BU DÖNEM YETKİYİ ALACAĞIMIZA İNANIYORUZ..!!
7 yıllık başkanlığı döneminde sendikal çalışmalar anlamında Bursa’mızda güzel bir sinerji ortaya koyan Türk Sağlık Sen Bursa Şube Başkanı Sabit Karabayır ile okuyucularımızdan gelen merak edilen sorulara yanıtlar da aldığımız kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
*** Öncelikle başkanım bizleri ,ekibimizi Türk Sağlık Sen Bursa Şube’de konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum.Size konuk olacağımızı sosyal medyadan paylaşınca inanın gelen sorulara biz de çok şaşırdık .Çünkü sağlık doğumdan ölüme herkesi ilgilendiren bir mesele. Sorulara geçmeden Sabit Karabayır kimdir? Kısaca sizi tanıyalım isterseniz?
—-Türk Sağlık Sen Bursa Şube’ye bizlere böylesine güzel bir fırsat tanımış olmanızdan dolayı ben de sizlere teşekkür etmek istiyorum.1970 Sivas doğumluyum.1994 yılında devlet memurluğuna başladım.Laboratuvar teknisyeniyim sağlıkçıyım.İlk olarak Sivas’ın Zara ilçesinde 2,5 yıl görev yaptıktan sonra, 1996 yılında Orhangazi Devlet Hastanesi’ne geldim. 22 yıl orada görev yaptım.Bizim eski şube başkanımız , şimdi Genel başkan yardımcısı onun yanında 9 yıl şube başkan yardımcılığı yaptım. 2017’de şube başkanı oldum. O yıldan bugüne 7 yıldır şube başkanıyım.
**** Başkanım bize öncelikle Türk Sağlık Sen ile ilgili hem Bursa hem ülke genelinde bilgiler verirseniz sevinirim? Bu yönde bayağı bir soru gelmiş?
TEVECCÜH BİZDEN YANA DÖNMÜŞ DURUMDA..!!
—- Türk Sağlık Sen’in Bursa genelinde 5200-5300 civarında üyesi bulunmakta. Türkiye genelinde de yaklaşık 130-140.000 civarında üyemiz var. Şu anda biliyorsunuz her dönem her nisan-mayıs dönemi sendikaların harman vaktidir. Harman zamanıdır yetki dönemi. İnşallah bu dönem biz bu yetkiyi alacağımıza inanıyoruz. Hem Bursa’da, hem Türkiye’de aldıktan sonra da hükümetle olan pazarlık masasına oturduğumuzda üyelerimizin, sağlık çalışanlarının, tüm memurların sorunlarını gündeme getirmek istiyoruz. İnşallah buna bu sene ulaşacağız. Üye çalışmalarımız gayet iyi gidiyor, insanların teveccühü artık bizden yana dönmüş durumda. Şöyle bir anekdot aktarayım. 2002 ile 2009 yılları arasında Yetkili Sendika Türk Sağlık Sen’di, Türkiye Kamu Sen’di. O dönemde yapılan toplu sözleşme ve pazarlıklarla son 15 yılda yapılan toplu pazarlıklar arasında inanılmaz fark var. Biz gerçek manada sendikacılık yaparak bazı haklarımızı almışız ama bugün geldiğimiz ortamda çalışanlar istediği hakları maalesef elde edemiyorlar.
UNUTULMUŞ SENDİKACILIĞI TEKRARDAN GÜNDEME GETİRECEĞİZ..!!
Elde edememelerinin sebeplerinden bir tanesi yetkili Sendikanın Sağlık Sen olması. Yani son 15 yılda Toplu sözleşme, toplu görüşmelerde başarısız olması. Ama sıkıntılardan bir tanesi şu, bir yerde başarısızlık varsa orada ceza olması lazım ama insanların üye sayısı sürekli arttığı zamanda bunun adını koyamıyoruz.Diyoruz ki; Bir yerde bir başarısızlık varsa bunun cezası olmalı, bir yerde başarı varsa bunun mükafatı olmalı. Biz bunu yapamıyoruz ama inşallah biz bu sene bunu çözeceğiz. 2025 ağustos ayındaki toplu sözleşmelere biz oturacağız.Gerçek manada son 15 yılda unutulmuş sendikacılığı tekrardan gündeme getireceğiz, tekrardan insanlarımıza hatırlatacağız inşallah.
**** Şimdi de gelelim sorularımıza.Çok yoğun çok çeşitli sorular gelmiş, birçok kişide aynı dertlerden de dertlenmiş ayrıca.Kamu hastanelerinde yaşanılan sıkıntılar, muayenelerin çok kısa sürmesi, randevu alınamama durumları ya da aldıklarında çok geç zamanlara almaları ve sonrasında Doktorlarımıza yapılan fiziki müdahaleler saldırılarla da ilgili yine birçok soru gelmiş.
EN BÜYÜK SIKINTI MUAYENE SÜRELERİ..!!
—- Açıkçası bu durum en büyük sorunlardan bir tanesi bu muayenelerle ilgili sıkıntılar neden en büyük sorunlardan bir tanesi bu çünkü Doktorla hasta arasında bir uyumsuzluk var. Nasıl uyumsuzluk var? Gelen hasta ile çalışan doktor arasında bir dengesizlik bulunmakta. Mesela diyelim ki Şehir Hastanesinde 11 tane kulak burun boğaz doktoru çalışması gerekirken 3 tane kulak burun boğaz uzmanı çalışıyor. Bu durumda ne yapacak hastalar tamamen o 3 kişiye yüklendiği için de otomatikman üçer, beşer dakikalık aralarla muayeneleri yapılmaya çalışılıyor. Bunun yanı sıra tabii sorularda gelmiştir randevu bulmakta da çok zorlanıyor insanlar. En büyük sorun Hekim sıkıntısı hekimlerle ilgili açık olduğu için bu sıkıntı oluyor. 11 hekimin olması gereken yerde sadece 4 Doktor olursa ya da 5 tane poliklinik açarsan ister istemez orada yığılma olacak.Normalde 11 tane Hekim aynı anda çalışmış olsa otomatikman düşecek.Bu arz-talep meselesi. Tedavi süreleri doktorlarımızın bakım süreci de uzayacak. Doktorlar 100 tane hasta baktığı zaman yetiştirebilmek için zamanları mecburen daraltıyorlar. Mesela standart nedir? 40 tane hasta bakabilir.40 tane hasta baktığında o zaman zaten bakım süreleri uzamış olacak daha iyi bir sağlık hizmeti verilmiş olacak ama dediğim gibi bir doktora yüz hasta geldiğinde bu vakitler çok daralıyor bu sıkıntı gerçekten büyük bir sıkıntı.
*** Başta da söyledim, hekimlerimize fiziki müdahale saldırılarla ilgili çok soru gelmiş.Yine bir doktor arkadaşımız yazmış kaba davranışları tölere etmeye çalışıyoruz ,alttan almaya çalışıyoruz.İnanın alttan almasak çok daha fazla sıkıntılar büyüyecek diye eklemiş.
SENDİKA OLARAK,”SAĞLIKTA ŞİDDETE SIFIR TOLERANS”DİYORUZ ..!!
—– En büyük sıkıntılardan bir tanesi sağlıkta bu durum.En önemlilerinden bir tanesi bu. Bizim sendikamızın bir görüşü var. Biz diyoruz ki;”Sağlıkta şiddete sıfır tolerans”. Biz bunu getiremediğimiz müddetçe bu sorunu çözemeyeceğiz. Çünkü hasta hastaneye geldiği zaman en ufak müdahalede en ufak olayda başına en azından bir iş geleceğini bilmesi lazım.Bugün doktorlara saldırıyorlar hakim veya savcı tarafından tutuksuz yargılandıkları için İnsanlarda artık bu işten bıktılar. Doktorlarda bu işin sonucuna varamadıkları için mahkemeler uzun sürdüğü için de mecburen alttan almak zorunda kalıyorlar.Ama nereye kadar alttan alacağız. Asıl olay şu;Sorun eğitim de mi? Bu sadece eğitim sorunu da değil ayrıca. Aynı insanı götürün bir bankaya kuyruğa girer düğmeye basar sırasını bekler.
SAĞLIKTA HERKES KENDİ SORUNUNUN EN ÖNEMLİ SORUN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR..!!
Herhangi bir sıkıntı yaşanmaz. Ama sağlıkta bunu bekletemiyorsun ama sağlıkta sorun şu; Herkes kendi sorunun en önemli sorun olduğunu düşünüyor. Bugün kalp krizi geçiren ile elini azıcık kesen arasında bir fark olması lazım.Kalp krizi olan kişiye acil müdahale yapılması ve hayata döndürülmesi gerekiyor ama diğer taraftan örneğin 3 gün önce hasta olmuş, 5 gün hasta olmuş evde yatmış sonra hadi ben bugün gideyim acile diyen birisi ile diğeri arasında mutlaka farkın olması lazım. Onun biraz daha beklemesi lazım, diğerinin daha hızlı ilerlemesi lazım. İşte ama bunu insanlara anlatmakta zorlanıyoruz. Çünkü hastaneye girdiğin andan itibaren herkes en büyük sorunun kendi sorunu olduğunu zannediyor ,inanıyor. Ama doktor açısından ve sağlık çalışanları açısından o durum öyle değil, biz onun planlamasını o şekilde yapıyoruz, bir öncelik sırasına koyuyoruz.Bu böyle ilerliyor mesela bir örnek vereyim Orhangazi’de çalışırken saat gece üç buçukta kapı çaldı nöbette açtım. Çok güzel giyimli bir adam gelmiş.
ACİLDE 1 DAKİKA,2 DAKİKA ÇOK DEĞERLİ..!!
Hayırdır Amca dedim ben de uzun yoldan geliyor ,yada transit geçiyordur zannettim ama “ya oğlum Geçen hafta parmağıma bir şey batmıştı ,aklıma geldi uyuyamadım kalkayım geleyim bir göstereyim dedim” dedi. Bu amcamız da acil hizmetinden yararlanıyor öbür tarafta çok acil olan vakalarda acil hizmetinden yararlanıyor. Şu andaki verileri bilmiyorum ama eskiden mesela Çapa’ya bir yıl içerisinde 160-170.000 civarı acil hasta gelmişken ,asıl acillik vaka sayısı sadece 4000’de kaldığını biliyorum.Bunların mutlaka tolere edilmesi lazım bu işi ancak eğitimle çözebiliriz. Acilin gerçek manada acil olması lazım ki insanların hayata dönüş oranlarını arttıralım. Çünkü orada 30 saniye, 1 dakika ,2 dakika beklettiğim hastayı bir başkasının ufak bir gribinden dolayı o hasta ölürse onun sıkıntısı çok fazla olur. Bunu mutlaka insanların anlaması lazım.
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ REVİZE EDİLMELİ..!!
Yine diğer en büyük sıkıntılardan bir tanesi en başta da söyledim Randevu alamama durumu. Bizim aslında aile hekimliği sistemimiz var.Biz aile hekimi sistemini tam oturtabilirsek bu işi 3 aşağı 5 yukarı çözebiliriz. İnsanlar normalde ufak tefek hastalıklarda kırıklıklarda mahallelerde bulunan aile hekimlerine gitseler aile hekimleri üzerinden yürüseler 2.basamak ve 3.basamak hastanelere gerçek hastalar gelmiş olsa sistem aslında çok daha iyi ilerleyecek. Ama işte dediğim gibi aile hekimine gitmeden direkt hastanelere gidiyor hastanelerde büyük bir yığılma oluyor. Grip gibi İşte basit ishal gibi durumlarda bile insanlar orada kalabalığa neden olmuş oluyor. Randevularda sıkışıklığa neden oluyor o insanları hastaneden uzaklaştırıp sağlık ocağına yönlendirdiğimizde aslında onların iş yükü de azalmış olacak. O zaman ne olur? İnsanlar istediğinde çok daha rahat bir şekilde randevu bulabilirler ama en ufak bir şeye randevu almak için uğraştığın zaman olmuyor. Şu an göğüs hastalıkları ve Kbb’nin en büyük hasta bekleyenler üst solunum enfeksiyonları ,gribal enfeksiyonlar. Bunlarda normalde aile hekimlerinde tedavi edilebilir.İnsanlar orayı küçük görüyor ama aile hekimlerinde bu sistemi oturtturmuş olabilsek sistem çok daha rahat yürüyecek aslında.
AİLE HEKİMLERİNE SEVK HAKKI DA VERİLİRSE HASTANELER İYİCE RAHATLAR..!!
Aile hekimliği sistemini tam oturtup gerekirse aile hekimliğine sevk hakkı da verilmesi durumunda o zaman ister istemez herkes hastaneye gitmez. Niye gitmez ? Sağlık Ocağı sevk etmeyecek. Nasıl olsa Sağlık Ocağı şu şu ilaçları verince ben senin tedavini yaptım deyince sevk sistemi geldiği anda ne olacak Devlet hastanelerinde ve diğer hastanelerdeki ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde hasta sayısı düşecek ve verim artacak. Şimdi sen aile hekiminde bu sevk sistemi konulmadığı için de tabii İşte Hastalar en ufak sorunlarından şikayetlerinde hastanelere yüklenince bu sorunlar kaçınılmaz oluyor.Aile hekimleri de biliyorsunuz grevdeler mali anlamda onlar da sıkıntı yaşıyorlar kendi haklarının azaldığı durumlarının kötüleşmesi ile ilgili tabii ayrıca o arkadaşlarımızın da sıkıntılarının mutlaka giderilmesi lazım. Bu sistemin tam anlamıyla oturtulabilmesi için.
*** Yine doktorlarımızın yurtdışını tercih etmeleri ile de ilgili birçok soru gelmiş?
DÖNER SERMAYE TOPARLAYICI OLDU..!!
—- Belli bir oranda kaçış oldu, şimdi yurt dışında sistem biraz daha farklı işlediği için kaçış oldu ama şu anda geçen bu döner sermaye ile ilgili doktorların durumlarında bazı değişiklikler oldu.Çünkü mali açıdan çok kötü durumdalardı döner sermaye toparlayıcı oldu ve doktorlar ülkemizde kalmaya başladılar. Sonuçta hepimiz ailelerimizin geçimini sağlamak için çalışıyoruz. Bir de tabii değer görmek istiyoruz insan Avrupa’ya yada diğer ülkelere gittiğinde hem para kazanıyor hem de değer görüyor insanlar. Burada yine hem para kazanamıyorlar ,hem değer görmüyorlar ve de üstüne de dayak yiyenler de oluyor. Şimdi bu durumda ne olacak. Hepimiz insanız İnsanlarda o tarafa doğru bir yönelme oldu. Şimdi en azından değer görme şu bu biraz daha sıkıntılı olsa da en azından mali açıdan bazı problemler düzeldiği için gene de ülkesini tercih ediyorlar. Direnen gitmeyen çok insan var, çok doktorumuz var. Gittikten sonra kaybettikten sonra geri döndürmek de çok zor o yüzden insanlarımızı kaçırmamamız lazım.Özellikle Tıp alanındaki insanlarımızı kaçırmamamız lazım insanları kaçırmadığımız sürece bu ülkeye hizmet ettikleri sürece de bu insanların gönlünü hoş tutmak lazım. Hem ekonomik olarak, hem çalışma ortamı olarak ,hem de biraz önce bahsettiğimiz aile hekimlerindeki o sevk zinciri gelişmiş olsa hastanelerdeki o 100 tane hastaya bakmaktansa 40-50 tane hastaya dönecek ve otomatikman sistem de düzelmiş olacak.
*** Başkanım birçok konuya değindik,, birçok soruya cevap almaya çalıştık ama yavaş yavaş da sonuna geldik röportajımızın.Son olarak neler eklemek istersiniz?
PANDEMİDE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DEĞERİ ANLAŞILDI..!!
—– Sağlık çalışanlarının gerçekten özellikle son pandemide değeri iyice anlaşıldı.Biz pandemi öncesinden itibaren sendika olarak bangır bangır bağırdık haklarımız geri gidiyor diye. Sağlık çalışanları önemlidir her şeyin başı sağlık diyerek başladığımız ortamda sağlığı sağlayan insanlara değer verilmediğini görüyorduk. Biz bunu anlatmaya çalışırken sağlıkçıları tam hatırlatan pandemi oldu. Pandemi de sağlığın ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Pandemiler anlaşılıyor ki belli dönemlerde muhakkak olacaktır, bu sürece daha güçlü bir şekilde girebilmemiz için sağlık çalışanların maddi ,manevi güçlendirilmesi gerekiyor. Birçok arkadaşımız mesela biz sağlıkçı grubu olarak çocuğumuzun doktor, hemşire ya da sağlık sektöründe çalışmasını istemiyoruz. Birçok arkadaşımız da bu var.Bu neden var? Çünkü işin içinde kendimiz varız, görüyoruz sıkıntının ne olduğunu biliyoruz.İnsanların kendi çocuğuna bile bunu tavsiye etmediği ortamda diğer insanlara bunu nasıl tavsiye edeceğiz.İşte bunun karşılığında da maddi olarak bunu severek yapacağız ve maddi olarak da bunun karşılığını almamız gerekiyor.
YETKİYİ ALDIĞIMIZDA HER ŞEY FARKLI OLACAK..!!
Doktorun da alması gerekiyor, hemşirelerin de alması gerekiyor, diğer sağlık çalışanlarının da alması gerekiyor.Temizlik şirketinde çalışan hastanelerin temizliğini yapan oradaki arkadaşların çalışmaları o kadar önemli ki biz en güzel şekilde sağlık hizmetini vermiş olsak da onlar etrafı çevreyi güzel temizleyememeleri durumunda bizim vermiş olduğumuz sağlık çalışanlarının vermiş olduğu bütün hizmetler çöpe gitmiş oluyor.O manada bizler az önce de söylemiş olduğum gibi yıllar içerisinde diğer mesleklere karşı geri kalmış olan sağlık çalışanlarının maaşlarının tekrardan 90’lı yıllar 2000’li yıllardaki seviyelere gelmesini bekliyoruz.Bunun böyle olması gerektiğine inanıyoruz ve İnşallah biz Nisan-Mayıs döneminde harman zamanında üyelerimizi arttırarak yetkiye almamız durumunda bunun yine aynı şekilde olması için mücadele edeceğiz. Tüm hakların kazanılması yönünde pazarlıklarımızı hükümetle yapacağız. Son olarak ben buradan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm Bursa’daki, tüm yurt genelindeki insanlarımıza Bursa’dan Türk Sağlık Sen Bursa Şubesinden sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum, esenlikler diliyorum.Diyerek sözlerini tamamladı.