Demokrat Zafer

Ahmet Koçak yazdı; GEZEK (2)

Köşe yazarımız Ahmet Koçak derlediği gezek yazısında önemli konulara temas etti. Koçak;

“Anadolu insanına yabancı; saray etrafının eğlencesi musiki devam ederken bir beyefendi dikkatimi çekti. Zilli bir tef çalıyor; tefin sesini çoğaltıp azaltıyor, kolunu yukarı kaldırıp indiriyor, işaret parmağı ile işaretler ediyor, sanki sazları, solist ve koristleri o yönetiyordu. İçimden; “Bu, bey de kimmiş? Çaldığı tef önemli bir çalgı aleti sayılmaz. Ben bile çalarım. Viyolonsel çalsa neyse… Gerçi diğerlerinin iki eli de meşgul isteseler de yapamazlar. En uygunu yine tef çalandır.” diye düşünürken; solo olarak gazel söylemeye başlamasın mı? Cem Bey’e:

“Bu söyleyen beyefendiyi tanıyor musunuz?” diye fısıltıyla sordum.

Evet tanıyorum. Kendisi TRT sanatçısıdır. Adı, Nusret Yılmaz’dır. Mudanya’da ikamet eder. Duayen bir ses sanatçısıdır.” demesin mi? Bilmediğim ne çok şey, tanımadığım ne çok insan olduğu düşüncesi tekrar geçti aklımdan.

Ara verildi. Dışarı çıkarken biri, Zeki Beyi çevirip elini öpmeye eğildi; “Hocam beni tanıdınız mı? Demirtaş Meslek Lisesinden öğrenciniz Yavuz Aydın” Öğretmenine gülen gözlerle bakarken: “Hocam okulda çok dayağınızı yedim ama sizin üzerimizdeki hakkınızı ödeyemeyiz.” derken ben gülen yüz ve minnet dolu bakışların resmini yapması için Abidin’i aradım; “mutluluğun resmini çizemedin ama öğretmene saygı ve sevginin resmini çizebilirsin” demek için. Yoktu tabi. Sonra benim öğrencilerim geldi aklıma; “keratalar Zeki Bey’in öğrencisi gibi bir kere bile bakmadınız bana” diye düşünüp hayıflandım. O anın fotoğrafını çektim. Yanında getirdiği oğlu ve kızına da saygıyı, sevgiyi göstererek öğretiyordu. İkimize de kartını verdi ve heykeldeki Esilayf Optik dükkânına davet etti. Bir gün gidip çayını içeceğiz.

Öğrencisiyle karşılaşınca Zeki Bey müdürlüğünü yaptığı meslek lisesinde okuyan bir öğrencisiyle yaşanan bir anıyı anlattı:

“Bir haylaz öğrencimiz vardı. Bitirme sınavına girip diplomasını alacaktı. Bir türlü sınavlara gelmiyordu. Bir gün okul bahçesine gelmiş kerata! Bahçede futbol oynuyormuş. Zaten futbola olan ilgisi yüzünden dersleri geçemiyordu. Arkadaşlar soru hazırlamışlar o geldi diye. Beklemişler gelmemiş. Başka zaman yine gelmiş yine soru hazırlamışlar yine bahçeden kaçıp gitmiş. Çocuk bir türlü sınava girmiyormuş. Bir gelişinde hocalar bahçede yakalayıp zorla getirmişler. Soru kâğıdını önüne koymuşlar. “Ben bunların hiç birinin yanıtını bilmiyorum” deyince yanıt anahtarını da vermişler. Yanıt anahtarıyla bile yapmamış kaçıp gitmiş. Aradan biraz zaman geçmiş. Ünlü bir futbol takımıyla yüz bin liralık bir sözleşme imzalaması gerekiyormuş. O zaman deli para! Düşün, benim maaşım bin lira civarındaydı. Kulüp lise diploması istemiş. Bizimkinde diploma yok tabi. Hemen okula gelip sınav için başvuru yapmış. Bu sefer de bizim hocalar soru kâğıdını önüne koyup yanıtlaması için beklemişler. Kızgın oldukları için hiç yardımcı olmamışlar. Yapamamış tabi. Yardım istemeye de yüzü yok. Böylece lise diplomasını alamadığı gibi, o cazip sözleşmeyi imzalayıp parayı da alamamış.”

Konuşurken yanımıza bir hanımefendi geldi. Zeki Bey tanıştırdı; “Bu arkadaşımız Emine Ay’dır. Basın mensubudur. Tanı böyle önemli kişileri” diye de öğüt verdi. Emine Hanım: “Zeki Hocam gelin sizi biriyle tanıştırayım.” diye bizi tanıştıracağı beyefendinin yanına götürdü. Esmer, uzun boylu Hakkı Çelik’i Zeki Bey’le tanıştırdı. Ünlü gazeteci Boybeyi (adındaki karizmaya bakın) tanışmalarını istemiş ve tanıştırmak için telefon etmeyi unutmuş. Telefonla gazeteciyi aradı. Tanıştıklarını söyledi. Ünlü gazeteciyle ben de tanışmıştım. Benimle ilgilenen olmayınca kıskandım; “keşke Boybeyi benimle de sizi tanıştırmak isteseydi. Heveslendim şimdi” dedim. Hakkı Bey bana şefkatle bakarak: “ Vay canım! Seninle de tanışalım o kadar istiyorsan” dedi. Zorla tanışmak gibi oldu ama güzel oldu. Beni bir daha unutmaz. Gülüşmelerin ardından Setbaşı’nda Simit Sarayı’nın arkasında açtıkları Beyaz Köşk adında yeni mekânlarına davet ettiler bizi sağ olsunlar. Bu gece iki davet almanın mutluluğu ile tekrar salona girip arkalardaki özgür takılacağımız koltuklara oturduk. Gözüm sahnenin önündeki salon takımında oturanlarda.

Nusret Bey; “kuru sandalyede otur otur her yanım tutuldu. Benim neyim eksik. Gidip yumuşak koltukta oturayım. Zaten çaldığım tef de bir işe yaramıyordu. Koroyu yönetmeye gelince; kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrensinler canım! Her zaman ben olamam. İşim çıksa ne yapacaklar?” diye düşünmüş olmalı ki dernek başkanlarının oturduğu salon takımının üçlü koltuğuna oturmuş. İyi de olmuş. Koskoca sanatçı bizim gibi kuru sandalyede oturtulmazdı zaten. Yine şarkılar devam etti. Bir ara sunucumuz öne çıkıp:

Bu gün Saadet ablamızın yaş günüdür. Ona bir sürprizimiz var. Lütfen yol verin de sahneye gelsin. Gel saadet abla gel.” derken sahneye maytapları yanan yaş pasta geldi. Saadet Hanım alkışlar eşliğinde mumları üfledi. Güzel bir yaş günü kutlaması oldu. Eve konuk çağırmaya gerek kalmadan, evi kirlenmeden hazırda olan beş yüz konuğun içinde yaş günü kutlaması çok hoştu. Unutamayacağı bir yaş günü olmuştur.

İçinde konser izlediğimiz mekân Atatürk’ün kurduğu Merinos fabrikasıydı. Bursa’ya ilk geldiğim yıllarda ucuza kumaşlar, giysiler ve ayakkabılar almaya gelirdim satış mağazasına. Burası da kapatılınca belediyeye geçti. Arazisini büyükçe parka çevirdiler. Binalarını da AKKM (Atatürk Kongre Kültür Merkezi) adında kültür merkezi yaptılar. Ucuz giysi alamıyorsak da zaman zaman kültürel aktiviteler izleyebiliyoruz.

Akaryakıta gelen yüklü zamlar, bizim maaşlara gelen minik zamlardan sonra otomobillerimize binemez olduk. Gezek’e toplu taşıma araçlarıyla gelmiştik. Yolumuz uzun, yolcu yolunda gerekti. Erken kalkmamız gerektiği için konserden erken ayrıldık. Biz çıktıktan sonra neler yaşandığını bilemezdim. Sonuna kadar kalıp izleseydim iki bölüm daha yazardım. Bir bakıma iyi oldu; okuyucularımı yormamış oldum. Yoksulluğumuz siz okuyuculara yaradı.

Geceyi düzenleyenlere, güzel bir gece geçirmemizi sağlayan sanatçılara, bize davetiye sağlayan Selahattin Seymen’e teşekkür ediyorum. Tarih: 12.01.2023 saat: 20: 00

ahmet.kocak16@hotmail.com ”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ