Demokrat Zafer

“SİYASAL ALEVİLİK” ADIYLA YENİ VE HAKSIZ KIŞKIRTMALARA İTİBAR EDİLMEMELİ.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Yıllardır sağcı ve yetersiz iktidarın Siyasal İslamcılığı ülkede hâkim kılmak ve şeriat düzenini ülke yönetimine geçirmek için mücadele ettikleri bilinmektedir.
Bu amaçları için laik cumhuriyetin dibini oyarak, kurumlardaki liyakatli yapıları yok edip özellikle eğitimi istismar ederek siyasi programlarını hayata geçirmek için despotça uğraştıklarını görüyoruz.
Özelikle iktidar yalakaları çıkarcı ve istismarcı troller ise son zamanlarda ısrarla “Siyasal Alevilik” diye akıl ve mantıkdışı kışkırtmalara giriyorlar.
Ancak hiçbir zaman Alevi’ler ülkeyi Siyasal İslamcılar gibi kendi inanışlarına göre yönetmek veya devlet yapısını dizayn etmek gibi hedefleri olmamıştır.
Alevi’lerin, demokratik, laik ve özgür bir ülkede kadın erkek eşitliğinde insanca yaşamak arzuları vardır.
Aleviler, hiç kimsenin özel yaşamına, tercihlerine ve özellikle inanışlarına karışmazlar ve baskı yapmazlar.
Alevilikte hiçbir zaman, siyasal İslamcıların dayattığı gibi insanların giyim kuşamlarına, başlarındaki örtüye, yediklerine-içtiklerine veya sosyal yaşamda özellikle kadını ikincil kılan baskılara veya zorlamalara girilmez.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, bu konuyu neden yazmak zorunda kaldım.
Birincisi herkesin doğduğu an hiçbir dahli ve tercihi oluşmadan dini ve mezhebi ailesinin konumuna hatta onlara bile sorulmadan belirlenmektedir.
Daha sonrada inanç ve mezhepler üzerinden ayrışmalar, hatta tartışmalar insanlar üzerinde etkili olmaktadır.
Ülkemizde ise mezhepler üzerinden yapılan tartışmalar özellikle siyasi arenada çok kullanılmaktadır.
Bu konuda Alevilere birçok suçlama yapılmaktadır.
Alevi’lerin ısrarla siyasette kadrolar belirlenirken, atanırken hatta seçimlerde bile mezhepçilik yaptıkları ve rahatsızlık yarattıkları söylenmektedir.
Haklı yanları olmakla beraber kimse unutmasın ki; Alevilere bu suçlamaları ve ithamları yapmak objektif olmak gerekirse haksızlıktır.
Siyasal İslamcıların ülke yönetirken nasıl ayırmacılık ve kayırmacılık yaptıkları ve devlet kadrolarına atama yaparken Alevileri yok saydıkları bilinmektedir.
Bu uygulamalar, haksızlık, hukuksuzluk hatta vicdansızlıktır.
Çünkü tüm vergilerini veren ve yurttaş olarak tüm sorumluluklarını yerine getiren Aleviler ne yazık ki iktidar kadar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da adeta yok hükmünde görülmektedir.
Ülkemizde on binlerce camii ve yüz binlerce lüks ve şatafat içinde yaşayan ve iktidarın arka bahçesi konumundaki kadrolarıyla var olan istismarcı Diyanet İşleri Başkanlığı vardır.
Bu haksızlığa karşın hala Alevilerin ibadethanesi olan “CEMEVLERİ” konusu haksızca tartışılmaktadır ve hiçbir olanaktan yararlanmadığı gibi engellenmelere uğramaktadır.
Bu nedenle “Siyasal Alevilik” kavramı istismardır, kışkırtmadır, haksızlık ve kötü niyetliliktir.
Üstelik tarihimizde çok acılar yaşatılmış, insanlık dışı barbarca katliamlara uğratılmış olan Aleviler üzerinde yeni oyunlar oynanması asla kabul edilemez…
Sosyal medyada bu konu kaşınarak cahil bir kesimin maksatlı suçlama ve saldırılarıyla kışkırltılmaktadır.
Ülkemizdeki laik yaşamın ve çağdaşlığın temsilcisi konumundaki Alevileri İran’daki gerici rejimle bir tutma ve bunu bahane ederek saldırmaları asla kabul edilemez.
Özellikle barbarca kafa kol kesen derleme toplam bir yapısı olan İslamcı “HTŞ” denen teröristlerin tek mermi atmadan ülkedeki rejimi devirip Suriye’yi paramparça etmeleri sonucu Alevilik ve mezhepler yeniden sorun haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Suriye’de henüz kimsenin iktidar olamadığı çok parçalı yapıda HTŞ’nin sanki kendisi tek başına bu değişimi başarmış gibi kendini yetkili kılıp Alevilere karşı tacizler ve şiddet yaptığı ortaya çıkmıştır.
Komşumuzdaki bu tehlikeli durum ve olası beklentiler ülkemizde de karanlık güçlerin ve maşalarının Alevileri yeniden yok sayma, hatta yok etme arzusunu endişe ile görmekteyiz.
Bu tehlikeli durum asla hafife alınmamalı ve görmezden gelinmemelidir.
Yıllarca dış destekle beslenen ve Emperyalizmin kuklası olan sağcı, gerici, barbar ve insanlıktan nasibini almamış katillerin yaptıkları katliamların üstü örtülen insanlık suçlularının yeni tezgâhlar peşinde oldukları anlaşılmaktadır.
Kimse unutmasın yıllarca ülkemizde Alevilere karşı yapılan vahşeti ve katliamları:
Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta hatta Ankara Gar Katliamında göz göre-göre yaşatılan vahşetin acıları hala yüreklerimizdedir.
Son günlerde özellikle sanal medyadaki troller kanalıyla yapılan etnik ve mezhepsel ayrışma ve karşıtlıklar Emperyal destekli, maksatlı ve ülkemiz için tehlikeli provokasyonlardır.
Dikkatli olmak zorundayız.
Kendi koltuklarını kalıcı hale getirmek için “FATİH” edasıyla boş hayallere kapılıp Suriye’deki bölünmeden yararlanıp yaşayan tüm halklara haksızlık yapılmasına ortak olunmamalıdır.
Ülkemizde Dünya Lideri Mustafa kemal Atatürk’ün kurduğu ve devrimleri ile önümüzü açtığı, yolumuzu gösterdiği Laik Cumhuriyetin eşit yurttaşları olarak kardeşçe ve barış içinde yaşamak zorundayız.
Kimse unutmasın inançlarımız ve sonunda mezheplerle ayrışmaya sebep olan tercihler kimsenin inceleyip okuyarak, düşünerek ve isteği ile seçtiği tercihler değildir.
Bu nedenle inançlar ve mezhepler herkesin kendi aklı, fikri, vicdanıyla olmalıdır ve asla bölünme ve nefrete kavgaya sonunda katliamlara sebep olmamalıdır.
Ülkemizde ne yazık ki on yıllardır, Siyasal İslamcılar Laik Cumhuriyetimize düşmanlık yaparak Taliban benzeri ilkel ve kadını yok sayan halklara baskı ve şiddeti reva gören, ilim ve bilimden uzak bir şeriat anlayışını hâkim kılmak istiyorlar.
Bu ülkenin namuslu, vicdanlı, ahlaklı ve yurtsever yurttaşları unutmasınlar bu karanlığa destek olanlar lanetle anılacak ve insanlık ayıbı “Mankurtlaşmış” ilkel kimseler olarak evlatlarının yüzüne bakamayacaklardır.
23 yıllık ülkemizdeki yıkım iktidarı ve onların besleyip koruduğu şeriat özlemcisi tarikat ve cemaatler bu saldırı ve kışkırtmalarında başarılı olamayacaklar ve Laik Cumhuriyetimizi yıkamayacaklardır.
Ülkemizde çok kısa zamanda sol/sosyal bir iktidar halklarımızın tercihi ile iktidara gelecektir
23 yılık despotizm son bulacak ve bir daha bu karanlık güçler ve barbar cahil yapılara onay verilmeyecek ve suçlarının karşılığını adil ve özgür mahkemelerde alacaklardır.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ