Demokrat Zafer

İNSANLARIN CANLARI ÇOK YANDI, YAPILAN YARDIMLAR REKLAM VE ALGI MALZEMESİ YAPILMASIN.

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan siyasilere net uyarı! Buğday; “Ülkemizde meydana gelen, 10 ilimizi kapsayan bu afeti ihmal ve beceriksizlik sonucu felakete çeviren ve yüzbinlerce insanımızın göz göre göre “kurtarın bizi” diye feryat ederek ölümlerini utanç ve acı içinde izledik.
Yardım gelmediği ve gerekli kurtarıcı ekipmanlar olmadığı için onları en kaz başında çaresizce izleyen, en yakınlarının canlarının ölümlerine tanık olan insanların acılarını düşünemiyorum.
Neredeyse yaşadığımız bu büyük felaketin üzerinden bir ay geçti ancak hala yaraları saramadık.
Hala çadır, tuvalet, ve gerekli ihtiyaçları karşılayamadık.
Oysa bu acıya hiç ayrım yapmadan belirtiyorum 85 milyon insan çare olmak istedi.
Bir Avuç kan emicinin, çıkarcı tayfanın ve koltuk sevdalısı kirlenmiş siyasilerin inanılmaz hataları, ihmalleri veya umursamazlıkları sonucu insanlığımızda göçük altında kaldı.
İşte bu felaket sırasında ve sonrasında en çok vicdan, ahlak, dürüstlük, yardımlaşma ve dayanışma önem kazandı.
Yapılan yanlışları da güzel ve insani örnekleri de takip ettik, kıvandık veya utandık.
Benim ülkemde ilk üç gün insanlar karda kışta soğuktan öldüler bir çadır veya battaniye herkese ulaştırılamadı.
Hatta elleri ile çıkardıkları canlarını saracak kefen bile bulamadılar.
Daha da can yakan ve utandıransa bu felaket bölgelerine ilk günlerde ekmek veya su bile ulaşmadı.
Unutulur mu bu acılar?
Tecrübeli ordusu engellendi. Bu konuda en fazla deneyimi olan madencilere izin verilmedi.
Yılarca “yol yaptık, hava alanı yaptık diye ülkeyi iflas ettirip, yandaş varsıllaştıranların yaptıkları her şey çöktü ve giden yurtseverlere geçit vermedi.
Savruldu bu kimsesiz veya çaresiz insanlar tanımadıkları, bilmedikleri yaşamlara veya göçmek zorunda kaldıkları illere ilçelere.
Kolay değil bu kadar göçü hazırlıksız il ilçe, belediye velhasıl tüm kurumların karşılaması.
Tüm insanlar büyük bir duyarlılıkla ellerini taşın altına koydular.
Bir ay önce çoğunluğun enflasyon ve yetişemedikleri pahalılıktan dolayı “Açız… Açız…” feryatları bir anda değişti.
Herkes gücü oranında yardıma koştu.
Vicdanlı ve namuslu tüm insanlar paylaşmanın önemini ve dayanışmanın gücünü göstermek için adeta yarış ettiler.
Deprem bölgesinde ilk andan bu yana elini değil gövdelerini göçük altına koyan insanlar oldu ve onlarla ölüme meydan okuyan gerçek gazeteciler gerçekleri halka duyurmak için hedef hatta heder oldular.
İlk üç gün olmayan kuvvetler ve askerimiz nihayet üç günden sonra yetersiz olsa da askeri, polisi, madencileri, tüm belediyeleri, sivil toplum örgütleri, sağlıkçıları, gönüllüleri velhasıl yaraları sarmak için çok kimse felaket bölgesine gitti ve görev aldılar.
Ülkemizin her yerinden tırlarla yardımlar yollandı ancak iktidarın tekçi inadı ve benci egosuna takılıp engel olunsa da bir nebze olsun çare oldular.
Uzatmaya gerek yok.
Ülke olarak halklarımız yardımlaşmayı ve dayanışmayı gösterirken ne yazık ki bu acılardan bile kendilerine istikbal bekledikleri partilerine algı yapan, gerçekleri istismar edenler çok oldu.
Yaşanan bu felaketin en büyük sorumlusu olan iktidarı kahraman (!) sorun çözen, çare olan (!) bir konumda göstermek için algı yapan yağdanlıklar ve kalemşorlar oldu.
Çok şey canımızı sıktı ve bu küçük kurnazlıklar bizleri utandırdı.
Yılların gazetecisi olup önceliği her zaman siyasi beklentilerine vermiş üstelik anne olmuş bir kadın gazeteci çektiği resimlerle ve paylaşımlarla her şeyi ve sorunu çözülmüş gösterip üstüne birde bu yazıyı yazmış pes dedim, utanması ve insanlığı hiç kalmamış dedim.
Bakın çoğumuzun tanıdığı bu işbilen ve her zamana reklam ajansı gibi davrandığı için iktidar sayesinde korunup kollanan gazeteci (!) ne diyor:
“Devlet yok diyenler bu milleti çökertmek isteyenlerdir. Devlet var ve burada….”
Hadi oradan, hadi oradan algıcı ve yalancı vede çıkarcı tayfa ve reklam ajansı…
Yine o bölgeye turistik gezi yapar gibi gidip, ayağına toz değmeden, gözünden yaş akmadan göçük başında veya çadırlar önünde poz verenler üzüyor bizleri.
Birde kazanlarda çorba karıştırırken görüntü verenler, veya çocuklarla ilgilenerek gösteri yapanlarla ”pes yani” dedirten balta elde odun kırarken resim paylaşan kadın vekillerimiz oldu!!!
Oysa yapılan her şey ve tüm yardımlar çok önemli ve değerliydi iş reklama ve ilerisi için siyasi kazanca dönüştürülmeseydi!!!!!
Bu tür kötü örnekler den daha çok hepimizin gurur duyduğumuz ve umutlandığımız dayanışmalarda vardı.
Halklarımızın çok ama çok büyük bir kesimi gerçekten çok insani ve duyarlı davranıp o insanlar destek ve umut oldular.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlara ve Canlar, bu güzel, saygın, önemli ve vicdanlı dayanışmayı kirletmemek, çıkara, ranta ve gelecek beklentileri için siyasete malzeme yapmadan dayanışmak değerli ve önemlidir.
Bizler felaket bölgesindeki durumu gece gündüz gerçeği anlatan ve haksız hukuksuz karartılan kanalardan izliyor ve gözlüyoruz.
Daha önce yazdığım gibi geceyle gündüz gibi, siyahla beyaz gibi olayları yaşayıp görüyoruz.
Felaket yaşanan bölgelerdeki durumlara hepimiz tanık olduk; birde milyonların çoluk, çocuk ve yaralıda olsalar göçtükleri illerde yaşadıkları zorlukları görüyor ve yaşıyoruz.
Barınmadan tutun; parasız, pulsuz ve yaşamsal ihtiyaçları bile olmadan hiç bilmedikleri il ve ilçelerde bilinmezler içinde yaşama tutunmaya çalışıyorlar.
Bu zorda olan insanlara yine belirtiyorum hiçbir parti ayrımı yapmadan ve siyaset devşirmeden söylüyorum ki halkımız elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Belediyeler halkında desteği ile yaraları sarmak için gerçekten güzel, saygın bir dayanışmaya imza atıyorlar.
Gelen felaketzedeleri mutlaka barınacakları ve yaşamsal ihtiyaçlarını karışlayacakları yerlere yerleştirmek için adeta seferberlik mantığı ile hareket ediyorlar.
Dayanışma gerçekten hepimizi kıvandırıyor.
Ancak bu yardımlar yapılırken artık can sıkan, utandıran ve kabak tadı verdiren paylaşımlara da tanık oluyoruz.
Birçok insan bilinçsizce belki de iyi niyetle yaptıkları yardımları göstermek ve takdir edilmek istiyorlar.
Bir grup insan belediyelerden sağladıkları yardımlara daha çok kendilerini göstermek ve siyasi beklentilerine avantaj sağlamak için sürekli yapılan yardımları yazarak veya o evleri ziyaret ettiklerini görüntüleyerek paylaşım yapıyor.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlara ve Canlar, lütfen dikkatli olun yardım yaparken yeni travmalara sebep olmayın.
O insanların kaybettikleri canlarının yanında malları ve gelecekleri de yok olup ekmeğe muhtaç oldular.
O çocuklar arkadaşlarından, ana babalarından, güven duydukları yakınlarından koptular.
Burada okula gidecekler. Çocuklar sevecen oldukları kadarda farkına varmadan acımasız olabilirler.
O çocukların resimlerini, çaresizliklerini ve görüntülerini paylaşmak bana göre haksızlık hatta hadsizliktir.
Onların okullarda ve yeni yaşamlarında arkadaşları yanında acınan, yoksullukları yüzlerine vurulan duruma düşürülmesin.
Sığındıkları evlerine gidip “yardım getirdik veya taziyeye geldik” diye kendilerinizi iyiliksever gösterirken onların canlarını yakan olmayınız.
SON SÖZ:
Çok zor günler geçiriyoruz.
21 yıllık talancı iktidar tüm kurumları çürüttü.
Devletin en saygın kurumlarını kendilerine biat eden durumuna sokmak için dejenere etti ve yozlaştırdı.
Bu acımasızlıklar karşısında sadece deprem felaketine uğrayan halklarımız değil neredeyse 85 milyon insan travma yaşıyoruz.
İktidara örtülü ödenek olmuş AFAD oldu bir AFET…
Yetmedi çocukluğumuzun en önemli kurumu ve güvencesi olan KIZILAY, rezilliği ile sadece çürümedi, bana göre çukur oldu, ülkeye kambur oldu en büyük afet oldu canlarımızı yaktı başımızı yere eğdi.
21 Yılda ülkeyi perişan eden, halklarımızı açlığa mahkum eden iktidar ve gereksiz parti hala bu afetten ve insanların acılarından kendilerine rant ve gelecek devşirmeye çalışıyorlar.
Vicdansız çıkarcı ve kolay para kazanmanın yolunu bulmuş yandaş ve satılık kalemlerde onlara bu olanağı tanıyorlar.
Kendini padişah sanan zihniyet felaket bölgesinde hiç sıkılmadan bahşiş dağıtıyor.
Gereksiz partinin çok ama çok gereksiz temsilcisi bu ülkenin kâbusu olmaya devam edip acılı insanları azarlıyor.
Ancak bizler halkları kardeş olmayı bilen insanlar umutluyuz.
Tüm dünyanın tanık olduğu gibi tarihler yazmış, küllerinden doğmayı bilmiş Türkiye Cumhuriyetinin tüm onurlu ve yürekli insanları çözüm için stadyumlardan haykırıyorlar:
“Hükümet istifa… Hükümet istifa…”
Ve her partiden insan dünyaya örnek bir eyleme imza atıp yaralı çocuklara sahip çıkıyor ve onların yüzlerini güldürmek için kardeşlerine oyuncak yağmuru yağdırıyorsa işte örnekte, çözümün kurtuluşun yolu da bu dayanışmadır. .
Ülkemiz deprem kuşağında; yılların ihmalleri ve ihanetleri hepimizin her an böyle bir felaketle karşılaşabileceğini bize gösteriyor.
Bunun için kefenin cebi yok…
Böyle acılardan kişisel çıkar beklenti veya siyasete pay kapmak insani ve vicdani değildir.
Yapılan yardımları onur kırmadan, kendinizi göstermek için o acılı aileleri reklam yapmadan ve başkasının parası veya belediyelerin yardımlaşmalar sonucu toplanan bağışları kendinize mal etmeden yerine getirin.
Daha fazla uzatmak kalp kırmak ve hedef göstermek istemiyorum ama kimin neyi neden yaptığını da anlayıp görecek ve takdir kadar tecrübe sahibiyim.
Bu arada bırakın resmini, ismini bile ortaya koymadan gerçekten o kadar çok yardımsever var ki hepsinden Allah razı olsun..
Ülkemiz ve halklarımız bir daha böyle acıya yani ölüye kefen diriye çadır ve yiyecekle hayvanlarımıza yem bulamadığımız felakete maruz kalmasın.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ