Demokrat Zafer

TUTUKLU ASTEĞMENİN AVUKATINDAN HABER MERKEZİMİZE MEKTUP! SÖZ SAVUNMANIN!

15 Temmuz hain darbeden 6 yıl geçmesine rağmen hala suçsuzluğunu ispatlamaya çalışan ve halen tutuklu olanların sesi olmak adına Asteğmen Ersel YAŞAR bir mektup göndermiş ve Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Haberin yayınlanmasından saatler sonra bir mektupta Asteğmen Ersel YAŞAR’ın Avukatı Ayşenur BOZDOĞAN’dan geldi.

Bozdoğan; “Öncelikle yayınınızdan dolayı teşekkür ederim. Biz Ersel beyin mahkemedeki savunmasında tüm delilleri ortaya koymamıza rağmen beratini sağlayamadık. Müvekkilin askerlik vazifesinin 9 ay sonra biteceği değerlendirildiğinde müvekkilin darbeye katılması, darbe yapmak amacıyla irade birliği içerisinde hareket etmiş olmasının düşünülmesi ancak bir akıl tutulmasının göstergesi olabilir. Nitekim mütalaada da “…yarbay sanık N.B. komutasında tank ve zırhlı araçların mevcut askeri personeli KULLANARAK garajlardan çıkardığı… “ cümlesine yer verilmiştir. İddia makamına yargılamanın başından bu yana anlatılmak istenilen ise tam olarak müvekkilin ve diğer askeri personelin darbeyi organize eden üstleri tarafından KULLANILDIKLARIDIR. Müvekkil vatani görevini yapmak üzere Ankara 28.Mekanize Piyade Tugayı Tank Taburu, 1. Tank Bölüğü, 3. Tank Takımı”nda bulunmaktadır. Müvekkil Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu 14. Maddesi gereği üstünün emrini yerine getirerek tankın içinde bulunmaktan başka hiçbir eylemde bulunmadığı gibi anayasal düzeni ortadan kaldırmaya da kastetmemiştir.

Mahkeme adeta gerçeği aramaktan ziyade bir an önce infazların gerçekleşmesi için çaba harcamakta, masum olanı tespitten kaçınmaktadır. Kaldı ki dosyada sanık erlere ” olay tarihi itibariyle sadece askerlik görevini ifa için tank taburunda bulunan er sanıkların üzerlerine atılı suçlara ilişkin kast yahut taksir boyutunda kalmış iradi harekelerinin bulunmadığı belirlenerek beraat kararı verilmesi.. ” mütaalası verilmiştir. Müvekkilin mesleğinin askerlik olmadığı, olay tarihinde aynı beraati istenen erler gibi askerlik görevini ifa için tank taburunda bulunduğu gözetilmeden müvekkilinde üst düzey rütbeli bir asker gibi cezalandırılması istenilmiştir. Her ne kadar duymazdan gelinse, görmezden gelinse de müvekkil vatani görevini yapmakta olan bir asteğmendir, ne mesleği askerliktir ne de askerlikten geleceğe dair bir menfaati bulunmaktadır. Müvekkil asteğmen olsa da olay anında hiçbir erden farkı olmadığı, üstünün verdiği emri sorgulamadan uyguladığı, üzerine atılı suçlara ilişkin kast veya taksir boyutunda kalmış iradi bir hareketinin olmadığı açıkken beraatinin istenmemesi vicdanın ve adaletin olmadığı bir yargılamanın yansıması olacaktır.” Dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ