Demokrat Zafer

Darbe Planlarından Bilgisi Olamayan Yedek Subaylar Cezaevlerinde Çile Çekiyor!

Hain darbe girişiminden yıllar geçmesine rağmen hiç birşeyden haberi olmayıp hala cezaevlerinde ömür tüketenlerin olduğundan haberiniz var mı? 15 Temmuz’da tatbikat bahanesi ile sokaklara salınan er, onbaşı ve çavuş rütbesi ile vatani görevini yapanlar beraat etmesine rağmen yine vatani görevini “Yedek Subay” olarak yapanlar hala cezaevinde. Yapılan yargılama sonrasında 10 ila 20 yıl arasında ceza alan Asteğmen rütbeli askerlerin itirazları kabul edilerek yeniden yargılamanın önü açılmıştı. Ancak; aylar geçmesine rağmen dava süreci başlamadı ve tutuklulukları devam ediyor. 15 Temmuz akşamı tutuklananlar arasında vatani görevini yapan mühendisler, doktorlar, veteriner hekimlerde bulunuyor. O mühendislerden biride hayatının baharında olan Bilgisayar Mühendisi ERSEL YAŞAR. Ersel Yaşar; yaşadığı ızdırabı kaleme alarak gazetemize bir mektup ulaştırdı. Sözü fazla uzatmadan yazdığı mektubu okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Lütfen Okuyunuz..
08/10/2022

1) Ben Ersel YASAR 29/12/1990 tarihinde tarihin de Bursa’da doğdum. Üç kardeşiz. Babam emekli, annem ev hanımı.

2) Bilgisayar Mühendisiyim 2016 Şubat’ta askere gittim. Asteğmen (Yedek Subay) olarak askerliğimi yaparken 15 Temmuz hain darbe girişimine DENK GELDIM. Bu sebepten dolay:
18.AGIR CEZA MAHKEMESI(ANKARA) darbeye yardım suçundan 12,5 yil ceza vermişti.
Yargıtay asli fail olduğum gerekçesiyle bu cezayı bozdu ve müebbet cezası almamı talep etti.
Mahkeme tarihim henüz belli değil. Tekrar yargılanmayı bekliyorum.

3) FETÖ örgütüyle hiçbir alakam yoktur. Geçmişte de olmadı mahkeme de buna dair hiçbir kanıt bulamadı. ÜYE OLMADIGIMA DAIR karar verdi. Şükürler olsun devletimin yanında bir bireyim. Cezaevinde de olsam biliyorum ki bu vatan için her şeye katlanılır. Ancak “fetöcü vatan haini” iftirasıyla yaşamak hiç kolay değil!

4) 15 Temmuz gecesi çok tecrübesiz bir askerdim(sadece 2.5 aylık bir asteğmen) Önce “Alarm var” mesajıyla kışlaya çağrıldım. Sonra “terörist saldırısı” denilerek KANDIRILDIM.
Sonrasında, saat 23:50 gibi, “fetöcülerin darbe girişimine yani onların terör saldırısına karşı hareket ediyoruz” denilerek “Tradem elinden alındı/”. Bende bu hainlerin saldırılarına karşı bekliyoruz diye sabaha kadar bekledim. YANI DEVLETE KARSI SAVAS AÇMIS HAINLERE KARSI DEVLETIN BIR ASKERI OLARAK HAREKET ETTIGIMI ZANNETTIM.

5) 15 Temmuz gecesi hiçbir silah kullanmadım sadece bekledim. Hiç emir vermedim zaten emir verme yetkim olsa bile herkes bilir ki ASTEGMEN komutan değildir. Yani 2.5 aylık geçici bir askerin 15,20 yıllık profesyonel askerlere emir vermesi pratikte mümkün değildir.

6) Olayların iç yüzünü fark etmem sabahleyin oldu çünkü telefonumun şarjı çok azdı. Aniden misafirhaneden çıktığım için şarj edemedim telefonumu. Ve elbette bana bazı mesajlar geldi.(BURASI ÇOK ÖNEMLİ) Ancak ben komutanlarımın verdiği emir gereği DEVLETİMiN YANINDA, HAIN DARBEYE karşı beklemekte olduğumu zannettim. O yüzden sabahleyin 05-06:00’a kadar uykulu vaziyette bekledim. Yanımdakiler de şahittir ki sabaha kadar fetöcülerin eylemlerine karşı duruyorum zannettim. Anladığım anda polislere sığınmak üzere bulunduğum yerden ayrıldım.

7) O gece benim yaşadıklarım en güzel hattıyla bu şekildedir. Ben 2,5 ay eğitim aldım ve o eğitimde terörle gerekirse şehit düşeceğim komutanlarıma MUTLAK ITAAT edeceğim, her gün doğrudan ya da dolaylı öğretildi. Ben Müslüman Türk vatandaşıyım. Benim atam, dedem, ecdadım bu toprakları düşmana karşı savundu ve şehit düştü. Komutanlarının emirlerini namus bildiler ve böyle oldukları içinde su an bu topraklarda rahat uyuyabiliyoruz. Şundan emin olun ki ben vatan, bayrak ,devlet, ezan, namus dendiğinde şalteri kapatıyorum.
Dışarıyla bağlantım kopuyor. Gerekirse canimi feda etmem gerekiyor diye bilinç altımdan mesaj geldiği için ayrıntılı düşünemiyorum. İŞTE BU YÜZDEN O GECE KOMUTANLARIMIN FETÖCÜ OLABILECEGINI, BENI KANDIRABiLECEKLERİNİ, TUZAK KURABİLECEKLERiNİ HİÇ AMA HİÇ DÜSÜNMEDİM. O üniformanın içindeki herkesin devlete sadık bir asker olabileceğini  düşünüyordum. BU SUÇ MU? Sizlere soruyorum. İnsanların manevi değerlerini suiistimal edip sonra pişkin pişkin mahkemede yalan söyleyenlerle aynı şekilde yargılanmak çok ağır
geliyor bana.

8) O gece herkesin yaşadıkları farklı. Benim yaşadıklarım ise böyle o gece siyasi olarak AK Parti’ye yakın hiçbir suç işlememiş, illegal islere karşı, hukuku savunan tipik bir Anadolu çocuğuyum. Şayet bana ve benim gibi erlere, asteğmenlere “darbe yapıyoruz” deselerdi, karşı durup desteklemeyeceğimizi gayet iyi bildikleri için “fetöcülerin saldırılarına, darbesine karşı genel kurmay savunuyoruz “diyerek haince KANDIRDILAR. Çünkü bizlerin yumuşak karnı terördür, devlettir, millettir, namustur. Şayet bana ve benim gibiler bu anahtar kelimeleri söyleyerek her şeyi yaptırırsınız.

9) Ben darbeci değilim .Bu darbeyi planlamadım, yapan komutanı tanıyorum. Kendi komutanlarımın darbeci olduğunu ancak sabaha karşı anladım. Manevi de; erlerim kullanılarak kandırıldım ve yanlış yönlendirildim. Fetöcü değilim. Tüm hayatım buna şahittir.
Hakkımda hiç kimse “bu fetöcüdür” demedi. Şu an cezamı TARAFSIZ KOĞUS’ta çekiyorum.
Yani terörle bağlantısı olmayanlar veya olup da örgütten ayrılanların kaldığı koğuş. Tarafımı cezaevinde de gösteriyorum. Ben devletimin yanındayım. Geçmiş hayatımda çok şükür yasa dışı hiçbir faaliyette bulunmadım.

10) bir asteğmen olarak o gece her yönüyle erlerden farkım yoktu erler beraat ederken hakkımda müebbet cezası istenmektedir. Tek farkımız üniversite mezunu olduğum için olayları daha erkenden fark etmem benim için suç, erler için değil. Yani bana su deniyor “sen üniversite mezunusun, erkenden anlayıp gerekeni yapacaktın. Onlar er, bu yüzden anlamaman gayet normal.” Ben üniversite mezunuyum ancak benim eğitimim askerlik üzerine değil ki! Hayatımda o kadar gergin bir gece hiç yaşamadım ki! Çok tecrübeli bir asker değilim ki olayların ters gittiğini, neyin, nasıl yapılacağını nereden bileyim! Her yerde, sivillerde, askerlerde, komutanların adeta ilah gibi verdiği emirleri getirilmesi gerektiği vurgulanır. Ben de o gece o zihniyetteydim. Komutanların beni kandırması benim değil onların suçu.

11) Sizlere su sorular soruyorum, lütfen tüm samimiyetinizle cevap veriniz: Oğlunuzu askere gönderdiniz. Fetöcü degil, torbacı değil. Yedek subay olarak askerliğini yaparken darbeye denk geldi. Kandırıldı ve bir şekilde o ateşin içine düştü. Hiçbir suça bulaşmadı. Ancak generaller gibi yargılanıp darbe planı yapan devlete hainlik eden rütbeli subaylarla ayni cezayı alsa, oğlunuz için ne yapardınız? Size bu adalet olur muydu? İşte ben bu vatanın, sizin oğlunuz olmasam da, çocuğuyum. Neden hiç kimse sahip çıkmıyor?
Oğlunuz sivil hayati tertemiz, üniversite mezunu hayalleri olan bir genç. Hiç bir suça karışmamış. Hatta suça, suçlulara ,terör örgütlerine karşı bir duruşu var. Askere gönderdiniz, 15 temmuz oldu, sadece 8-10 saatte hayatı karardı. Aksam 9′ da kahraman Türk askeri iken sabah 6’da vatan haini ,darbeci, fetöcü oldu. Oğlunuzun hiçbir şeyden haberi yokken kandırıp tuzağa düşürülmesi onu vatan haini yapar mı? Hiç bir şeyden habersiz oğlunuz sadece 8 saatte darbeci-fetöcü olabilir mi? Darbeyi planlayan, icra eden komutanlarla ayni kefeye konsa sizce bu adalet olur mu? İşte ben su an böyle bir durumdayım bir anda terörist damgası yedim. Ben öyle biri değilim ki! Abdullah ÖCALAN gibi bir hainle ayni görülmek, terörist görülmek çok ağır geliyor. Birileri benim mağduriyetimi görecek mi?

12) Sonuç olarak ben adalet istiyorum. 6 yılık cezaevi hayatımda yine hiçbir illegal suça karışmadım. Örgütsel faaliyet yapmadım. Teröre karşıyım, nerede olursam olayım karşı duracağım. Fetôcülere , PKK’ ya karşı mücadele edilmesi gerekiyorsa, ki gerekiyor, ben üzerime düşeni yapacağım. Ama ben vicdani bir bakış, vicdani bir yargılama istiyorum.
Fetöcüler mahkemelerde yalan söyleyip herşeyi inkar ediyorlar. Ben ve benim gibi er-astegmenler doğruları söylüyoruz. Ancak bana da inanılmıyor. Onların yalan söylüyor olması benim de yalan söylediğim anlamına gelmez ki! At izi it izine karışması en çok gerçek darbecileri sevindiriyor. Bence basta planları da buydu: Benim gibi darbeyle alakası olmayan insanları olayların içine çekip, şayet darbe başarılı olmazsa,” terör saldırısı” diye hareket ettik diyeceklerdi. Dediler de zaten. Ancak onların ” terör saldırısı” lafları planlarının bir parçası.
Benimkisi ise gerçekten, onların beni olayların içine çekmek için verdikleri emir. Bunun acilen fark edilmesini istiyorum.

13) Ben şu anda tekrardan yargılanmayı bekliyorum. Ve muhtemelen ceza alacağım. Şayet kısa dönem er olarak askere gelseydim. “Vatani görevini yapan er” olduğum için bu davadan beraat edecektim. Su anda tek suçum üniversite okumam. Er isen beraat, “aynı koşullarda, tamamen ayni şekilde hareket etmek ise” asteğmen rütbesiyse müebbet. Neden, niçin? Su anda fetöcüler bir bir tahliye oluyorlar. Soru çalanlar, kumpas kuranlar, devlete hainlik yapanlar tahliye oluyorlar bir bir. Ben ise kandırıldığımı tuzağa düşürüldüğümü söylememe rağmen derdimi anlatamıyorum. Bana şu densin madem şunlardan dolay fetöcüsün ve darbecisin!
Böyle bir şeyde yok. Tek gerekçe: ” asli fail olarak darbeye iştirak etti.” Binlerce kez söyledim, Söylüyorum ; komutanlar beni fetöcülere karşı duruyoruz, darbeyi engelliyoruz diyerek kandırdı. Hataya düştüm fetöcü hiç değilim. Manevi değerlerim suiistimal edildi. Darbeyi bilerek hareket ettiğime dair tek bir delil yok. Fetöcü olduğuma dair tek bir delil yok. O gece de ayni erler gibi pasif bir konumdaydım. Hiçbir suça çok şükür katılmadım, sebep olmadım.
Bunu her şekilde ispatlarım. Mahkemede anlattığım gibi ancak asteğmen olduğum için, geçici rütbemden dolay: bana inanılmıyor. Darbeyi rütbeli personelle planladiğım bile iddia ediliyor.
Hangi delille? Ortada higbir delil yok. Sadece rütbemden dolay müebbet alacagim. Bu adaletsizlige bir çare bulunmasin istiyorum. BEN, AYNI ERLER GIBI VATANI GOREVIMI YAPMAK iCIN O VAKiTTE O BIRLIKTE YÜKÜMLÜ BIR TÜRK VATANDASIYDIM . TEK FARKIMIZ BEN ÜNIVERSITE MEZUNU OLDUGUM İÇİN ASTEĞMENDiM, ONLAR ER AMA ASKERLiK TECRÜBEM COGUNDAN DAHA AZ. ALDIGIMIZ ASKERi EGITIM 2,5 AY. ONLAR VATANI GÖREVINI YAPAN KÏSILER OLDUKLARI GEREKCESÏYLE BERAAT EDERKEN BEN ASTEGMEN OLDUGUM ICIN MÜEBBET CEZASI ALACAGIM. SiZCE BU ADALET Mi? BEN DE SADECE VATANi GÖREVIMI YAPMAK ICIN ASKERDEYDiM. DARBEDEN HiC HABERIM OLMADI. ÜSTÜNE ÜSTLÜK HAINLER TARAFINDAN MESRU EMIRLER VERILEREK O GECE KANDIRILDIM. BANA “TERÖR SALDIRISI” gibi emirler söylenirse benim gözüm hiçbir şey görmez. Öyle olduğu için de zaten hemen anlayamadım. Hiçbir şekilde o üniformalı hainlerin böyle yalanlar söyleyip beni kandırabilecekler/ aklıma gelmedi. Ben çok şükür saf, temiz biri olduğumu düşünüyorum.
Öyle olduğum için de karşımdaki insanların öyle olduğunu zannettim o gece. Devletin subaylarının yalan emirler vereceğine ihtimal vermedim.

14) Çok benzer bir örnek vermek istiyorum: haberlerde izliyoruz. Falanca profesör (veya eğitimli vatandaş), telefon dolandırıcıları tarafından “ben savcıyım, hesaplarınız FETO/PKK terör örgütü tarafından ele geçirildi “veya” hesaplarınızdan terör örgütlerine para yatırılmış, destek olmuşsunuz” denilerek kandırıldı ve çok miktarda parasını kaybetti. O profesöre
MAGDUR OLDU diyoruz. Yoksa “parasını kaptırdı ve böylece suç örgütüne finansal destek oldu” demiyoruz. “O kadar eğitim almış, kandırılmasaydı, “suçlu” profesör” demiyoruz. Bir anda o profesörü suç örgütü mensubu , suçlu ilan etmiyoruz değil mi? Benim durumum aynen böyle. Ben kandırıldım. Mağdur olmama rağmen suçlu ilan edildim. Terör örgütü mensubu ilan edildim, terör faaliyeti yaptığım iddia ediliyor. Benim o gece ve öncesinde hiçbir terör faaliyetim olmadı ki!
Sözlerimi toparlamak istiyorum. Ben kimsenin hayallerini çalmadım. Suç işlemedim. Örgütsel bir faaliyet yapmadım. Vatanim için askere gittim. Fakat bu hainlerin tuzağına düştüm.
Komutanlarımı seçmedim, birliğimi seçmedim. Hatta asteğmen olmamı dahi devlet belirledi.
Simdi ise cezaevinde yatmaktayım. Eğer kader mahkumu denecekse birilerine onlardan birinin “ben” olduğumu düşünüyorum. Ben kaderin mahkumuyum. Ve beraat edip tahliye olmak istiyorum. Vatana, millete faydalı bir bir birey olmak için de içeride hiç boş durmadım.
Cezam 12,5 yıl iken en azından günüm belli diyerek kendimi geliştirdim. Almanca ve İngilizce öğrendim, algoritma ve programlama dilleri çalıştım. Yabancı dil konusunda kendi tekniklerimi geliştirdim. Bunları yaptım çünkü aileme, vatanıma milletime faydalı bir insan olmak istediğim için.
Ben sizlerden sesimi duyulmasına vesile olmanızı istiyorum. Erler gibi vatani görevimi yapan yükümlü bir vatandaş görülüp öyle yargılanmak istiyorum. Darbeci bir general gibi değil.
Çünkü benim darbeyle de fetöyle de hiçbir alakam yok. Şayet bir AF veya bir infaz düzenlemesi yapılacaksa bunlara asteğmen olarak dahil edilmeyi çok istiyorum. Ben suçlu değilim. Hatalarım varsa da o hataların affına layık olduğumu düşünüyorum. Kaçınılmaz hataya düşmüş bir kişiyim. Kader mahkumuyum. Ülkemi vatanimi çok seviyorum. Sizler de belki askerliğinizi asteğmen olarak yaptınız. Veya oğlunuz asteğmen olarak yapacak. Şayet oğlunuzun basına böyle bir yasadıklarım gelseydi neler hissederdiniz? Neler yaparsınız? Sadece empati kurup yardım elinizi uzatmanızı istiyorum Selametle kalınız. Saygılarımı sunarım.”

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ