TBMM’ye Sunulan İmar Barışı Kanun Teklifi’nin Akıbeti Bilinmiyor
2018 yılında yayınlanan imar barışı reklamı sosyal medyada yeniden gündem olurken, Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden sonra 11 Ekim 2022 tarihinde TBMM Başkanlığı tarafından komisyona sevk edilen İmar Barışı Kanun Teklifi’nin akıbeti merak konusu oldu. 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi çıkarılan imar barışı reklamı Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler sonrasında sosyal medyada yeniden gündeme gelmesinin ardından gözler 11 Ekim 2022 tarihinde Meclis’e sunulan ve Komisyonda bekleyen Kanun Teklifi’ne çevrildi.
2018 YILINDA TARİHİN EN BÜYÜK İMAR AFFINA İMZA ATILDI
2018 yılında tarihin en büyük imar affına imza atıldı. 6 Haziran 2018 tarihinde ‘İmar Barışı’ adı altında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Yasayla imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınması ve yapılara yasallık kazandırılması amaçlanmıştı. Ancak, konunun uzmanları o dönemde bu uygulamanın, halk sağlığını tehlikeye atan, doğal alanları tahrip eden, kaçak yapılaşmaları yasallaştıran ve topluma, doğal çevreye ihanet eden bir uygulama olduğunu belirtmişti.
İZMİR DEPREMİ SONRASINDA; İMAR AFFININ YASAKLANMASI GEREKTİĞİ BELİRTİLDİ
2018 İmar Barışı kapsamında yaklaşık 6 milyon konutun yapı kayıt belgesi aldığı bildirilmişti. 30 Ekimde yaşanan İzmir depremi sonrasında imar barışı yeniden gündem gelmiş ve bazı çevrelerce imar affının yasaklanması ifade edilmişti.
11 EKİM 2022’DE TBMM’YE YENİ İMAR AFFI TEKLİFİ SUNULDU
Kahramanmaraş depremleri sonrasında da ‘İmar Barışı’ yeniden gündeme geldi ve 11 Ekim 2022 tarihinde Meclis’e gelen ve komisyonda bekleyen kanun teklifinin akıbeti merak edilmeye başlandı. Teklifte ruhsatsız yapıların kayıt altına alınmasının yanı sıra açılan kamu davalarının düşmesi, para cezalarının iptali gibi düzenlemelerin yer aldığı ileri sürülüyor.
İMAR AFFI KANUN TEKLİFİ METNİNE ULAŞAMADIK!
TBMM’nin web sitesinde ilgili Kanun Teklifi’ne dair bilgiler edinmek istediğimizde ise Kanun Teklifi Metni’ne ulaşılamadığına şahit olduk. Kanun teklifinin özetinde ise şu ifadeler yer aldı: “Teklif ile parselasyon planı olmayan alanlara yapı ruhsatı verilmesinin önlenmesi, beş yıllık imar programlarının yapılmaması ya da usulünce yapılmaması durumlarına karşı cezai müeyyideler yoluyla caydırıcılık sağlanması ve usule aykırı imar planı değişikliklerine karşı görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerin uygulanmasının sağlanması amaçlanmaktadır” dedi.
YENİDEN REFAH KANUN TEKLİFİ VERDİ
Yeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin verdiği kanun teklifinde; ” 2018 Yılında çıkartılan İmar Barışı yasasının uygulamaya girmesiyle birlikte vatandaşlar
ciddi anlamda hak kayıpları yaşamıştır. Özellikle önceden tahmin edilemeyen, güncel olmayan uydu görüntülerinin olmaması neticesinde yaşanan bu hak kayıpları yaklaşık 10 milyon
vatandaşı ilgilendiren toplumsal bir sorun haline gelmiştir. 2018 yılında Yapı Kayıt Belgesini alan vatandaş, Yasadaki (6) ve (7) maddelere dayanarak inşaatının eksiklerini tamamlamış, çatı-kapı-pencere ve çevre düzenlemesi gibi tadilatını yapmıştır. Özellikle kırsal kesimde vatandaşlar da yüzlerce metre elektrik ve su hattı çekmiş, hatta yolunu da yapmıştır. Yapı Kayıt Belgesi ile ilgili belediye/idareye belgesi ile başvurarak numara almış, DASK yaparak Elektrik-Su-Doğalgaz-Telefon ve İnternet bağlatarak evlerinde ikamet etmeye başlamıştır. Bununla birlikte, Büyükşehir Yasası ile köylerin mahalle statüsüne getirilmesi, kırsalda yaşayan, geçimini kırsalda tarım ve hayvancıkla sağlayan vatandaşları da çok zor durumda bırakmıştır. Büyükşehir Yasası öncesinde köylerdeki 1-2 katlı yapılarda imar uygulaması aranmıyordu ancak yasanın çıkmasıyla birlikte köylerdeki bu yapılar ruhsatsız yapıya dönüşmüştür.
Kırsal alanlardaki köy evleri, barınak, depo gibi yapılar yapılması şehirler ile aynı statüde değerlendirilmiştir. Köy yerlerine hayvanların barınması için yapılan ahır, kümes ya da tarım araçları için yaptıkları bir göz oda, şehirlerde yapılan yapılarla aynı sınıfta değerlendirilmiştir. Şehir ve kırsallardaki yapılar aynı şartlarda işlem görmüş, izinsiz yapı olduğu gerekçesi ile yüksek para cezası ve yıkım kararları devreye girmiştir. îmar barışından faydalanarak, yapısını kayıt altına aldıran yüzbinlerce vatandaş bu kez de çeşitli cezalar ve iptaller ile karşı karşıya gelmiştir. Bu cezalardan bazıları “Yapı Tatil Zaptı Tutanakları”, “Para Cezası ve Yıkım Encümen Kararları”, “Yapı Kayıt Belge İptalleri” gibi imar kirliliğine sebebiyet verdikleri gerekçesiyle uygulanmıştır. Oysaki 2020 yılında yapı kayıt belgesine başvuru yapmayan ve almayan vatandaşlar, 2022 yılında çıkartılan torba yasası ile birlikte herhangi bir sorun ve caza yaşamadan yapılarında oturmaya devem etmiştir. Bu durum daha önceden yapı kayıt belgesi alan vatandaşların mağdur edilmesine sebebiyet vererek, eşitlik ilkesine de aykırı olmuştur. Bilindiği gibi, “Yapı Kayıt Belgeleri” iptalinde kullamlan “Uydu görüntüleri” en önemli delil olarak kabul edilirken ülkemizin coğrafi yapısına göre de değişkenlik göstermektedir. Ülkemizin; Kuzey-Güney, Doğu-Batı tüm il ve ilçelerindeki uydu görüntüleri her bölgenin coğrafi yapısına göre farklılık göstermektedir.
Öncelikle, İmar Barışı Yasası 31.12.2017 yılı öncesindeki yapılar için çıkarılmıştır. Ancak, 2017 yılının Kasım ayı ile 2018 yılının Mart ayı arasında olan tarihlerin uydu görüntüleri ne yazık ki mevcut değildir. Bu tarihler arasında olmayan uydu görüntüleri de mağduriyetlerin başlangıcı olmuştur. Örneğin, boş bir arsada, bir bahçede, bir tarlada, köyünde dedesindenT)abasından kalma
arazisine barınma amaçlı ya da ihtiyacı olan depo, ahır gibi yapılan küçük bir yapı yapıldıysa ve çevresinde büyük ağaçlar mevcut değil ise uydu görüntüsünün yetersizliği sebebiyle mağdur
duruma düşülmüştür. Bununla birlikte yine bazı bölgelerde 2018 yılının sonuna kadar uydu görüntülerin olmaması, 2019 yıhmn ortalarına kadar devam eden İ3ölgelerin mevcut olduğu gerek mağdurlar tarafından gerekse STKTar tarafından tespit edilmiştir. Yasanın çıkmasının ardından yapı kayıt belgesine başvuru yapan vatandaşlar, henüz yasanın yeni olmasından kaynaklanan bilgi eksiklikleri, başvuru tarih sürelerinin uzatılması ve çeşitli prosedürler nedeniyle en temel hakları olan barınma haklarından mahrum kalacak şekilde mağduriyetler yaşamıştır.
Bu kanun teklifindeki amacımız İmar Barışından faydalanarak Yapı Kayıt Belgesi alan ve sonrasında gerek kırsalda gerekse şehirde mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına
çözüm getirmektedir. Öncelikle Yapı Kayıt Belgesine sahip olan ve söz konusu belgenin iptali ile karşı karşıya olan vatandaşların yapılarının; Zemin etüt raporlarının yetkili ve deneyimli kuruluşlar tarafından hazırlanması, Arsanın fay hattı üzerinde olup olmadığının araştırılması, Mevcut binanın beton ve demir donatı sisteminin yetkili laboratuvarlar tarafından karat alınarak ve gerekli bilimsel deneyler yapılarak, depreme dayanıklılık raporunun hazırlanması gerekmektedir. Eğer mevcut binanın üzerine; ruhsat şartlarına uymayıp ilave kat yapılmış ise projenin temelden itibaren incelenip kat ilavesine dayanıklı olduğuna dair teknik raporun alınması gerekmektedir. Bu kanun teklifi ile bu şartları kapsayan yapıların bu kanun teklifi kapsamına girmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE gerekçeleri
MADDE 1- Ülkemizde Yapı Kayıt Belgesi olan yapıların her türlü afet riskine karşı dirençli, dayanıklı olan yapıların denetlenip kayıt altına alınarak mülkiyet sorunlarının çözülmesi, artan kira fiyatları nedeniyle kiracı ev sahibi sorunlarının önüne geçilmesi, bireysel ve milli gelirin korunarak mali zarar kayıplarının en aza indirgenmesi ve afet riskine karşı dirençli rapor alan vatandaşlarının mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
İMAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde, yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “31/12/2022” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye on birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması, imar ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi amacıyla; kişinin kendi tapulu arsa veya tarlasına 31/12/2023 tarihinden önce yaptırmış olduğu yapılar için, yapının afet risklerine dirençli olması şartıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 3/5/2024 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine
getirilmesi ve 30/5/2024 tarihine kadar bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsanın afet risklerine karşı dayanıklı olduğunu gösterir
rapor sonucu ile yapı sahibinin beyanına göre mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ile diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine kaydedilir.” “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu madde uyarınca Yapı Kayıt Belgesi alıp belirtilen sürelere aykırılık sebebiyle belgeleri iptal edilenler hakkında, yapıların afet risklerine karşı dirençli olduğunu gösterir raporun alınması kaydıyla, 32 nci ve 42 nci maddeler uyarınca tesis edilen idari işlemler ile tahsil edilmeyen idari para cezaları iptal edilir, ancak ödenmiş olan idari para cezaları iade edilmez, bu kişiler hakkında kamu davası açılmaz, açılmış kamu davaları düşer ve mahkûm olunan cezalar tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.