Demokrat Zafer

Kim seçilirse seçilsin, başımızın üstünde yeri olacak.

CHP Bursa İl Kongresi Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenleniyor. İl Başkanlığı’na aday olan 3 isim bulunuyor. Gerçekleştirilen kongrede, Turgut Özkan, Nihat Yeşiltaş ve Gürhan Akdoğan il başkanlığı için yarışacak.

CHP Bursa İl'de kongre heyecanı

SİMLANUR İNCE – HÜSEYİN İZCİ / BURSADA BUGÜN

CHP Bursa İlçe kongrelerinin ardından bugün de CHP Bursa İl Kongresi gerçekleştiriliyor. 3 adayın olduğu kongre Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenleniyor. Aday isimlerin arasında Turgut Özkan, Nihat Yeşiltaş ve Gürhan Akdoğan yer alıyor.

Gerçekleştirilen kongreye, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, CHP Osmangazi Belediye Başkan adayı Erkan Aydın, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Uslu, CHP Genel Başkan adayı Örsan Öymen, CHP MYK Üyesi Lale Karabıyık, CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan katıldı.

Kongrede 644 delegenin oy kullanması bekleniyor.

CHP Bursa İl Kongresi‘nin divan başkanlığını CHP Genel Başkan Yardımcısı Tahsin Tarhan yönetecek.

BLOK LİSTE İLE SEÇİME GİRİLECEK

Kongrede yapılan  oy çokluğu ile blok liste seçimine girileceğine karar verildi

CHP Genel Başkan aday adayı Örsan Öymen’in konuşmasından satır başları şöyle; 

Her zaman çoklu nedensellik vardır. Birçok neden vardır. Bunları doğru tespit edersek çözümü bulabiliriz. Ama bir mesele daha var. Yüzde 48 meselesi. Fakat daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partilerine gösterdikleri adayların toplam oyu da yüzde artan yok. Elbette ki tek adaylar yerine dönüş olması başarıdır. Biz de yönetime yönelik bütün eleştirilerimizi seçim döneminde askıya aldık. CHP’limizin, genel başkanımızın kazanması da yoğun bir çaba sarf ettik. Oyunuzu verdik. Fakat ne yazık ki daha önce muhalefetin yüz 78 oy bu seçimde de dediğim gibi bunların birçok nedenlerinden bir tanesi AKP hükümetinin baskıları. AKP uyguladığı baskılar bu sonuçlarda elbette etkili olmuştur. Ancak bu tek nedenle ilgili birçok neden vardır. Bazı nedenlerde bizim aslında ortadan kaldırabileceğimiz, yani sorun olduğumuz diyelim isterseniz. AKP’nin baskılarını aşamadıysak en azından başka aşabileceğimiz meseleler  vardı. Onları ne yazık ki yönetim başaramadı.

“YÜZDE BİR, İKİYİ BULMAYAN SİYASİ PARTİLERE 38, 39 MİLLETVEKİLLİĞİ HEDİYE EDİLMİŞTİR”

Parti demokrasi unsurudur. Parti içi demokrasiden seçim sonuçlarına ilgisi nedir? Şöyle parti içi demokrasi olmadığı için konular, sorunlar parti içinde yeterince tartışılmadığı için ilçe ve il örgütleri devre dışı bırakıldığı için parti meclisi dahi parti meclislerindeki tüzüğümüze göre politikalar kararların alındığı organların parti meclisinden bile ne yazık ki birçok konu tartışılmamıştır. Oligarşik bir yapı seçimle ilgili karar veren almıştır. Ve bunun sonucunda da birçok lojistik, stratejik ve ideolojik hata yapılmıştır. Umarım kurultayda bunları daha uzun uzun anlatma fırsatı bulabilirim. Ama belki birkaç örnekleme yapabilirsek milletvekili listede oyu yüzde bir, ikiyi  bulmayan siyasi partilere otuz sekiz, otuz dokuz milletvekilliği hediye edilmiştir.

“DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY OLMADI”

Kılıçdaroğlu ile hiçbir kişisel sorunum yok. Ben o zaman da aynı konularda parti içi demokrasi, partinin sağa savrulması konusunda Deniz Baykal’a da anlattım. Değişen hiçbir şey olmadı. İsimler değişti sorunlar değişmedi. Bazı arkadaşlarımız değişimden söz ediyor. Değişimin içini doldurmamız gerekiyor. Neler değişecek? İnsanlar mı değişilecek? Bu ilkesizliği bir kenara atacak mıyız? Ön seçim yapabilecek miyiz? Adaylarımızın ön seçimle belirlenmesi gerekiyor. Üyelerin sağlıklı bir yapılanmayla olması gerekiyor. Bir eğitim gerekiyor. Parti üyelerimizi öncelikle eğitmemiz gerekiyor. Üyelerimizin de vatandaşlara bunları anlatması gerekiyor. İlkelerimiz üzerinden ekonomi, sanayi, tarım, sağlık alanlarındaki projelerimizi geliştireceğiz.

“ÇARŞAF LİSTE İLE SEÇİME GİRİLMELİ”

Parti meclisi bir noter taktik masası değildir. MYK en üst karar organı değildir. Parti meclisinin aldığı kararlarda tüzüğün üzerinde olamaz. Genel başkan partiyi temsil eder. Temel ilkelerin üzerinde değildir. Çarşaf listeli seçime gitmeyi kolaylaştırmamız lazım. Mahallede, ilçede, ilde çarşaf liste ile seçime gidilmediği zaman kurultay da gidildiğinde bir anlamı olmuyor.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın konuşmasından satır başları şöyle; 

Bu gerçeği göreceğiz. Burada tahliyeler yapıldı. Hocam geniş tahliller yaptı. Elbette duygularını, bilimsel öğretilerle açıkladık. Şunu çok net bilmekle buradayız. Biz sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ni kaybetmedik. Aslında bu seçim çok farklı döneme geçtiğimiz tarihten bugüne kadar ilk kez toplumsal olarak demokrasiye geçişimizin en önemli büyük adımlardan biri. Yani aslında seksen beş milyon demokrasi adına çok büyük bir kayıp yaşadı. Aslında demokrasi kaybetti. Neden? Çünkü bu ülke çok uzun yıllardır vesayet düzeni altında yaşamaktadır. Ve çok üzgünüm ki bizim vesayeti kırmamız lazım. Hangi vesayeti devlet vesayetini kırmamız lazım? Yani eğer biz devlet cesaretini kıramazsak İktidarın, devletleşmiş vesayetini kıramazsak, partilerin genel başkanlarının çok büyük öneminin olmayacağını bir kez daha söylüyorum. Dolayısıyla bizim demokratik bir toplum elbette demokratik bir devlet olarak mutlaka ve mutlaka güçlü ve ciddi çaba içerisinde olmamız gerekiyor. Bu sözle benimsememiz gerekiyor. Kim Cumhuriyet Halk Partisi söylemesi gerekiyor. Çünkü demokrasinin olmadığı yerde faşizm vardı. Diktatörlük var, otoriterlik vardır. Bugün her anda bunu yaşıyoruz. Şu anda kıyametin bir projesi Milli Eğitim’in projesi diye İzmir’de hayata geçmeye çalışılıyor. Yani okullarda imamlara göre çalışılıyor. Nedir bu? Bilimsel, sorgulayıcı, demokratik eğitim yerine tarikat ve cemaatlere dönük bir eğitim modeline doğru iktidar nereden alınmaktadır? Biz bir tarafta büyük medyanın şahı öbür taraftan iç çekişmeler nedeniyle gündemden kopuyoruz.

“BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA BİZE SORUMLULUKLAR DÜŞMEKTEDİR”

3 gün önce Sivas’ta 30 yıl üzerinden geçen Sivas katliamının duruşması gerçekleşti. Orada çok net gördük. Hukuk bitmiş. Adalet sadece binaların üzerinde yaşıyor. Bir de mülkün temelidir, adaletliye hakimlerin, savcıların arka tarafında yazıyor. Sadece bu kadar. Bu ülkede insan öldürmenin bedelinin karşılığı hukuk düzeninde veriliyor. Politik, siyasi, maalesef geldiğimiz nokta bu. Bir kez daha elbette canımız yandı. Bir taraftan cumhurbaşkanı Sivas katillerini affederken artık bundan sonra sorgulanmıyor, uçaklar yakalanmayacak. Bu kadar acı, bu kadar ağır tabloyla karşı karşıyayız. Ve bugün geldiğimiz noktada bize sorumluluklar düşmektedir. Elbette değişeceğiz. İdeolojik olarak değişeceğiz. Küresel ısınma değişikliği var. Yeni bir program mutlaka hayata geçireceğiz. Deprem var deprem. Su sorunu var. Kıtlık var, açlık var.

“SEÇİMİ KAYBETTİK AMA BİZ HAKLIYDIK”

Program değişikliği mutlaka yapılmalı. Kadro değişikliği mutlaka yapılmalı. Dünü okuyarak bugünü okuyarak sokaktaki insanın ihtiyaçlarını görerek bugün çocukların okula götürecekleri olmadığını gören üniversite çocuklarından yurt bulamadığı için maalesef kayıtlarını yaptıramadığını görerek 11 bin 500 asgari ücret alan asgari ücretliye ya da 7 milyar alan emekliliğin yaşadığı ciddi durumu görmeye ihtiyacımız var. Seçimi kaybettik. Ama biz haklıydık. 28 Mayıs’ta toplumu kandırarak, oy alan iktidar, 28’inden sonra bütün gerçekliği nokta anlatıyor. Şunu söyleyebilirsiniz. Millet İttifakı iktidar olsaydı bu acı tablo halka mal olmayacaktır. Sorunu yaratanlar bizler kesinlikle bu halkın bu kadar ağır bir ekonomik tablo içerisinde kalmasına engel olacaktır. Bütün planlar hazırdır. Başka bir şey daha söylemek zorunda mısınız? Bunu anlatmak zorundayız. Biz başarabiliriz.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık’ın konuşmasından satır başları şöyle;

Bir seçim süreci geçirdik. Bunu tabiki değerlendiriyoruz. İnanmıştık ama kaybettik. Şunu unutmayalım ki devletin bütün kaynaklarını kullanan iktidar ile yarışa girdik. Adil koşullarda seçime girdik. Biliyorsunuz ki montaj videolara kadar, bütün devlet kaynakları ile, seçim çalışması yapan bakanlarla hiç de adil olmayan seçim süreci yaşadık. Buna rağmen, 25 milyon vatandaş bize inandı ve bize oyunu verdi. Ama hatalarımız var mıydı vardı. Bazı yerlere giremedik. O bizim hastamızdı. Eleştiriler olur. İktidara gelirsek diye bütün çalışmalarımızı yapmıştık. O kadar inanmıştık. Başarı da başarısızlıkta hepimizin. Ama biz umut olmaya devam etmek zorundayız. Bu seçimlerin adil seçim olmadığını unutmamamız lazım. AK Parti sokaklara çıkamadı. Söyleyecek hiç birşeyleri yoktu. Sonra AK Parti video montajlarla CHP’yi bölücü terör örgütü ile yan yana koydu. Bu algıyı yaptı. Hiç kimse başarısızlığa kılıf uydurmaya çalışmıyor. Umut olduğumuzu unutmayalım arkadaşlar. Herkesin bizden beklentileri var. Getirilmek istenen ama bizim tepkimizden dolayı meclise getirilmeyen o kadar çok şey var ki. Muhalefet yapılmıyor deniliyor ya, öyle bir şey yok. Benim arzum buradan ayrılırken kim kazanırsa kazansın, buradan birlikte çıkmak. Eğer ki Büyükşehiri alırsak ki alacağız, kim il başkanı olursa, bu başarının ortağı olacak. Seçilecek başkan tarihe geçecek.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey’in konuşmasından satır başları şöyle;

Burada genel sorunlar ağırlıklı konuşuluyor. Siyaset kazanma sanatıdır. Ya kazanır ya kaybedersiniz. Eski zamandaki kongreleri hatırlıyorum ve şimdiki kongrelere bakıyorum. Görüyorum ki salonumuz küçük olmasına rağmen, şenliğimiz haline dönüşmedi. 38. Düğünümüz olması gerekiyor. İl ve ilçe kongrelerinde sorunların konuşulması gerekiyor. Sendikacı, ev kadını her kesmin burada derdini anlatması gerekiyor. Bunları raporlayaıp genel merkeze yollamamız gerekiyor. Demokrafik taleplerimizde inanılmaz azalmalar var. Daha önce de önerdim, tüzükte mutlaka delegasyon sisteminin değişmesinden yanayım. Sadece seçim günü sandıkta sorumlu olmak yetmiyor. Seçim sonrası da o sandıkdaki insanlarla bir araya gelinmesi gerekiyor. Bunların il ilçeye aktarılması gerekiyor. O zaman başarı gelecektir. Biz kaybedilen seçimde gerekeni yaptık mı? Her eve ulaştık mı? Birebir insanlara anlatamadığımız için, Kemal Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir değişim yapacağını anlayamadığımız için vatandaş da bize gerekli oyu vermedi. Bu çok tartışılıyor, tartışılacakta. Cumhuriyet Halk Partisi üyelerimiz. Uyanmamız lazım. Yoksa yerel seçimlerde belediyeleri de alamayız. Önümüzdeki yerel seçimleri mutlaka kazanmalıyız. Bu inancı taşımalıyız. Yılgınlığa gerek yok. Biz inanıyoruz. Sizde inanın başaracağız.

CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

Bizi Cumhuriyet Halk Partisi olarak farklı kılan, farklı düşünceleri herkesin söyleyebilmesi. Bugün de gurur duydum partimle. Hatalarımızdan derslerimizi çıkarır yolumuza devam ederiz. Bizler bir karamsarlığa kapıldık. Ama Kuvayı milleye geleneğinden gelen bir parti olarak pes etmemenin ne demek olduğunu biliyoruz. Ülkemizde birçok sorun varken şimdi birbirimize daha sıkı sıkı sarılmalıyız. Ben Bursa’dan bütün başkanlarımıza, bütün yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Kim seçilirse seçilsin, başımızın üstünde yeri olacak.

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk’ün konuşmasından satır başları şöyle; 

Birçok konuya değinildi. Ben de çok uzatmadan aslında bütün bu mücadelenin içerisinde bütün bu mücadelenin sonuçlarını değerlendirdiğimizde aslında örgütümüze ne kadar az değer verdiğimizi ve örgütümüzü ne kadar önemsememiz gerektiğini anlıyorum. Görülen şu ki bu mücadelede tek sahip olduğumuz güç sizlersiniz. Az önce mali kadroya baktığımızda gençlere 35 bin lira lira, 4 yıl boyunca kadınlara 17 bin lira ayırdığımızda çok net görebiliyoruz. Sonuçta başarıyı belirlediğimiz örgütümüzü güçlendirmek ve yerine getirmek zorundayız.

“KURUMLARI GELECEK NESİLLERE BIRAKMAK ZORUNDAYIZ”

Değişim sadece insanlarla olmaz. Değişimin kuralları, metotları ve zamanın gereklilikleri doğrultusunda gücü yaratmanın ve kurumları gelecek nesillere bırakmak zorundayız. Öncelikle değişimle ilgili bilgi ve iletişim çağının yerine getiren kazanımlarını etkin kullanan bir parti haline getirmeliyiz. Bilgi dün olduğu gibi bugün de yarın da en önemli güç olacaktır. Önce örgütümüzü yani örgütümüzü oluşturan üyelerimizin ve onları güncellemeliyiz. Sadece üyemizin adı, soyadı, telefonu ve adresi bizim için yeterli olamaz. Onun desteği, memleketi, çalıştığı kurumlar, eğitim altı kurumlar ait olduğu sivil toplum örgütleri, özenle onun siyasi anlamda tüm niteliklerini bilen olmalıyız. Çünkü bizim sahada tek düşümüz üyemiz, yani sizlersiniz ancak biz şu anda bu bilgilere sahip değiliz. Yaşadığımız sokaktan başlayarak da siyasi mektubu çıkartmamız lazım. Madenin demokratik, sosyal, ekonomik, mesleki, kültürel insan yapılarını dijital anlamda bilge haline çevirmeliyiz.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’nın konuşmasından satır başları şöyle; 

İlk olarak seçimi kazanamadık. Niye kazanamadık konusunda epeyce konuşuyoruz. Hepimizin umutları vardı çünkü gelenler bilirler. Mücadeleyi kazanmanın nesnel ve öznel koşulları vardır. Biz nesnel koşulların bizim kazanmamız için hayatın önümüze koyduğu bir armağan gibi olduğu dönemde kazanabileceğimizi düşünüyorum. Ama kazanmaya yetmediğini gördük. O yüzden bugün değişimi tartışıyoruz. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlara ulaşamayacağımızı bildiğimiz için değişimi tartışıyoruz. Değişim dediğimiz zaman tartışmak yerine, olgularla tartışmanın önemine vurgu yapmak zorundayız. Bugün partimizin geliştirilmeye açık 3 önemli alanı masaya yatırılması gerekir. Bir tanesi kurumsallaşmayla ilgili sıkıntılarımız var. Ikincisi demokratikleşmeyle ilgili bazı sıkıntılarımız var. Üçüncüsü kitleselleşmeyle ilgili rahatsızlıklarımız var. Bunları aşabilmek için tüzüğümüzde değişiklik yapmak zorundayız. Bilenler biliyoruz. Ben tüzük değişikliğiyle ilgili 24 maddeyi içeren değişiklik önerilerimizi hem genel merkeze sundum hem de sosyal medya hesaplarından yayınladım. Hepsine burada söyleyecek değilim. Ama birkaç noktaya vurgu yapmak gerekir.

“BİZ SOLCUYUZ, HAYATA SOLDAN BAKIYORUZ”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin ideolojik duruşunun kimsenin kafasında soru işareti kalmayacak şekilde netleştirilmesi gerekir. Bizim tüzüğümüzde demokratik bir sol parti üyesi olduğumuz yazıyor ve biz sosyalist üyesiyiz. Dolayısıyla bütün başkan adaylarımızın, bütün parti yöneticilerine ve ben partilinin sosyalist ve entegrasyona üyesi olduğumuzu söylemekten çekinmeyeceği bir siyasal vatan yaratmak zorundayız. Bu konuşmayı çok önemle söylemek isterim. Biz solcuyuz, hayata soldan bakıyoruz. Sermayenin varlığı, kümesel kapitaliz ekonominin varlığı söz konusu oldukça sağ ve sol var olacak. Emek sermayeye karşı mücadele konusunda her zaman diri, her zaman işçi sınıfıyla birlikte yürümek zorunda kalacak. Bunun da ana akım en öndeki partisi Cumhuriyet Halk Partisi. Bir kere bunu çok net bir şekilde ortaya koymamız gerekir. Ikincisi parti içi demokrasi işletmemiz gerekiyor. Seçimi kazanamamakla ilgili yüzlerce neden var. Çok değişkenli analiz yapmak lazım. Ama bir tanesi de o seçimdeki ben de dahil milletvekili adaylarının partinin üye herhangi bir süreçte katkısı olmadan belirlenmiş olmasıdır. Dolayısıyla milletvekili adayının, belediye başkanı adayının, belediye meclis üyesi adayının mutlaka tercih edilmesinde ön seçim sisteminin hayata geçirilmesi. Bunun hayata geçiremediği bir partide biz demokrasinin gerçek anlamda söz edemeyiz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ