Topuk Kanı Vermemenin Cezası Var Mı?
Sağlık Bakanlığı’ının topu kanı dayatması yeni bir genelge adli makamlar emirnameye dönüştü. Yüksek Yargı Makamlarının anayasa ve kanunlara aykırı bulduğu ve pek çok tıbbî ve sosyal zararı da beraberinde getiren uygulama ile ilgili Av. Cüneyt Bülent Şeker açıklamalarda bulundu.
AİLENİN VELAYET HAKKI “BY-PASS” EDİLMEK Mİ İSTENİYOR, ARTIK ÇOCUKLARIMIZ DEVLETE Mİ AİT?
Bence anne-babanın rızası olmadan, zorla topuk kanı alınmasının hukuki anlamı; çocuklarımızın velayetinin bize değil, devlete (Yani onun memurlarına ve onları yönlendirenlere) ait olduğudur, bu ise aile-velayet kavramlarının yerle bir edilmesi, anne babaların da devlet adına bedava bakıcılık yapan köleler haline gelmesi anlamına gelir.
Eğer devlet kurumları DSÖ-BM gibi Global yapılardan aldığı talimatlar, yaptığı antlaşmalar çerçevesinde hareket ediyor ise, bu dolaylı olarak çocuklarımızın geleceğinin (Sağlığının-hayatının) Siyonist-Global güçlerin elinde olduğu anlamına gelir, bu da “Bill Gates ve KlausSchwab” gibi adamların sözcülüğünü yaptığı “Yeni Dünya Düzeni” amaçları ile son derece uyuşmaktadır!
Son zamanlarda “Devletin vatandaş ve çocukları üzerinde (Öncelikli) tasarruf hakkı olduğu-bireyin menfaatinin kamu çıkarı için feda edilebileceği…” şeklinde görüşler açıktan dile getirilmeye başlandı, bunun ceza hukukundaki yansıması olan bir teori var, bu teoriyi; “Bir suçun birincil (Asli) mağduru kamudur-Devlettir…” şeklinde özetlenebiliriz.
Bu görüşe dayananlarca Türkiye de bir kısım aflar gerçekleştirilmiştir, böylece ne kadar katil, hırsız, tecavüzcü varsa dışarı salınmıştır, hükümet mağdurlar ve halk adına bu suçluları af etmiştir, ama bir sorun bakayım mağdur ve mağdur aileleri o suçluları af etmiş miydi? Bu afların ardından birçok intikam cinayeti işlenmiştir, çünkü ateş düştüğü yeri yakar… Örneğin İslam hukukunda katili af hakkı maktulün ailesine aittir, aile isterse af eder, isterse etmez suçlu idam edilir, adalet yerini bulur.
Bunun gibi bebeğini-yavrusunu en çok düşünen, onun hasta olması halinde birinci derecede mağdur olan, maddi-manevi sıkıntı çeken ailesidir, çok iyi niyetli olduklarını düşünsek dahi, devlet memurları ve siyasiler için bunlar en fazla istatistiksel bilgiler ve bütçe sorunlardır. Zaruri bir sebep olmadan yavrusundan kan alabileceğimiz canlılar ise mülkiyetimizde olan inek-koyun gibi hayvanların yavrularıdır.
Yine Covit-19 Döneminde ; “Aşı olmak istemeyenlerin toplumun menfaati için zorla aşılanması gerektiğini, böyle afet dönemlerinde insan haklarının rafa kalkabileceğini…” savunan hukukçular olmuştu (!) Tabi bunlar; toplumun bireylerden oluştuğunu, bireylerin haklarının çiğnenmesinin aslında toplumun tümünü tehdit ettiğini, bu tip “Zorla güzellik” babından uygulamaların kötüye kullanılmaya çok müsait olduğunu, tarihte bu tip bahaneler ile zorba rejimlerin iyice yerleştiğini unutmuş görünenlerdir.