YAŞAM DEDİĞİMİZ BİR NEFESLE SINIRLI, DEĞER Mİ CAN YAKMAYA, İNCİTMEYE VE İNSANLARI TÜKETMEYE????
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday yazdığı yazıda;
“Kalp sıkıntısı olanlar veya ciddi rahatsızlığı olanlar benim ne demek istediğimi anlamışlardır!!!!
Nefes alamadığınız o kısa sürede sanki tüm yaşamınız gözünüzün önünden filim şeridi gibi geçip gider.
O birkaç saniyelik sürede yüzleşirsiniz tüm yaşamınızla.
Bir yanda göğsümüz bir yanda canınız acır!!!!
O kriz sürecinde göğsünüze vurarak nefes almaya çalışırsınız ve hala yaşamanız gerekiyorsa gitme vaktiniz gelmemişse alabildiğiniz o ilk nefesle bir “OH…” çekersiniz!
Ben bu aralar özelikle de gece yarısı çok sık bu zor durumu yaşıyorum.
Dün gecede böyle zorlu bir durumla karşılaştım ve hiç uyumadım.
Bacaklarda kramplar ve nefes darlığı ile gece yarısı tam daldığım sırada uyandım.
Balkona çıkıp denizden ve kaz dağlarından esen yelde kendime gelmeye çalıştım.
Göğüs kemiğimi vurmaktan kıracaktım.
Sonra alabildiğim bir nefesle bir anda çok sevindim.
“Demek ki daha içecek suyum varmış…” dedim.
Ve en çokta direnebilirsem ülkemin yeniden aydınlığa çıkacağı ve bu faşist düzenin yıkılacağı günleri görmeyi düşledim.
Sevdiklerimi ve özlediklerimi düşündüm!!!
Hak edenler kadar hırslarının esaretine kapılıp kırıp incitenleri, hatta dostluğa ihanet edenleri de düşünüp üzüldüm.
En çok nankörler, çıkarcılar, verilen emeklere ihanet edenler ile hırsı aklından evvel gidenler canımı yaktı.
Ama daha çokta çocuklarını doyuramayan, bir lokma ekmeğe muhtaç bırakılan, açlıkla sınana insanlar geldi aklıma.
Bir yanda lüks ve şatafat hatta haram para ile lale devri yaşayan vicdansızlar.
Bir tarafta umutsuz ve mutsuz mağdur insanlar çoğunluğu ne yapacağını şaşırmış şaşkın ve çaresiz kalmışlar namuslu insanlar.
Birde buna benim sol/sosyal demokrat olarak tanıdığım hatta solda mücadelesine tanık olduğum insanların bazı tutarsızlıkları eklenince hem üzüldüm hem utandım.
Çünkü sol/sosyal demokratların eylemleri ile söylemleri ve uyumsuz yaşamları oldukça düşündürür oluyor.
Ailelerinin, çocuklarının, yakınlarının akıl almaz lüks ve gösterişli servet değerindeki görgüsüze harcamaları ve tepeden bakan yaşamları eklenince bu iki yüzlülükte benim canım çok yanıyor!!!
En çokta olanaksızlıktan ve haklarının bir avuç siyasetçinin veledine sunulan servetlerden dolayı okuyamayan ve yoksulluktan önü kesilen ve bu haklarını kullanamayan akıllı ve yetenekli gençlerimiz üzüp, kahredip isyan ettiriyor beni.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, bu gün duygu karmaşası içinde sizlerle dertleştiğimi düşünün.
Kimseyi üzmek ve kırmak amacıyla yazmıyorum.
Ancak insanların giderek bencilleştiği ve bozulduğu, etik değerleri unuttuğu günlerden geçiyoruz.
Özellikle siyasette yükselebilmek için her yolun mubah sayıldığı günlerden geçtiğimiz için mutsuz olduğumu ve üzüldüğümü sizlerle paylaşmak istedim.
Bu kadar bunalımlı ve sıkıntılı bir gecede ve sağlık sorunları yaşarken bir tek şeyden mutlu oldum:
Ben yaşamım süresince Dostlarıma, Yoldaşlarıma ve Can dediklerime asla ihanet etmedim.
Harama asla el uzatmadım.
Kimsenin kör kuruşuna tenezzül etmedim.
Kimsenin arakasından dolanıp duygularıyla oynayıp önünü kesmedim ve her yerde illa ben demedim.
Paylaşmayı bildim.
Sevdiklerime “abla, anne, dost, yoldaş, kardeş veya öğretmen” oldum ama asla karşılık beklemedim.
Mutlu olmaktan çok daha fazla mutlu etmekle uğraştım.
Her koşulda insanlara tanıyıp tanımamam önemli olmadan yardım etmeyi amaç edindim ve elimden geleni yaptım.
Bu gece yaşadıklarım ve ölüme bir nefes kadar yakın olmam; bana bu duygusal paylaşımı yaptırdı.
Her şeye karşın yaşamın ve bu ülke ve halkları için mücadele eden iyi insanların kıymetini bilmek lazım.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ