Demokrat Zafer

Aile Meclisi: Anayasa 41 Gereği TCE/GENDER Fitnesi Toplumsal Cinsiyet Projeleri Durdurulmalı!

14 Ocak 2016’dan bu yana nüfus cüzdanlarında kadın ve erkek cinsiyeti yerine “Gender” sözcüğünün kullanılmasının 8. yıl dönümü münasebetiyle basın toplantısı düzenleyen Türkiye Aile Meclisi, fuhsiyati meşrulaştıran LGBTİQPEZ Cinsi Sapıklığı teşvik eden uygulamadan vazgeçilmesi Ailenin Neslin Dinin Devletin bekası için bir mecburiyettir çağrısında bulundu
Türkiye Aile Meclisi, “Batıda Toplumsal Cinsiyet Tartışmaları Nereye Eviriliyor?” başlığıyla Batman Çalışan Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın açıklaması düzenledi
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanı Adem Çevik tarafından okunan basın metninde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” ve “GENDER” adı altında yürütülen ifsat çalışmalarının son bulması çağrısında bulundu.


ABD’de yeni normal döneme giden süreçte yeni bir yasal düzenleme yapılarak anne, baba, erkek çocuk, kız çocuk, karı, koca ve buna benzer cinsiyet belirten kelimelerin kullanılmasına son verildiğini ve bunun yerine veli, çocuk, eş gibi ifadeleri kullanıldığını belirten Çevik, “Bu düzenlemeler, AB tarafından da kabul görüyor. Bu yılbaşından itibaren Vatikan’da Papa da cinsiyetsiz toplum projesine dolaylı bir şekilde destek verdi. Bunun anlamı anne babadan sonra, kız-erkek ayırımı kalkınca dede, nine, amca, dayı, hala, teyze, kayınpeder, kayınvalide de yok demektir.” dedi.
“İnsan fıtratına yönelik komploların ardı arkası gelmiyor”
Çevik, “Bir yandan aileyi hedef alan yasalar, öte yandan dsö ilaç, aşı ve gıda yoluyla kısırlaştırma faaliyetleri var. Bunlar yetmiyormuş gibi, GDO’lu, hormonlu ürünlerin ardından, mRNA (mesajcı RNA)’nın gıdalarda da kullanılmasına yönelik çalışmalar ve sentetik et ve yeni probiotik bazlı gıda üretimi ile insan fıtratına yönelik komploların ardı arkası gelmiyor. Böyle bir zamanda hayvan hakları kadar insanın fıtratının korunmasının gündeme getirilmemesini manidar olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.” diye konuştu.
“İfsat çalışmaları durdurulsun”
İstanbul Sözleşmesi CEDAW Lanzarote çerçevesinde, dindar bilinen çevrelerin bile toplumsal cinsiyeti içselleştirerek TCE Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine TCA Toplumsal Cinsiyet Adaleti kavramını kullandığını ve bunun fıtrattan sapma, fıtrat ve Allah ile savaş anlamına geldiğini vurgulayan Çevik, “Doğuştan gelen cinsiyet tanımı yerine zaman içerisinde kazanılan cinsiyeti esas alan bir anlayışa evirildi. Bugün sözleşme ve yasa çerçevesinde cinsel deneyim, yönelim ve tercihi ve pozitif ayrımcılığı öngören düzenlemelerle ilişkili değişik taleplerin sürecinde kalması en azından sirayet ve gelişmelerinin durdurulması için çağrı yapıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Sayın TBMM Başkanından, Sayın Adalet Bakanından, Sayın Aile Bakanından, Sayın Diyanet Reisinden ve TBMM’de gurubu bulunan ve bulunmayan tüm partilerin sayın genel başkanlarından, grup başkanvekillerinden ve mecliste vekili bulunan siyasi partilerden ve tüm STK DKÖ baskanlarindan üniversitelerden, kanaat önderlerinden yazarlardan akademisyenlerden acilen bu konunun açığa kavuşturularak konuya bir çerçeve çizilmesini bekliyoruz.” dedi.
“14 Ocak 2016’dan beri nüfus cüzdanlarımızda, İngilizce olarak ‘Gender yazıyor” ayrıca din hanesi olmalı eskisi gibi kadınlar erkekler için ayri ayrı renklerle cinsiyet ve din belirtilmeli.
Ocak 2016’dan beri nüfus cüzdanımızda, artık İngilizce olarak ‘Gender’ yazıldığını hatırlatan Çevik, son olarak şu ifadeleri kullandı: Yani bir vatandaş ‘Gender’ olarak tanımlandığına göre, toplumsal cinsiyet tercihini sınırsız bir şekilde tanımlayabilir mi? Bu tercihinden geri dönmek, başka bir deneyim için tanım değişikliğine gidebilir mi? Yasada bu anlamda boşluk olup, bu boşluğun giderilmesi gerekir. Türkiye Müslüman bir ülkedir ama bizim inanç ve geleneğimizde ‘fuhşiyat’ olarak tanımlanan bu işlerin bu şekilde yasal himaye altına alınma gayretlerini anlayamıyoruz. Laiklik adına geçmişten bugüne yapılan bazı uygulamaları anlamakta da güçlük çekiyor ve bu işlerin sorumlularını da bu haksızlığın sürdürülmesi için lobi yapanları, bu komplodan yana taraf olanları Allah’a havale ediyoruz. Siyasileri ise verdikleri sözde durmaya davet ediyoruz.
İlk kez 1968 yılında ABD’li psikanalist Robert Stoller ‘Sex and Gender’ (Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet) isimli kitabında, kadınlık-erkeklik ile cinselliği birbirinden ayırarak “gender” (Toplumsal Cinsiyet) kavramını kullandı. Bunun anlamı arzulardan/eğilimlerden çok biyolojik “Erkek” ya da “Kız” olarak dünyaya gelenlerin “toplumsal cinsiyet” (gender) olarak başka bir cinsiyet taşıyabilecekleriydi. Yani bir kız bedenine sıkışmış erkekler, ya da erkek beynine sıkışmış kızlardı söz konusu olan.
Toplumsal Cinsiyetler ancak Heteronormativiteyi inşa eden (namus, şeref, ırz talebinde bulunan, Eşcinselliği hayvandan aşağı belhumadallığı cinsi sapıklığı reddeden ahlak erkeği-Resûlleri kastediyorlar) erkeğin diğer cinsiyetleri hapsettiği ikili cinsiyet (kadın erkek) rejiminin yıkılması ile özgürleşebilecek cinsiyetlerdir. Bu manada Toplumsal cinsiyetlerin içinde “Erkek” de “Kadın” da yoktur.
ÖnceAile şiariyla hareket eden Türkiye Aile Meclisi ve Bileşenleri olarak Anayasa24/41 çalışmalarını Şerh koyarak kerhen yetmez ama evet diyerek destekliyoruz. Öncelikle 101. Yıl önceki 20 Ocak 1921 anayasasindaki gibi DEVLETİN DİNİ İSLAM maddesinin ve tüm kanunların uluslararası sözleşmelerin İslam’a Kur’an’a aykırı olamaz maddelerinin tekrar anayasin ilk maddesi Türkiye İslam Cumhuriyeti Devleti olmasını kuruluş felsefesine dönülsün istiyoruz. Ayrıca İCKİ kumar faiz zina şehvet terörü teşhircilik Tacizcilik fuhşun yasaklanmasınl mecburiyettir. 13 Ocak 2023
Adem Çevik
Türkiye Aile Birliği Sözcüsü
https://t.me/basinaciklamasi t.me/antiGENDERhareketi ailehaklari.org @adaletplatformu
AileHaklari@gmail.com wa.me/905327036115
Not: 18/20 Ocak’ta Diyarbakır’da gün boyu faaliyetlerimize bekliyoruz

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ