Geçmişte insanların ruh ve beden sağlığını iyileştirmek için bir nevi iksir olarak kullanılan müziğin yaşamdaki rolü gün geçtikçe değişiyor. Günümüzdeki müzik üretimleri, birçok tartışma konusunu gündeme taşıyor. Müzikle yakından ilgilenen pek çok insan günümüz müziğinin bu sanatın anlamını yitirmesine yol açtığını aktarıyor. Yapımcı ve Yönetmen Ömer Safa Umar da tam olarak bu noktadan hareket ederek çektiği Heartbeat of Tribal Galaxy isimli belgeselini beyaz perdeye kazandırıyor. Yönetmen, filmde Ali karakteri üzerinden müziğin geçmişte sahip olduğu iyileştirici etkisini vurguluyor. Belgeselin başrolü Ali, inandığı müzik değerleri için endüstriyel faydaları hiçe sayarak, izleyicinin düşünsel bir yolculuğa çıkmasına aracılık ediyor.
“İnsanların kaybettikleri huzuru müzikle tekrar bulacağına inanan bir karakter”
Heartbeat of Tribal Galaxy belgeselinin yönetmenliğini ve yapımcılığını da üstlenen Ömer Safa Umar, belgeseline dair düşüncelerini şu şekilde aktarıyor: “Yurt dışında yaşayan milyonlarca Türk var. Ben de bir dönem eğitim için Amerika’da bulundum. Yurt dışındaki Türkler, dünyanın dört bir yanında bambaşka hikayelerin öznesi oluyor. Bazıları göç etmiş, bazılarıysa oralarda doğmuşlar. Bu kişiler dünyayla Türkiye arasında, belki biraz da yaşamın doğası gereği, kültür elçisi olma görevini ifa ediyorlar. İlk uzun metraj denemem olan bu belgesel filmimin ana karakteri Ali de bizim zengin kültürümüzü Amerika’ya taşıyanlardan sadece birini temsil ediyor. Ali, müzik ve ritim konusunda hayli yetenekli, aynı zamanda sessizlikle insanın kendisini teskin etmeyi öğreten biri. Bir müzisyen olarak, modern hayata adapte olamayan insanların unuttukları huzurla sükut ile yeniden tanıştırıyor. Dayatmaların ezmeye çalıştığı insan teklerinin varlığını muhafaza eden bir sessizlik kalkanı inşa ediyor.”
”İzleyici bu belgeselde kendi iç yolculuğundan izler bulacak”
Belgesele dair ilgi çekici detaylardan bahseden Yapımcı ve Yönetmen Ömer Safa Umar, “Karakterimiz hepimizin yaşamın içerisinde karşılaşmak isteyeceği bir insan. Dünyaca ünlü birçok müzisyenin de kendisiyle arkadaşlık kurmak için ısrarcı davrandığı Ali, mütevazı dünyasında kendisine gelen kimselere kendilerini açıklamak zorunda kalmadıkları, iç huzurlarını yeniden inşa ettikleri bir alan açıyor. Öte yandan yapımcı olarak dünyanın bir ucunda yaşayarak çevresini dönüştürmeye devam ediyor. Onun hikayesini izleyicinin beğenisine ve kültürel dünyasına otantik bir perspektif niteliği gözeterek taşımak niyetiyle başladığım bu belgeselin amacına ulaşması için çabalıyorum. Belgesel filmimiz yakında Türk izleyicisinin huzuruna çıkıyor. Büyük bir emeğin ve uzun süren bir hazırlık döneminin ardından tamamladığımız eserimizin izleyiciler tarafından da çok beğenileceğine eminim” ifadelerini kullandı. |