Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen, yüksek faturalarla ilgili “Aslında enerjide özelleştirmenin getirdiği bir sonuç olarak ben yorumluyorum. Elektrik dağıtım şirketleri bundan yıllar önce özelleştirilirken gerek kayıp-kaçakların azaltılması, gerek verimin artırılması gibi sebeplerden dolayı özelleştirildi. Ancak geldiğimiz noktada maalesef iş bu yönde olmadı. Ne kayıp-kaçaklar azaltıldı ne hat verimliliği artırıldı. Dolayısıyla bunun sonucunda da elektrik zamları da kaçınılmaz hale geldi. Elektrik faturalarının içeriğinde bizim de görmediğimiz sayaç okuma bedeli, kayıp-kaçak bedeli gibi birçok bedeli de fiyatlandırmaya başladılar ve bunların ne kadar fiyatlandırıldığını bilmiyoruz. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Elektrik Üretim Anonim Şirketi dağıtım şirketlerine sattığı enerji fiyatlarında bir indirim yapmıştı. Bu indirimin de hepsini faturalara yansıtmadılar. Belli bir kısmı faturalara yansıtıldı. Belli bir kısmı yansımadı. Dolayısıyla o faturanın içindeki detayları göremediğimiz için böyle faturalarda da ciddi sıkıntılar oluyor” dedi.
Faturalara zam erken geldi!
Özgen, “Normalde zam 1 Ocak günü, tam yılbaşı gecesinde zam geldi. Maalesef faturalarda da aralık ayından ocak ayına okuma dönemleri olduğu için bu faturalarda da aralık ayında da bazı faturalarda zamların olduğu görüldü. O konuda da muğlak bir bölge var. Gelen faturalarda zammın erken geldiğini görüyoruz. Benim ofisimden örnek vermek gerekirse 600 liralık elektrik faturası geldi sadece aydınlatma var bir de ufak bir elektrikli soba var klima dahi yok. Ben de neye geldiğini anlayamadım. Yüzde 150, yüzde 200 gibi bir artış var benim faturamda. Zamların bir önceki ayın fiyatlarına da bir yansıma durumu olduğu görünüyor. Faturalardan TRT payı kaldırıldı ancak yüzde 1’in bile altında bir bedel. TRT payı her faturada 50 kuruş, 60 kuruş belki 1 lira civarında bir bedel. Keşke TRT payı kalsaydı da bu şekilde zamlı bir fiyatlandırma olmasaydı” şeklinde konuştu.
“Bizleri çok daha sıkıntılı günler bekliyor”
“Kademeli faturalandırmada koydukları alt sınır da çok yeterli bir alt sınır değil” ifadelerini kullanan Burak Özgen, “Aslında şu anda konut tarafında özellikle kullanıcıların hemen hemen hepsi zaten üst limitten kullanıyor. Buzdolapları, derin dondurucular, çamaşır makineleri ile aşıyor. Normal bizim kullandığımız lüks değil de normal sayılan cihazların tükettiği sarfiyatlar zaten bu değeri değeri rahatlıkla karşılıyor. Yani dolayısıyla alt tüketici grubunun çok fazla avantaj sağladığını düşünmüyorum. Bunlar çok daha belki küçük köy veya bağ, dağ evleri gibi ufak çaplı yerlerde belki faydalı olabilir. Uzun dönemde de aslında bizleri çok daha sıkıntılı çok daha problemli günler bekliyor. Çünkü bizim elektrik enerjimizin şu anda enerji sağlayan santrallerin yaklaşık yarısını dışa bağımlı kaynaklardan sağlıyoruz. Doğal gaz artı ithal kömür anlamında. Bunların hepsini dolar bazlı alıyoruz. Dolar fiyatları artıyor bir de nükleer santralimiz gelecek onda da yine dolar bazlı bir anlaşmamız var 15 yıllık. Akkuyu Nükleer Santrali’nde. Piyasa fiyatlarının yine yaklaşık 3 katı yüksekliğinde 15 yıllık bir anlaşmamız var. Dolayısıyla bunlar da üst üste bindiği zaman çok büyük sıkıntılı günler bizi bekliyor, vatandaşı bekliyor, sanayiciyi bekliyor diyebilirim” görüşünü dile getirdi.
Milyonluk konutların arasından yüksek enerji hatları geçiyor!
Özgen, “Bursa’nın merkez sayılan noktalarında bile enerji yatırımlarının çok yeterince yapılmadığını görüyoruz. Bu yatırımların da ivedilikle ilgili dağıtım şirketleri tarafından yapılması gerekiyor. Enerji hatları geçiyor şehrin merkezinden, milyonluk konutların arasından, Balat bölgesinde, Özlüce’de çok ciddi enerji hatları var. Bunların belirli bir kısmı yüksek gerilim, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin hatları, çok büyük bir tehlike. Manyetik alan açısından çarpılma riski açısından çok büyük tehlike. Yaklaşma sınırı var, belirli bir sınıra kadar yaklaşmamanız lazım bu alanlara. Belirli bir kısmı da dağıtım şirketinin hatları. Özellikle dağıtım şirketinin hatlarını yer altına alması, daha da güvenliği artıracak ve kayıp-kaçakları da aşağıya indirecektir” dedi.
“Kalıcı yaz saati elektrik faturalarını kabartan bir uygulamadır”
“Kalıcı yaz saati uygulamasına baktığımızda Türkiye konum olarak uzun, büyük bir alan. Biz şu anda ülkenin yaşadığı yüzde 80’lik kısma göre değil de yüzde 20’lik kısma daha uygun olan bir zaman diliminde geçiriyoruz günlerimizi” açıklamasını yapan Özgen, “Dolayısıyla bu kış günlerinde biz Bursa’da da görüyoruz hava karanlıkken sokağa çıkıp, okula, işe gitmek zorunda kalıyoruz. Ve lambalar yanıyor. Dolayısıyla aslında bunun bize maddi olarak bir kazanç sağlamadığı aşikar. Çünkü ülkenin yüzde 80’ine göre bunu programlamanız gerekirken siz ülkenin yüzde 20’lik nüfusuna göre programlıyorsunuz. Bu yaz saati uygulamasından vazgeçilip, tekrar eski sisteme dönülmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Kalıcı yaz saati uygulaması elektrik sarfiyatlarını artıran, elektrik faturalarını kabartan bir uygulamadır” şeklinde konuştu.
“Enerji politikalarının düzeltilmesi lazım”
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen, sözlerini şöyle tamamladı:
“Elektrik faturalarını azaltmanın asıl yöntemi kanun koyucularda. Vatandaşın çok fazla hareket edebileceği bir alan yok. Asıl enerji politikalarının düzeltilmesi lazım bunun cevabı için ama yine benim önerebileceğim konular vatandaşlarımıza öncelikle beyaz eşya alırken enerji tüketimi düşük olan a plus cihazlar tercih edilmeli. Lambalarda düşük sarfiyatlı lambaların kullanılması, mümkün olduğunca gereksiz sarfiyatlardan kaçınılması, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli aletlerin tam kapasite ile çalışması gibi… İşin reel kısmı ana olarak faturayı düşürme yöntemi enerji politikalarını gözden geçirmek.”
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen’in açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.
