Uysal: Bütün varsayımları, muhalefet nasıl olsa bir araya gelemez
Bursa’da Demokrat Parti (DP) Yıldırım İlçe Başkanlığı Olağan Kongresi, Genel Başkan Gültekin Uysal’ın katılımıyla yapıldı.
FADİME NİSA SAYAR – MEMET CAN YEŞİLBAŞ / BURSADA BUGÜN
Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen olağan kongre, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Olağan kongre toplantısına, tek aday olarak bulunan DP Yıldırım İlçe Başkanı Hasan Ali Ünal’ın yanı sıra DP Genel İdare Kurulu üyeleri, genel başkan yardımcıları, Demokrat Parti mensupları ve diğer partilerin temsilcileri katıldı.
Toplantı açılışında gündem maddeleri oylamaya sunuldu ve divan kurulu üyeleri seçildi. Ardından ise protokol konuşmalarına geçildi.
Demokrat Parti Yıldırım İlçe Başkanı Hasan Ali Ünal, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi;
“Demokrat Parti Yıldırım İlçe Teşkilatı olarak, artık gençler bu ülkenin emanetçisi değil, bir sahibi olduğunu bir kez daha ortaya koymak istiyoruz. Yönetim olarak, sen ben değil, bizle bir olacağız sloganımızla ilçemize, davamıza gönül verenler ve ilçe sakinlerimizle birlikte Demokrat Parti Bursa Yıldırım ilçesinde ciddi bir değişim ve dönüşüm süreci yaşayacağımızın inancındayım.
Bu zamana kadar edindiğim birikimin çok daha fazlasını başkanlık görevini geçireceğim zamana sığdırmaya çalışacağım. Demokrat Parti Yıldırım ilçede yeni hizmet yolunda, inşa ve restorasyon sürecini hep birlikte başlatacağız. Bugün Demokrat Parti Yıldırım İlçe Teşkilatı’nda bir gerçek varsa o da hep birlikte davamıza ve ilçemizin sorunlarına ve eksiklerine çözüm ortağı olacağımızdır. İlçe Başkanlığı harici bir genç olarak söylüyorum ki gençler artık sadece geleceğin değil, bugünün de ortaklarıdır. Biz büyük bir aileyiz diyorum ve teşekkür ediyorum.”
Ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal toplantıda katılımcılara hitap etti.
Genel siyaset değerlendirmelerini paylaşan Uysal’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Türkiye büyük bir kavşağa, derin bir muhasebe eşiğine yaklaşırken bugün burada yapacağımız bizim muhasebemizin de milletimizin, geleneğimizin, partimizin yarınlarında çok kıymetli bir değere tekabül edeceği kanaatindeyim. Kürsüsünde milletin her meselesinin konuşulduğu, partimizin değerlendirmelerinin yapıldığı bir zemin olmasını canı yürekten beklemekteyiz.
Bunca zaman dini menfaat, menfaati din yapanların geldiği noktada bu arkadaşlara -mealen ifade ediyorum- oy vermez isek öbür dünyada hesabını verecekmişiz. Hesabını verecekleri o kadar çek şey var ki. Bu iktidar sahiplerine buradan seslenmek isterim. Yüce yaradanın huzuruna elbette çıkacağız, oradaki hesap ayrı. Ama demokratik bir hesabı hem sandıkta hem de milletimizin talepleri doğrultusunda en kuvvetli şekilde sormak bizim boynumuzun borcudur. Bu büyük ülkeyi yolda bulmuş olabilirler. Kendi ülkeleri ve devletleri olarak görmüyor olabilirler.
Buradan bir kez daha payitahtımız dolmuş Bursa’mızda bu kalbi mühürlenmiş, akılları şaşmış vicdanları kararmış olanlara ben de haykırmak isterim. Gömlek değiştiriyoruz diyerek çıktıkları yolda bu memleketin, milletin, devletin müştereği olan her şeyi bir siyasi kavganın aracı yaptılar. Günün sonunda bugün söz kalmadı. Hala bir mazeret peşindeler. Üç aylık zindan mazilerini 20 yıldır mağduruz da mağduruz diyerek anlata anlata bitiremediler. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere 20 yıldır bu ülkenin imkanlarını, kaynaklarını yanlış yönetenler, maalesef dini ve milli bir hamasi söylemle bütün açıklarını kapatacağı zannıyla hareket ediyorlar.”
SOSYAL KONUT PROJESİ: “BİRİLERİ ASLAN PAYINI ALACAK, MİLYONLARCA İNSANA DA SIRTLAN PAYI DÜŞECEK”
“Bu ülkede maalesef insanımızı akıl almaz politikalarla bu noktaya getirdiler. Son 20 yılda kim kaybetti diye sorsak sıralamayı herhalde şöyle yaparız. Türk çiftçisi kaybetti, Türkiye’de esnaf, küçük işletmeler kaybetti. Dar gelirli vatandaşlarımız kaybetti. Ama bu iktidar bunca zaman hangi kesimlerden en yüksek desteği aldı dersek de üzülerek ifade ediyorum ki bu kesimlerden aldı. İnsanımızın alım gücünü bitirdiler fakat sonra, Anadolu tabiriyle affınıza sığınarak ifade edeyim, merkebi kaybettirip sonra buldurunca insanlarımızı sevindirdiler. Şimdi neymiş, birtakım başka usullerle insanımızı ev sahibi yapacağız diyerek yola çıkmışlar. Birileri aslan payını alacak, milyonlarca insana da sırtlan payı düşecek. Bizim itirazımız bunadır. Bizim itirazımız 84 milyonu bir görmesi gerekenlerin kendi çocuklarının geleceğini her şeyin önünde görmelerinedir. Milyonlarca insanı sefalete mahkum edip sosyal yardım adı altında siyaseten sadakatini satın almayı bir marifet diye bu memlekette hiç kimsenin koymaya hakkı yok. İtirazımız bunadır.
Her köşeden bir usulsüzlük, bir yolsuzluk fışkırır hale gelmiş. Neymiş danışmanlar istifa etmişmiş. Ne zamandan bu yana usulsüzlük yapanlar, yolsuzluk yapanlar, kamunun gücünü kullanarak kendine fayda sağlayanlar sorumluluktan güya göstermelik olarak istifa ettirilerek kurtuluyor. Onların esas hesap vereceği yer Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir. Öyle istifa etti falan diyerek bu sürecin içerisinden kimse çıkamaz, çıkamazsınız.”
“HIRSIZ KENDİLERİNDEN OLDUĞUNDA GÖRMEZDEN GELİYORLAR”
“Bir sanatçı imam hatiplerle ilgili laf söyledi diye ortalığı yıkanlar hırsız kendilerinden olduğunda görmezden geliyor. Hepimiz hatırlıyoruz değil mi? ‘Cuma günü Google’dan bakıyorum Bakara makara’ diyen birini… Anlaşılıyor ki bakanlıktan ayrılınca suç ortaklarını tehdit etti, Prag’a büyükelçi yaptılar. Egemen Bağış’ın bu haline rağmen ay yıldızlı bayrağı bir başka ülkede temsil etmesi bile size yeter de artar.
Nafile işlerle uğraşmayın. Eninde sonunda bu gerçekler zaten ortaya çıkacaktır. Sınırsız yetki, sıfır denetim mantığı içerisinde güya Türkiye’de demokrasiyi genişletiyoruz, yerli ve milli bir rejim kuruyoruz diyerek ortaya bir rejim fiili getirdiler. Kendileri de aslında görüyorlar. İktidar yetkililerinin önlerinden kameraları indirin, mikrofonları alın, sizden bizden çok daha fazlasını konuşuyorlar. Sebebi de biz yaptıklarının bir kısmını biliyoruz, onlar ise yaptıkları her şeyi biliyorlar.”
“KÜRT SORUNUNDAN, UYUŞTURUCU VE İNSAN KAÇAKÇILIĞINDAN BESLENEN SİYASİLER VAR”
“Ama bu böyle gitmez ve Allah’ın izniyle gitmeyecek. Şimdi bir türkü tutturmuşlar, biz gidersek o olur, biz gidersek bu olur. Söyleyecek sözü kalmayanlar, muhalefete birtakım isnatlar da bulunuyor. Yok PKK’yla iş birliği yapacakmışız, yok FETÖ’yle iş birliği yapacakmışız. Yahu bırakın yapmayı, bunlarla iş birliğini siz yaptınız zaten. Muhalefet HDP’ye bakan verecekmiş. Yahu HDP’ye bakanlığı siz verdiniz. Kimi suçluyorsunuz. Eline mektup verip çözüm sürecinde Kandil’e siz göndermediniz mi? Ne zaman ki seni başkan yaptırmayacağız dediler, o gün PKK’yla muhalefetin ilişkisi var demeye başladınız. Parti olarak çizgimiz belli. Açık yürekle söylüyorum bunu. Demokrasiler hiçbir şekilde terörle mücadelede ne tereddüt kaldırır ne müsamaha kaldırır. Bunu söylerken de kimsenin oyu da kimsenin cebinde değil. Kırk yıllığı bulan terörle mücadelede hep şunu başarabildik. Terör örgütüyle vatandaşı, bölgede yaşayan insanlarımızı ayırabildik.
Zaman zaman söylenir, Türkiye’de Kürt sorunu var diye. Daha büyük bir sorun var. Türkiye’de Kürt sorunu endüstrisi var. Bu çark döndükçe beslenen siyasiler var. Buradan rant elde eden siyasiler var. Buradan rant elde eden, uyuşturucudan insan kaçakçılığına kadar beslenenler var. Bugün AKP’nin yanlış adımlarıyla zaten PKK’nın daha da işi kalmadı. Silahlı mücadele onun için zaten bir propaganda aracıydı. Hedefi milyonlarca insanın zihnine kendi fikrini ekebilmekti ve ekti mi ekti.”
“BÜTÜN VARSAYIMLARI, MUHALEFET NASIL OLSA BİR ARAYA GELEMEZ”
“Tabandan tavana silkinerek bu ülkede yeniden herkesin hukukundan emin olduğu bir ülkeyi kurmak mecburiyetindeyiz. Bu bir tercih meselesi değil. O açıdan bizim de meselemiz. Bugün Türkiye’nin onurlu bir çıkış yolu aradığı bu süreçte; sağımızdan, solumuzdan yapılan telkinlere, armudun sapı üzümün çöpü demeden ortak bir iradeyle her daim karıştırmak isteyenlere karşı kuvvetli bir iradeyi hep beraber ortaya koymamız gerekiyor.
Bütün varsayımları muhalefet parçalı nasıl olsa bir araya gelemez. MHP’yi de yedeğimize aldık. Sürüp gidecek zannettiler bu düzen. Ama öyle olmadı. Bugün anayasayı referandumla bile değiştirecek ışığınız yok. MHP olmasa mecliste çoğunluğunuz yok. Siyasetin bir alt üst oluş çağı içerisindeyiz. Özellikle 2004’ten başlayarak bir operasyonlar dönemi içerisindeyiz. Bütün bunlara rağmen, savrulup giden şahsi ikbal kaygılarıyla başka başka yerlerde iktidar kapılarında kendilerine gelecek arayanların Allah yollarını açık etsin. Ama biz Uhud okçuları gibi yerimizde duruyoruz. Ganimet paylaşmak için sahaya falan inmedik. Neye inanıyorsak onun gereğini yapıyoruz. Bu mücadeleyi bugüne kadar verdik, bundan sonra da millet adına ve Allah’ın izniyle vereceğiz. O açıdan mesuliyetimiz büyüktür.
Bursa kendi sinesinden, geleneğimizde çok etkin siyasi aktörler, milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları çıkarmıştır. Yine aynı noktada tüm arkadaşlarımızın bir seferberlik ruhu, bir adanmışlık ruhu içerisinde aynı ciddiyetle gereğini yapacağına inanıyorum. Allah yolunuzu açık etsin diyorum. Doğru yolun görünmez orduları vardır demiştik, işte o görünmez ordularla inşallah hep beraber buluşmalıyız. Gönül çizgisi içerisinde bu büyük geleneğin Demokrat Parti’den Adalet Partisi’ne, Doğru Yol Partisi’nden, Anavatan Parti’sine hizmet etmiş insanlarımız başta olmak üzere arkadan gelen nesillerle tüm halkımızla kucaklaşmak, dertlerine ses olmak mecburiyetindeyiz. Bunu da yapacağınızdan emin olduğumu ifade ediyorum. Tekrar kongremizin hayırlı olması dileğiyle hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.”