İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, Esat Kaplan’ın hazırlayıp sunduğu Editör programında soruları yanıtladı.
Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’nun açıklamaları şu şekilde;
‘GENEL BAŞKANIMIZ BURSA’DAN ÇOK MUTLU AYRILDI’
“Toplumun sorunlarının medyaya siyasetin gündemine taşınma özelliği kalmadı. Hatta sayın genel başkanımız doğu gezilerine ulusal medyadan bazı yazarlarda katıldılar onlarında ortak noktaları şuydu bu iş İstanbul’dan Ankara’dan göründüğü gibi değil şeklinde başlıklar attılar. Toplum burada bir muhatap arıyor. Genel Başkanımızın yaptığı şu ‘Ben diyor seçim değil, siyasi propaganda amacıyla da gelmedim, sizinle konuşup sorunlarınız öğrenerek, bizim bakışımızı belirlemede bu sorunları konuşalım, ayrıca da ben bunları gündeme getireyim. Duyarsa da saray duysun çözümler üretsin. Bu çerçevede süreç hızlı bir şekilde gidiyor ve toplumda bundan çok memnun kalıyor sosyolojik olarak karşılık oluşturuyor. Ramazan nedeniyle Sayın Başkanımız buradaydı. Yenişehir ve İnegöl’de esnaf ziyaretlerinde ilgi çok iyiydi. Otobüs ile caddede giderken anonsla birlikte insanların balkonlardan, camlardan, esnaf dükkanlarından ve sokaklardan insanımızın Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’e olan ilgisini görüyorsunuz. İftar programı da çok güzel oldu. 3 bin kişinin üzerinde bir katılım vardı. Çoğu insan yer bulamadı buradan hepsinden özür diliyoruz. Kalabalıkta karmaşa oldu gerektiği kadar ilgilenemedik insanlarla. Ama Genel Başkanımız çok mutlu ayrıldı Bursa’dan. Bursa beni her zaman motive etmiştir ne zaman gelsem çok yüksek moralle dönmüşümdür dedi. 2018-2019 ve daha önce gelişlerinde her zaman memnundu Bursa’dan. Bütün teşekkürlerini iletti kendisi. Bursa olarak mahcup olmamanın duygusunu yaşıyoruz. Bursa’nın her kesiminden insanımız vardı merkezden ve çevre mahallelerden iş adamları siyasetçiler vardı hepsi bizi onurlandırdı ve her kesime ayrı ayrı teşekkürlerimizi iletiyoruz.”
‘TÜRKİYE’Yİ KRİZ DEĞİL KAOS OLARAK TARİF EDEBİLİRİZ’
(Türkiye neden krizde?) “Ben çok uzun süredir akademik hayatımın başından beri dünyayı da izledim türkiyeyi de izledim. Türkiye 94’te kriz yaşadı 2001’de kriz yaşadı. Dünyada benzer dönemde krizleri yaşadı. Bu defa dünyada da pandemi nedeniyle bir süreç var. Bu Ukrayna-Rusya savaşının de büyük etkileri var. Ham madde fiyatları yükseldi bu sebeple maliyet ve enflasyon arttı. Türkiye’yi kriz olarak değil kaos olarak tarif edebiliriz. Bir rüzgar her yere esti ama bu rüzgar Türkiye’yi vurdu. Yabancıların kiremitini kaldırdı. Türkiye’de, kullanılamaz hale getirdi çünkü yapı zayıf.”
“TÜRKİYE’DE GÜVEN ORTAMI ÇÖKTÜ”
Bir ülkede hukuk, can ve mal güvenliği, normal ekonominin çalışmasını teminat altına almıyorsa, devlet o ülkede parayı kimin kazanacağına karar vermeye çalışıyorsa, AK Parti’nin referansı ile insanlar işe alınıyorsa, 90 puan üzerinde KPSS puanı alarak mülakatlardan geri dönerken, 60 puan altında alan insanlar mülakatı kazanıyorsa ülkede güven ortamı çöker. Güven ortamı çöktü Türkiye’de. Bunun çok önemli göstergeleri var. 2017’ye kadar Türkiye’de yaşayan 84 milyonun bankalarda yaklaşık 130- 140 milyar doları vardı. 2017’den sonra Tek adam sisteminden sonra bu 240-250 milyar dolara kadar çıktı. Çok yüksek maliyetlerle kur korumalı mevduata geçtik ki yıldık faizi yüzde 107’ye geldi bu kadar yüksek maliyetlerle kuru tutabildik. Bunun temel sebebi güven ortamı gitti, kurumsal yapıyı çökerttiniz. Türkiye’nin en önemli kazanımları olan Merkez Bankası’nın özelliklerini çökerttiniz. Yazlık Merkez Bankası başkanı, kışlık Merkez Bankası Başkanı, banka genel müdürlükleri, Yönetim Kurulu Başkanı… Lise diplomasının sahte olduğu mahkeme kararıyla onaylanmış bir sporcu o diploma ile spor akademisine girmiş, milletvekili yapmışsınız, cumhurbaşkanı danışmanı yapmışsınız ve bir bankanın yönetim kurulu üyesi yapmışsınız. Böyle bir sistemde nasıl bir güven olsun. Türkiye’de ekonomi dahil sistem çalışmıyor. Yapısal tıkanma var. Türkiye’nin şartları bu değil. Yüzde 61 TÜİK’in rakamı. Bizden sonraki büyük enflasyon tek haneli. Genel bir yapısal tıkanma var Türkiye’de. Amerika bunun için telaşlanmıyor, enflasyonu çözülebilir problem olarak görüyor. Buna rağmen dolar, euro karşısında değer kazanıyor. Dolar dünya paraları karşısında değer kazanıyor. Bir devlet olarak alımlarını kendi paranızla yaparsınız. Elektrik alımları dolarla, köprü, baraj, tünel bütün bunlar dolarla yapılıyor. Kendi vatandaşından Türk lirası değil dolarla borçlanan bir Türkiye. Türkiye’de partili cumhurbaşkanı sistemi devlet aklını ortadan kaldırmıştır. Devletin bunca yıllık birikimine, bürokratik yapıya, oluşmuş kurumlara değer vermeyen ve bunları dışlamış, çok az sayıda ve de uzmanlıkları aynı yerde olmayan bir takım yapı, siyasi kadro ve birtakım teknik kadro ile işi götürmeye çalışıyorlar.”
‘TÜRKİYE’NİN TAVRI MAHCUBİYET DOĞURUYOR’
“Siz Birleşik Arap Emirlikleri için 15 Temmuz’un arkasındaki ülke dediniz. Sonra şaşaa ile karşılıyorsunuz. Devlet tavrı diye bir şey var. İtham ederken de bu tavırla itham edersiniz. Barışırken de bu tavrı kullanırsınız. Türkiye’nin tavrı artık mahcubiyet doğruyor, Mısır’la ilgili Suudi Arabistan ile ilgili. Çok büyük bir ayıp işlendi. Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’de katledildiği ve bunun defalarca Sayın Erdoğan tarafından anlatıldığı, belki de siyaseten abartılarak kamuoyuna duyurulduğu ve sonra bunun dosyasını Suudi Arabistan’a gönderiyorsunuz. Neden? Çünkü yaptığınız yanlışlar Merkez Bankasını tüketti hazineyi tüketti. Dost olarak sayılabilecek birkaç ülke kaldı. Türkiye’deki sorun tek başına ekonomik sorun olarak adlandırılamaz, sorun toplam tıkanma olarak adlandırılır. Bugün Türkiye’de 18- 29 yaş arasındaki insanların yüzde 72’si bu ülkenin dışında yaşamak istiyorum diyor. Bu söz çok önemlidir, durumu da açıklamaktadır. Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek bu sorunlar çok ama çözümü de çok hızlı yerine getirilebilir.”
‘TÜRKİYE’DE ÇOK CİDDİ BİR YOLSUZLUK VAR’
Somut olarak yanlışları söyleyebiliriz. Türkiye’de çok büyük bir yolsuzluk var. Bütün ihalelerde aşağı yukarı. Osmangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Kuzey Marmara Geçidi, İstanbul Havalanı… Biz parti olarak projeye değil ranta karşıyız. İhalelerin şeffaf ve uluslararası kriterlere uygun olmalı. Bir ülkede yolsuzluk varsa yoksulluk vardır. Dünyanın neresinde yoksulluk varda orada mutlaka yolsuzluk vardır. Yolsuzluk, şeffaflığın olmaması ve denetlenememesi bu yüzden gelirlerimiz düştü. Türkiye’de siyasal iklim değişsin, adalet ve liyakat Kapıkule’den girdiği anlaşılsın 3 ay içerisinde Türkiye şartları siyah beyaz değişir. Merkez Bankası hazinesine bankalara ciddi anlamda özerk bir yapı ve liyakatli kadrolar atayın çok sayıda Türkiye’de var, işte o zaman ülkeye güven gelir.
’70’Lİ YILLARDA YAŞADIĞIMIZ KUYRUKLARI 2019’DAN BERİ YAŞIYORUZ’
“20 yılda ekonomi 1 büyümüş tarım yarım büyümüş. Türkiye’de 28 milyon hektardan 23 milyon hektara gelmişiz. Bugün Türkiye’de tarım demek iflas adayı demek. Tarım işletmeleri iflas ediyor. Türkiye’nin kaynakları var. Oyunu AK Parti’ye veren insanlar var parasını güvenmediği için bankadan alıp yastık altına koyuyor. Türkiye’nin işleri zor değil bugün ki yönetimin işi zor. Türkiye’de 70’li yıllarda yaşadığımız kuyrukları 2019’dan beri yaşıyoruz. Yağ kuyruğu şeker kuyruğu. Bugün şeker kara borsa. 1950’lerde Erzurum’a Muş’a şeker çimento fabrikaları yapan insanlar çok akıllı işler yapmışlar bizde doğu batıya göçsün diye bunların hepsini yavaş yavaş bitirdik.”
