesimlerin yoksulluğunu kabul ederek hem de çalışanların hakkına kendi cebinden hayır yapıyormuş gibi “Sadaka” muamelesi yaparak, “Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir” deyişini,

Velhasıl toplum katmanları arasında oluşan ekonomik ve sosyal ayrışma-kırılma hafızalarda uzun yıllar silinmeyeceği..

İYİ Parti Yıldırım Kadın Politikaları Başkanlığı Meral Akbaş, Türkan Koç, Sabire Yıldırım,  Aslı Sevim ve beraberindekilerle Bursa’da 50 bin ev ziyareti kapsamında 7555 evin kapısını tek tek çalarak, Bursa’da en fazla ev ziyaretini Yıldırım’da gerçekleştirip kadınların sorunlarını dinlediler.

Bir dokundular bin ah işittiler!

Acı gerçeklerle bir kez daha karşılaştılar. Yoksulluğun her geçen gün daha da derinleştiğini, geçim sıkıntısı özellikle de annelerin belini nasıl büktüğünü en ince ayrıntısına kadar gördüklerini anlattılar.

Okula giden çocuklarının beslenme çantaların bir şey koyamadığını anlatan bir annenin “Küçük süt 5 lira, beslenme çantasına koymam gereken ürünler 15 lira tutuyor. Diğer çocuğumla birlikte her gün beslenme çantalarına 50 liralık besin almam gerekiyor. Çocuklarım süt içiremiyor, yumurta, sebze ve meyve yiyemiyor. Çocuklarımı nasıl besleyebilirim” çaresizliğine şahit olduklarını ifade ettiler.

24 Aralık Cumartesi akşamı “Çay varsa umut vardır!”

Çayınızı içmeye geldik!” diyerek “Bursa’da 3 bin kahvehaneye İYİ’ler geliyor.” Programının ilkini Yıldırım’da başlattılar. Aynı anda Yıldırım’ın 30 mahallesinde 100’den fazla kahvehanede İYİ Parti ekipleri halkla buluşup sohbet etti.

Bursa ve ülke gündemiyle ilgili fikir alışverişlerinde bulunduk. Mahallelerin sorunları dile getirildi.

Genel şikayetler Kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşma, kayırmacılık…

Şirinevler Mahallesi’nde de önemli sorun olarak karşımıza mahalleyi 4 parçaya böl alt kısmında hala doğalgazı gelmemiş olması en çok üzerinde durulan konu bu oldu başlayacak başlayacağı söyledi ama pek fazla itibar etmezler söze.

Doğalgazla ilgili bir Mahalle sakini arkadaşım var dedi ona sordum dedi o da 2023’te ihaleye çıkarsa ancak o zaman doğalgaz bağlanabilir dediğini söylüyor

Şirinevler bir başka konuşuyorlar Akif Karalar Petrol Oto Yıkama sırasında petrolün duvarında kimyasal atıklar sızdığı söylüyorlar. Duvarlarda bile Petrol Sızıyor Bu da çocukların oyun sırasında zarar veriyor diyorlar

Bir vatandaş Merkez Caminin altına yanına bir park yaptılar bu yollarda bir park Yok okulun ön tarafı gibi her gün kaza oluyor okulun ön tarafı otoban gibi her gün kaza oluyor yakın çevre yolu otoban gibi karşıya geçişte sıkıntı oluyor Mobese yok pazarın kapalı alanı yok

“Su Paneli” Toprak, hava ve su kaynaklarının korunması ve kirliliğin önüne geçilmesi

28 Aralık’ta Bursa Akademik Odalar Yerleşkesinde, “Su kaynakları ve bu kaynakların yönetimi” ile “Bursa’da su ihtiyaçlarının karşılanması” konularının ele alındığı “Su paneli” gerçekleştirildi.

Konuşmaların ortak noktası, Türkiye’nin sanıldığı gibi “Su zengini” bir ülke değil, “Su fakiri” bir ülke olduğuydu. Su zengini ülkelerde kişi başı düşen yıllık kullanım 8-10 bin metreküp. Türkiye, kişi başına düşen yıllık ortalama 1519 metreküp su miktarıyla temiz su sıkıntısı çeken bir ülke kabul ediliyor. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde bu oranın 10 yıl sonra 1100 metreküpe kadar düşeceği tahmin ediliyor.

Su kaynaklarımızın yüzde 16’sı içme ve kullanmada, yüzde 70’i tarımsal sulamada, geri kalanının da sanayide kullanıldığı tahmin ediliyor. Bursa’da sanayide kullanılan su miktarı Türkiye ortalamasının üzerinde.

Bursa’nın su ihtiyacının karşılanmasında barajlar ve kaynak sularının yeterli olmadığını ilk ağızdan dinledik. Şu anda 125 derin kuyunun da su ihtiyacını karşılamak için çalıştığını öğrendik. Kışın kurak geçmesi halinde su sıkıntısının daha da artacağı ifade edildi. Çınarcık barajı sularının Bursa’ya getirilmesiyle 2060 yılına kadar su ihtiyacının giderileceği söylendi.

Anlatılanlardan çıkarılması gereken en önemli ders, suya ihtiyacın her geçen gün daha da artacağı. Su israfının giderilmesinin hayati önem arz ettiği.

Hal böyle iken, verimli tarım alanlarına yapılan kaçak fabrikalara göz yumuluyor. Yeraltı sularımız kazılan kaçak kuyularla hoyratça çekiliyor. Önlem alması ve kaçak yapılaşmayla mücadele etmesi gereken yöneticilerimiz, sorunu çözmek yerine yakınmakla yetiniyor.

Sizin, “ Çevre bilinci, tasarruf bilinci aşılamak için kampanyalar düzenliyoruz. 41 ton atık yağ toplanmasını sağladık” sözlerini olumlu bir eylem olarak görüyoruz.

Panelde “Çim suya en fazla ihtiyaç duyuyor. Çim yazın sürekli sulamaya ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden suya daha az ihtiyaç duyan bitkiler tercih ediyoruz” dendi.

Yıldırım’da park ve bahçelerde damlama suya geçtiğinizi, bu şekilde suyu daha tasarruflu kullandığınızı söylediniz. Yıldırım’da kaç park ve bahçede damlama suya geçildiğini merak ediyor ve öğrenmek istiyoruz.

Namazgâh Mahalle Muhtarlığında neler oluyor?

40 yıla yakın süredir muhtarlık olarak hizmet veren Namazgah Parkı içerisindeki bina,  Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün 17 Kasım 2022 tarihli yazısıyla boşaltılmak isteniyor.  Yazıda, Bursa ili Yıldırım ilçesi Namazgah Mahallesi’nde bulunan ve tapunun 544 Ada 20 parsel sayısında kayıtlı Namazgah parkı içerisinde bulunan tek katlı yapının “İdaremiz izni ve bilgisi dışında Mahalle Muhtarlığı bürosu olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. “Bu nedenler taşınmazın 30 gün içerisinde boş olarak idaremize teslim edilmesi gerekmektedir.”   deniyor.

Ne kadar ilginç değil mi 40 yıldan beri muhtarlık olarak hizmet veren bina 17 Kasım 2022 tarihine Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tespit edilmiş!

Muhtarlığa bu durum hakkında bilgi almak için gittik. Öğrendiklerimizle hayrete düştük.

26 Ağustos 2022 gün ve 11597 sayılı karar ekte sunulmuştur denilerek, Namazgah Parkı çay ocağı mimari projesinde çay ocağı olarak belirlenen batısındaki dinlenme alanı olarak projelendirilmiş alanda bulunan pergolanın kenarlarındaki demir dikmeleri de pergole Demir dikmeleri birleştiren üst örtünün onaylı projesine aykırı olduğu anlaşıldığında söz konusu izinsiz uygulamaları yapanlar ve yaptıranlar hakkında 2863 sayılı kanunun 9. ve 16. maddesi doğrultusunda yasal soruşturma başlatılarak sonuçlarından koruma bölge kurulu müdürlüğüne bilgi verilmesini;

Uygulamaları yönelik olarak 2863 sayılı kanun 16. maddesi gereğince belediye size yürürlükteki imar Mevzuatı doğrultusunda gerekli işlemler test edilmesini sağlanarak sonuçlarında Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne bilgi verilmesini diye Çay Ocağının yanına yapılan branda üstü kapatmış alan eski haline getirirsin.                 Denmesine rağmen belediye bu işler yapmıyor. Yapmaya yanaşmıyor kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu kararına rağmen Bu işlem yapmadığı gibi diğer taraftan da mahalleye 40 yıldan beri hizmet veren muhtarlık binasının bilgimiz ve rızamız dışında işgal ettiğiniz diyerek boşaltın diyor.  40 yıldan beri haberi olmayan Vakıflar Bölge Müdürlüğü muhtarın oradaki yolsuzlukları şikayet etmesinden sonra oradaki yanlış da dur demesinden sonra bu konuları CİMER’e şikayet etmesinden sonra ne olduysa Her şey bir demir üst üste gelmeye başlamış

Sinandede Kentsel dönüşüm Diri faylar

Yıldırım Belediyesi, kaçak ve plansız yapılaşmayla mücadelesini aralıksız sürdürüyor.

2022 yılını ‘Tapu ve Dönüşüm Yılı’ olarak ilan eden ve çalışmalarını bu doğrultuda yoğunlaştıran Yıldırım Belediyesi, bir yandan kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilçenin çehresini değiştirecek projeleri hayata geçirirken,  diğer yandan da kaçak yapılaşmayla kararlı mücadelesini sürdürüyor.

Yıldırım Belediyesi, Sinandede Mahallesi’nde özel sektör eliyle gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm projesinin startını verdi. 28 bin 500 metrekarelik alanda gerçekleştirilen düzenleme ile 16 bin metrekarelik konutlaşma alanı, 7 bin metrekare yol alanı, 4 bin 500 metrekare park alanı ve bin metrekare belediye hizmet alanı elde edilecek. Sinandede Kentsel Dönüşüm Projesi ile 220 konut ve 8 adet iş yerini barındıran 130 riskli yapı yıkılarak yerine ise 465 konut ve 15 ticari ünite yapılacak. Proje ile yaklaşık değeri 70 milyon TL olan 12 bin 500 metrekarelik sosyal donatı alanı tek kuruş ödemeden kamuya kazandırılacak ve belediye önemli bir tasarruf sağlamış olacak.

DOĞRU PLAN- DOĞRU UYGULAMA
Özel sektör eliyle yapılacak dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen yıkım törenine katılan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yaptığımız imar ve kentleşme çalışmaları ile birlikte yeni Yıldırım’ı inşa etmeye devam ediyoruz. Bu bağlamda yasal düzenlemelerden imar uygulamalarına, kentsel dönüşümden yeni sosyal yaşam alanlarının kazandırılmasına kadar birçok noktada proje ve hizmet üretiyoruz. 2022 yılını Tapu ve Dönüşüm Yılı ilan ederek ilçemizin birçok noktasında tapu dağıtımı gerçekleştiriyor ve kamu ve özel sektör aracılığıyla dönüşüm projeleri gerçekleştiriyoruz. 30 bin tapu dağıtımı hedefimize ulaşmak için de vatandaşlarımıza tapu dağıtımlarına başladık. Yıldırım için yaptığımız her işte ince eleyip sık dokuyarak, yıllar sonrasını da hesaba katarak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu doğrultuda ‘doğru plan- doğru uygulama‘ prensibimizle kamu kaynaklarını israf etmeden önemli işlere imza atıyoruz” dedi.

5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesi, “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim alanlarıyla ilgili çok net hükümler barındırmayan kanunda, Kentsel Dönüşüm ve Gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasından anlaşma yolu esastır. Kentsel Dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.” İfadesi yer alır.

Kentsel Dönüşüm köşe dönme aracı olmamalıdır. Kentsel dönüşümün ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları iyi ele alınmalıdır. Kent estetiği, tarihi koruma alanları, yol aksları, nüfus yoğunluğu, alt ve üst yapı hizmetlerinin getirisi, götürüsü de iyi hesaplanmak zorundadır. Özellikle kentsel dönüşüme; sosyal, kültürel, sağlık tesisleri gibi donatı alanlarındaki eksiklerin giderilmesi ile başlanmalıdır. Bu bölgelerde kalan insanlar yine aynı bölgelerde iskan edilmelidir. Demokratik ve katılımcı anlayışla halkın ödeme gücü dikkate alınarak düzenlemeye gidilmelidir. Ve hatta bölgedeki kiracıların barınma hakları da gözetilmelidir.

Eğitim Mahallesinde Kamulaştırma

82 Yaşındaki insan “Sağlık Raporu” olmadan evini satabilir mi?

13 Aralık tebligat, 10 Aralık Hızır’ı beyin tapu paylaşımı

Mevlana 8. Etap Kentsel Dönüşüm ve Tebligatlar

Görüşme ve uzlaşma sağlanmadan gönderilen 18 imar uygulama ile ilgili tebligatlar…

7 Etaptaki alan bir kişinin olsa ve burada inşaat yapmak isteseydi bu emsale göre kendisine ruhsat verir miydiniz?

Odun Depoları

Bursa Büyükşehir Belediye zabıtası 10 Kasım’da geldi adam birkaç gün sonra yeniden bir tebligat ile geldi

Yine 5 gün önce zabıta geldi 24 Aralık’ta elektriği suyu kesecekler. Boşaltmazsanız burayı yıkar yıkım giderlerini de yüzde 10 fazlasıyla alırız demişler.

Bahse konu yerde faaliyet gösteren işletme sahipleri kış sezonu olması böyle depolarının odun kömürü ile dolu olduğunu ve bundan dolayı verilen 30 günlük süre içerisinde söz konusu tahliyenin gerçekleşmesini mümkün olmadığını belirterek zaman istiyor. Herkesin deposunda 700-800 ton, Hatta 1000 ton mal olan var. Kışın ortasında kendimizi öldürsek, bir yere gidemeyiz diyorlar. Zaman ve kendilerine yer gösterilmesini istiyorlar.

Kasım ayın 23’ünde gönderdikleri yazı resmi yazıda 30 günlük süre tanıyorlar 24 Aralık’ta elektrik ve suyu kesmece kesmeye gelecekleri söylüyorlar bu süre içerisinde esnafım yerini boşaltması mümkün olmadığı belirten dilekçe vermelerinin ardından büyük bir lütuf gösteren Bursa Büyükşehir Belediyesi gözlerini 20 gün ek süre veriyor. Yani 24 Kasım değil de 14 Ocak’ta, kışın tam ortasında boşaltın diyor. Boşaltmazsanız bi yıkarız ve masraflar yüzde on fazlasıyla sizden alırız diyor.  Esnafa yer göstermiyor, nereye gideceklerini söylemiyor, zaman vermiyor. Haliyle esnaf da diyor ki bizi öldürseler burada gidemeyiz. Nisan sonunda önce gitme şansınız yok. 30 Nisan’a kadar bize süre verirsin diyor ama belediye 20 gün diyor yani bu kadar sıkboğaz etmenin, yangından mal kaçırır gibi bu insanların üzerine gitmeden, bu insanlar zora sokma gerekçesi ne olabilir?

Bu kadar insan her birini üçer dörder ki çalıştığın düşünün yüzlerce insan çalışıyor burada ve ellerinde yaklaşık 15-20 bin ton odun kömür olduğunu söylüyorlar bu süre içerisinde Bunlar satmaları da mümkün olmadığını belirtiyorlar. Zaten havalar gittiği için doğru dürüst iş yapamıyoruz diyorlar. Bir de şimdi bunları buradan kaldırın.  Peki, bu insanlar nereye götürecekler? Kışın ortasında bu kadar odunu kömürü nereye dökecekler?  Çok mu şey istiyoruz 30 Nisan’a kadar bize süre verin diyorlar 30 Nisan’a kadar süre vermek çok mu zor

Vakıf’ta kaçak yapılaşma

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ