Demokrat Zafer

Depreme Akademik Bakış! Eğri Cetvelle Doğru Çizgi Çizilmez!

Yeniden Aydınlanma Derneği Bursa Şubesi tarafından Ördekli Kültür Merkezi’nde “Deprem Bilinciyle Kentleşme” konulu bir seminer verildi. Semineri Akademik Oda Başkanları ve Mühendisler Engin Er, Şirin Rodoplu Şimşek, Ülkü Küçükkayalar, Uluay Koçak Güvener, Şentürk Aydın konuşmacı olarak katıldı. Adım adım yaklaşmakta olduğu Bursa’da alınması gereken tedbirlerden bahsedilerek “Bursa’da Acil Eylem Planı yıl bitmeden hayata geçirilmelidir” gerçeğine vurgu yapıldı. Genel Başkan Halil Konuşkan ve Genel Merkez yöneticilerinin de katıldığı seminer 2 saat sürdü.

Bursa İl Temsilcisi emekli öğretmen Mehmet Yılmaz; “Sonsuz bir evren içerisinde, kendi içinde sonsuz bir evreni barındıran varlık olan insan, tarihin her döneminde evrensel yasalara karşı çıktığında, evrensel yasalarla uzlaşmak yerine savaşmayı seçtiği her seferde hüsrana uğramıştır.

Evrende yer alan her yapı bir nizam üzere hareket eder. Tarih boyunca insanoğlu bu nizama muhalif davrandığı her zaman kendi felaketini hazırlamıştır.

Biz kabul edelim ya da etmeyelim, her varlık bu doğal yasaların sınırları içinde vardır ve varlıklarını bu yasalara göre sürdürürler. İnsanoğlu mevcudiyetini devam ettirmek istiyorsa ilahi yasalarla kavga etmek yerine uzlaşmak, iş birliği yapmak zorundadır.

Mevcudiyetini devam ettirmek istiyorsa insan, ilâhî yasalarla savaşmak yerine uzlaşmak, iş birliği yapmak zorundadır. Doğal yasalarla, ilâhî yasalardır reddedilemez, tersine çevrilemez. Yer çekimi, yıldırım, şimşek, yağmur, sel, deprem yangın doğal yasalardır…

Binaların depremde yıkılması, şiddetli yağış sonrası oluşan sel baskınlarında sular altında kalması, bir sebep değil sonuçtur.

Şimdi sizlere sormak istiyorum:

Yağmur rahmet mi, zahmet mi, yoksa Felaket mi?

Deprem, sel, yangın, yıldırım birer afet mi?

Hiç şüphesiz deprem bir doğal afettir. Sel bir doğal afettir. Yıldırım, heyelan, çığ birer doğal afettir.

Doğal afetleri büyük felaketlere dönüştüren ne?

Bunca acıların, bunca yıkım ve can kaybının sebebi deprem mi?

Binaların kâğıttan kuleler gibi yıkılmasının sebebi deprem mi?

Zamanında müdahale edilmediği için hayatını kaybedenlerin sorumlusu deprem mi?

Bunları felakete dönüştüren insandır, insan!

Liyakatsizlik, denetimsizlik, sorumsuzluk, beceriksizlik,  cehalet… 

Doğal afetlerde karşı devekuşu mantığıyla hazırlık yapıldığında kurtulmak mümkün mü?

Hamasi nutuklarla felakete dönüşen doğal afetleri kader olarak ifade etmek, sorunlarımızın çözümüne uygun bir bakış açısı sergiler mi?

Afetleri ve meydana gelen acı sonuçları, insan irade ve sorumluluğunu yok sayarak tamamen kadere yüklemek doğru mudur?

“Kader planı” dendiğinde tedbir almak için gerekenlerin yapılması göz ardı edilmiş olmaz mı?

“Kader planı” yakıştırması doğru bir yaklaşım olarak kabul edilebilir mi?

Bu haşa iftira değil midir?

Deprem Allah’ınsa ilim de Allah’ın. Neden ilime önem vermeyiz? Neden binalar depreme uygun yapılmaz?

Hastalık Allah’tan geliyor diye doktora gitmiyor muyuz? Sadece dua mı ediyoruz? Dua ederek mi iyileşmeye çalışıyoruz? Doktora gidiyor muyuz?

İbn-i Haldun, “Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik olarak özdeşleşir.” Diyor. Son dönemde “Kentsel dönüşüm” adı altında ranta dayalı yapısal dönüşümler şehirlerin ruhuyla örtüşüyor mu?

Bilim insanları insanlık hayatta kalsın diye çaba harcıyor. Peki, biz ne yapıyoruz?

Bizi hayatta tutmaya çalışan insanları, söylediklerinin işimize gelmediği her sefer duymazdan gelmekten ya da linç girişiminden geri durmuyoruz.

Bilimsel verilere dayanmayan hiçbir tetkik doğru sonuç oluşturmaz. Zira, eğri cetvelle doğru çizgi çizilmez!

Sizi gül bahçesine girerken gören öküzler otladığınızı iddia ederse sakın şaşırmayın.

Ne gördüğünüz, nerede durduğunuza ve nasıl baktığınıza göre değişir.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ