Demokrat Zafer

KIZILAY ENKAZ ALTINDA KALINCA ÇOCUKLAR ÜŞÜDÜ VE DONDU. OYUNCAKLAR BİLE GÖZYAŞINA BOĞULDU.

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan deprem özelinde okunması gereken bir yazı. Buğday;

Eskiden “Acıyı Bal Eyledik” derdik. Ben artık demiyorum ve demeyeceğim.
Üstelik ihmaller ve yetersizlikler sonucu bu felakette en çok çocuklar ve bebeler muhatap olmuşsa onlara bunu reva görenlere lanet ediyor ve mutlaka hesap sorulsun diyorum.
Bak şu bebelerin güzelliğine
kaşı destan
gözü destan
elleri kan içinde.
Kör olasın demiyorum
kör olma da
gör beni…
Toplum olarak, insanlık olarak öyle bir sınavdan geçiyoruz ki bu vicdanlara sığmayan, aklın mantığın almadığı olayları sadece iki renkle ifade edebilirim.
Siyah ve beyaz.
Yıllarca halkların hakkını yiyen ama doymayan; ahlaksız, vicdansız, görgüsüz ve insanlığını yitirmiş ama egolarını tatmin edememiş gereksizlerin, yarattığı karanlıkta insanlık bu felakette enkaz altında kaldı.
Halkların parasıyla ve tarihi misyonuyla var olduğunu sandığımız çocukken zarfın içine konulan paraları gururla öğretmenlerimize teslim ettiğimiz “KIZILAY” yok edilmiş ve tüm kirli ilişkilerde başrol oynar konuma sokulmuş.
Kendi halkına yararı olmazken Suriye’de teröristlere her türlü yardımı yapan , 200.000 çadırı ve maddi yardımı onlara götüren, Amerika’da gökdelenler dökülmesi için halkın paralarını emperyalizmin uşaklarına sunan Kızılay, utanmadan sıkılmadan ve cinayete eşdeğer ihmali ve haksızlığı ile halkın donmasına sebep olurken kendisi de enkaz altında kaldı.
Ülkeyi babalarının çiftliği sanan ve yaptıkları her işten kar amaçlayan bir anlayışın sonucu yüzbinlerce insanımız öldü milyonlarca insanımız ekmeğe aşa, sağlığa muhtaç ve geleceğe artık güvenle umutla bakamıyor.
Bu karanlığın yarattığı atmosferde bebeler ve çocuklar anasız babasız kimsesiz, geleceksiz kaldılar.
İşte bu duruma çocuklar için oyuncaklar bile ağladı.
Ülkede siyahı tek renk yani karanlığı hâkim kılmak isteyen ve bu karanlıkta suçlarını, yolsuzluklarını saklayıp soygun düzenini devam ettirmek için yetersizler bu felakete 3 gün seyirci kaldılar.
Bu karanlığa inat halklar ve tüm namuslu vicdanlı insanlar, yok etmek için her türlü baskıyı yaptıkları sivil toplum örgütleri ve insanlığın tek onurlu ideolojisi sol ve demokrasi güçleri kurtuluşun temel taşı oldular.
Halklar kardeşliği, yardımlaşmayı, dostluğu dayanışmayı yaşatmak için tüm maddi manevi varlıkları ile felaket bölgesine derman olmak için gerekeni yaptılar.
Enkaz başlarında yardım isteyen çığlıklara çare olmak için elleriyle kazı yaptılar.
İktidarın yalan, iftira, karalama, haksız ve seviyesiz saldırı ve suçlamalarına karşın herkes elini taşın altına koymakta direndi.
İktidar sebep olduğu bu felaketten bile kazançlı çıkmak için yine yapılmaması gerekenleri yapıyor.
İnsanlar çaresiz yardım beklerken hala barınacak bir çadıra muhtaçken 21 yılda yapamadıklarını bir yılda yapmak için algıyla insanları aldatmaya çalışıyor.
İşte bu karanlıkta bile dünyaya örnek saygın ve umut veren olaylara tanık oluyoruz.
Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi yerle bir eden depremlerin ardından yazdığımız ve izlediğimiz yetersiz ve otoriter iktidarın ihmali nedeniyle on binlerce kişi hayatını kaybetti.
Yüzbinler, enkazdan yaralı ve birçok uzuvlarını kaybederek çıktı. .
Günler geçti yüzbinler öldü ve bir o kadar insan ne yazık ki enkazdan bile çıkarılamadı.
İktidar ne kadar kötüyse, faşistse ve suçluysa halklar aç ve açıkta bu çaresizlik ve planlı kötülük karşısında bir ve bütün oldular.
Sonunda yurttaşların öfkesi, tribünlere de taştı. Tüm namuslu insanların sesi soluğu oldu.
Fenerbahçe-Konyaspor karşılaşmasında Fenerbahçe tribünlerinden atkı ve kaşkol atılıp “Hükümet İstifa” diye sloganlar atıldı.
Bu sloganlar tüm vicdan sahibi insanlara işaret fişeği gibi etki etti toplumsal bilinç uyandı.
Ve arkasından dünyaya örnek yeni bir eylem yapıldı.
Süper Lig’de Beşiktaş’ın sahasında Antalyaspor’u konuk ettiği maça siyah beyazlı taraftarlar maçın başından itibaren “Hükümet İstifa” sloganıyla AKP iktidarına tepki gösterdi.
Maçın 4.17’nci dakikasında taraftarlar, depremzede çocuklar için getirdikleri oyuncakları Nazım Hikmet’in ‘Nikbinlik’ şiiri ve “Bir Başkadır Benim Memleketim” şarkısı eşliğinde sahaya fırlattı.
Nazım Hikmet Ran
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göreceğiz..
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süreceğiz…
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi…
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süreceğiz…..
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ