YILLARDIR SAĞA YASLANARAK YAPILAN HATALARDAN CHP VAZGEÇMEK ZORUNDADIR.
Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Sol/Sosyal Demokrat bir partide her seferinde sonucu hüsranla, pişmanlıkla biten aynı hata defalarca tekrarlanamaz.
“İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir. Dostoyevski”
Halkların umudu olması gereken, yıllardır sağ ve sığ partilerin iktidarında her şeylerini kaybeden ve sonunda TEK ADAM otokratik yapısında İslamo-Faşizme teslim olan ülkemde CHP sağdan medet umamaz!!!
Sağlaşıp, sığlaşarak, ideolojisini, geleneklerini ve kuruluş felsefesini unutarak hata üstüne hata yapamaz.
Yıllar önce bu kolaycılık ve hata olan tercihler; popülist bir tavır ve kolaycılıkla çarşaflı kadınlara rozet takmakla başladı.
Kendi partilerinde veya siyasi yapılarında kullanılıp kenara bırakılmış insanlardan medet umarak yapılan hatalar o kadar çok denendi ki…
Sonundaki ihanetlerden ve son süreçteki danışman tercihlerinde bile yapılan hatalardan hiç ders almadan “Değişim” diyerek örgütlerden onay alanlarda aynı hatayı yapamaz ve yapmamalılar!!!
21 yıllık yıkımın, soygunun, dejenere edilen kurumların, namuslu kalemlerin kırılıp tutsak edildiği gazeteci ve yazarların, siyasetin emirine giren yargının, tarikat ve cemaatlere teslim edilmiş sağlığın ve milli eğitimin egemen olduğu ülkemde CHP bu hatayı bu koşullarda tekrar etmemelidir.
Çaresizlikten, yoksulluktan, eğitimsizlikten, feodal yapıdan ve dinci tarikat ve cemaatlerin etkisiyle sağ partilere esir olmuş, mahkûm olmuş kitlelere aynı metotlarla çarede olamayız güvende veremeyiz başarılı da olmayız.
O halde zamanı boşa tüketerek birçok yerde neden aynı hataları yapıyoruz????
Fazla uzatmadan kendi ilim Bursa’yla ilgili bir uyarıyı yapmayı kendimde hak buluyor ve sorumluluk bilinciyle daha ciddi bir hata yapmadan herkesi tüm örgütü duyarlı olmaya davet ediyorum.
Kaybettiğimiz seçimden çok daha önemli belki de son kez yapılacak yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz.
Aylardır verilen hiçbir söz yerine getirilmediği gibi “ÖN SEÇİM” gereksiz bahanelerle göz ardı edilerek değişimin lafta kalmasına sebep olundu.
Ön seçim yapılmayınca parası olanlar ve lobisi olanlar başta olmak üzere önüne gelen rantı büyük iki ilçeye aday adayı olup kopyala yapıştır yöntemi ile hepsi birer uzman edasında görünürde yarışır gerçekte savaşır bir konumda ön keserek, yol keserek Ankara’dan tercih edilmeyi bekliyorlar.
Parasal gücü fazla olanlar erozyona uğramış sözde basın mensupları kanalıyla kendilerini kahraman (!) gibi pazarlatıyorlar.
Bu çapsızlık ve kalitesizlik yetmiyor gibi hak eden adayları da yıpratma, emeklerini yok sayma ve başarılarını hiç ederek rantı çok yüksel ilçelerimizde ADAY olabilmek için 40 takla atıyorlar.
Çok düşündürücü Bursa’da gerek sosyal yapı, ekonomik yapı, eğitim düzeyi ve göçle yoğunluk kazanmış emek sömürüsünü en çok hisseden ve mutlak sol/ sosyal demokrat anlayışla buluşması gereken YILDIRIM gibi çok önemli ilçemize ise aday bulunamadı.
Rantı yüksek, yaşaması keyifli ilçelerimizden Mudanya ve Nilüferde yığılan kahraman kurtarıcı (!) adaylar nedense bu önemli ilçemizi yok saydılar.
Yine seçimin kaderini belirleyecek çok önemli ilçelerimizden İnegöl’de başarıya götürecek tanınır, bilinir ve kabul görmüş adayları hala göremedik.
Yenişehir ilçemizde aynı konumda.
En yakışıksız ve doğru ise düşündürücü ve bana göre endişe vereni ise Mustafa Kemal Paşa ilçemizde yaşanıyor!!!!
Seversiniz, sevmezsiniz, uzun süredir seçilerek İlçe Başkanı olan ve seçimlerde mücadele veren arkadaş, belediye başkan adayı olmak için görevinden istifa ederek aday adaylığını ilan etti.
Bildiğim kadarıyla galiba başka adayda çıkmadı.
Ya ön seçim yapılacaktı, yâda 2 dönem ilçe başkanlığı yapış aday adayı olan arkadaş uzatmadan ilan edilip çalışmaların başlaması gerekiyordu.
Olmadı, hala en önemli ilçelerde nedense zaman boşa harcanıp ısrarla bekleniyor ve bu durum; her gün daha fazla kırılmalara ve yakışıksız dedikoduları halkın gündemine sokuluyor.
İşte bu koşullarda bana göre inanması çok zor hatta kabulü olanaksız bir durum ortaya çıktı.
Eski sağcı bir bakan en son İyi partide istikbal bekleyen olmayınca yeniden çürümüş ve ülkeyi bataklığa çevirmiş AKP ve Saray Sultasına biat etmek için kendini ortaya koyan bir şahsı Mustafa Kemal Paşa’dan aday olacağını veya olduğunu sanal medyadan örenmiş olduk.
Bana göre bu tercih umarım doğru değildir çünkü en başta ayıptır, yakışışızdır, haksızlıktır…
Ömrünü sosyal demokrasiye ve CHP’ye vermiş örgütlerimize ve seçmenlerimize hakarettir ve dayatmadır.
Bu güne dek kaç kez örgütü yok sayıp sağdan devşirdiğimiz adaylar içinde tek istisna bana göre saygı duyduğumuz ve tüm oylarımızı helal ettiğimiz sayın TURHAN TAYANDIR:.
Diğerleri hak etmeden getirilmiş ve sonunda mutlaka ihanet ederek gitmişlerdir.
En son canımızı yakarak bunu hak etmeden milletvekili yapılan ve küçük bir çıkar karşılığında ihanet eden Abdüllatif Şener’de yapmıştır.
Ben bu tür bir mücadelenin bir başka benzerini rantı en fazla olan ilçemiz Nilüferde görmekteyim.
Ne biçim bir adaylık süreci inanın öfkelenmekten çok utanmaya başladım.
Parası olan ”sanayiciyim” diyen, kadına şiddeti herkesin malumu olan kişiler kendini solcu (!) sanan gazetecilerin göz bebeği oluyorlar. Harcana paraların büyüklüğü dudak uçuklatıyor.
Bu güne dek belediyelerden iş alan ve iş yapan birçok aday adayı da yemekler, kahvaltılar, ilanlar vs ile ön keserek “İlla beni seçin…”
diye sanal medyayı adeta gece gündüz bombardıman ediyorlar.
Birde ciddi ciddi siyasi şovmenler var ki beni bu yaşımda şaşırtıyorlar hatta güldürüyorlar.
Ne numaralar ve şovlarla kendilerini anlatıyorlar, sanırsınız ki güzellik veya mankenlik yarışmasına girmişler!!!
Haydi bunları da hoş göreyim diyorum ama yine asla kabul etmeyeceğim bir zat var ki kusura bakmasın ama benim gözümde asla kabul göremez.
Hatta “sol/sosyal demokratım” diyen, namuslu, vicdanlı, ahlaklı ve emek ağırlıklı olması gereken partim CHP’de ancak samimi ve dürüstse ancak üyemiz olabilecek bir şahıs için endişe duyuyoruz.
Yakın zamana kadar sağdan sapmadan, varlığıyla ve orantısız ekonomik gücüyle bize belediye başkanı olmak isteyen şahsa itibar edenler, onay verenler reklamını yapanları inanın tarih affetmez.
SON SÖZ:
Sağdan gelen ve hiç emek vermeden aday olanlardan sol/sosyal demokratlar ve CHP örgütü adına bir ricam olacak.
Bu şahıslar birer basın toplantısı yaparak şu açıklamayı yapmak zorundalardır:
“Bizler, tüm ömrümüzü sağ iktidarların hizmetine sokup beslendik veya palazlandık veya istediğimiz kadar olmayınca vaz geçtik CHP’de istikbal arıyoruz.
Çünkü:
Sağın bir sömürü düzeni olduğunu gördük. Sağ iktidarların bir soygun düzeni olduğuna tanık olduk. Sağ iktidarların özgür bireyler yerine biat eden kulluk anlayışıyla yurttaşları hiçe saydığını görüyoruz.
En önemlisi laik ve sosyal hukuk devletini yok sayan bağnaz gerici dinimizi istismar eden tarikat ve cemaatlerin ülkede egemen olduğunu ve sağcı iktidarlarca korunup kullandığını gördük ve bu yanlıştan vazgeçerek Atatürk’ümüzün kurduğu CHP’de görev almaya ve seçilirsekte başka bir partiye geçmeyeceğimize söz vererek aday olduk.”
Diye alenen açıklamadan ne yerelden ne genel merkezden hiç kimse bu hataya bir daha onay vermemelidir.
Ben bu yazıyı yazmak ve bu uyarıyı yapmak zorundayım.
Çünkü örgütümüzün değerli emekçiler ve vicdanlı insanlar çok rahatsızlar ama bir türlü dile getiremiyorlar.
Herkes endişeli.
Hata yapılmadan ve bugüne dek aldığı oyla veya verdikleri insan odaklı hizmetle kendilerini kanıtlamış adaylarımıza başarılar diliyorum
Ve bana göre örgütümden gelen tüm adaylar ve arkadaşlarımız bu tür kurtarıcı sanılan faydacı insanlara on basarlar kimse kusura bakmasın.
Benim bu tür şahıslarla bir düşmanlığım veya sorunum yoktur…
Ama, 12 Martlarda 12 Eylüllerde faşist darbecilerden işkence gören, ölen veya öldürülen ve bu güne kadar sapmadan satmadan onurlu mücadele eden Dostlarıma, Yoldaşlarıma ve Canlarıma karşı bir sorumluluğum olduğu için yazdım.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ