TÜYLENME, SİVİLCE VE SAÇ DÖKÜLMESİ BU SENDROMA İŞARET EDEBİLİR
Polikistik over sendromu, doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görülen, hastalığın ardında yatan nedenlerin henüz tam olarak açıklanamadığı ve uzun dönem riskleri içeren hormonal bir bozukluk olarak biliniyor. Kadın sağlığına dair önemli bir sorun olan polikistik over sendromu, pek çok kişi tarafından hala bilinmeyen veya göz ardı edilen bir durum haline geliyor. Genellikle, kadınların üreme çağındayken rahim içinde yumurta gelişimi ve adet döngüsünü düzenlemekle görevli olan yumurtalıklarda meydana gelen, PKOS ya da PCOS olarak da bilinen bu rahatsızlık, yumurtalıklarda oluşan küçük kistler veya folikül adı verilen sıvı dolu keseciklerin birikmesiyle ortaya çıkıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Taha Takmaz, Polikistik Over Sendromu ile ilgili bilgi verdi.
Bu belirtilere dikkat!
Son dönemde görülme sıklığı artan polikistik over sendromunda hormonal problemlerden dolayı uzun aralıklarla adet görme ya da hiç görememe durumu meydana gelmektedir. Polikistik over sendromu, vücutta androjen hormonunun artışına bağlı ortaya çıkmaktadır. Bu hormonun artışı aynı zamanda kadınlarda tüylenme, sivilcelenme, saç dökülmesi ve yağlanma gibi problemleri de beraberinde getirmektedir.
Polikistik over sendromu belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlardır:
- Düzensiz adet döngüsü, özellikle adet gecikmeleri, adet kanama miktarı değişimleri veya hiç adet olamama,
- Özellikle karın, göğüs ve sırt bölgesinde yer alan tüylerde artış görülmesi,
- Sivilce ve cilt sorunları
- Özellikle bel – kalça bölgesinden gerçekleşen aşırı kilo alma,
- Yumurtlama bozukluğuna bağlı gebe kalmakta güçlük yaşamak,
- Erkek tipi saç dökülmesi,
- Kilo vermede güçlük,
- Sırt, yüz ve göğüs bölgesinde yağlanma,
- Kol ve bacak bölgelerinde kalınlaşma ve koyulaşma,
- Rahim iç duvarının kalınlaşması.
Genetik yatkınlık PCOS’a neden olabilir
Polikistik over sendromu sebebi pek çok kişi tarafından merak edilse de aslında henüz nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan araştırmalar doğrultusunda bazı faktörlerin bu durumu oluşturduğu bilinmektedir. Polikistik over sendromunun oluşumunda rol oynadığı öne sürülen hormonal dengesizlik, insülin direnci ve genetik yatkınlık gibi çeşitli mekanizmalar vardır.
Bu hastalığın en büyük nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğu tespit edilmiştir. Kişinin annesinde ya da kız kardeşlerinde polikistik over sendromu varsa bu kişilerde daha sıklıkla görüldüğü söylenebilir. Ancak kalıtımsal olarak devam edeceğine dair net bir bilgi yoktur.
Erken teşhis ve ergenlik döneminde tedavi önemli
Polikistik over sendromu sadece görünür semptomlara neden olmaz, ilerleyen yaşlarda kronik sağlık sorunlarına (örneğin, diyabet, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, endometriyal kanser gibi) yol açabilen bir ilişki içinde olduğundan, hastalığın erken teşhisi ve ergenlik döneminde etkili tedavi edilmesi son derece önemlidir. Bu nedenle, PCOS belirtileri gözlemleyen kişilerin bunları göz ardı etmemesi ve bir kadın hastalıkları uzmanına başvurması son derece önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile PCOS’un olumsuz etkilerini en aza indirmek mümkündür.
Polikistik over sendromu olan hastalarda insülin direnci ve yüksek kan şekeri seviyeleri, tip 2 diyabet riskini artırabilir. Yüksek tansiyon ve kolesterol, kalp hastalığı riskini artırabilir. Yumurtalıkların düzgün çalışmaması, hamilelik şansını azaltabilir. Polikistik over sendromu, depresyon ve anksiyete riskini de artırabilir. İlerleyen dönemlerde rahim kanserinin görülme riskinde artış da söz konusu olabilir.
Beslenme alışkanlığı tedavide önemli rol oynuyor
Polikistik over sendromunun tedavisi çok aşamalı bir tedavidir, kişiselleştirilmiş olmalıdır ve doktorunuzun önerilerine göre şekillendirilmelidir. Tedavinin genel amacı gebe kalmak isteyen kadınlar için yumurtlama probleminin çözülmesi, androjen düzeylerini düşürmek, vücut ağırlığını azaltmak ve diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi uzun vadeli sağlık risklerini azaltmaktır. Kişinin kilo değişimi ve regl döngüsü gibi geniş çaplı tıbbi geçmişi sorgulanır. Ardından kişinin öncelik ve ihtiyaçlarına göre tedavisi şekillenir. Ancak tedavinin ilk basamağı sağlıklı beslenme ve egzersizdir. Bu sayede kişiler ideal kilolarında da kalabilir. Bu sendromun görüldüğü pek çok kadında fazla kilo ya da obezite gibi sorunlar görülmektedir.
Polikistik over sendromunun tedavisinde beslenme alışkanlığının büyük oranda değiştirilmesi önemlidir. İşlenmiş besinlerden uzak durulmalı, şeker ilaveli besinler tüketilmemeli, yüksek lifli besinlere ağırlık verilmeli, sebze, meyve, az yağlı ya da yağsız etler tüketilmeli, düşük glisemik indeks içeren besinler tüketilmelidir.
Düzenli fiziksel aktiviteyi ihmal etmeyin
Egzersiz yaşamın her alanında önemliyken polikistik over sendromu için çok daha önemli bir yerdedir. Spor aktiviteleri ve egzersizler düzenli bir şekilde yapıldığı zaman insulin seviyesini düzenlemeye yardımcı olmakta ve kilo kontrolünü de desteklemektedir. Düzenli fiziksel aktivite PCOS rahatsızlığının getirmiş olduğu şikayetleri de düzenlemeye yardımcı olur.
Çocuk sahibi olmak istiyorsanız…
Çocuk istemi olan hastalarda, yumurtlamayı uyarmak için ilaç tedavisi uygulanır. Doğum kontrol hapları polikistik over sendromu olan kadınlarda düzenli regl kanamalarının gerçekleşmesi, akne, tüylenme gibi şikayetlerin iyileşmesi için kullanılmaktadır. Ancak daha dirençli ve ileri derece olan vakalar için hormon düzenleyici tedaviler de tercih edilebilmektedir.
Polikistik over sendromu, ciddi bir sağlık sorunu olduğu için PCOS belirtileri yaşayan hastaların bu belirtileri göz ardı etmemesi son derece önemlidir. PCOS’u tamamen ortadan kaldıran bir ilaç tedavisi yoktur. Genel olarak doğum kontrol hapları adet döngülerini düzenler ve semptomların kontrol altına alınmasını sağlar. Polikistik over sendromu her kadında kısırlığa neden olmaz. Ciddi olgularda yumurtlama bozukluğuna bağlı kısırlık görülebilir. Ancak üremeye yardımcı destek tedaviler ile polikistik over sendromu olan kişilerde gebeliğin oluşması sağlanabilir. Polikistik over sendromunun tedavisinin başarısında hastaların doğru bilgilerle yönlendirilerek doğru ilaçların kullanımının sağlanması oldukça önemli olup, yaşam tarzı değişiklikleri ile beslenme ve fiziksel aktivite de son derece önemlidir.