Demokrat Zafer

BU SEÇİMLER ÜLKEDE VAR OLMAKLA YOK OLMAK KONUMUNA DÖNÜŞTÜ. ÖN KESİP, KARALAYARAK VAR OLUNAMAZ…

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday kaleme aldığı yazıda;

Siyasi partilerde seçim zamanları her zaman zorlu, çok yorucu, hatta incitici ve haksızlıkların, ideolojiyle uyumsuz tercihlerin ve torpilin egemen olduğu zamanlardır.
Sağ partilerde bu tercihler biat kültürüne alıştırılmış örgütlerden dolayı kırgınlıklar ve haksızlıklar olsa da “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla daha sancısız geçer. Ayrıca aday olanlara hiçbir liyakata bakılmadan daha sonra bol kazançlı kapılar açıldığı için fazla ses çıkmaz.
Sol ideolojiden ilkesel olarak kopmayan Sosyalist partilerde daha doğru ve daha eşitlikçi bir anlayış hâkim olduğu için asıl önemlisi para, pul, güç, etnik kimlik ve inançlar belirleyici olmadığı için hem daha kolay hemde daha saygın olunur.
En zoru sosyal demokrat (!) olduğunu söyleyen partilerde yaşanır.
Program ve tüzükleri son derece demokrasiye, eşitlik anlayışı ve dürüst yarışmaya, liyakata, tecrübe ve birikime önem vermeyi belirtir.
Yine çok önemli olan kadın ve gençlere ve özürlülere kota konmuş pozitif ayrıcalık tanımış olmalarına ve ön seçim yapılmasının önemi belirtmesine karşın bu önemli uygulamalar çoğunlukla rafa kaldırılır.
Hatta anlamsız gerekçelerle kurultaylar ertelenir!!!
İşte bu koşullarda seçim atmosferine girildiğinde dışarıya en güzel ve en doğru temenniler yapılsa, ideal sözlerle paylaşımlarda bulunsalar da gerçekte Bizans oyunları her yerde ve herkes için geçerlilik kazanır.
Ülke tarihinin hem en önemli hemde en zor koşullarda yapılacak ve rejimin oylanacağı; “ya demokrasi, yâda otokrasi” anlayışının egemen olacağı bir seçime gidiliyor.
Ülkede Tek Adam faşizmi; bağnaz, gerici, şeriat yanlısı cahiller ordusunun temsilcisi tarikat ve cemaatlerinin egemenliği dayatılmış.
11 ilimizde yaşanan deprem felaketinin ülkeyi 21 yıldır yönetenlerin, ihmalleri, yetersizlikleri, yolsuzlukları ve sorumsuzlukları sonucunda katliama dönüşmesi tercihlerde belirleyici olacak.
Siyasal İslamcı iktidarın tüm yatırımlarının birer makyajdan ibaret olduğu deprem felaketinden sonra yaşanan sel felaketi ile tüm dünya görmüş oldu.
Ülkemizin tüm kaynakları kurutulmuş, tüm varlıkları yok edilmiş ve ülkemiz iflas ettirilirken halklar açlık, yokluk ile muhatap bırakılırken bir avuç kan emici her yere ve her şeye egemen olmuştur.
Seçimler böyle bir atmosferde yapılırken; CHP’de hem kurultay yapmayarak yorgun örgütleri yenilememiş hemde ön seçim yapmayı ipe un serdiği gerekçelerle zamanı tüketip üst yönetim tek karar verici duruma getirilmiştir.
Bu koşullarda örgütün talepleri, değerlendirmeleri ve gerçek anlamda hak edenlerle, kişilerin hırsı, farklı ilişkileri ve maddi güçlerinin de egemen olduğu tercihler dayatılabiliyor.
Ülkede milletvekilliğinin ne büyük bir güç olduğunu bilen, ne kapıları açabildiğini özelliklede dokunulmazlık ve ömür boyu, sülale boyu ayrıcalıklı avantajlarına sahip olmak isteyen çok kimse milletvekili olabilmek için hak eden etmeyen birçok hevesli yola çıkıyorlar.
İşte bu koşullarda kaos mu dersiniz, kargaşa mı dersiniz, sapla samanın bir birine karıştığı ortamlar mı dersiniz hepsine tanık oluyoruz.
İlk önce parası olanlar, torpili olanlar bu mevkileri kendine hak saydıkları için hemen aday oluyorlar.
Çünkü adayım diyebilmek için daha başlangıçta erkekler için 33.000 kadınlar için 18.000 TL gerekiyor.
Düşünsenize pandemi ile başlayan ve gittikçe azgınlaşan enflasyon ve Tek Adam rejiminde “Açız, çocuklarımız aç, aşımız işimiz yok” diyen büyük halk kesimlerinin temsilcileri bu koşullarda aday olabilir mi?
O zaman emek ağırlıklı olması gereken ve kendini sosyal demokrat (!) olarak niteleyen bir partide yüzbinlerce liranın gerektiği koşullarda halkların ve emekçilerin temsilcileri aday olabilirler mi?
Fazla uzatmadan gördüğüm, duyduğum ve tespit ettiğim bazı yakışıksız ve hoş olmayan gerçekleri burada yazarak kendi ölçeğimde uyarı yapmak istiyorum.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, Milletvekili olmak için özellikle ülkenin çok ağır sorunlarla muhatap olduğu bu ortamda mutlaka adayların bilgili, birikimli deneyimli ve konusunda uzman olmalarına ihtiyaç vardır?
Yine adayların bugüne dek sürekli resim çektirip reklam yapmanın dışında hangi konuda deneyimli, yeterli ve hizmet etmişlikleri varsa değerlendirmek lazım.
Aday olmak isteyenlerin, bugüne dek partiyle, örgüt emekçileri ile ve mağduriyet yaşayan halklar için neler yaptıkları da çok önemlidir.
Aday olmak isteyenler bu güne dek demokrasinin, insan haklarının, eşit yurttaşlar olarak barışı önceliyen ve sol/sosyal demokrasinin ülkede ve örgütlerde evrensel değerlerine kavuşması için hangi tarzda çalışmaları olmuştur?
Ülkede kıyamet koparken, tüm değerler yok edilirken, soygun düzeni kurumlaşırken; hak, hukuk ve adalet askıya alınırken; Tek Adam faşizmi halklara saldırırken, aydınlar tutuklanırken nasıl mücadele etmişlerdir?
Siyasal İslamcı iktidarın cemaat ve tarikatlar eli ile laik sistemi, eğitim sistemimizi ve sosyal yaşamımızı baskı altına aldığı için nasıl nerede ve kimlerle mücadele yapıp tavır koymuşlardır?
Aday olmak isteyenler yaşam biçimleri ve aile bireyleri ile birlikte halklara dost ve yandaş, sorunlar karşısında duyarlı ve paylaşımcı olabiliyorlar mı, yoksa lüks ve şatafatlı yaşamlarına birde ayrıcalıklı olmanın imtiyazını mı istiyorlar?
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, haklı olarak örgütlerde ön seçim yapılmaması, eşit ve adil bir yarışma ortamının olmaması ve daha önce vekil olanların tanınmışlık ve Genel Merkezde daha şanslı olmalarından dolayı tepkiler ve toptan reddetmelere tanıklık ediyoruz.
Yeni aday olmak isteyenlerin ve yandaşlarının “ 3 dönemidir vekil olanlar bir daha olmasın..” talepleri ve sürekli bu adayları karalamaları bazen genel bir kabule doğru gidiyor.
Yeni yapılacak seçimlerde; yarışmada ve tercihlerde kendilerine haksızlık olacağını düşünenlerin sürekli bunu talep etmeleri ve bu nedenle dedikodu veya ön kesmek için karalama yöntemine başvurmalarını şahsen ben doğru bulmuyorum.
Yine milletvekilliğine aday olanların sol/sosyal demokrasi ile bağdaşmayan sebeplerle kurultay delegelerine olan hâkimiyetlerini genel merkezde farklı hayalleri olan yöneticilerle pazarlık konusu yaparak ön kesme veya öne çıkma konusunda kullanmalarını etik ve doğru bulmuyorum!..
Her zaman hak edenlerin, liyakatli ve birikimli, tecrübeli ve özverili olan kadınların önü kesilerek, çoğunlukla vitrin süsü konumunda olanlarında seçilemeyecek yerlerde gösterilen kadın adaylarımıza da haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Kadın adayların veya seçilmiş vekillerin çarşı, pazar gezmelerinin, düğün, dermekte boy göstermelerinin veya beyinlerinin içi yerine dış vitrinlerini süsleyip moda ikonu olarak dolaşmalarını da anlamsız ve gereksiz buluyorum.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, gerek mevcut vekillerimizin gerekse yeni aday olmak isteyenlerin en azından sosyal medyadaki paylaşımlarını inceleyiniz.
Bu güne dek ülkede yaşanan sorunlarla ilgili neleri paylaşmışlar, kendileri bu haksızlıklara karşı nasıl direnmişler, hangi önermeleri yazıp anlatmışlar, kendileri ve aileleri bu sorunlar karşısında hangi fedakârlıklarda bulunmuş ve özverili davranmışlar değerlendiriniz.
Ben burada kabaca tanımlamalarını yaptığım milletvekillerinde bulunması gereken özellikleri; ülkenin içine düştüğü felaketlere, yoksulluklara, haksızlıklara ve gençlerin, çocukların geleceğine nasıl çözüm önerebileceklerine bakmak ve öyle desteklemek zorundayız.
Parti içinde bu güne dek birliği, dayanışmayı, saygınlığı ve güvenirliği sağlayamadan sürekli tartışma ve bölünmelere sebep olmuş hiç kimse partide ve ülkede barışı sağmaya, partide birlik bütünlük ve başarıya hizmet edemez bu nedenle kim olursa olsun vekil olmamalıdır.
Daha fazla uzatmak istemiyorum ama çok önemsediğim bir konuyu da belirtmek istiyorum.
Milletvekili olmak isteyenler ve daha önce olanların önceliği insan olmalıdır. Beton ve kendi çıkarları sonucu ülkemiz nasıl felaketler yaşıyor acı ve utanç içinde görüyoruz.
Para, mal, mülk, güç ve imtiyaz hayalleri kuranların aynaya bakıp gerçeklerle yüzleşip öyle aday olmaları gerekir.
Son bir rica ve talebim var:
Bu kutsal görevde olanlar ve aday olmak isteyenler; dürüst, vicdanlı, vefalı ve yapılan iyiliklerin kıymetini bilen, kendilerini yetiştirmiş aile bireylerine, dostlarına, partililerine ve ideolojilerine ihanet etmeyen, mütevazılıktan vazgeçmeyen saygılı insanlar olmalarıdır.
Her koşulda vekillerde olması şart olan özellikse:
Hiçbir koşulda haksız kazanca tenezzül etmeyen, yapılan yolsuzluk ve usulsüzlüklere karşı tavır koyabilen, araştıran, sorgulayan ve ülkeyi soyanlardan hesap sorabilecek vekillere ihtiyaç vardır.
Bunun içinde kendilerini seçenlere borçlu olmadan, özgür düşünen, yanlışa biat etmeyen ve halkların yanında yer alabilecek geçmişi geleceğinin teminatı olan ve emeğini zamanını tüm ülke insanlarının yararına sunanlar baş tacı olanlardır.
Unutulmasın “Gecenin En Karanlık Zamanı, Sabaha En Yakın Olandır.”
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar,
Sol ve Sosyal Demokrasi insan onuruna yakışan ve dünyada ülkeleri ve halkları en saygın olarak tanımlayan bir ideolojidir.
Bunun için herkes yakışanı yaparak aydınlığa çıkmada meşalemiz olsunlar.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ