Demokrat Zafer

“PAROLAMIZ HUKUK, İŞARETİ DEMOKRASİ, İLKEMİZ LAİKLİK!”

Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, yeni adli yılın başlaması nedeniyle yayınladığı mesajda “parolamız hukuk, işaretimiz de demokrasi en önemli ilkemiz de laikliktir” dedi.

Bursa Adalet Sarayı’nda adli yıl açılış töreni yapılmasına karşın konuşma yapılmadı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın organizasyonuna Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa adli ve idari yargı çevresinin başkanları ile yöneticiler, hakim-savcılar ve avukatlar katıldı.

Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, yayınladığı mesajda şunları söyledi:

“Saraylara layık görülen adalet, saraylara layık bir halde mi? Teknolojik imkanlar gelişirken, meslek icrası UYAP gibi uygulamalarla kolaylaşırken, hukuk nerelerde? Buna bakmak için hukukun üstünlüğü endeksinde nerede olduğumuza bakmak yeterli sanırım. Bu endekste 139 ülke arasında 117’inci sıradayız. Adalete güvense % 20’ler seviyesinde…

HUKUK HİÇBİR ZAMAN ÜSTÜN OLMADI

Kabul etmek gerekir ki hukuk bizde hiçbir zaman üstün olmadı. Bazen ‘kanun devletinden’ bile uzaklaşan bir ülke olduk. Bunun en somut örneğini Avukatlık Kanunu’ndaki apaçık hükme rağmen idari kararlarla engellenen ve bir yıl yaptırılmayan baro seçimlerinde, en yakın zamanda şarkıcı Gülşen’in tutuklanması örneğinde gördük.

Bir suç örgütü lideri hepimizin gözü önünde yaklaşık bir yıldır devleti yönetenlerle bağlantılı onlarca açıklama ve ithamda bulunuyor. Bunlardan bazıları hakkında Bursa Barosu olarak savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ancak bunlar hakkında halen yargı makamlarında sonuçlanan bir dosya yok.

LAİKLİK İLKESİ HİÇE SAYILIYOR

Diyanete bağlı imamlar ve çeşitli tarikatların mensupları her gün halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, kendine ait olmayan diğer yaşam tarzlarına müdahale eden, hedef gösteren, devletin laiklik ilkesine aykırı onlarca söylemde bulunmalarına ve bunlar hakkında da suç duyurusunda bulunmamıza veya bulunulmasına rağmen yargının bunları görmezden geldiği görülüyor.

2017 anayasa değişikliği ile yürürlüğe konan yeni anayasal rejimle devletin tüm kuvvetlerinin örtülü olarak yürütmede birleştiği görülmekte. Anayasamızda kuvvetlerin ayrılığı prensibi olsa da artık açıkça ‘kuvvetler birliği’ denen bir sistem hüküm sürmekte…

YARGI KARAR ALAMAZ DURUMDA

2016 yılındaki darbe teşebbüsünden sonra yargıda ve devletin diğer kurumlarında hakim olan FETÖ cemaatinin yerini başka cemaatlerin aldığı ifade ediliyor. Yargı, yürütmeye rağmen bir karar almaz görüntüsü vermekte.

Devleti tek elden yönetme yetkisi ve isteği ile ülke hem sosyal hem de hukuksal olarak ağır bir kriz dönemi içinde. Daha önce gizlenebilen bu sistem zafiyeti ekonomik kriz ile birlikte apaçık ortaya çıkmış durumda. Anayasamızdaki demokratik devlet ise siyaseten ve hukuken denetlenebilir bir yapıdan ziyade, fetişleştirilmiş, hamasi retorik yüklü bir sandık demokrasisine indirgenmiş halde.

NEPOTİZMİN SONUCU LİYAKATSİZLİK

Toplumsal muhalefetin yalnızca sosyal medyada yer alabildiği ama yürütmenin bundan da rahatsız olup ‘bilgi kirliliği’ ‘kriz’ bahanesiyle bu alana müdahale etmeye hazırlandığı ancak gelen tepkiler üzerine sosyal medyaya sansür yasasının şimdilik rafa kalktığı görülmekte.

Devlet yönetiminde nepotizm denen eş, dost, akraba, tarikat vs. kayırmacığının artarak devam ettiği ve devleti liyakatsiz kadroların sardığı görülmekte.

Bunlardan başka düşünce ve ifade özgürlüğünün somut hali olan; toplantı ve gösteri yapma konusunda her gün bir yasaklama haberi karşımıza çıkmakta. Tüm yaz boyunca ve halen birçok konserin yasaklama haberi karşı karşıya kalmaktayız. Bu yasaklar ilginçtir ki, sosyal medyada koruyanı belli ama kimliği belli olmayan laiklik karşıtı grupların ihbarları ile hayat bulmakta.

HAKLARIMIZI KİMSE ALAMAZ

Her hak, insanı, hakları ve şerefiyle bir hukuk kişisi ve öznesi kılar. Anayasada da yer alan bu haklar bizlere sıkı sıkıya bağlı olan haklardır. Ve onları kimse elimizden alamaz. Bu hakların elimizden alınmasına olanak sağlayan, karar alan her güç odağı suçlu, buna cevaz veren her yönetim de antidemokratik ve faşisttir.

Üniversitelerde gösteri hakkını ve özgürlüğünü kullanan öğrencilere, siyasi partilere ve üyelerine ‘terörist’, gezi olaylarına katılan kadınlara ‘sürtük’ demek sövme suçunu oluşturur. Bu söylemler aynı zamanda halkın bir kesimini diğeri aleyhine nefrete yöneltme suçunu oluşturur. Bu söylemler aynı zamanda anayasal haklara yöneldiği için, anayasaya yönelikte suçtur. Bunun kamuda güç sahibi olanlarca yapılması da bu suçları nitelikli hale getirir.

KİMSENİN SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Ancak kimse şunu unutmamalıdır ki hukukun üstünlüğüne dayanan bir düzende devleti yönetenler de dâhil, hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Eğer bazı kişilerin suç işleme özgürlüğü varsa, o düzen faşizme kaymış demektir. Böyle bir düzende ise, artık hak ve özgürlüklerle donatılmış bireyler yoktur, düzenin yarattığı, şerefleri elinden alınmış köleler vardır.

Ülkemizde yaşanan sorunların kaynaklarından biri de bahsettiğimiz demokratik bir ortamın olamayışıdır. Çünkü demokrasi ile hukuk birbirini tamamlayan kavramlardır. Çatısı ve güvencesi de laikliktir.

Bursa Barosu olarak o yüzden bizim parolamız hukuk, işaretimiz de demokrasi en önemli ilkemiz de laikliktir.”

Bursa Barosu Başkanı Öztosun, avukatlık mesleğinin sorunlarına da dikkat çekerek, “Avukatlar; hak arama özgürlüğünün, savunma hakkının ve hukuk devletinin en temel güvencesidir. Her fırsatta dillendirdiğimiz üzere bağımsız savunma, halkın savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının güvencesidir. Avukatların tam bir özgürlük ve bağımsızlık ve geçinme kaygısı olmadan mesleğini icra edemediği, yargılama faaliyetine katılamadığı bir ortamda bağımsız ve tarafsız yargıdan, adil bir yargılamadan ve adil bir devlet düzeninden söz edilemez” dedi. Öztosun, avukatın sesi kesilirse yurttaşın nefesinin kesileceğini bildiklerini belirterek “Avukatsız adalet olmaz. Avukatların tüm haklarını alıncaya kadar, ülkemizde gerçek bir adalet düzeni, gerçek bir hukuk devleti kuruluncaya kadar, içi boşaltılmış olan hukuk, adalet, demokrasi ve laiklik kavramları gerçek anlamını buluncaya kadar mücadelemizi sürdürüp, güneşten ışık yontmaya devam edeceğiz.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ