Demokrat Zafer

Ahmet Koçak Yazdı; KIRGIZ KIZI, TÜRK GELİNİ DARİKA HANIMLA SÖYLEŞİ-2

Köşe yazarımız Ahmet Koçak, bir gelinin hikayesini kaleme aldı.

A.KOÇAK:  “Spora olan ilginiz nereden kaynaklanıyor?”

KIRGIZ KIZI DARİKA: “Spora çok küçük yaşlarda başladım. Daha 3, 4 yaşlarındayken babam sabahları beşte beni kaldırıp koşuya, yürüyüşe çıkartırdı. Babamla ilişkilerimiz çok iyiydi. Spora merakım ve ilgimle alakalı babamın benim üzerimde çok büyük etkisi vardır.”

A.KOÇAK: “Maraton antrenörlüğü yapıyorsunuz. Yakın bir zamanda özel öğrencileriniz büyük bir başarıya imza attılar. Bu başarınızdan ve antrenörlüğünüzden de bahsedin isterseniz.”

KIRGIZ KIZI DARİKA: “Sporun hayatımın önemli bir parçası olduğunu söylemiştim. Tabii ki spor ve eğitimi birleştirdim. Türkiye’de hiç boş durmadım. 4 ayrı federasyondan (Türkiye Karate Federasyonu, Türkiye Cimnastik Federasyonu, Türkiye Vücut Geliştirme, Bilek Güreşi ve Fitness Federasyonu, Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu) antrenörlük belgesine sahibim. Bunlar için çok çabaladım, mücadele ettim. Çok çalıştım, yıllar boyu süren eğitimler aldım ve bu eğitimlerin karşılığını da otizmli özel çocuklarımla ki ben onlara meleklerim diyorum sabırla özveri ile hiçbir menfaat gözetmeksizin çalışarak sportif başarılarımı elde ettim. Meleklerimle 2015 yılından bu tarafa özel çocuklar atletizm kısa ve orta mesafelerde sayısız Türkiye şampiyonluğu elde ettik. Son 3 yıldır da 10 kilometre, 15 kilometre ve 21 kilometre gibi uzun mesafelerde uluslararası ve ulusal şampiyonalarda koşarak orada da şampiyonluklar elde ettik. En son İzmir Gazi Hastanesi’nin düzenlediği Otizm Farkındalık Koşusunda dereceler elde ettik. Yıllar boyu süren bu mücadelenin ve elde ettiğimiz başarılarının sonucunda Aralık ayı başlarında Bursa’da düzenlenen 3. Dünya Alpagut Şampiyonası’nda otizmli çocuklarla elde ettiğim sportif başarılardan ötürü yılın en başarılı antrenörü ödülüne layık görüldüm ve onur belgesi aldım. Bu benim hayatımın en önemli anlarından biriydi.”

A.KOÇAK: “Siyah kuşak karateci olduğunuzu da öğrendim. Karate sporuna Kırgızistan’da mı yoksa Türkiye’de mi başladınız? Karatede de başarılarınız oldu mu?”

KIRGIZ KIZI DARİKA: “Kız çocukları ile alakalı alışılageldik davranışların aksine ben, özellikle Jackie Chan ve Bruce Lee filmlerini seyretmeyi de çok severdim. Savunma sporlarına olan ilgimin kaynağı da sanırım izlediğim bu filmlerdir. Karate ile ilgilenmeye Kırgızistan’dayken başlamıştım ancak Türkiye’ye geldikten sonra eşimin İzmir’deki doktora eğitimi sırasında karate spor kulübüne devam ederek oradaki eğitimlerin neticesinde siyah kuşağa kadar yükseldim.”

A.KOÇAK: “Türkler ve Kırgızların benzer ve farklı yönlerini gözlemleme fırsatınız oldu. Bunları da belirtir misiniz?”

KIRGIZ KIZI DARİKA: “Bu soruya şöyle cevap vermek isterim. Özümüz bir, soyumuz bir, dilimiz bir, kültürümüz bir, geçmişimiz bir, elbet geleceğimiz de bir. Bu benim yazdığım şiirin bir parçası olmakla birlikte aslında Türkler ve Kırgızlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ile alakalı görüşümü de ortaya koyuyor. Elbette ki belli sebeplerle aramıza mesafeler girmiş. Kırgızlar çok uzun yıllar dünyadan bir miktar izole bir biçimde yaşadılar. Diğer Türk toplulukları gibi son otuz yıldır bu mesafeler ne güzeldir ki hatırı sayılır ölçüde kapandı ve azaldı. Bazen internette görüyorum, Kırgızistan’a giden bir Türk, Kırgızlarla İngilizce konuşarak anlaşmaya çalışıyor ya da el kol hareketleriyle. Halbuki bir iki saat vakit geçirse, odaklansa, Kırgızlarla arasında dil bakımından çok büyük farklar olmadığını keşfedecek. En benzer yönümüz nedir derseniz bizdeki misafirperverlikle Türkiye’deki misafirperverlik arasında çok benzerlik gördüm. Bizde bir eve bir misafir gelse; elinde tek koyunu kalsa da o koyunu kesip misafirine ikram edecek kadar gönlü zengin insanlar vardır. Ataya, babaya, anneye, büyüklere hürmet gösterilir. Toplumda onların yeri ayrıdır ve onların sözleri dinlenir, önemsenir. Dil haricinde bu gibi benzerliklerimiz de var. Türkiye bize göre küresel sistemle daha erken tanışmış. Tabi belli açılardan daha da ilerlemiş durumda. Biz de dünyada yerimizi almaya çalışıyoruz. Türkiye ve Kırgızistan aynı ağacın aynı kökten gelen dallarıdır. Ümit ederim ki Türk cumhuriyetleri gelecekte birbiriyle şu andakinden çok daha sıkı, çok daha yakın ilişkiler kurarlar ve daha da büyürler, daha da güçlenirler.”

A.KOÇAK: “Türkiye’de hangi aktivitelere katıldınız?

KIRGIZ KIZI DARİKA: “Türkiye’de katıldığım etkinlikleri burada sıralamaya kalksam sayfalar alır. Hatta şu an hepsini hatırlayarak sıralamam bile mümkün olmayabilir. Sportif alanda bölgesel, ulusal ve uluslararası pek çok şampiyonaya katıldım. Hayatımın diğer parçası kaplayan kültürel ve sanatsal alanda da yine sayısız bölgesel, ulusal ve uluslararası festivallere, toplantılara, organizasyonlara katıldım. Her biri benim zihnimde güzel anılar, güzel tortular bıraktı. Kültür sanat alanında özellikle KIBATEK (Kıbrıs Irak Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu) ve ASKEF (Avrasya Sanat Kültür Edebiyat ve Bilim Federasyonu) organizasyonlarına katılmaktayım. ASKEF’in Kırgızistan temsilciliğini yapmaktayım. Sportif alanda en son az önce de bahsettiğim 3. Dünya Alpagut Şampiyonası’nda Türkiye Alpagut Federasyonu organizasyon komitesi üyesi olarak da orada yer aldım. Kültür Sanat etkinliklerinde ülkemizin ve dünyanın dört bir tarafından gelen çok değerli insanlarla tanışıp ahbaplıklar kurdum.”

ahmet.kocak16@hotmail.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ