TEK ADAM VE CUMHUR İTTİFAKI İNSANLARI BÖLMEDEN USANMADI, ARTIK AMİP BÖLÜNME YAPIYORLAR…
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan gündeme dair önemli tespit. Buğday;
“Ülkemiz yıllarca sağ iktidarların yönetiminde sığlaştı, sığlaştı, yozlaştı ve belli bir kesimi yobazlaştı.
Bozulan bu atmosferde; dinci, gerici, şeriat özlemcisi anlayışlar emperyalizmin maşası olmaya razı olunca iktidar oldular ve ülkede kâbus başladı.
Dünya lideri Atatürk’ün devrimleri yozlaştırılarak ülkedeki eğitim seferberliği dinci yobazlar sayesinde kadınlar aleyhine işlerken halkların uyanmasından, üretmesinden korkanlar Köy Enstitülerini kapatarak ülkemize ihanet ettiler.
Tüm dayatmalara, istismarlara ve cehaletten beslenmelerine karşın ülkede demokrasiden vazgeçmeyen, halkların kardeşliğine bağlı, emeğe saygılı ve laik cumhuriyetten, eşit yurttaş anlayışından ayrılmayan devrimci ve barıştan yana bir damar vardı yok edemedikleri.
Emperyalizm kararlıydı güçlü, özgür bağımsız ve demokrasisi kurumlaşmış eşit yurttaşlık bilinciyle halkları kalkınmış bir Türkiye’yi istemiyorlardı.
Bunun için her zaman faşist darbelerle ve gerici müdahalelerle solun, devrimcilerin, halktan yana olan özgür bireylerin demokratik bir devlet yaratmasının önünü kesmek için kendilerine bağlı ülkelerine düşman yapılara ve iktidarlara güç verdiler.
21 yıldır ülkemizde din istismarcısı, cehaletten beslenen ve güç alan, yoksul ve biat etmiş halkların karşısına hakaret ettiği, zulmettiği, bölüp parçalayıp yaşamları zehir ettiği hakkı hukuku siyasallaştırıp saraylarda saltanat sürdüğü bir Tek Adam şahsın devletini iktidar yaptılar.
Uzun uzan anlatmaya gerek yok yıllardır yaşayıp görüyoruz.
Devletin soyulmasına, halkların yoksullaşıp yapılan yardımlara muhtaç olduğu için susmasına ve Tek Adam otokrasisine destek vermesine mahkûm edilen insanlar bu güne dek bu otoriter ve bölücü yapıya destek oldular.
Ancak bir şeyi unuttular bu coğrafyada kadınlar her türlü haksızlığa, zulme, dayağa ve ölüme bile sessiz kalırlar ama onlar annedir asla çocuklarının aç kalmasına ve horlanmasına izin vermezler.
Anneler bu haksızlığa artık tavır koymaya ve yoksulluktan inleyen halklar saray saltanatlarına karşı uyanınca Tek Adam ve yancıları Cumhur ittifakının bileşenleri “dellendiler… çıldırdılar, saldırganlaştılar.” desem yanlış olmaz!!!!
Hep birlikte meydanlara dökülüp, yandaş kanallarda saçmalamanın, hadsizleşmenin, seviyesizleşmenin ve bölücülüğün Nirvana’sını yaşayıp yaşatıyorlar.
Tek Adam seçildiği günden bu yana zaten halkları bölerek, eşitliğe izin vermeyerek ve kadını erkeği bile bölüp kadınları istismar ederek bu günlere geldi.
Ancak bu sefer artık sıradan bölme parçalama etkili olmayınca kendilerine karşı kim varsa kimler eleştiri yapıyorsa herkesi “Teröristler, PKK’lılar, hainler” olarak itham ederek bölüp parçaladılar.
Ya kendisine “biat ve itikat” edecek, yâda kim olursa olsun “yok edilip, cezalandırılmalı, aşağılanmalı” diyerek Amip Bölünme yaşatmaya başladılar.
Varlıklarıyla gericiliğe, bağnazlığa, cehalete ve çıkarcılığa kodlanmış ve ülkeye zarar tipler bir vekillik kapma uğruna toplumu amip bölünmenin de ötesine götürüp ilkel anlayışları ile insanların kimlikleri, doğdukları coğrafyadan dolayı ve yetiştikleri ülkeden dolayı rezilce iftiralarla utancımız oldular.
Çaresizlik ve yıllar boyu yaptıkları haksızlıklar ve soygun düzeni sonucu halkların kendilerinden usanması ve bıçak kemiğe dayandığı için kaybedenler inanılmaz kepazeliklere başvuruyorlar.
Tek adam zaten bölen parçalayan , dinci istismarcı ve Taliban kafalı tarikat ve cemaatleri kalkan yaparak kendini desteklemeyen halklara hak etmedikleri sözleri, iftiraları ve suçlamaları yaparak konumuna yakışmayan ve işgal ettiği koltuğu hak etmeyen bir konumda davranıyor.
Yancısı olan suçu neyse fır döndü olup Tek Adamda müebbet yemiş Devlet Bahçeli halkları bırakın kurumları bile saldırgan dili ve akıl almaz ithamları ile bölüp parçalayıp yok ediyor.
Kendi davasına ve liderine ihanet ettiği mahkemede Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi tarafından ihaneti yüzüne vurulan ve güvenilmezliğini her dakika kanıtlayan bir gereksiz daha var:
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş’ı hedef gösteren, “Adam Tito artığı” diyen bir densiz kendini bilmez.
Mustafa Destici, Ahmet Baş hakkında, “Yugoslavya’da Tito rejimi vardı. Buradan geçiyorsun Almanya’ya. Tamamen Alman sol örgütleri içerisinde. Belli ki Alman istihbaratlarının kontrolünde yetiştiriliyorsun ve Türkiye’ye gönderiliyorsun.
Senin gerçek soy ismin ne? Jusoviç. Türk milletinin karşısına Jusoviç diye çıkabiliyor musun?” diyor.
Bu açıklamalara kimse kusura bakmasın ben “Yuhhh ….Yuhhh… Lanet olsun sizlere” diyorum.
Bu şahıs Hizbullah’ın temsilcisi ve anayasamızın değişmesi teklif dahi edilemez maddelerinin tümüne meydan okuyan, katilleri koruyan ve çağdaş yaşamın, hak ve hukukun belalısı olan ismi HÜDAPAR adlı partinin (!) yanında tek adamın emri ile hazır ola geçiyor.
Bu tipler ve türevleri faşizmin pençesinde utanmadan insanları kışkırtarak, hedef göstererek, saldırganlık, ırkçılık ve bölücülük yaparak bir milletvekilliği kapma uğruna bu kadar hadsizleşen, çirkinleşen ve bölüp parçalayan kişilerle ülke karanlığın yanında bataklığa saplanmaktadır.
Yine bir başka uzun adam daha rüzgârgülü gibi günlük oryantal yapıyor.
Mirasyedi bu şahıs, tutarsızlığı yetmezmiş gibi kalkıp bu ülkenin omurgası ve geleceğin mimarı olan kadınlarımızın kazanılmış haklarını gasp etmek için vekil olma ve Saadet Partisinin yerine geçebilmek için saçmalıyor.
Bütün zararlılar, bölücüler ve tükenmişler bir arada insanları amipler gibi bölerek çaresiz bırakmaya çalışıyorlar.
Hatta artık kendi içlerindeki biat etmiş vekil kadınlar bile bu şiddetten payını alıyor.
Halkların sevgisini, saygısını güvenini her gün daha fazla kazanan ve destek bulan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve bu hadsizliğe şu yanıtı verdi:
Twitterdan yaptığı açıklamada konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bu şahsı ciddiye almam ama burada mesele ben değilim. Hakaret edilen ülkemizdeki milyonlarca Yugoslavya göçmenidir.
Ajan diye itham edilen Almanya’da doğmuş milyonlarca işçi çocuğudur.
İşte ırkçılık budur. Suyun öte tarafının, gurbetteki emekçilerin haysiyetine yenileceksiniz!”
Evet, sadece yenilmeyecekler adalete hesap verecekler ve kaçacak delik arayacaklar.
Şafak sayıyoruz az kaldı umutlar yeşersin çünkü karanlıklar aydınlığa eviriliyor.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.”
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ