TUZLA BİRLİKTE HAYATIN TADINI KAÇIRMAYIN!
Tuz tüketimini azaltmak için uyarılarda bulunan Medical Park Tokat Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanı Hilal Mutlu Baynıkoğlu, “Tuzu azaltmaya yemekleri daha az tuzlu yaparak başlayın; paketli ürünlerden, hazır soslardan, tütsülenmiş, tuzlanmış, salamura besinlerden uzak durun, kuruyemişlerde çiğ olanları tercih edin ve yemeklerde lezzet artırıcı soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber kullanarak tuz ihtiyacınızı azaltın” dedi.
Masaya oturduğunda yemeğin tadına bile bakmadan tuzluğu eline alanların, tuzsuz yemeğin tadı çıkmıyor diye düşünenlerin sayısının günümüzde azımsanmayacak şekilde arttığını dile getiren Medical Park Tokat Hastanesi’nden Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Hilal Mutlu Baynıkoğlu, sofralarımızda tadımızın kaçmaması için bilgilendirmede bulundu.
DOSTTAN DÜŞMANA DÖNÜŞEBİLİR
Yaşam için hayati öneme sahip olan tuzun aşırı tüketildiğinde dosttan düşmana dönüşüp insan sağlığını tehlikeye atabildiğini ifade eden Diyetisyen Hilal Mutlu Baynıkoğlu, diyete başlandığında ilk uzak durulması gereken besinlerden birinin de tuz olduğunun altını çizdi.
Diyetisyen Hilal Mutlu Baynıkoğlu, fazla tuz tüketiminin zararlarını şöyle anlattı:
“Fazla tuz tüketimi, sodyum miktarında artışa bağlı olarak tansiyonun aşırı şekilde yükselmesine yol açar. Hipertansiyon ise kalp-damar (kalp krizi) ve beyin-damar (inme-felç) hastalıklarında risk artışına yol açar. Tuzda bulunan sodyum beraberinde fazla suyu da tutarak vücutta ödem oluşmasına sebep olur. 1 gram tuz vücutta ortalama 250 gram su biriktirmektedir. Hipertansiyon göz bozuklukları ve görme kayıplarına neden olur. Fazla tuz; insülin salınımı ve sinyal iletimlerini bozarak insülin direncini artırır, bu durum da sonuçta diyabete eğilim ve obezite hastalığıyla sonuçlanır.”
OLMASI GEREKENDEN İKİ KAT FAZLA TUZ TÜKETİYORUZ
Sofra tuzu olarak bildiğimiz tuzun asıl adının sodyum klorür olduğunu bir diğer deyişle sodyum ve klorürden oluştuğunu belirten Diyetisyen Hilal Mutlu Baynıkoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram olarak önermektedir. Bu da silme bir tatlı kaşığına denk gelmektedir. Ancak ülkemizde tuz tüketimi 2008 yılında kişi başı 18 gr/gün, sonraki yıllarda tuz tüketim miktarı azaltılmaya çalışılmasına rağmen 2012 yılında kişi başı ancak 12 gr/gün’e düşürülmüştür. Bu miktar, olması gerekenden iki kat daha fazladır” diye konuştu.
6 ADIMDA TUZ TÜKETİMİNİZİ AZALTIN
Diyetisyen Hilal Mutlu Baynıkoğlu, tuz tüketimini azaltmak için önerilerini şöyle sıraladı:
1) Öncelikle yemekler yapılırken daha az tuz kullanılmalıdır.
2) Paketli ürünlerden mümkün olduğunca uzak durmak; mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. gibi tüm sodyumlu bileşiklerden de uzak durmak demektir.
3) Sofradan tuzluk kaldırmak, tuz tüketimini önemli ölçüde azaltmaktadır.
4) Hazır soslardan uzak durmak, kuruyemişlerde çiğ olanları tercih etmek, tütsülenmiş, tuzlanmış, salamura besinlerden uzak durmak, mineralli içeceklerden uzak durmak günlük alınan tuz miktarını azaltacaktır.
5) Yemeklerde lezzet artırıcı soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber kullanmak size tuz ihtiyacını azaltacaktır.
6) Etiket okumayı alışkanlık haline getirip tuz içeriği yüksek olan besinlerden uzak durulmalıdır.
DAHA AZ TUZLU BESLENMEK ALIŞKANLIK OLABİLİR
Tuzun normalde vücut için gereken bir bileşim iken fazla alınması halinde birçok hastalığa zemin hazırlayabildiğini de sözlerine ekleyen Diyetisyen Hilal Mutlu Baynıkoğlu, “Bu yüzden önerilen miktarda ve iyotlu tuz tüketilmelidir. Unutulmamalıdır ki, daha az tuzlu beslenmek kazanılabilen bir alışkanlıktır. Daha az tuzlu yemeye devam ettikçe bu duruma alıştığınızı göreceksiniz” diyerek sözlerini sonlandırdı.