Demokrat Zafer

EŞİT YURTTAŞLIK BİR İNSAN HAKKIDIR VE “CEMEVLERİ İBADETHANEDİR”

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; yazısında;
BEN ALEVİ DEĞİLİM AMA KÜRTLERİN OLDUĞU GİBİ ALEVİLERİNDE EŞİT YURTTAŞLIK HAKLARINI YÜREKTEN SAVUNUYORUM.
EŞİT YURTTAŞLIK BİR İNSAN HAKKIDIR VE “CEMEVLERİ İBADETHANEDİR”
Bu gün ülkemizde Kürtlerin olduğu gibi Alevilerinde en temel sorunu eşit yurttaşlık hakkıdır!..
Bu günkü Tek Adam rejimi, Cemevlerini ısrarla ve maksatlı olarak “kültür evi” olarak tanımlayıp topluma böyle zorla dayatıp ibadethane statüsünü reddediyorlar.
Daha açıkçası Alevi örgütlerlerini asimile etmek ve bölmek için yakışıksız uygulamalara tevessül ediyorlar.
Tek Adam saray rejiminde ve despotizminde kuralsızlıklar, keyfiyet ve maksatlı yok saymalar rutin olarak haksızlık ve hukuksuzluklara yol olmuştur.
Ülkede Tek Adam ve yancısının yarattıkları ekonomik ve sosyal kriz; yolsuzluk ve yandaş kayırmalar halkımızı açlığa ülkemizi iflasa sürüklemiştir.
Tek Adam, tüm gücüne ve kural tanımazlığına karşın artık ülkeyi yönetemez bir konuma girmiştir.
Bu nedenle demokrasiyi katletmiş, anayasaya uymadan kimlikler ve düşmanlıklar üzerinden hareket etmektedir.
Bu rejimde ülkemizi evrensel hukuk normları, demokrasi ve insan hakları yönünden geriletirken, otoriter eğilimleri güçlendirmekte ve halkımıza eziyet ve zulüm uygulamaktadır.
Özellikle aydın, bilim adamı ve gerçek gazeteciler tutuklanmaktadır.
Dün tutuklandıklarından bu yana 6 ay geçen yurtseverler ve birçok değerli insan gezi uydurmasıyla hala demir parmaklıklar arasında tutsaklardır.
Ülkemizde yaşayan tüm halklara barış, demokrasi ve birlikte kardeşçe yaşamayı sunan Selahattin Demirtaş inat ve maksatlı olarak siyasi tutsak konumunda özgürlüklerinden yoksun konumda yıllardır tutukludur.
Bu gericiliğin ve baskıların sonucunda toplumda ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı v bölücü siyaset, insanlarımızı, hukuktan özgürlüklerden ve demokrasiden uzaklaştırmaktadır.
Seçimlere giderken Aleviler üzerinde yeni oyunlar kurulmaktadır.
Ne yaparlarsa yapsalar da bu o kadar kolay olmayacaktır.
Bu arada zapturapt altına almak istedikleri Alevi inanç ve felsefesine göre her şeyden önce “Eline, Diline Beline” sahip olma öğretisi çok değerli ve kıymetlidir.
Ayrıca Aleviler, barışı önceleyen, ayrımcılığa karşı tavır alan, birlikte özgürce ve kendi kimlikleri ile yan yana yaşamayı önemsemektedirler.
Ülkedeki her türlü soyguna, talana, haksızlıklara ve emek sömürüsüne karşı olan bir anlayışı savunmaktalar.
Aleviler, ırkçı ve ayrımcı politikalara karşı, eşitliğinin tam sağlandığı ve liyakatin esas alındığı bir yaşam tarzını öncelemektedirler.
Ülkemizde şaibeli bir seçim sonucu uygulanan ve bir ucube sistem olan partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Alevilerin temel hakkı olan eşit yurttaşlık hakkını görmezden gelip Cemevlerini ibadethane olduğu gerçeğini inatla kabul etmiyor!!!!
Aleviliği folklorik ve turistik bir topluluk gibi görüp topluma böyle lanse etmeye çalışıyor.
Tek Adam, bu inat ve ısrarı ile kendine bağlı hatta biat etmiş bir Alevi topluluğu yaratmaya çalışmaktadır.
Babasının malı gibi her alanda kullandığı kamu kaynaklarıyla Alevi inanç önderlerine maaş bağlamak istemesi aslında onları aşağılayıcı bir tavırdır.
Amaç iyi niyetli ve sorunu çözmek olsa, laiklik ilkesi doğrultusunda asıl muhatapları olan Alevi dedeleri ve kurumları ile çözüm ararlar.
Her şeyden önce Aleviler için Cemevlerinin, Cami, Kilise, Sinagog ve Havra gibi ibadethane olarak kabul edilmesi olmazsa olmazlarıdır.
Ayrıca Aleviler, TBMM’de oy çokluğu ile kabul edilen ve “adına ısrarla “dezenformasyon yasası” denen, bana göre baskı, sansür, hatta kulluk yasası olan bu dayatmalara karşıda tavırlılardır.
Tüm baskı ve tertiplere karşın; Aleviliğin kendine özgü bir inanç olma hakkının vazgeçilmez kırmızıçizgileri olduğunun her koşulda altını çizmektedirler.
Aleviler:
Kendilerinin inancı olan Aleviliği tanımlamalarını evrensel bir hak olarak sadece bu inancın sahibi olan Alevilere ait olduğunu her koşulda ifade etmektedirler.
Tek Adamın keyfiyetine veya siyasi iktidarlara, siyasi kurumlara asla tanımlama hakkını vermeyeceklerini istismara izin vermeyen Aleviler haykırmaktadırlar.
Özellikle Aleviler, kadına verdikleri önemle “Eşim Değil Eşitim…” diyerek laik Türkiye’nin temel taşı konumundalar dır.
Bu nedenle soruyor ve diyorum ki Alevilik felsefesini savunmak için anadan babadan Alevi olmaya gerek var mı?
TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ele alınan torba yasada Alevileri de ilgilendiren başlıkların bulunması üzerine Milletvekili Garo Paylan’dan itiraz geldi.
“Bu mesele bu komisyonda bir madde olarak görüşülemez…” diyen Garo Paylan’a AKP sıralarından “Sen Müslüman değilsin, Alevilerden sana ne” çıkışı yapıldı.
Nedense Tek Adamın ve partisindekilerin açıklamalarına göre gerçekleri savunmak ya izne yâda ırksal ve inançsal farklılıklara bağlı.
Çok yanlış hatta ilkel bir tavır ama artık AKP’de tuz koktu hamur maya tutmuyor!!!!
Oysa sadece insan olmak, vicdanlı ve ahlaklı olmak, demokrasiye inanmış olmak her türlü haksızlığı savunmak için yeterlidir.
Bu nedenle Selahatin Demirtaş’a haksız yere senelerdir siyasi tutsak konumuna getirip hala etkili olduğunu görünce de Tek Adam, “Sen Kürt değilsin” diyebiliyor.
Yine aynı şekilde HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’a da aynı ithamı tekrarlayıp “Sende Kürt değilsin sizlere ne oluyor?” diyebiliyor.
On yıllardır yazar dururum:
Gerçekleri savunmak için namuslu ve yürekli olmak yeter.
Ayrıca tarikat ve cemaatlerin sosyal yaşama yaptıkları baskı ve küçük kızları seks objesi ve eş olarak gören, küçük erkek çocuklarına rezilçe “bademleme” diyerek iğrenç taciz ve tecavüzlere sesiz kalan anlayışı din diye sunanlara bir uyarım var:
Referandum yapmak istiyorsanız halka sorun bakalım adına din dediğiniz ve kadınları yok sayan bir anlayışı mı tercih ederler, yoksa kadına “EŞİTİM” diyen anlayışına mı itibar ederler?
Bunun için bırakın insanların inancını kodlamayı.
İstismar ederek insanların zaaflarından yaralanmayı da bırakın…
Artık yönetemediğiniz ülkemizi seçime götürün ve halklar karar versin…
Herkes boyunun ölçüsünü alsın…
Alevi Dostlara ve Canlara selam olsun asla yalnız yürümeyecekler.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ