Rumeli Kanaat Önderleri Platformu, Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel olarak yaptığı basın açıklaması ile Türklerde devlet geleneği ile millet olma bilincine atıfta bulundu. Tarihte kurulan Türk devletlerinde kullanılan bayraklar ve anlamlarının da irdelendiği ‘Türk Tarihi’nde hanedanların değil, devletin devamı esastır’ vurgusu yapılan açıklama “Tarih boyu söz konusu olan vatan ise hiçbir zaman korkmadık” cümlesi ile son buluyor.
CUMHURİYETİMİZ 100. YAŞINDA başlıklı açıklamanın tam metni şu şekilde;
“Bilindiği üzere, Cumhuriyet, devletimizin hanedanlarla yönetimi yerine Türk milletinin kendi seçtikleri ile yönetildiği dönemin adıdır.
Türk milleti dört bin yılı aşkın bir süredir hiç devletsiz kalmamıştır.
Çünkü Türk Tarihi’nde hanedanların değil, devletin devamı esastır.
Osmanlı Devleti’nin resmi adı “Devleti Aliyye-i Osmaniye” olsa da kısaca “Devlet-i Aliyye” yani “Yüce Devlet” manası ve mefhumunda kendini isimlendirirdi.
İşte Türk devlet anlayışının, özgürlük, yükselme, yücelme aşkı ve niteliği bayraklarına dahi işlenmiştir.
Avrupa Hun İmparatorluğu’nun bayrağında taçlı kartal…
Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun bayrağında iki başlı kartal…
Gazneliler’de göklerin hilali…
Akhun İmparatorluğu’nun bayrağında üç yıldız…
Hazar İmparatorluğu’nun bayrağında beş yıldız…
Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bayraklarında ise yücenin, ahlakın imanın iki sembolü ay ile yıldız bir arada bulunmaktadır.
Devletin devamlılığına verilebilecek en somut örnek; İstanbul işgal edilip Osmanlı Meclisi dağıtıldığında mecliste görüşülen kanun teklifi ile Ankara’da 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında ilk görüşülen kanun teklifinin aynı olmasıdır.
Yani işgale, yok edilmeye, parçalanma tehlikesine rağmen, milletin iradesi tekrar hakim kılınarak bırakılan yerden devam edilmiş, hukukun ve halkın iradesinin üstünlüğü meclisin açılışıyla tekrar kurulmuş, İstiklal Harbi ile vatan ve devlet kurtarılmıştır.
Hanedanlık dönemleri çoğu zaman hanedan isimleriyle ayrı bir devlet gibi yorumlanmıştır.
Ancak, hangi hanedan ismiyle isimlendirilirse isimlendirilsin kurucu asli unsur her zaman Türk milleti olduğu gibi devleti de Türk Devleti’dir.
1923’ten itibaren değişen ise tarih boyu yaşanan bu gelenekten farklı olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anadolu ve Rumeli’nin birlikteliğinde milli devlet anlayışıyla, milli devleti kuran asli unsurun ismiyle kurulması olmuştur.
Cumhuriyetimizin kurucusu ve kurtuluş mücadelesi veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de Türk tarihindeki farklılığı ve büyüklüğü de milletin iradesini üstün kılma anlayışından kaynaklanmaktadır.
Onun için Türkler bu anlayış ve iradeyle, dünya sahnesinde yüz yıldır devletlerine her halükarda sahip çıkabilmiştir.
100 yıldır olduğu gibi bundan sonra da ilelebet devletimizin ismi Türkiye Cumhuriyeti, bayrağı Türk bayrağı, vatandaşlığı Türk vatandaşlığı, ordusu Türk ordusu olacaktır.
Atatürk’ün, Türk tarihine bıraktığı en büyük mirası da budur.
Nitekim bu kimlikle dünya sahnesinde yer alan Türk milleti kısa zamanda bölgesinin en fazla üretim yapan, en zengin, eğitim seviyesi en yüksek ve en güçlü devleti olmuştur.
Türk milleti kendi iradesiyle seçtiklerinin ilanıyla tesis ettiği cumhuriyet rejimi ile bu başarıyı sağlamıştır.
Son yıllarda yakın ve uzak çevremizde çıkarılan savaşlar, isyanlar, belirsizlikler, terör ve katliamlar vb. Türkiye’nin çevresinde örülmek istenen istikrarsızlık ve tehlikeleri daha da iyi idrak etmemizi sağlamıştır.
Tarih boyu söz konusu olan vatan ise hiçbir zaman korkmadık.
Bu sebeple ilan ediyoruz .”