Demokrat Zafer

ZAFER KARACABEY; “KENT ÇÖPLÜĞÜNÜ MURATLI MAHALLESİNDE İSTEMİYORUZ…”

Bursa’nın başı çöplük meselesiyle belada. Hemde ne bela. Hamitler depolama sahası tam doldu. Kayapa projesi CHP’li başkan tarafından siyasi rant uğruna iptal edildi. Rota bu kez Karacabey Muratlı Köyüne çevrildi. Kayapa’daki tesisle alakalı tüm ÇED raporları, tüm kamu görüşleri uygunluğu var. Muratlı’ya yapılmasının ise imkanı yok’ ifadelerine Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın şöyle cevap verdi: “Tabii ki bu iş yasal. Bu yasayla da çerçevesi tamamlanmış. Bursa Büyükşehir Belediyesi uhdesinde olan bir yer. Biz de sizin bize ilettiğiniz görüşleri, eleştirileri ve Bursa halkı için doğru olması gerekenleri anlatıyoruz. Neticede oradaki çevre koruma daire başkanlığının ve yönetimin de bize verdiği bilgilendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz. Çünkü o konu Büyükşehir’in karar vereceği bir konu. Tabi ki onların karar vereceği ama hepimizi ilgilendiren bir konudur. Sevindirici tarafı 2 bin 700 tondan bin 500 tona kadar atık miktarının düşmesidir. Oraya gönderiliyor olmasıdır. Ama bir an önce Muratlı olacaksa Muratlı’nın bitirilmesi gerekiyor ki, o mahallelere gittiğimizde siz de gidiyorsunuz, biz de gidiyoruz. Daha selam almadan ya da vermeden bu çöp kokusu ya da çöpün oluşturduğu kirlilik bize de eleştiri olarak geliyor. Dolayısıyla biz de takipçisi olacağız. Bu uyarıları bir kez daha ben geçen sefer de ilettim. Yine ileteceğim.” diye konuştu.

Bu çıkış Karacabey’deki siyasileri ayağa kaldırdı. Zafer Parti Karacabey İlçe Başkanı Vahit Can Demir konuyu yasal bir boyuta taşıyacaklarını ifade ederek; “Son günlerde yerel medyada ve Bursa’da yaşayan pek çok kişinin dilindeki Karacabey Muratlı Mahallesi (Köyü)’nün şehir çöplüğü yapılacağı ile ilgili yazılar ve söylemler şehrin önemli gündemlerinden biri olmaya başladı. Ortaya çıkan bu pis koku ile ilgili toplum ve karar verici şehir dinamikleri kararlarını vermeden önce Muratlı özelinde bölge halkının duygu ve düşüncelerini aynı zamanda bölgesel gerçekleri bilmesi gerekiyor.

Muratlı, konum olarak Karacabey’in doğusunda, Bursa’nın batısında ve iki yerleşim yerine göre orta noktalarda yer alan bir yerleşim birimidir. Köyün kuzeyi ormanlık; doğu, batı ve güneyi birinci derece tarım alanları ile kaplıdır. Güney doğu sınırlarına Türkiye’nin en büyük sanayi bölgelerinden birinin (TEKNOSAB) kurulum çalışmaları devam etmektedir. Bursa İzmir Otoyolu ve Hızlı Tren hattı köyün 1 km güneyinden geçmektedir. Tarım ve hayvancılık ana geçim kaynaklarıdır.

Bölge halkı yüzyıllardır aynı topraklarda yaşayan yerli halktır. Köyün elektrik, su ve kanalizasyonu 1970 li yıllarda devletin ve köyün o zamanki tüzel kişiliğinin ortaya koyduğu kaynaklarla sağlanmıştır. Bursa ve Karacabey ile bağlantıyı sağlayan yol düşük nitelikli asfalt yoldur.

Bursa şehrinin batı yönünde büyümesi diğer köyleri olduğu gibi Muratlı Köyünü de çeşitli risklerle karşı karşıya bırakmış; sanayi alanı, otoyol alanı, hızlı tren vb. bölge halkının iradesi dışında gelişen projelerle topraklarına bölge halkının istem dışı el konulmuştur. Bölge halkı; köyün yaklaşık 3 km kuzeyinden geçen, yıllar önce bolluk ve bereket kaynağı olan Nilüfer Çayı’nın sanayi atıkları ile yok olup canlıların yaşayamadığı, sulama fonksiyonunu yerine getiremediği haline dönüşmesine müdahale edemediği gibi sonuçlarını kestiremediği rahatsız edici değişim süreçlerine de müdahale edememekte, fikrini bile beyan edememektedir.

Bu bölge için Kent Çöplüğü demek; dayanılmaz koku, sürekli gelip giden araçlar, ses kirliliği, toz, fiziksel kirlilik, yaşam kalitesinin düşmesi, birinci derece tarım alanlarının yok olması, ormanların yok olması, bölgenin gelecekte var olabilecek nitelikli yerleşim alanı hayalinin kaybolması, ekonomik kayıp, yine topraklarına el koyma, fakirlik, bozulmuş bir ekolojik denge, mutsuz insanlar demektir.

Bu bölgeye çöplük yapmak; akla, ekonomiye, ekolojiye, çevreye, kültüre, sosyal yaşama, insanların beklentilerine, şehir vizyonuna, estetiğe velhasıl hiçbir değere uygun değildir.

Ülkeyi; tarımsal ekonomi, insan kaynakları, tarihi ve kültürel değerleri ile beslemiş bu topraklar ve bu insanlar çöplüğü burada istemiyor. Çöplük için; insana daha uzak, nitelikli tarım arazisi olmayan, çevreyi etkileme potansiyeli minimum seviyede olan, görsel olarak rahatsızlık yaratmayan, ekonomik değeri düşük, şehrin çok daha uzun yıllar sonra temas edebileceği, fiziksel, sağlık, ekonomik, biyolojik, ekolojik olarak düşük riskli, uygun araziler elbette istenirse bulunur. Karar vericiler hesabını kısa vadeli değil şehrin gelecek yüz yılını düşünerek yapmalıdır.

Geçmişte çeşit çeşit bitki örtüsü ve hayvanları ile insanların yaşam kaynağını oluşturan köyün tüzel kişiliğine ait yüzlerce dönümlük meralarının, içerisinde türlü balıkların yüzdüğü gerektiğinde içilebilen, tarlalara hayat veren Nilüfer Çayı’nın ve sanayi yapılacak, yol yapılacak diye el konulan verimli tarım arazilerinin elinden alınmasına yutkunarak ses çıkar/a/mayan, hak ettiği ilgi ve desteği hiçbir dönemde göremeyen bölge insanının bu konudaki ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almadan, tabiatın sunduğu gerçekleri ve diğer seçenekleri görmezden gelerek, etki-değer analizi yapmadan, ben bilirim, güç bende, kimsenin düşüncesine ihtiyacımız yok anlayışı ile hareket edenler; başta yargı duvarı olmak üzere bölge insanı ve aklı selim tarafından ortaya konulacak her türlü haklı direnci göze almak ve sonuçlarına katlanmak zorundadır.

Bölge halkı; temiz, bakımlı ve güvenli yollar, yaşamaktan zevk aldığı sağlıklı ve temiz bir çevrede huzur, güven, hoşgörü, yardımlaşma ve sosyal ilişkilerin üst düzeyde olduğu sosyal yaşam, devlet tarafından desteklenerek sağlanan nitelikli üretim çıktılarının değerinde pazarlanması suretiyle ekonomik rahatlık ve nitelikli, güvenli mekanlarda ikamet edebilme arzusu ile bunu sağlayabilecek ulusal vizyon hayali kurmaktadır.

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, köylüyü milletin efendisi olarak görmüş, onları dinlemiş, değer vermiş, tarımın ve tarımsal üretim ve sanayinin gelişmesi için mücadele etmiş, eğitimin köylere kadar yayılımını sağlayarak Muasır Medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma vizyonunda köylünün de önemli roller alması için kültür zeminini oluşturmuştur. Dayanağımızı bu güçlü zemine oturtarak haykırıyoruz.

Artık bizleri duymak ve dinlemek zorundasınız.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ