Demokrat Zafer

YAŞATILAN BU BASKI VE HADSİZLİKLERE İTİRAZ EDEBİLİR MİSİNİZ???

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday, makalesinde;

Ülkemizde helal harama mahkûm oldu:
İyilik kötülüğe, hak-hukuk keyfiyete, vicdan, ahlak ve insanlık ceberutlara, din, iman ve inanç, yobazlara teslim edildi!!!!
Devlet, millette yani halklarına hizmet etmekten vazgeçti.
Ne yazık ki çetelere, dışarıdan emir alan emperyalizmin maşalarına, ülkeyi soyanlara velhasıl mafya ve Taliban kafalı yobazlarla yönetilir oldu.
Aksini söyleyip itiraz edebilir misiniz?
Okuyup belli etmeseniz de, yüreklice gerçekleri görüp itiraz etmeseniz de yazılanların doğru olduğunu biliyorsunuz!
Hatta bu doğruları ilkönce AKP tarafından söylenen sözlere ve yapılan vaatlere inanan inançlı ve mütedeyyin insanlar bile görüyorlar!!!
Bu karanlığa isteyerek mahkûm olanlarsa bir avuç çıkarcı ve liyakatsiz, vicdan fakiri talancı tayfa…
Düşünüyorum da bizler nasıl bu hale gelene kadar sustuk, engel olamadık ve istemeden ortak olduk ortaçağ karanlığına gidişe.
Hepimiz mi korktuk?
Belki de anlayamadık tehlikenin büyüklüğünü ve dış destekli tezgâhı.
Nasıl anlayalım dünyaya örnek olmuş Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve devrimleri ile çağdaş ve laik düzenin teminatı olmuş bir cumhuriyetin böyle sinsice ve hesaplı kitaplı yıkılmak isteneceğini?
Kulluktan, biat etmiş sürüler olmaktan kurtulup saygın ve onurlu eşit yurttaşlar olarak yaşam garantisi verilmiş olmaktan neden vazgeçilir ki?
Laik Türkiye Cumhuriyetinde özellikle kadınlarımız dünyayı kıskandıracak eşitlik, saygınlık ve karar mekanizmalarında hak sahibiyken yok sayılmayı ve hiç olmayı neden kabul etsinler?
Yaşamlarına, geleceklerine, istek ve arzularına karışılıp hatta bedenlerine ve doğurganlıklarına hangi hakla ve cüretle erkekler, yetmedi ülkeyi yöneten (!) Tek Adam despotizmi karar verebilsin?
Aklıyla, çalışkanlığı ve özverisi ile yaşamın ve geleceğin garantisi olan kadınlarımızı sadece üreme organı olarak göstermek isteyen, hatta dayatan zihniyet bu ülkenin kamburu olmaktan öte gidebilir mi?
Ülkeyi doyumsuzlukları, kompleksleri ile talan edip soyanlar, halkların haklarını gasp edenler, dini ve inançları kullanarak halkı bölenler bu ülkede söz sahibi olabilir mi?
Ülkenin asli unsuru olan ve onurlu kimlikleri ile yaşamak için mücadele den Kürt kimlikli yurttaşlarımızı düşman gibi, terörist olarak göstermeye çalışmak bu ülkede barışı ve insanca yaşamanın teminatı olabilir mi?
Oysa gerçek amacı dinci ve şeriat özlemcisi bu partiyi iktidara taşırken kendilerini yok sayacak olan Tek Adam saray rejimine de en çok emek veren kadınlar oldu.
Yine yıllarca bu zihniyete en çok Kürt kökenli yurttaşlarımızın önemli bir kısmı blok olarak destek verdi…
20 yılda ülkede soygun ve vurgun düzeni yaşanırken en çok çileyi Kürt kökenli yurttaşlarımız çekti.
En çok emek veren ve en çok kullanılanda kadınlar oldu ama Tek Adam faşizmine giden yolda da aldatılıp kullanılan kadınlar oldular..
Neden mi böyle oluyor?
Ya erkek egemenliğinde korkutuldular, yâda din iman ve cennet cehennem kavramlarıyla yobaz hocalar, tarikat ve cemaatler vasıtasıyla kandırıldılar.
Ancak en utanılacak hatta acınacak durumsa hak etmeden varsıllaşan, güç ve itibar mevki makam kazananlardır.
Birde Laik Cumhuriyet sayesinde TBMM’de oturma ve temsil hakkını alan AKP’nin biat etmiş kadınlarının zavallıca suskunluğudur!!!
Ne yazık ki insanlık kimliği erozyona uğramış, hak etmeden Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar ederek kapağı TBMM’ne atmış olanlarda var!!!
Bu türlere en iyi örnek:
En son olarak acılarımızla adeta alay eden ve ihmaller sonucu kaybettiğimiz canları “KADER” olarak sunan Tek Adama bir vekillik için kul olan bir fırdöndü vekildir.
Değerlerini tüketmiş, inanmadan konuşan CHP’de hiç emek vermeden vekil yapılan hiç hükmündeki fırdöndü bir vekilin Tek Adam karşısındaki tükenişini TBMM’ de görüp izleyip üzüldük.
Utandık, hatta kahrolduk.
Bu şahsın kendi ikbali için eşini nasıl siyasete malzeme yaptığına tanık olduk.
O kadıncağız, fırdöndü ve istismarcı eşine yandaşlık yaparken bir kadının kendisini aşağılayan otoriteye nasıl baş eğdiğini görüp canımız yandı.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, pazar günü daha fazla keyfinizi kaçırmak istemiyorum.
Ancak artık susmayın.
Aksi takdirde konuşacak ve insanca saygın yaşayacak bir ülke kalmayacak!!!
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ