Demokrat Zafer

PROF.DR.UFUK AYDINLI İLE SAĞLIKLI HAYAT..!!

Dünyaca ünlü hocalardan eğitimler almış olan Omurilik Cerrahisi ve Tümör Cerrahisi alanında Dünya genelinde hatırı sayılır bir yeri olan ülkemizin iftiharlarından Prof.Dr.Ufuk Aydınlı Hocamız ile Eğitim hayatı ,süreçleri bugüne gelişi ve daha birçok okuyucu sorularına cevaplar aldığımız detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.

****Hocam branşında dünyaca ünlü hocalarımızdan Profesör Doktor Ufuk Aydınlı’ya konuk olacağımızı sosyal medyadan paylaşınca oradan da inanın yüzlerce soru gelmiş. Tabii sorulara geçmeden önce de bizler sizi tanıyoruz ama Okuyucularımız için kısaca sizi bir tanımak istedi.

—- Bana bizlere böylesine güzel bir fırsat tanımış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. 1956 Amasya doğumluyum. Babam subaydı onun görevi nedeniyle birçok illerde bulunduk. Balıkesir’de ilkokula başladım, Ortaokulu Kars’ta bitirip,,arkasından Ankara’da çok gurur duyduğum Atatürk Lisesi’ni bitirdim. Ondan sonra Hacettepe Üniversitesi ,Samsun Tıp Fakültesi ,İhtisas, askerlik sonrasında Keşan’da mecburi hizmet. Sonrasında İtalya’ya gitme işi varken Bursa’dan Uludağ Üniversitesi’nden Öğretim üyesi teklifi gelince İtalya’ya gitmeyi bırakıp Bursa’ya geldi.k Bursa hikayesi 1988 yılında böylelikle başlamış oldu.

**** Eğitim sürecinde sıklıkla Amerika’ya eğitim almış olmanız, oradaki birçok değerli hocadan dersler almanız sonrasında onları yurdumuzda uyarlamaya çalışmanız gerçekten inanılmaz. Peki oradaki süreç nasıl ilerledi hocam? Yaşınız çok küçüktü neler yaptınız Amerika’da?

AMERİKA’DA SERÜVENİ ZORLUKLARLA BAŞLADI ,GÜZEL DEVAM ETTİ..!!

—- Babam subay olduğundan Amerika’da Ordu Donatım eğitimleri süreci içerisinde uzun süre orada bulundu.Abim o süreçte koleje gidiyordu maddi süreçlerden dolayı ben koleje gidemedim devlet okuluna gittim. Ardından ben 3. sınıftayken Mayıs ayının sonundaydı ağabeyim de Amerika’da doktora yapıyordu. Babamdan bir tane bilet geldi, Amerika bileti.Ne yapacağız baba dedim? Amerika’ya gideceksin dedi. Ne yapacağım ben baba orada? dedim.Otur dedi derin nefes al geri gel dedi.İlla bir şey yapman gerekmez demişti, bak dedi insanlar orada ne yapıyor ,ne ediyor, nasıl davranıyor ,televizyon seyredersin ,etrafı gözlemlersin dedi. Hem de İngilizcenide faydası olur dedi. Benim sana vereceğim bir bilet parası diyede ekledi. Abimin de yanlış hatırlamıyorsan Eğitim Bakanlığı’ndan 300 dolar bursu var biz ikimiz 300 dolarla bir ayı geçirirdik. Tabii bu arada kimi evlerde bahçıvanlık yapardık ,ailelere yardımcı olurduk, tarım işleri yapardık, bahçe işleri yapardık günün sonunda 3-5 dolar 10 dolar verirlerdi.Böyle süreçlerden geçtik.Aktif olmanız gerekiyor siz katılımcı olmazsanız bir şey olmaz. Babamın dediği gibi ben her gün havuza girip oturup günleri öyle de bitirebilirdim babam öyle yapacağımı zannediyordu hiç hastaneye git oraya git buraya git dememişti.Ben daha bir hafta olmamıştı burada hastane yok mu dedim Amerika’nın en iyi hastanesi burada Virginia Üniversitesi’nde dedi. Beni götürsenize oraya dedim orada belki bir Türk vardır ben onun yanında Yamak olarak bile dururum dedim. Sonra gittik oraya bir adamla karşılaştım. Hoca da Amerika’nın ünlü böbrek hastalıkları uzmanlarından bir tanesi.Bana ne istiyorsun? dedi. Vallahi dedim ne yap dersen yaparım dedim.Tabii Türkiye gibi değil orada gerçekten özgüven var. O zamanlar yoktu en azından ben ne istersen yaparım dedim işte o zaman daha 19 yaşındaydım. Çay istersen çayını getiririm makalelerin varsa makalelerin fotokopilerini getiririm dedim. Ne dersen onu yaparım dedim.Tamam tamam anladım dedi Pazartesi gel dedi. Gittim Pazartesi hemen yanına ama sen benim yanımda çalışmayacaksın benim yanımda bulunursan Türkçe konuşursun dedi.Orada başka bir yine böbrek üzerine ünlü bir hoca vardı, onunla tanıştırdı beni.Üç buçuk aya yakın ben 3. sınıf Tıp fakültesi öğrencisi olarak ciddi deneyler yaptım farelerle.Onların deneylerini bana verdiler Ben de Fareler üzerinde o zaman bir antibiyotik vardı bir iğne onun böbrek üzerine etkileri ile bir çalışması vardı. Bana bir haftada öğrettiler ne yapacağımı ben de üç buçuk ay onunla uğraştım sonra 2 sene sonra bu sefer resmi öğrenci olarak gittim oraya hastalara baktım. Tabii onların olması çok şeyi değiştirdi benim hayatımın dönüm noktası o dönem. Ondan sonraki dönüm noktası da omurga cerrahisi yapmak istediğim zaman Türkiye’de onun eğitimini verecek bir seviye yoktu 1989’da. O zaman yine Amerika’nın en ünlü yerlerinden birine yazdım onlar da kabul etti bizi. Oradaki bakış akışı onların olaylara bakması bizdeki gibi değil oralarda biraz daha farklı. Beni ilk bu işe kazandıran hocam Nushet Atuk hocamdı. Benim en çok şükran duyacağım insanlardan bir tanesi Nushet hocam gerçekten bana yön verdi alıp da elime bir şey vermedi ama bana yön verdi. Ondan sonra omurga cerrahisini öğrendiğimiz dönemlerdeki Robert Winter hocam orada 4-5 tane hocamız vardı ama en büyükleri Robert Winter hocamdı.

NUSHET ATUK VE ROBERT WİNTER HOCALARIMI HİÇ UNUTAMAM..!!

Bir gün ameliyat yapıyoruz ameliyatta bir cihaz kullanıyor çok yüksek hızda dönen bir alet onunla kemiği yiyor ,törpülüyor. Ben de boş bulundum Türkiye’de bundan o tarih itibariyle yok nasıl yapacağız dedim. Bir dakika Ufuk dedi aldı onları kenara koydu. Bana dedi keskilerimi, çekiçlerimi getir dedi taş yontarmış gibi o çekiçle keskiyle tık tık İşte bu şekilde bunlarla yapacaksın dedi Türkiye’de. Kızmasınlar ben de hoca oldum ben de Asistan yetiştirdim bizim yaklaşımımız asla böyle değil. Almanya’ya gitseniz de böyle değil ama Amerikalılar değişik adamlar. Yine çok ünlü bir hocamız vardı .Ben ona bir makale yazdım makaleyi odasına bıraktım sonra beni gördü. Ufuk dedi,süper iş yapmışsın. dedi. Nasıl yani? dedim. Çok güzel yazmışsın ,bravo dedi, tebrik ediyorum seni dedi. Ben dondum kaldım.Niye böyle dondun dedi Vallahi dedim bunca yıl benim hocalarım oldu Türkiye’de Allah rızası için bir gün bir tanesi bana eline sağlık demedi dedim. Biz dehep yanlış oldumu yanlış yapmışın derler, ortaya çıkar İyiler güzellikler ortaya çıkmaz. Sonra adamcağızın bana çok güzel yapmışın dediği makaleyi belki 10 kere revize ettik. Ama adamın ilk yaklaşımı ilk pozitif olarak yaklaşıyor ya Ufuk şurada biraz karışık yapmışsın böyle yapmışsın şöyle yapmışsın demiyor.Yazıp götürdüğüm makale o halde baskıya götürecek durumda değil ama senin ona verdiğin çaba, e,mek performans üzerinden eline sağlık diyor, bravo diyor ama ondan sonra da gel diyor şurasını şöyle yapsak ne olur, burasını böyle yapsak ne olur diye yaklaşımda bulunuyor. Bu gerçekten çok önemli bir durum, bu yapısal bir mesele. Tabii şu an hocalık yapan hocalarıma bir şey diyemem ama geçmişte benim bulunduğum zamanda maalesef hala aynı şekilde gidiyordu. Bu da herhalde coğrafi veya kültürel bir etkileşimdir bilemiyorum.

***Genelde hangi tür hastalar size geliyor ne gibi tedavi hizmetleri sunuyorsunuz diye yine onlarca soru gelmiş hocam?

ALT LİSANS OLMAMASI SIKINTI

—- Ben normal olarak çıkış olarak ortopedistim. Tabii ortopedi branşı eskiden mesela biz nasıl biliyoruz dahiliyeci var, çocukçu vardı ama şimdi dahiliyede kardiyoloji ,endokrin, gastro bunlar resmi olarak alt lisans haline geldi. Ortopedide böyle resmi bir alt lisans yok. Ama pratikte net bir şekilde ayrışmalar var. Ne var? Kimisi protez yapıyor, kimi arkadaşlar artroskopi yapıyor, kimi arkadaşlar el cerrahisi yapıyor ,tümör yapan var, çocukla ilgilenenler var sadece. Artık bunlar resmi olarak bunları devlet resmi belirtmese de pratikte artık bu şekilde ilerliyor. Benim branşım ne diye sorduklarında benim esas işim omurga cerrahisi ve tümör cerrahisi. Kol ,bacaklarda olan kaslarda ve kemiklerde olan her türlü iyi huylu, kötü huylu kanser cinsi hastalıklar ve de kafadan kuyruk sokumuna kadar omurga ile ilgili olan her türlü problemler. Bunun içerisinde omurganın şekil bozuklukları da var İnsanların skolyoz dedikleri problemler de var.Omurilik kanal daralması dediğimiz daha çok 60 yaşın üzerinde olan problemler de var, bel fıtığı da var, boyun fıtığı da var. Bütün bu işlerin hepsi benim en çok hasta grubum onlar diyebilirim.

**** Yine bir çok okuyucumuz Bursa içinden ve dışından yazmış. Yanlış uygulamalardan sonra hocamızı tanıdık, tavsiye üzerine geldik onda sağlık, sıhhat bulduk diye size hem teşekkürlerini iletmişler hem de başarılarınızın devamını dilemişler hocam?

SIRTINDAKİ YÜKÜ O ZAMAN GÖRÜRSÜN DEMİŞTİ..!!

— Bunun da geçmişe yönelik enteresan bir hikayesi var. Ben Robert Winter hocamla çalışırken 65 yaşındaydı, bir gün sohbet sırasında; Ben yavaş yavaş emekli olmak istiyorum dedi.Orada böyle birden bire emekli olmuyorsunuz da yavaş yavaş oluyorsunuz. Süreç yavaş işliyor haftada 3 gün geliyorsunuz, ya da öğleden sonraları geliyorsunuz o şekilde oluyor geçişler oluyor bizim kanunlarımız da öyle bir şey yok.Yavaş yavaş emekli olmayı düşünüyorum deyince hocam.Hocam çok gençsiniz daha durun bakalım demiştim. Bütün dünyadan Amerika’dan en baba adamlar gelip sizden bir şey öğrenmeye çalışıyor dedim.Hiç unutmam dedi ki bana; Gelen hastaları görüyor musun? O çocuklarla ilgilenirdi o sendrom dediğimiz çok problemli çocuklar gelirdi yani bir çocuk gelirdi makineye bağlı, akciğer pompası ayrı bu çeşit çocuklar gelirdi. Dedi ki sen dedi bu mesleğe yeni giriyorsun sana gelecek hastalar ilk defa ameliyat olacak yeni sana gelen hastalar olacak.Ne zaman tekrar tekrar 3- 5- 7 -10 ameliyat olmuş hastalar sana gelmeye başlar sırtındaki yükü o zaman görürsün dedi. Hakikaten son 8-10 senedir bana gelen hastaların %40’ı bir şekilde revizyon yapılması gereken hastalar bunun ana sebebi de maalesef omurga cerrahisini alt branş olarak resmi anlamda oluşturmadığımız zaman ben bunu yapıyorum diyen yapıyor. Sizde o yapının o standartlar içerisinde olup olmadığını herhangi bir şekilde takip etme şansınız yok.

ALTI AY,BİR SENE GEÇMEDEN ORADA OLAY ÇIKARIRLAR..!!
Türkiye’de oluşturulan sağlık sistemi, çok hızlı ilerleyen bir şey bu belki vatandaş açısından çok iyiymiş gibi gözüküyor ama uzun vadede çok iyi bir şey değil.Bugün İngiltere’de ,Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da ben hep söylüyorum biraz garip bir benzetme ama 100.000 Türkü alıp bunların şehirlerinden bir tanesine koyun altı ay geçmez bir sene geçmez orada olay çıkartırlar. Niye bugün doktora gitmek isteyen ertesi gün gidiyor doktoru buluyor. İngiltere’de böyle bir şey yapmanız mümkün değil, bizim Akrabalarımız var ciddi hastalığı olan insanlar var randevu alamıyorlar, gidemiyorlar. Gitseler 8 saatte 10 saatte oradan çıkamıyorlar, çıksalar istedikleri gibi sonuç elde edemiyorlar. Türkiye’deki vatandaş açısından bakıldığında doğrudur bana göre Amerika dahil dünyanın en hızlı işleyen sağlık sistemi. Ama bu iyi işlediği anlamına gelmiyor. Bu niye iyi işlediği anlamına gelmiyor. Çünkü siz özellikle Devlet hastanelerinde 5 dakikada 10 dakikada bir muayene yaparsanız her şey tetkike bağlı olur.Gelirsiniz siz başım ağrıyor dediğiniz zaman ben takır takır hemen o MR, bu MR , şu tetkik, bu tetkik yazarım sonra onları gidersiniz o MR yükünü arttırır.Gerçekten gerekiyor mu gerekmiyor mu o da belli değil. Benim sizinle konuşup da olayı anlayıp daha bilinçli tepki istemeye şansınız yok ki. 5 dakikada olmaz bu. Belim ağrıyor diye geliyor hemen MR’a gönderiyor yanına kan sayımı, o sayımı, bu sayı mı. sebebi de bu bu olmayınca ne oluyor Tabii randevu sistemi giriyor randevu sistemi girince vatandaşı öyle alıştırmışsın vatandaş diyor ki 3 gün sonra muayene ne demek diyor.Acili yapmışsın zaten acil değil yol geçen hanı. Acillerde de renkler de var biliyorsunuz işte esas aciller kırmızılar.

***Hocam gelen sorulara baktığımızda anladığımız kadarıyla Türkiye’de beli,sırtı, boynu, ağrımayan yeri olmayan kimse yok neredeyse. Konusunda uzman dünyaca ünlü bir hocamız olarak size sormak istiyorum bu ağrılar insanımızın kaderi mi?

EGZERSİZ SÜREKLİ OLMALI VE ASLA BIRAKILMAMALI..!!

—- Dünyada doktora başvuru da 3. sırada ki şikayet bel,boyun vesırt ağrıları .Toplumlarda herkes de bu tür ağrılar var. Niye? Çünkü ayaktayız yatarak hayat geçmiyor.Devamlı vücuda yük biniyor.Sağolsun zaman zaman kilosu olan hastalarımız var bir de hiç egzersiz yapmıyoruz. Komünist Çin’de duyardık, Fabrikada sabah işe başlamadan önce herkes 15 dakika Kültür fizik hareketi yaptırılır sonra içeri alınırmış. Şimdi hala öyle mi bilmiyorum ama eskiden bu bilinen bir şeydi.Doğru yani Kültür fizik olmadan olmaz. Şimdi deniyor ki spor spor da seçeceğin spor da önemli. 3 ay spora gittim, 3 ay pilates yaptım, yoga yaptım 6 ay yaptım bıraktım bu işe yaramıyor. Herkes bir yüzme konusudur gidiyor. Herkesin evinde yüzme havuzu yok ki ,yüzme zaman isteyen, maddiyat isteyen bir şey.Tamam yüzmek çok iyi bir egzersiz metodu suyun vücudunuzu kaldırma gücü nedeniyle yapılabilecek en güzel spor ama haftanın 3 gününde sizin imkanınız olacak vaktiniz olacak paranız olacak gidip bunu yapacaksınız. Hem de dediğim gibi ilk zamanlarda haftada 2 gün ,3 gün yapacaksınız sonrasında haftada bir yapacaksınız en az vede bunu yaz kış yapacaksın. Bu kaslar egzersiz olup güçlendiği zaman onu hayat boyu tutmuyor ki bıraktığın zaman bir süre sonra yine eskisine dönüyor. Yani öyle bir egzersiz metodu kendinize geliştireceksiniz ki sosyal hayatınıza göre, kültürünüze göre, maddiyatınıza göre, günlük ayıracağınız zamana göre bir spor şekli benimseyip bunu da hayat boyu sürdürmeniz lazım.

****Peki pratik anlamda neler öneriyorsunuz hocam?

KOLAY EV İÇERİSİNDE YAPILABİLECEK EGZERSİZLER ÖNERİYORUM
—–Burada Mesela ben gösteriyorum duvarda yapılacak masada yapılacak son derece basit hareketler var.Anlatıyorum kendim gösteriyorum.Hocam yüzme yapsak nasıl olur diyorlar. Biraz önce söylediğim gibi yüzmek için havuz bulacaksın Havuzun hijyeni var sizin hijyeniniz var gideceksiniz Saçınız sulanacak kış olacak dışarı çıkacaksınız böyle yapmanıza lüzumyok.Ben sana evin duvarında evin kapısında yapılacak hareketi gösteriyorum kardeşim günde 10 dakika 15 dakika bunu yap 6 ay sonra gel benimle tekrar konuş. Hocam senin verdiğin hareket hiçbir şeye yaramadı de. Yerde Şınav çekmek için güçlü olmak gerekir Ama kapıya doğru ya da duvara doğru yarı ayakta pozisyonda şınav çekmek çok daha kolay bir şey, kasları ısıtmış oluyorsunuz zaten bir ay iki ay sırf orada yapıyorsunuz sayıyı arttıra arttıra.
Ondan sonra masada yapıyorsunuz yani vücudunuzu yavaş yavaş yere yaklaştırıyorsunuz ve o yaklaştırma neticesinde kaslar alışıyor. Sonra ben kapıda kolay yapıyorum diyorsun sonra masanın üzerinde şınav çekeyim diyorsunuz orada yapıyorsunuz bunu yaparken de yavaş ve de onu özümseye özümseye yapacaksınız.Her gün yapacaksınız ailede birisi mesela baş olsa baba, çocuk, anne hadi bakalım gelin yemekten önce ya da sonraları hep beraber şınav çekiyoruz dese ne iyi olur. Yemek yemeyi unutuyor muyuz? Uyumayı unutuyor muyuz? Unutmuyoruz. Yemek yemek ,uyumak, su içmek bunlar nasıl hayatın mecburi bırakamadığımız şeyleri ise bu basit egzersiz metodlarıda çok önemli. İlla spor kompleksine git Pilates yap, yoga yap, para ver fitness yap demiyoruz.Kendi kendinize bir kuruş para ödemeden evde rahatlıkla yapabileceğiniz şeyleri söylüyoruz.

*** Bu anlattıklarınızdan anladığımız kadarıyla kolay kolay Ufuk Aydınlı gibi hocalarımız yetişmiyor Hocam.Tabii yine röportajımız çok uzadı, bizim sormak istediğimiz merak edilenler bu kadar son olarak siz neler eklemek istersiniz.

—- Bu güzel sözleriniz için ben de sizlere teşekkür ediyorum. Sizlerin de başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum, tüm yurt genelinde yaşayan tüm insanlarımıza Bursa’dan sevgilerimi ,selamlarımı gönderiyorum ,esenlikler diliyorum.Diyerek sözlerini tamamladı.

UFUK AYDINLI GİBİ HOCALAR KOLAY YETİŞMİYOR..!!

Dünyanın en ünlü hocalarından uzun yıllar dersler alarak kendini dünya çapında hocaları arasında yer bulmuş olan bu anlamda da uzun yıllar hizmet ettiği Kliniğinde hem Yurt içinden yurt dışından hastaları konuk ederek onların sağlıklı bireyler olması adına tüm tecrübelerini onlara aktaran ülkemizin kendi alanının en iyi Profesörlerinden Prof.Dr.Ufuk Aydınlı Hocamıza bizler de bundan sonraki çalışmalarında ve hedeflerinde başarılar diliyoruz.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ