Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan kadın özelinde okunması gereken bir yazı. Buğday;
Toplumda sorun olmaktan çıkmış başörtüsü konusunu CHP grup kararı alarak TBMM’ne kanun teklifi olarak sunmasını yersiz, gereksiz, anlamsız ve hatalı bulmuş ve bu konuyu birkaç kez yazıp paylaşmıştım.
CHP’de anlamsız bir mantıkla gereği yokken TBMM’ne verilen bu kanun teklifi örgütlerde kimsenin içine sinmedi.
Ancak grup kararı sonucu asla imza atmaması gereken milletvekilleri bile imza atınca; mecbur olunmuş ve “AKP’nin elinden kozu aldık” gibi zoraki bir savunuya girmişlerdi.
Şahsen ben her zaman yanlışlara karşı yüreklice tavır koyan Güler Buğday olarak bu zoraki ve yeni problemler yaratacak bu konuya karşı çıkmış ve bu savunuyu yapan dostlarıma da gerekli eleştirilerimi yapmıştım.
AKP’nin elinden hiçbir koz alınmadı aksine sorun olmaktan çıkmış başörtüsü konusu AKP’nin eline yeniden istismar etme ve halkları kandırmak için fırsat verdi.
Tek Adam gibi algı yaratma, halkları dinle, imanla, töre ile aldatmaya alışmış usta polemikçi; insanları bu sorunu var gibi gösterip asıl amacı olan laikliği ortadan kaldırmak için içi tuzaklarla dolu olan anlamsız bir Anayasa teklifine dönüştürtmüştür.
Hukuk bilmeyen ama aklı başında dürüst olan her insanın TBMM’ne getirilen Anayasa değişikliği ile düzenledikleri kanun teklifini dikkatli okudukları zaman tehlikeyi ve istismarı anlayacaklardır.
Üzücü ve düşündürücü olansa AKP’li kadınların bu istismarı ve kendileri için doğuracağı tehlikeleri görmezden gelerek toplu halde gözleri yaşlı ajitasyon ve şov yaparak savunmalarıdır.
Düşünüyorum da ne uğruna bu kadar aymazlık ve her türlü istismara açık olan ve Türkiye Cumhuriyetinde kadınların en büyük güvencesi olan Laikliği yok etmek olan bu tür kışkırtma ve dayatmalara alkış tutulur????
Bir daha seçilmek ve kazanılmış olanak ve imtiyazları kaybetmemek ve TEK ADAMIN gözüne girmek için mi????
Yazık… Gerçekten çok yazık ve düşündürücü ve bir kadın, anne ve onurlu insan olarak kabul edilemez.
Keşke bu kadın vekillerimiz madem toplanmış ve baş örtüsüne sahip çıktıklarını sanarak namuslarını (!) koruyorlar.
Keşke kaç gündür ülke insanının canını yakan, dünyaya rezil olmamamıza sebep olan ve başımızı öne eğdirip insanlığımızdan utandıran 6 yaşındaki çocuğa evlilik adı altında yıllarca tecavüz edilmesine karşı tavır koyup isyan etselerdi.
Tek Adamın canını sıkan, geleceğine engel olan ve ülkede yapılan haksızlıklara, yolsuzluklara, istismarlara ve dayatmalara engel olanları anında tutuklatanlar bu ağır ve utanç veren suç karşısında neden bu suça sebep olan failler veya bizzat tecavüz eden tutuklanmadılar.
AKP’den itibar ve imtiyaz bulan kadınlarımız keşke bunun hesabını sorabilselerdi!!!!
Onun için diyorum ve uyarıyorum ki;
Kesin olarak TBMM’ne getirilen ve içi tuzaklarla dolu bu yasa Millet İttifakındaki ve demokrasi platformundaki tüm partiler tarafından hiç tereddüt etmeden reddedilmelidir.
Ayrıca bu tuzak ve anayasanın eşitlik ilkesine aykırı yasa ile farklı inançları olan farklı yaşam biçimlerini tercihleri olan yurttaşlar açıkça hedef haline getirilmektedir.
Anayasalar tüm yurttaşlarını hiçbir ayrıma tabi tutmadan korumak ve onların yaşamlarını güven altına almak zorundadır.
Çünkü Laik bir anayasada insanların dini inancı ile ilgili tanımlama ve ayrıcalık tanınamaz.
Üstelik iktidar eliyle güçlendirilip, korunup, kollanan tarikat ve cemaatlerin ülkedeki cehaleti körükleyip halkları din (!) diye sömürürken ahlak dışı yaşamların kurumlaştığı topluluklar egemeken böyle tuzaklara izin verilemez.
Birçok kez yürekli ve onurlu gazetecilerin, yazarların ortaya çıkardıkları kuran kurslarında, tarikat ve cemaatlerdeki sapkınlıklar, ahlaksızlıklar ve küçük çocukları kirleten yaşamlarını karartan taciz ve tecavüz gibi sapkınlıkları görmezden gelenler sözde aile tarifleri ile toplumu dizayn ediyorlar!!!!
Hadi oradan, hadi oradan, laik cumhuriyetten doyan ve ona ihanet eden çıkarcı ve faydacı tayfa..
Aslında bu kanunu savunalar çok eşliliği savunanlardır.
Hatta milletvekillerinin birçoğunun yasak olmasına karşın çok eşli olduğu bilinen bir gerçektir.
İmam nikâhı adı altında başkaları ile resmi olarak evli iken bir araya gelip ihaneti meşrulaştıran buna da evlilik diyenlerin sayısı her gün toplunda çoğalmakta hatta televizyonlarda meşrulaştırılmaktadır.
TBMM’de toplanıp bu tuzak dolu yasayı savunan AKP’li kadınlar bir parça dürüst olup bu sorunlara çare arasınlar.
Yoksa varlıklarıyla ülkeyi soyanlara, halklarımızı açlığa yokluğa geleceksizliğe mahkûm edenlere, çocuklarımızın açlığına ve yoksunluğuna susanlar o koltuklarda oturmaya layık değillerdir.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar bu olaya sessiz kalma tavrını koy ve bu tuzağa düşülmesine engel olun.
Aksi takdirde, AKP ve yancısı, stepnesi, döne döne topaca rahmet okutan MHP’nin ülkeyi getirdiği felakete can suyu olunur ve atı alan Üsküdar’ı geçer böylece.
Bakın kısaca kanun teklifini nasıl yazmışlar:
“Hiçbir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacak.
Bu nedenle kınanamayacak, suçlanamayacak ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamayacak.
Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini, hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilecek”
Ailenin toplumun temeli olduğunu düzenleyen maddeye, evlilik birliği şartı da ekleniyor.
Değişiklik teklifinin gerekçesinde:
“Yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır.
Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır.” denildi.
Anayasalar böyle bir ayrımcılığa, tahrik eden, kışkırtan ve farklı yaşam tarzlarındaki tercihlere şiddet ve linç öneren maddelere izin vermezler.
Yine bizim anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesinden laikliği arkadan dolanarak yok eden değişikliklere izin verilemez.
Aksi takdirde “benim dini inancım böyle” diye TBMM’ne kadınlar siyah çarşafla, peçe ile hatta Taliban’ın kadınlarına dayattığı Burka ile gelebilirler.
Eşitlik ilkesinden dolayı da erkekler takke, sarık, sakal, şalvar veya cüppe ile gelebilirler.
Bu maddeler anayasal hak olarak kabul görürse Mahkemelere Askeriyeye, Emniyete ve Okullara böyle kıyafetleri giymelerini nasıl engelleyebilirsiniz?
Bunları gömüyor ve anlamıyor musunuz???
Toplumda dayanacak güç kalmamışken, yaşamın en önemli ihtiyacı olan beslenme; açlık, yokluk ve gelecek umutları tükenmiş çaresizlik herkesi sarmışken bırakılsın Tek Adam’ın istismar amaçlı göz boyamaları ve halkın beklentilerine yanıt verilsin.
Ülkenin temel taşı CHP ve Millet İttifakının bileşenleri; lütfen bu karanlık amaçları olan yasalarla oyalanmayın AKP’nin tuzağına itibar etmeyin.
Toplumu bu tuzak yasayı göre göre insanları boşuna kandırmayın
Faydacı bir yaklaşımla, “birkaç oy fazla alırız” umudu ve mantığı ile oportünizme, popülizme ve gerici, istismarcı insanları memnun etmek için yasaya onay vermeye tevessül edilmesin.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.