Demokrat Zafer

TEHDİT, ŞANTAJ VE SALDIRGANLIKLA DEVLET YÖNETİLEMEZ.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Her zaman Salı günlerini TBMM’de yapılan ucuz kabadayılıklar günü olarak niteler ve asla kaçırmadan takip eder çoğunluklada üzülerek izler ve dinlerim.
Yaşam boyu ikiyüzlülüğe, samimiyetsiz davranışlara ve inanmadan, kendi yaşamlarına uygulamadan yapılan sahte solculuğa, sahte milliyetçiliğe ve sahte dindarlığa karşı yapılan eylemleri eleştirir ve kınarım.
Ancak siyasiler kolay olan, emek istemeyen ve egolarını tatmin eden bu yol ve yöntemden pek vazgeçmezler.
Çoğunlukla buldukları her ortamda en üst perdeden konuşarak kahramanlık ve halk dalkavukluğu yaparlar.
Bizler için rutine dönen bu davranış ve söylemler artık özellikle Salı veya Çarşamba günleri TBMM’deki grup toplantılarında adeta kâbusa dönüştü.
Cumhur ittifakının paydaş ve yandaşları ülkemizi okadar kötü yönettiler ve soygun düzeninde halkalara açlık ve yoksulluğu reva gördükleri artık tükendiler.
Kendilerine güvenen ve inanan hiç kimse kalmadı, seçilme şansları yok oldu ve ihanetleri ve suçları o kadar büyük oldu ki mutlaka yargılanacaklar…
İşte bu korku ve çaresizlikle git gide hak-hukuk tanımadan yasaları hatta anayasayı yok sayarak Tek Adam istibdadını halklara dayatır oldular.
AKP lideri ve Tek Adam bulunduğu mevki ve konumla yakışmayan sözleri ile yılladır kendisine ve dayatmalarına itiraz eden halklara ve özelikle CHP’lilere çok çirkin sözlerle saldırmıştır:
“Cibilliyetsiz, zürriyetsiz, ulan, namussuz, haysiyetsiz, sapık, insan müsveddesi, şerefsiz, nebbaş, namert, pislik, tezek, çöplük, terörist, kanalizasyon çukuru ve vatan haini,” gibi asla kabul edilemez sözler kullaarak insanları üzmüş ve kendinden soğutmuştur.
Şimdi de ordumuzun göz bebeği olan; kara, deniz ve hava komutanlıklarında birer genç kadının birinci olarak başında olmasına tahammül edemeyenler ve “Atatürk’ün Askeriyiz” sözlerinden rahatsızlık duyanlar teğmenlerimizi hedefe oturttular.
Tek Adam, genç teğmenlerimizin mezuniyet töreninde Atatürk’e bağlılıklarını ifade eden teğmenlerle ilgili, “Kılıç çeken kendini bilmezler, istismarcılar ordudan temizlenecek. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz?” diye akıl almaz vicdanlara sığmaz bir tavır gösterdi.
Tek Adamın yancısı sorumsuz ama güç sahibi olan ve bu kolaycılıkla elde edilen olanakları kaybetmemek için fırdöndüye dönerek sağdan sola olmadı her yöne savrulan Bahçeli bu sene inanılmazları yapıyor.
Bu güne dek bırakın TBMM’de kendisinden daha fazla onay almış DEM partisiyle el sıkışmasını adeta sarı-kırmızı çiçek buketlerini bile suçlayan bir mantık ve herkesi terörist ilan eden APO için idam ipi atan Bahçeli aklını mı yitirdi bilinmez ancak Bebek katili Öcalan’ı TBMM çatsı altına davet etti.
Her ne kadar planlı olarak Tek Adamla iyi polis kötü polisi oynayarak anayasa değişimine destek arasalar da Bahçeli istediği desteği bulamadıkça gerildi ve sertleşti.
Sürekli talebini tekrarlarken de kendini eleştirenlere ve gerçekleri yazan anlatan gazetecilere, basın ve medyaya aklın mantığın almayacağı tehditler ve şantajlar yapmaya başladı:
Devlet Bahçeli PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili çağrısını dün yine yineledi.
Bahçeli,“İmralı ile DEM yüz yüze görüşmeli” dedi.
Konuşmasında gazetecileri de hedef alan MHP lideri Bahçeli, konuşmasında en sert tonda gazetecileri de hedef aldı ve tehditler savurdu ve hakaret etti.
Ayrıca,“Medya patronlarını tek tek not aldığımızı, yeri ve zamanı geldiğinde de burunlarından fitil fitil getireceğimizi duyurmak istiyorum” ifadesini kullandı.
Bir siyasi parti lideri üstelik iktidar ortağı olan bir şahıs böyle tehditler savuramaz.
Bu durum resmen ve alenen suç işlemektir.
Bu güne kadar kendilerini milliyetçi (!) olarak anlatan ve ülkenin bağımsızlık ve bekası için politika yaptıkların söyleyen MHP ne yazık ki artık tek güvenceyi dürüst gazeteciler yerine mafya liderleriyle kol kola girerek onlara güvence vermektedir.
Bu iki despot lider ve CUMHUR ittifakının anayasanın değiştirilmez maddelerine düşman ortağı HÜDAPAR ile artık ülkemiz için BEKA sorunu olmuşlardır.
SON NOT:
Halklar aç ve çaresizler. Asgari ücretle geçinemeyen insanlar mutsuz ve umutsuzlar.
Gençler barınamıyor ve beslenemiyorlar ve ülkeyi terk etmek için çare arıyorlar.
Çocuklar aç yatıp okula aç giderken büyüyemiyor ve bir kap yemeği onlara çok görenler şatafat ve debdebenin nirvanasını yaşıyorlar.
Ülkede satılmayan, el konulmayan hiçbir şey kalmadığı halde borcumuz artık ülkemizi kapitülasyonlardaki konuma sokmuş ancak borçla bile para bulunamaz bir duruma düşürülmüştür.
Hak-hukuk-adalet yok edilmiş, sağlıkta soygun düzeni sonucu insanlar çaresiz bırakılmıştır.
Kadınlar her gün sokak ortasında katlediliyor.
Ülkede irtica cemaat ve tarikatlar eliyle hortlatılmış ve sosyal yaşamı karanlığa ve ortaçağ despotizmine, barbarlığına mahkûm ediyorlar.
Soygun düzeni, beşli çete ve emperyal maşalar eli ile yer altı ve yer üstündeki tüm varlıklarımızı talan ediyorlar.
Bu ve binlerce olumsuz örneğin yaşandığı ülkemizde artık yaşam değil ölüm kurtuluş oluyor adeta…
Hiç kimse gözlerini gerçeklere karşı kapatmasın.
Bu kadar olumsuzluk karşısında susmayın sustukça Faşist düzende mutlaka sıra susanlara da gelecek.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ