Sağlıkta Derin Travma!
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel ÖZKAN, 2022 Bütçe görüşmelerinde, Tıbbi Cihaz ve Malzeme tedarikçilerinin sorunlarının tespiti ve giderilmesi amacıyla, TBMM’ne Meclis Araştırma Önergesi sundu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Önerisi üzerine, Genel Kurul’da 5 dakika söz alan Yüksel Özkan,
Tıbbi malzeme tedarik firmaları birikmiş olan tahsilatlarını alamadıklarını, dengesiz döviz kurları nedeniyle, sektörün ağır darbe aldığını ve hastanelerde büyük sıkıntılar oluştuğunu dile getirdi.
Ameliyatlar yapılamıyor!
Tıbbi malzeme tedarikçilerinin vergisini ve KDV’sini peşin ödedikleri tıbbi malzemelerin paralarını üniversite hastanelerinden otuz altı aydır, devlet hastanelerinden ise on sekiz aydır alamadıklarını söyleyen Özkan, firmaların, alacaklarından yüzde 25 ile yüzde 40 feragat etmeleri istendiğini sözlerine ekledi. Sağlık Uygulama Tebliği, yani SUT fiyatlarının 2010 yılından beri güncellenmemiş olduğu, dolar kurunun o dönemde 1,5 TL olarak sabitlendiğini, buna rağmen 2010 yılı SUT fiyatlarından, yani on bir yıl önceki fiyatlardan tedarik firmalarından malzeme talep edildiğini çarpıcı rakamlarla açıkladı;
Beyin pili SUT fiyatı 60.957 TL iken firma satış fiyatı 85.339 TL’dir.
Kalp pili SUT fiyatı 15.301 TL iken firma satış fiyatı ise 30.040 TL’dir.
Kalça protezi SUT fiyatı 5.600 TL iken firma satış fiyatı 11.000 TL’dir.
Hastaların ne yazık ki bu aradaki farkları ödemek zorunda bırakıldığını, birçok branşta ameliyatların yapılamadığını ve hasta ile hekimlerin karşı karşıya bırakıldığının altını çizdi.
Hekimler “malpraktis” davaları ile karşı karşıyalar!
Krizi fırsat bilip merdiven altı standart dışı üretim yapan bazı firmaların sözde ucuz ürünlerini, Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen talimatlar ve genelgeler doğrultusunda alan hastanelerde, hekimlerin bu tıbbi malzemeleri kullanmak zorunda bırakıldığını ve bu malzemelerden doğan komplikasyonlardan dolayı ne yazık ki hekimlerin sorumlu tutulduğunu söyleyen Özkan, sağlık çalışanlarının emeklerinin bazı gruplar tarafından kazanç kapısı olarak görüldüğünü, birçok hekimin bu nedenle yıllarca süren milyonluk “malpraktis” davalarıyla uğraşmakta olduğunu belirtti.
Her ay 100 hekim ülkeyi terk ediyor!
Birçok uzmanlık alanında hizmet veren hekimlerin mesleki sigortalarının, sigorta şirketleri tarafından “riskli gruplar” diye yapılmadığını, hekimlerin birçok sebeple ve ayrıca “beş dakikada bir muayene zorunluluğu” gibi nedenlerle artık pasif hekimlik yapmak zorunda kaldıklarını, yurt dışında çalışmak için Türk Tabipleri Birliği’nden bugüne kadar 5 bin hekimin belge aldığını ve tükenmişlik sendromu içinde her ay 100 hekim ülkeyi terk ettiğini belirten Yüksel Özkan;
“Balkonlardan alkışladığınız ve çalışma barışını bozduğunuz sağlık çalışanlarıyla ilgili özlük haklarının düzenlemesi kanun teklifini yılbaşından önce Genel Kurula hep beraber getirelim dedik ancak iktidarın Katar aşkından dolayı, önceliğinin mavi vatanımızın bir parçası olan limanlarımızı pazarlamak olduğu için, sağlık çalışanlarının sorununun çözümü başka bir bahara kalmıştır, dedi.
Ülkemizde yaklaşık 42.750 tıbbi malzeme medikal firmasının faaliyet gösterdiğini, sektör temsilcilerinin birçoğunun bankalara ipotekli durumda olduğunu, bir kısmının iflas ettiğini ve maalesef canına kıyanların bulunduğunu belirten Yüksel Özkan, sektör temsilcilerinin sevkiyatlarını durdurduktan sonra “Bundan sonra halk sağlığı sorunuyla ilgili oluşacak problemlerden bizler sorumlu değiliz.” Açıklamasında bulunduklarını dile getirdi.
Konuşmasının sonunda, tıbbi sarf malzeme ve cihazda dışa bağımlılığımızın yüzde 82 olduğu ve sorunların çözülmediği takdirde yakın bir tarihte tıbbi cihaz sektörü ve sağlık sektörünün geri dönülmez bir yola gireceğini, mevcut sorunların bir an önce araştırılmasını, yerli üretimin desteklenmesini ve dışa bağımlılığın azaltılması için sunulan bu araştırma önergesinin tüm milletvekillerinin siyasi bir kaygıdan uzak sağduyu içinde “evet” diyeceği temennisinde bulundu.