Demokrat Zafer

ÇÜRÜME, KOKUŞMA, İSTİSMAR VE LAİK DEVLETE İHANET

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan okunması gereken bir yazı,

Her gün bir başka yanlışla, çirkinlikle, haksızlıkla ve çocuklarımızı istismar etmenin çeşitli durumları ile karşılaşıyoruz.
Her alanda çeşit çeşit yüz kızartan, düşündüren, endişe duyuran bu yakışıksız uygulamalar ve çocuklara karşı yapılan istismarlardan dolayı Allah hepimizin akıl sağlığını korusun.
Basına yansıyan ama korkudan, yanlış anlaşılmaktan korkan ve susup sinen yurttaşlarımız tehlikenin büyüklüğünü ve sonunda kendilerini de kul edeceğini fak edemiyorlar.
6 yaşında babasının onayı ile evlendirilen (tecavüze uğratılan) kız çocuğu gerçeği hepimizi insanlığımızdan utandırıp ruh sağlığımızı bozarken nasıl bu duruma yol veriliyor ve bu yapılan nasıl böyle güçleniyorlar farkına varmıyoruz.
Laik Cumhuriyetin temellerini sarsan ve ülkemizi bir ur gibi saran bu sapkın anlayışa yol açan bir başka uygulamayı ve akıl izandan uzak eğitimi meşrulaştıran törenleri yok sayıyor, görmezden geliyor ve toplum olarak kendi ayağımıza sıkıyoruz.
Nasıl mı????
Konya’da düzenlenen bir törenle:
Devlet adamlarının (!) ve Diyanet İşleri Başkanının (!) da katılımı ile yapılan Kur’an (!) Yolunda icazet töreninin 750 hafızı diyerek bu resimleri ve töreni kamuoyuna paylaştılar.
Konya Mustafa Büyükkaplan Anadolu İmam Hatip Lisesinde Hafızlık İcazet Merasimi gerçekleştirildi.
Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve her şeye maydanoz olan Bilal Erdoğan katıldı.
Aslında ülkede laik düzeni yok etmek ve küçük çocukların beyinlerini yıkamak amaçlı kız erkek çocukları birbirinden ayrı oturtup korurken (!) sapkın kart zamparalardan korumayan, ses çıkarmayan, kınamayan ve sessiz kalan zihniyet bu tür törenleri devlet desteği ile yapıyor.
Programda TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş, Milli Eğitim Bakan Yardımcıları Nazif Yılmaz ve Osman Sezgin de yer almış
Daha üzücü ve rahatsız edici olansa;
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, Konya Valisi Vahdettin Özkan ve çok sayıda davetlinin bulunduğu ve on binin üzerinde katılımcı yer almış.
Ben “YUH” diyorum daha ne diyeyim bu durum asla kabul edilemez.
Tek Adam Saray Rejimi ve kendisine koşulsuz ve çaresiz teslim olmuş olan yancısı dönek Parti,
20 yılda Siyasal İslam’ı ülkede egemen kılmak, soygunu ve talanı yandaşları ile paylaşmak ve kendi saltanatlarının kalıcı olması için devletin tüm kurumlarını gerici, bağnaz, hatta her türlü sapkınlıklara göz yuman anaokulu çocuklarının ruhlarını kirleten tarikat ve cemallere ülkenin kaynakları aktardılar.
Halkımızı yoksulluğa, çocuklarımızı açlığa mahkûm eden ve bunları kendilerine dert etmeyen iktidar, yancıları ve soyguncular bu gerici ve ülkemizin geleceğini karatan yapılara vicdanları sızlamadan destek oluyorlar.
Yeter artık bu suskunluk.
Yeter artık halkları kul olmaktan kurtaran ve özgür bireyler olarak toplumda saygın yerlere getiren laik anlayışa en üst organlardan yapılan ihanet.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bu törende makamının gereğini unutmuş bakın neler diyor:
Kur’an-ı Kerim’i ezberlemenin her faniye nasip olmayan özel bir kazanım olduğunu belirterek, “Hafızlık, kişi için bir iftihar vesilesi olduğu kadar toplumdaki görünmez önemli payelerden biridir.” demiş.
Bu zatın oturduğu koltuğa ve işgal etiği makama yazık…
Kimse kusura bakmasın ama kuranı ezberlemek marifet değil.
Kuran’ı kendi dilinde okuyup anlamak ve araya hiç kimseyi sokmadan inancını yaşamak ve çağdaş uygar insanı ve haklarını öncelemek, hukukunu korumak önemlidir.
Şu resimlere bakın gerçekten çok ayıp ve düşündürücü.
Hatta oyun çağındaki küçük çocukların beyinlerini ve düşünmelerini kilitleyen bu baskıcı “Günah. Suç, Ayıp, Yasak” gibi anlamsızlıkları din diye dayatan zihniyet ve devleti işgal edenlere yazıklar olsun.
İşgal ettiği makama ihanet eden ve elinde kılıçla Dünya Liderimiz Atatürk’e hakaret eden ve şatafat içinde yoksul halkımızın hakkını yiyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bakın ne demiş:
“Gönlüm ister ki camilerimizin mihrapları, minberi ve kürsüleri hafızlarla süslensin. İmam hatip liselerimizin sınıflarında hafız öğretmenlerimiz olsun. İlahiyat fakültelerimizin kürsülerinde hafız doçentlerimiz, profesörlerimiz ders versin.” Demiş.
Konuşmasına devamla Erbaş, hafızların görevinin İslam’ın davetçileri olduğunu belirterek, şöyle konuşmuş:
“Çünkü hafızlar olarak peygamber varisi olmayı en çok hak eden kardeşlerimizsiniz. Hafızlar, Peygamber Efendimizin yerine getirmiş olduğu bu vazifeleri, omuzlarına emanet almış kişilerdir.
Birer şahit olarak, müjdeci, uyarıcı, davetçi, tebliğci ve mürşit olarak İslam’ı bütün insanlığı aydınlatmak için birer ferdi olacağız, neferi olacağız.
Gönlüm istiyor ki üniversitelerde akademisyenlerden, hafız tabiplerimiz, mühendislerimiz ve öğretmenlerimiz olsun. Ülkemizin her yerinde, her alanında sizlere ihtiyaç var.
İyi hoşta Sayın Ali Erbaş sizin başında olduğunuz Diyanet İşleri Kurumu ülkede İslam adına, din adına kurulmuş vakıflarda çocuklarımızı taciz eden, tecavüz eden ne sapkınlıklar, ahlaksızlıklar, rezillikler, hatta cinayetler işlendiğini görmüyor mu?
Maalesef Diyanet İşleri Başkanlığı artık ülkede huzuru sağlayan değil bozan, insanlara sevgi, kardeşlik yerine düşmanlık pompalayan ve halklar çaresiz zorda kalmışken, çocuklar aç yatarken lüksünden şatafatından vazgeçmeyen sömüren bir kurum konumuna gelmiştir.
Ayrıca en az 30 milyondan fazla Alevi yurttaşımızın inançlarını yok sayan ve ibadetlerini yaptıkları Cem evlerini ibadethane olarak tanımayarak hem haksızlık yapıyor hem de o yurttaşların vergileri ile lüks içinde yaşadıkları için haram yiyiyorlar.
Kur’an-ı Kerim’i öğrenmedeki yani ezberlemedeki hedefin insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak olduğunu vurguluyorlar.
Günlerdir ülkemiz tüm dertlerini ve sıkıntıları bir tarafa bıraktı ve ne yazık ki dindar (!) bir “HOCAEFENDİNİ”İN kendi yavrusuna 6 yaşındaki kızına yaptığı iğrençliği ve cinayete eş değer bir rezaleti konuşuyor.
Üstelik bu Meczup adam kendi kızına bu sapkınlığı yapabiliyor ve bunu olağan görüyorsa varsın başka çocuklara yapabileceklerini siz düşünün.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da bu toplantıda yaptığı konuşmada; ülkenin dört bir yanında imam hatip ortaokulu ile hafız yetiştirme projesinin başarıyla devam ettiğini aktardı.
Ne yazık ki ülkenin her yeri velilerin isyanı ve istememelerine karşın zorla ve dayatılarak normal okullar ve liseler İmam hatip haline sokuldular.
Ülkede sosyal yaşamda, ekonomide ve eğitimde ne hala geldiğimizi artık aklı başında olan herkes görüyor ve bu karanlığı ve gericiliği teşvik eden uygulamalardan endişe ediyor.
En son gündemimize oturan, uykularımızı kaçıran, insanlığımızdan utandıran olayı artık herkes biliyor ve şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış bir konumdalar.
6 yaşındaki küçük kızını dini nikâhla 29 yaşındaki adamla evlendiren daha doğrusu sunan Yusuf Ziya Gümüşel Hocaefendi (!) ülkemizin gündeme oturdu.
Ancak yetkililer her şeye maydanoz olanlar suspus!!!!!
Yusuf Ziya Gümüşel’in kurucusu olduğu İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı binlerce çocuk okutuyor ve daha doğrusu laik sisteme düşman anlayışta eğitiyor.
Aksi olsa böyle bir din adamı ve baba bu rezalete imza atar mı?
Sancaktepe’de öğrencilere yönelik bin kişilik vakıf yurdu ve aşevinin faaliyette olduğunu, hafızlık, iptidai ve Arapça kursları ile şer’i ilimler üzerinde etkinlikler sunduklarını anlatıyorlar.
Ayrıca erzak ve kıyafete ihtiyaç duyanlara ise yardım eli uzattıklarını kaydeden Hiranur Vakfı Başkan Yardımcısı Adem Coşkun, günlük bin 500 ekmek dağıtımı yaptıklarını söyleyerek yoksul ve dindar insanları etkiliyor.
SON SÖZ:
Ülkemin dünyadaki konumunu ve saygınlığını yok eden, halkların geleceğini ellerinden alan, çocuklarımızı ve gençlerimizi kendilerine kul eden, laik cumhuriyete düşman kılıp karanlığa yelken açan tüm tarikatlar, cemaatler, vakıflar ve kurslar hiç ama hiç beklemeden kapatılmalıdır…
Halkımızın vergileri ile saltanat süren; cumhuriyeti kuran, laik çağdaş ve sosyal bir hukuk devleti olmamızı sağlayan ve ülkenin geleceğini aklın, bilimin ışığında gençlerimize emanet eden Atamıza ihanet eden Diyanet İşleri Başkanlığı anında kaldırılmalı ve bu hadsizliği yapanlar yargılanmalılar
Türkiye Cumhuriyeti, her koşulda Atatürk’ün devrimlerine bağlı, Laik Cumhuriyetten vaz geçmeyecek, eşit yurttaşların demokrasi içinde laik hukuk devletine bağlı ve kız erkek ayrımı yapmadan uygarca yaşayacaktır.
Hiç kimse ülkemizi, İran veya Taliban’ın barbar ve karanlık ülkesine çeviremeyecektir.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ