Yolsuzluk deyince senin adın baş sırada
Kılıçdaroğlu, açıkladığı yolsuzluk dosyası sonrası kendine dava açan Cumhurbaşkanı’na sert sözlerle yanıt verdi: Ben yolsuzlukları anlatmak istemiyorum. Namuslu bürokrasinin nabzını tutmak istiyorum. Yoksa, yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor, ön sırada yer alıyor.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, ihale yolsuzluğuyla suçladığı için kendisine dava açan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi:
– İsim vermeden bir dosyayı daha gündeme getirdim. Erdoğan “Altında imzam yoktur” diye konuştu. Korktular. Arkadaşın telefonla bağlanmasına izin vermediler.
SEN TALİMAT VEREN TARAFTASIN
– 3 Nisan ‘da 3 milyarlık bir ihale yapılır ve bir firma kazanır. Sonra iptal edilir 2B devreye sokularak… 5’li çeteden birine ikram edilir. Bunlar giderler 5’li çete adına para isterler. Kredi anlaşması yapılır. Kefili hazinedir. İhalenin adı var. Erdoğan diyor ki “Benim hiçbir imzam yoktur.” Sen ihale komisyonunda değil, talimat veren taraftasın.
SENİN İMZAN ALAN BELGELERİ DE AÇIKLAYACAĞIZ
– Ben yolsuzlukları anlatmak istemiyorum. Namuslu bürokrasinin nabzını tutmak istiyorum. Yoksa, yolsuzluk deyince senin adın baş sırada yer alıyor, ön sırada yer alıyor.
– Görmediğim belgeyi konuşmam, daha sana çok sürprizlerimiz olacak, senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız sen hiç meraklanma.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun diğer açıklamaları şöyle:
– Zor günler yaşıyoruz, hep beraber. Ama bunları hep beraber aşacağız. Aşmanın yolu birlik olmaktır, beraber olmaktır, adalette, sevgide, kucaklaşmada buluşmaktır, kimseyi ötekileştirmemektir ve herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa etmektir.
– CHP olarak özellikle son 5-6 yılda toplumun en yoksul kesimlerinin yanında olduk. Sofraya birlikte oturduk. Milletvekillerimiz Anadolu’yu karış karış ziyaret ettiler. Her soruna çözüm üretme gayreti içindeyiz. Taşeron işçi sorunu bir ölçüde çözüldü.
EN SONUNDA İKTİDAR GERİ ADIM ATTI
– Taşeron işçilerin sorunu bizim attığımız en önemli adımlardan birisiydi. Önce onları örgütledik, kadro haklarını gündeme getirdik. En sonunda iktidar geri adım attı. Ve işçiler haklarının bir kısmını aldılar. Az kaldı Millet İttifakı’nın iktidarında hastanelerde çalışan taşeron işçilerin haklarını iade edeceğiz.
– Öğretmenlik Meslek Kanununu getirdiler. Herkes karşı çıkıyor. Sözleşmeli, ücretli, kadrolu ayrımı kakmadı. Size sözüm söz gerçek anlamda bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla birlikte çıkaracağız. Öğretmenliği en itibarlı mesleklerden biri haline getireceğiz.
ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİĞE SON VERECEĞİZ
– Az kaldı, bütün öğretmen kardeşlerime sesleniyorum. Siz bu ülkeyi ayağa kaldıracak irfan ordususunuz. Sizin önünüzdeki en büyük engel Cumhur İttifakı’dır. Size söz, gerçek yasanızı biz çıkaracağız. Sözleşmeli, ücretli öğretmenliğe son vereceğiz.
– Terörle mücadelede çatışıp, gazi sayılmayan 21 bin kardeşimize sesleniyorum: Haklar verilirse ne ala. Verilmezse biz Millet İttifakı iktidarında hakkınızı size iade edeceğiz.
TIRNAĞI YARALANANA GAZİLİK VERİLDİ
– Jandarma’dan 11 bin 500, Kara Kuvvetleri’nden 6 bin, Emniyet’ten 2500 kişi gazi sayılmıyor. Arkadaşlar “15 Temmuz’da tırnağı yaralanana gazilik verildi, biz -35 derece bölücü terör örgütüyle mücadele ettik. Yaralandık. Bizi niye gazi saymıyorlar” diyor.
ŞEHİT ANNESİNE 281 TL MAAŞ
– Güneydoğu’dan bir annenin mektubu geldi. Berfin Talayhan diyor ki, “Oğlum Mardin Kızıltepe’de şehit oldu. Oğlumun 11 çocuğuna o tarihten beri ben bakıyorum. Verdikleri maaş 281 lira 3 kuruş.” Yazıktır günahtır. Bu devlet bu kadar mı fakirleşti?
– Daha önce bürokratlara seslenmiştim. Direnin demiştim. Aradan bir süre geçti, belgeler yağmaya başladı. Bir video yayınladım, AKP’nin gidişi gidiş değil, bu gidiş ülkeyi felakete götürür dedim.
BÜTÜN AİLESİNE PARTİYİ PEŞKEŞ ÇEKTİ
– Erdoğan AKP’nin akil adamlarını kapı dışarı etti, bütün ailesine partiyi, kurumları peşkeş çekti. Sonra da devleti kendi ailesine boyun eğecek hale getirdi. Türkiye tarihinde görülmemiş bir olay.
MERKEZ BANKASI’NIN TEK İŞLEVİ PARA BASMAK
– Yönetimde istikrar yok. Erdoğan yönetemediğini görüyor, bürokratları, bakanları görevden alıyor. Üç yılda dört tane Merkez Bankası Başkanı değişti. Merkez Bankası’nın tek işlevi kaldı; Matbaada para basmak. Saray’dan gelen talimatın gereğini yapıyorlar.