Demokrat Zafer

YAŞAMINIZIN KIYMETİNİ BİLİN…

Geçmiş dönemin etkin sesi CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday yaşadığı sağlık sorununu;

Yıllardır siyaset yapan ve yazan, toplumsal olaylara karşı mağdurdan ve zorda olandan yana tavır koyup mücadele eden bir insan olarak ömrümü tükettim.
Çok zordur bizim gibi tüm değerlerin yok edildiği, hak ve hukukun yok sayıldığı, demokrasinin güçlünün aracı haline sokulduğu bir ortamda böyle bir yaşamı sürdürmek!!!
Çoğunluğun haklıdan ve mağdurdan yana olmak yerine güçlüden yana olduğu, Oportünizme ve Makyavelizm’e başvurmadan doğruları yazmak ve nasırlara basmak dosttan çok düşman kazandırır.
Ben Güler Buğday olarak 76 yaşıma kadar asla ama asla güce karşı eğilmedim.
Hiçbir zaman haksızlık karşısında susmadım, korkmadım ve asla kişisel beklenti içinde olmadan yürekli ve sol/sosyal demokrat olmanın ilkelerine bağlı olarak erdemimle yaşadım.
Bana hala tüm dostlarım” Ablacım, sen çok güçlüsün, sen başarırsın, sen vazgeçemezsin….” diye iyi niyetle ama hala görev tevdi ediyorlar.
Oysa her insan gibi bu zorlu ve insanı sonunda tüketen mücadeleden bende çok yoruldum.
Son yaşadığım ciddi sağlık sorunlarıyla da inanın adeta tükendim…
Beni tanıyorsunuz her zaman açık bir kitap gibi oldum.
Her türlü duygumu ve yaşadığım olumlu veya olumsuzluğu buradan paylaştım.
Birçok kronik hastalığım olduğunu tüm dostlarım biliyorlar.
Tedavi ve kendimi koruma konusundaki ihmalime de kızıyorlardı.
Haklı çıktılar.
Herkes yaşamının kıymetini bilmeli.
Önemsenmeyen, ciddiye alınmayan veya “bana bir şey olmaz…” yanılgısıyla ihmal edilen sorunlar sonunda inanılmaz büyük ve ciddi hatta telafisi çok zor olaylara sebep olabiliyorlar.
Bunları yazıp paylaşırken ders alınmasını ve benim düştüğüm hataya düşülmemesini istiyorum.
Ben çok az uyuyan ve sabah, 0,5 veya en geç 0,6 da güne bir neskafe eşliğinde okuyup yazarak başlayan bir insanım.
Yani gözlerimi çok yoran ve muntazamda gözlük kullanmadığım için sıkıntı yaşayan bir konumdaydım.
Sonunda olanlar oldu:
Güre’deyken birden bire sağ gözkapağım düştü ve ciddi bir görme sorunu yaşamaya başladım.
Bu arada seçim raporu yazmamıştım.
Sanki görevliymiş veya mecburmuşum gibi tek gözle diğer gözü de elimle açarak zorda olsa kendi penceremden bir değerlendirme yazıp paylaştım:
“BU RAPOR VE ANALİZ MUTLAKA OKUNMALI. DEĞİŞİM NASIL OLMALI???
SEÇİMLERİ MİLLET İTTİFAKIMI KAYBETTİ, CUMHUR İTİFAKI MI KAZANDI????”
Oldukça emek verdiğim, analiz yaptığım ve okuyanlara yararlı olacağını düşündüğüm bu paylaşımımı 6 adet başka internet gazetesinde de paylaşılmış olan bu yazımı ancak benim sayfamda 20 kişi beğenmiş)))
Gerçekten gözlerimi feda etmeye değecek kadar değer verilmiş …
Ben göz kapaklarımda yaşa ve yorgunluğa bağlı olarak düşme oldu diye çok korkmadım.
Herkes, “endişe etme bu durum ameliyatla kaldırılıyor hemde on yaş gençleştiriyor” diyenlerin onlarca doktor veya güzellik uzmanı telefonlarıyla muhatap oldum.
Ben resmimi çekip birkaç dosta ve göz konusunda herkesin saygı ve güven duyduğu daha önce göz ameliyatımı yapmış olan Retina Gözün sahibi Remzi Avcı beyi aradım ve resmimi yolladım.
Telefonla konuşunca durumun ciddiyetini anladım.
Remzi bey durumun beyne bağlı bir sıkıntıdan olabileceğini bu nedenle mutlaka önce beyin yani Nöroloji görmeli dedi.
Çok korktum.
Güre’de yalnızdım ve Gogol’da okuduğum bazı şeyler moralimi çok bozdu.
Dostum ve eski komşum nöroloji uzmanı Mustafa Erim ilk önce uzaktan beni ayna önüne alarak çok uzun bir süre belli hareketler yaptırarak muayene etti.
Ve “mutlaka görmem lazım” deyince olayın ciddiyetini anladım.
Dostum Mustafa Erim gerçekten çok ilgilendi ve EEG çektirerek bana
“MYASATANİA GRAVİS” olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyip hastalığında başa bela bir şey olduğunu öğrenince yıkıldım adeta…
Bu arada benden tek kuruş almadan bu önemli tespiti yaptı ve mutlaka endikronlojinin görüp birçok tetkikin yapılmasını istedi.
Ve benim her zaman kurtarıcı meleğim olan Mediciana’dan Neşe Tunalı’ya kendimi teslim ettim.
SONUÇ:
Günlerdir yapılan muayeneler, tetkikler bende çok yüksek olan ve şekerden dolayı bulunamayan damarlardan ünitelerle kan alınması yetmezmiş gibi şimdi sizlere anlatacağım bir zor süreç daha yaşadım ve yaşıyorum
Medicana’da sil baştan Nöroljiden başladık. Çok duyarlı ve bu konuda çok güvenilir bir hocamız benimle ilgileniyor.
Birçok testten sonra dün sabah aç karnına anestezi ile beyin emarı çekildi.
Bu arada Medicana’da göreve başlayan her zaman haksızlık yapıldı bu saygın ve ülke için ama daha çokta CHP için dediğim eski milletvekilimiz Yüksel Özkan, ilk günden bu yana tam bir dost olarak beni hiç ama hiç yalnız bırakmadı.
Sağ olsunlar birçok dostum sağ olsun arayarak, yazarak, bana sahip çıktılar.
Neyse dün bana emar çekiminden sonra lk kez yapılan bir işlemden söz edeceğim.
EMG:
EMG ile sinir dokularının veya kas dokularının olumsuz etkilendiği hastalıkların tespiti ve değerlendirilmesi sağlanır.
Hastalıklarda varlığında beyinden iletilen sinyaller sinir dokularınca doğru şekilde kaslara iletilemez veya iletilen sinyallere karşılık olarak kaslarda uygun kasılma yanıtı alınamaz.
Sonuç olarak hastalarda kas ve sinir dokuları ilgilendiren çeşitli semptomlar ortaya çıkar.
Bu doğrultuda aşağıdaki klinik belirtilere sahip hastalarda ileri değerlendirme için EMG yapılması planlanabilir:
Kaslarda seğirme, aralıklı istemsiz kasılma varlığı
Vücudun belirli bölgelerinde uyuşukluk, karıncalanma
Kas güçsüzlüğü veya kas hareketlerinde zorlanma
Kas ağrısı veya sık kas krampları geçirme
Uzuvlarda kronik ağrı varlığı
Her neyse ben günde 4 kez insülin kullandığım için ince iğne ile yapılacağını sandığım bu durumdan fazla etkilenmeiyeceğimi düşünüyordum.
Ancak inanın dayanması çok zor bir yarım saat yaşadım.
Ağrı eşiğim çok yüksek olduğu halde en üst perdeden bağırarak dayanmaya çalıştım
.
Çünkü iğne değil bana ciddi oranda elektrik vererek bu işlemi yaptılar.
Elektrik verilirken parmağım, bacağım kopuyor sandım, yüzümdeki ve kulak çevremde verilen elektrikler dayanılmaz acılar verdi.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar, Canlar ve beni tanıyan arkadaşlar ve okurlar..
Böyle günlerde gerçek dostlar ve yakınlar belli oluyor.
Hatta beklenmeyen hayal kırıklıkları da yaşanabiliyor!!!!
Bu koşullarda sadece fiziki acı çekmiyorsunuz, manevi acıya katlanmak çok daha zor oluyor.
Birde siz o insanlara hep dost olup, emek verip, sevip sayıp koruyup kollamışsanız canınız daha çok yanıyor.
Tıpkı Elektrik verilen EMG gibi!!!!
Bunları yazdım ki herkes canının ve yaşamının kıymetini bilsin.
Bu arada o kadar çok insan bana dua ediyorlar ki hepsi sağ olsun.
O kadar güzel insan moral vermek için yazıyor, arıyor mesaj yolluyorlar ki hepsi var olsun.
Burada tek tek isim yazmayacağım ama bir kişiyi, mutlaka belirtmek zorundayım.
Nilüferin naif, insan ve duyarlı Belediye Başkanı Turgay Erdemi yazmak zorundayım.
İnanın kendimi başkanımız sayesinde hiç eksik ve yalnız hissetmedim.
Kim ne derse desin, kim kuyusunu kazarsa kazsın Turgay Erdem, saygı duyulacak, güvenilecek ve öğünülecek bir İNSANDIR…
Bu arada bunları okuyunca benim evin küçük ve çalışkan oğlu Erkan Aydın isyan edecek ve “beni niye yazmadın, gece gündüz arıyor ve bir ihtiyacın var mı diye soruyorum” diyecek.
Tüm dostlara birkezde buradan teşekkür ederim. Varlıkları hala CHP’de umut olduğunu gösteriyor.
Yeter ki yenilenmesini istediğimiz örgütler; hırsı aklından öte gidenlerin, egolarından vaz geçmeyenlerin tezgâhında yeniden yapılanmazlar.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ