Erdoğan artık Bahçeli izin vermeden nefes bile alamaz
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AK Partili Mahir Ünal’ın istifası sonrası dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Mahir Ünal’ın istifasıyla ilgili dikkat çeken bir yorumda bulundu. Mahir Ünal’ın istifasına yol açan cumhuriyeti hedef aldığı konuşmasını sosyal medya hesabından paylaşan Davutoğlu, videolu paylaşımında bir televizyon kanalındaki değerlendirmelerine yer verdi.
Davutoğlu, “Mahir Ünal olayı gösterdi ki, Sayın Erdoğan artık Bahçeli izin vermeden nefes bile alamaz” dedi.
“BAHÇELİ, ERDOĞAN’A PARTİSİNİN LİDERİ OLMADIĞINI GÖSTERİYOR”
Davutoğlu, katıldığı televizyon programında konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Bu hükümet Bahçeli’nin vesayetinde bir hükümettir. Eğer Bahçeli yapma derse yapamaz. AK Partide yönetimde olanlar, bu küçük düşürmeyi, bu hakareti görüp de Erdoğan’ın da sessiz kaldığını görünce ne hissediyor. Partisinin lideri olmadığını gösteriyor Sayın Bahçeli, Erdoğan’a…Bu AK Partinin o geniş kitlelerine de hakarettir AK Parti teşkilatına da. Bundan sonra kimse artık Bahçeli’yi rahatsız edecek bir söz söyleyemez” ifadelerini kullanmıştı.
Davtuoğlu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına konuya olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında Erdoğan’ın bir ay sessiz kaldığına ve Bahçeli’nin açıklamalarından sonra destek açıklaması yaptığına da dikkat çekmişti.
NE OLMUŞTU?
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” sözleri nedeniyle yoğun tepki almış ve istifa etmişti.
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında isim vermeden Ünal’ı hedef almış, “Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek, asla gösterilemeyecektir. Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyet’in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir” demişti.