ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDERKEN TUVALETLER BİLE TEMİZLENEMİYORSA TOPLANAN VERGİLER NEREDE?
Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday’dan dikkat çeken analiz!
Tuzun koktuğu ve tüm değerlerin çürüdüğü günümüzde daha kötü ne yaşatılabilir dediğimiz günlerde inanılmaz bir rezillikle sınanıyoruz.
Ülkeyi 23 yılda maddi manevi perişan edenler, dağından taşından bereket fışkıran, dayanışmayı bilen, mütevazı yaşayan ve çalışkan halklarına rağmen iflasa sürükleyenler sonunda akıllarını yitirdiler.
Yıllar boyu ülkemizi soydular, kendilerini yandaşlarını ve laik cumhuriyet düşmanı tarikat ve cemaatleri varsıllaştırdılar.
Yetmedi; kendi kendini besleyen bereketli topraklara sahip ülkemizde tarımı, hayvancılığı ve üretimin her türünü yok ettirip halkları kuru ekmeğe muhtaç ettiler.
Fabrikalarımızı ve topraklarımızı sattılar,
Limanlarımızı ve madenlerimizi yabancılara peşkeş çektiler, velhasıl kendilerini dünya varsılı yaparken halklara ihanet ederek onları açlığa ve geleceksizliğe mahkûm ettiler.
Ülke adeta yangın yeri oldu.
Gençler barınamaz ve okuyamaz konumda ülkeden kaçmak isterken küçük çocuklar açlığa ve beslenememeye maruz bırakıldılar.
Okula aç giden çoğunluk çocuk beslenme çantasına artık hiçbir şey koyamıyor.
Ülkeyi soyanlarsa inanılmaz bir lüks içinde yaşarken haksız hukuksuz saltanat sürüyorlar.
Çocuklarımız açken onlara bir kap sıcak yemeği bile çok görüyorlar ve vermiyorlar.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir görgüsüzlük içinde saraylar, sayısız uçaklar ve yüzlerce lüks aracın konvoylarında hiç utanmadan hiç vicdanları sızlamadan dolaşıyorlar!!!
Yandaşları ve soygun çetesinin ortakları vergi afları ve teşviklerle palazlanırken satılık kalemler veya kendilerini koruyan bürokratlar birçok yerden haksız hukuksuz bir şekilde maaş alıyorlar.
Şimdi gelelim rezaletin son perdesine:
Küçücük yavrular aç ve yoksulluk içinde kıvranırken taşımalı sitemi karşılayamayan velileri nedeniyle karanlıkta yollara düşüyorlar.
Okumak için her şeye katlanmaya razılarken bu seferde inanılmaz bir sorunla karşılaşıyorlar.
Yasak olduğu halde velilerden para toplandığını herkes biliyor.
Ancak okullardaki müstahdem kadroları verilmeyerek ve temizlik için gereken malzemeler alınmayarak inanılmaz bir durum yaratılıyor.
Okullarda hijyen yok, tuvaletler bile temizlenemiyor.
Ya veliler temizliyor ya da o pislikte çocuklar resmen hastalıklara ve salgınlara muhatap kalıyorlar.
Cumhur ittifakı bu acımasızlığı çocuklarımıza reva görürken halkların temsilcisi olan (!) Sayın Milletvekilleri, acaba daha ne bekliyorlar?
Soruyorum varlıklarına varlık katan, mangalda kül bırakmayan tüm siyasi partilerdeki vekillerimize:
“Kendi çocuklarınıza hak gördüklerinizi, her türlü lüksü şatafatı ve tüm olanakları onlara sunup; bu gücü veren halkların aç ve çaresiz çocuklarından nasıl esirgenmesi karşısında sizler ne yapıyorsunuz?”
Bu rezalet karşısında tüm sorumlular, tüm sivil toplum örgütleri ve ülkedeki tüm analar babalar ve demokrasiden yana olan insanlar, sokaklara çıkıp okulların önüne giderek tavır koymalıdır.
Çünkü sustukça; sadece açlığa ve yoksulluğa mahkûm olmakla kalınmaz, bu durum karşısında yavrularımız salgın hastalıklara muhatap olurlar.
Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum:
Kendileri toplumun vicdanı olması gereken ve kendilerini gazeteci sananlar, köşe başlarını tutanlar sizler bu rezaletler karşısında neredesiniz?
Bırakın lüks masalarda, düğün dernekte boy gösterdikleri toplantılarda buluşan siyasileri parlatmayı gerçek görevinizi yapın!!!
Yine sanal medyayı dikkatli izleyin ve bu meslekten para alan ve tavır koymak için tüm koşulları müsait olan öğretmen ve adına eğitimci denen kişilerin paylaşımlarına bakın!!!!
Sadece yiyip içerken veya anlamsız, hadsiz paylaşımlarda bulunurken bu mesleği yapmaya hakkınız var mı düşünün bakalım.
Ben daha fazla bu rezillikleri, haksızlıkları ve utanılacak durumu nasıl anlatayım?
Ülkede laik Cumhuriyetimiz yok edilmek isteniyor en milliyetçi(!) geçinen siyasi partiler susuyor ve haksız kazandıkları olanakları kaybetmemek için tüm rezaletlere sessiz kalıyorlar.
Tek Adam Saray Rejimi;
Hizbullah artığı Hüda Parla kol, kola olan Cumhur İttifakı adeta ülkeyi temellerinden sarsıyor.
Gericilik, bağnazlık, ceberutluk dayatılıyor.
Düşünen ve sorunları yüreklice söyleyen, tavır koyan siyasiler veya aydınlar sorgusuz sualsiz tutuklanıyor veya tehdit ediliyorlar.
Tüm Bakanlar sorumluluklarının bilincinde olamadan emireri gibi hareket ediyorlar.
TBMM, işlevsiz ama inanılmaz paraları vekillere, makam otolarına, hatta onların bedavaya karınlarını doyurmalarına ve aile boyu lüks içinde yaşamalarına harcıyor.
Daha da rezaleti ve inanılmaz olayı:
Tek Adamın oğlu, ülkenin tüm olanaklarını kendisinin ve kendisine yakınları için kullanabiliyor ve bakanları yanında piyon gibi vitrin süsü olarak bulundurarak emirler verebiliyor…
Milli Eğitim Bakanı okulları tarikatların ve cahil dinci şeriat özlemcisi kişilerin adeta emrine veriyor ve bununla da övünebiliyor.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar; bu rezaletler karşısında artık susma ve kendini kandırma.
Bu sorunlar nutuk atmakla çözülmez.
Her gün çarşı pazara gezmekle orada burada “geldiler, bizler gittik,
şu ilçede, şu mahallede buluştuk sorunları konuştuk…” gibi göz boyamalarla halledemezsiniz.
Yine lüks makamlarda yiyip içip bu rezalete sesiz kalan ama kendi ailesine her şeyi hak sayan başkanlar, sorumlular ve vekillerle de halledilemez!!!
Çünkü “Tok açın halinden ne anlar”?
Bir ülke tüm gücüne ve sürekli vergiler toplarken çocuklarını aç bırakıyor ve tuvaletlerini bile temizletemiyorsa yani halklar hala soyulmaya devam ediliyorsa, resmen aşağıdakiler ve yukarıdakiler olarak bölünmüş demektir.
Yani ülkede tuz kokmuştur.
Artık bir saniye beklenemez ve erken seçim diye anlamsız tarihler vererek yeni milletvekillerinin ömür boyu yedi sülaleleri doysun diye özlük haklarını almaları için beklenemez!!!
Derhal Seçim yapılmalıdır.
Bu rezaletlere tüm halklar ve hiçbir parti ayrım olamadan tüm ana babalar ve namuslu vicdan sahipleri tavır koymalıdırlar.
Okullarımızın tuvaletini temizletemeyenler için halkların hakkı olan parayla milyonlarca lirayı saraylarda yiyenlere bir gün daha bu olanağı vermeyeceklerini ilan etmeliler ve engel olmalılar.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ