Küresel haklar endeksinde çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer alıyoruz.
15 Temmuz Demokrasi Meydanında,Saadet Partisi Osmangazi Kadın Kolları ülke gündemini meşgul eden sorunlar ve çözüm önerilerinden oluşan bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Saadet Partili kadınlarımız şu açıklamalarda bulundu:;
-Her üç gencimizden biri işsiz.
-Açlık sınırı 7 bin lirayı, yoksulluk sınırı da 22 bin lirayı aşmıştır.
-Fazla çalışma saatleri ile OECD ülkeleri arasında zirvedeyiz.
-Ve bu şartlarda iş arayan insanımıza “Ya asgari ücrete razı ol ya da işsiz kal.” deniliyor.
-Küresel haklar endeksinde çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer alıyoruz.
Asgari ücret zammı, ek gösterge, EYT düzenlemesi derken, yakın zamanda açıklanan TOKİ kampanyası; iktidarın, kendisinden hızla uzaklaşan seçmene yaptığı son yapay desteklerden biri oldu.Sayın Erdoğan, dar gelirlilerin ev sahibi olma umudunu seçim malzemesi olarak kullanmakta kararlı…
Konut gündeme gelmişken, bu sefer 500 bin konut müjdesi veren Cumhurbaşkanı, acaba 2019 yılında müjdesini verdikleri 100 bin konutun akıbetinden haberdar mı?
Biz söyleyelim, 2019’da benzer cümlelerle duyurulan 100 bin konut projesi temel aşamasından öteye geçemedi. Vatandaşımızın ev sahibi olma hayalleri, denize düştü. Hani bir tekerleme var:
-hu hu komşu oğlun geldi mi -geldi
-ne getirdi? -inci boncuk
-kime kime? -sana bana diye devam ediyor biliyorsunuz. Sonunda da yandı bitti kül oldu aynı vatandaşın durumu. Vatandaşların umutları her geçen gün kül olmaya devam ediyor.
TOKİ, vatandaşın umutları üzerine inşa edeceği bu 500 bin konuta başlamadan önce acaba 2019’daki, hatta 2018 ve 2020’de kuraya açtığı projeleri bitirebilecek mi?
Öte yandan bu konutlar bitirilse bile ödeme planları dikkate alındığında, yine dar gelirlilerin konut sorunuçözülmüş olacak mı?
İstanbul’da 18 bin lira, Türkiye genelinde ise 16 bin liranın altında geliri olanların yoksul ve dar gelirli olduğu kabul edilen bu proje ile iktidar; aslında bir itirafta da bulunuyor.
Çalışanlarımızın tahminen yaklaşık %70’i bu gelirin altında bir ücrete mahkûm. Düşünün, bir ailede anne, baba ve hatta bir de çocuk asgari ücretle çalışsa; toplam hane geliri 16 bin 500 lira oluyor. Mesela Sn. Bakan’ın ifadeleriyle; “biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz ek mesaiyaparak”, bu geliri kaç bin liraya çıkarabilir bir aile? El-insaf! Bunu söyleyen bir Bakan!
Bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır ki; amaçlarını yitiren siyasi hareketler, çıkar şebekelerine dönüşüyor.İktidar aynı zamanda insanları aç bırakıyor. Vatandaşlarımız temel tüketim maddelerine ulaşamıyorlar. Halkın %65,8’i, yani her üç kişiden ikisi temel gıda ürünleri alırken zorlanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı’nın küresel açlık sistemine göre; 9 Haziran 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’nin %18’i yeterli beslenemiyor. İşte bu rakamlar “yoksulluğu bitireceğiz” diye yola çıkan bir iktidarın, yoksulluğu geniş kesimlere yaydığının açık ispatıdır. Son açıklanan TÜİK verilerine göre, tarımsal girdi maliyetleri yeni bir rekor kırarak yıllık bazda %117,31 artmış. Nisan ayı verilerine göre en yüksek artış; yılda yaklaşık %242 ile gübre fiyatlarında gerçekleşti. Tam bir yıl önce; 2021 yılının Nisan ayında yıllık artış, sadece %22,15’ti. Şimdi tarım üretiminde böylesine ciddi bir problem ortada çözülmeyi bekliyorken hükümet, gıda fiyatlarına çözüm olarak 10 ülkede tarım arazisi almayı planlıyor. Genel Başkanımızın sık-sık tekrarladığı bir cümleyi burada tekrarlayalım; Allah akıl, fikir
versin bunlara. Kendi ülkemizde ekilemeyen arazinin varlığını herkes biliyor, ama on ülkede biz arazi kiralama derdine düştük, vatandaşımızın derdine derman olabilmek için… Ülkemizin bereketli toprakları, çalışkan çiftçimizin elinde mahsul vermeyi beklerken iktidar, yüzünü başka ülkelere dönmüş; güya milletin derdine çare arıyor. Güney Amerika’da, Rusya’da…
Bizim iktidarımızda asgari ücret geçim ücreti olacak ve vergi alınmayacaktır.
Yatırımlar üretime dayalı ve ülke sathında yapılarak bütün vatandaşların alım gücü ve insanca yaşamasının ortamı sağlanacaktır. Bizim iktidarımızda anneler çocuklarının beslenme çantalarına ne koyacaklarını düşünmeyecekler.
Altını çizerek ifade ediyorum; ülkemizin ihtiyacı olan politikalarımızla ve tertemiz kadrolarımızla biz sadece seçimlere değil, bugün itibariyle iktidara da hazırız.
Tarihi bir dönemeçteyiz… Maalesef iktidar çevresine çöreklenenler, sadece yetimin malını, garip-gurebanın hakkını, milletin emeğini değil; Türkiye’nin de geleceğini çalıyor!
Açık söylüyorum; bu iktidar ve bu anlayış değişmedikçe, sonuç değişmeyecektir!
Ve çok net görülüyor ki bu iktidar, kendini değiştirmeye niyetli değil. O halde, vereceğiniz oylarla iktidarı sizler değiştireceksiniz. Aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuç elde edilmez! Şimdi önümüzde bir fırsat var…
Bu seçimde;
-Parti kaygısıyla değil, ülke kaygısıyla hareket eden bir yönetim gelecek.
-Partisinin iktidarını değil, Türkiye’nin itibarını düşünen bir yönetim gelecek.
-Şahısların menfaatlerini değil, milletin ihtiyaçlarını merkeze alan bir iktidar gelecek.
Bu yeni iktidarın en güçlü aktörlerinden birisi de Saadet Partisi olacaktır.
Çünkü Saadet Partisi; yolsuzluğun, haksızlığın, rüşvetin olmadığı bir Türkiye’nin teminatıdır.
-Üniversite mezunu Ayşeler, Mehmetler, Baharlar işsiz kalmasın, ‘ev genci’ olarak anılmasın istiyoruz.
-Gençler tutuklanma korkusu yaşamadan özgürce kendilerini ifade edebilsin diyoruz.
-Birileri 4-5 maaş birden alırken, milyonlarca gencimizin hakkı yenmesin istiyoruz.
-İnsanımız açlık sınırının altında değil, “insanca bir yaşam” sürsün diyoruz.
Ve söz veriyoruz, iktidara geldiğimizde;
-Beton ve israf odaklı yatırım anlayışına son verecek, üretim ve istihdama dayalı ekonomi politikalarını uygulayacağız.
-Partizanlığı ve siyasal sadakati değil, ehliyet ve liyakati esas alacağız.
-Hak yemeyecek, tek bir vatandaşımızın dahi hakkının yenmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
-Çalışanlarımızın hem çalışma koşullarını hem de ücretlerini hızlı bir şekilde iyileştireceğiz.
-Asgari ücrette dahi zamanla yoksulluk sınırını yakalayacağız.
-Ve vatandaşa tepeden bakan, hor gören, azarlayan bu siyasi dile ve anlayışa artık son vereceğiz!