Demokrat Zafer

Geçinemiyoruz

Bursa’da sendikalar seslerini duyurmak istiyor: Geçinemiyoruz… Tüm Emeklilerin Sendikası, Kesk ve Disk Emekli Sen Bursa Şehreküstü Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

Bursa'da sendikalar seslerini duyurmak istiyor: Geçinemiyoruz

HÜSEYİN İZCİ – MEMET CAN YEŞİLBAŞ / BURSADA BUGÜN

Gerçekleştirilen basın açıklamasına ‘Geçinemiyoruz. Sefalete teslim olmayacağız’ vurgusu yapılıyor.

KESK Bursa Şubeler Platformu sözcüsü Fikret Gizir’in konuşmalarından satır başları şöyle;

Kamu emekçileri, emekliler ve dar gelirliler olarak ülke genelinde yine alanlardayız. Çünkü insanca yaşama yetecek bir ücret istiyoruz. Büyükşehirlerde 12 bin TL’yi aşan ev kiralarını karşılayacak gücümüz kalmadı.

“TÜİK YİNE ŞAŞIRTMADI”

TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor.Maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre arttırılıyor.
Alanlardayız. Çünkü bunun son örneğini yaşadık. TÜİK bugün Haziranda enflasyonun aylık yüzde 3,92 yıllık yüzde 38,21 olduğunu açıkladı. Bu verilere göre milyonlarca kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin maaş artışında %17,77 SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşında ise % 19,77 oranında artış olacaktır. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon Haziranda aylık yüzde 8,54 altı aylık yüzde 50,53 yıllık yüzde 108,58 artmıştır.
TÜİK yine şaşırtmadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı TÜİK verilerini görünce nerdeyse zil takıp oynayacaklar. Onlarda biliyor ki; TÜİK verileri sanal. TÜİK; emekliye, çalışana yapılması gereken maaş artışlarını aşağı çekmenin aracı haline gelmiştir. TÜİK‘ in verilerini tanımıyoruz.Hem TÜİK’in hem de ENAG’ın rakamları ortada. Buradan başta ücretli kesimler olmak üzere hayat pahalılığını, zam yağmurunu her gün iliklerine kadar yaşayan tüm vatandaşlara soruyoruz. Bunlardan hangisi sizin enflasyonunuz? Hangisi daha inandırıcı?

“ETİ UNUTTUK”

Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıyor. Oysa bizi iktidarın siparişi ile açıklanan TÜİK’in sahte enflasyon rakamları değil, yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı eziyor. Rakamlar ortada. Bizi enflasyona daha nasıl ezdireceksiniz?
Alanlardayız. Çünkü Emekliler, emeği ile geçinen bütün kamuoyu aldatılıyor.
Alanlardayız. Eve ekmek götürmek bile dar gelirlileri zorlar olmuştur. Eti unuttuk. Sebze ve meyve almak tarım ülkesinde imkansızlaştı. Dövizin ise freni patlamış. Dün alınan bir tüketim ürününün etiketi bugün değiştiriliyor.
Alanlardayız. Çünkü bugün emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında maaş alıyor.
Alanlardayız. Çünkü yandaş konfederasyon yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Yetmezmiş gibi TÜİK rakamlarına göre bile her altı ayda enflasyon farkı oluştuğu halde “tarihi başarı”, “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” gibi nutuklar atılmasından usandık.
Alanlardayız. Çünkü en düşük kamu emekçisi maaşının ekleriyle beraber 11 bin 800 TL. şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor.
Alanlardayız. Çünkü Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor.
Alanlardayız. Çünkü iktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünün üzerinden 55 gün geçti. Ama 55 gün önce önemli bir artış gibi gözüken rakam hızla erimeye devam ediyor.
İşin özü kamu emekçileri, emekliler ve dar gelirliler olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz.
21 yıldır iktidarda olan AKP, her fırsatta büyüme rakamları ile övündü.

“ELİNİZİ CEBİMİZDEN ÇEKİN”

2022’nin ilk altı ayı için “%2,5 refah payı veriyoruz” dediler. Ama bunu bile izleyen altı ayın enflasyon farkından düştüler. Bu yılın Ocak-Haziran dönemi için maaşlarımızda toplu sözleşme artışı, enflasyon farkı, %13 refah payı toplamı olarak %30 artış yapılmasını büyük bir lütuf gibi gösterdiler.  Oysa ENAG o altı ayın enflasyonunun %39 olduğunu, yani övünülen artışın gerçek enflasyonun 9 puan altında kaldığını açıklamıştı. İktidarın sanki babasının kesesinden bağışlıyormuş gibi övündüğü, yandaş konfederasyon yöneticilerinin ayakta alkışladığı %30’luk artış çoktan eridi.
Bugün aynı oyun “en düşük kamu emekçisi maaşı 22 bin TL’yi bulacak” vaadi ile sürdürülmek isteniyor. Üstelik söz konusu artışın tüm kamu emekçilerine, emeklilere adil bir şekilde yansıyıp yansımayacağı hala belli değil. Konuya ilişkin yasa teklifinin meclise sunulması bekleniyor.
Buradan tüm kamu emekçilerine, emeklilere ve dar gelirlilere sesleniyoruz.  Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına, ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim.
TÜİK’e sesleniyoruz: Elinizi cebimizden çekin. İki elimiz yakanızdadır. İktidara sesleniyoruz: Yoksulluğu yalan dolanla bir süre yönetmeyi beceriyorsunuz, lakin açlık yönetilemez. Duyun sesimizi ve derhal maaşlarımızı insanca yaşanacak düzeye çekin.

“SEFALET ÜCRETİ İSTEMİYORUZ”

Tek çözüm insanca yaşamaya yetecek ücret mücadelesini yükseltmekten geçiyor.Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bu rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.
Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli,  yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.Bizler ulufe değil,  grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni istiyoruz!
İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Bugün buradan tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ