PAZAR GÜNÜ İKİ ÖNEMLİ VE DEĞERLİ TOPLANTI YAPILIYOR. KATILMAK VE DESTEK VERMEK GEREKİR…
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday, önemli bir konuya temas ederek;
Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ülkemizin içine düşürüldüğü despotizmi, yoksulluğu, yolsuzlukları ve karanlığa gömüldüğünü çürüyen ve tüketen durumunu sürekli yazıyorum.
Bu kabul edilmez duruma üzülen ve çare arayan onurlu, namuslu, vicdan ve ahlak sahibi insanlar her gün bu kirlenmeyi ve yozlaşmayı yaşayarak görüyorlar.
Sevgili okur, Tek Adam iktidarı tükendi ve güvenilirliğini kaybetti demek tam olarak yaşananların karşılığı olmuyor.
Tek Adam ucube sistemi ve yancısı mafyanın koruyucusu, demokrasi düşmanı, bölücü ve faşizmin temsilcisi parti ile birlikte ülkemizi yaşanamaz ve dünya âleme muhtaç, el açan çaresiz bir konuma soktular.
Halk o derece yoksullaştı ve çaresiz kaldı ki artık tek gündem maddesi “Açız… Yaşayamıyoruz, nasıl karnımızı doyuracağız?” diye dert yanarak, isyan ederek konuşmak oldu.
Bu feryada birde keyfi kararlarla halkın sorunlarına çare arayan, hakkını hukukunu savunan, demokrasiyi ve laik anlayışın yozlaşmasına izin vermeyen tüm onurlu ve vicdanlı insanlar uydurma gerekçelerle tutuklanınca yaşam çekilmez oldu.
Artık bizlerde usandık, sorunları, yolsuzlukları, haksızlıklar ve keyfi uygulamaları tümden yazmaya kalksak ansiklopedi olacak!!!
Ancak çaresiz ve yoksul bırakılan halkın hala bu ucube sisteme destek veriyor olması cehaletten, tarikat ve cemaatlerin Siyasal İslam’ı kullanarak insanları aldatıp, korkutup kullanmasından ve satılık basın organlarının aldatan beyin yıkamalarından kaynaklanıyor.
Tüm bunların çözümü ve kurtuluşu:
Halk iradesinin yapılacak olan seçimlerde bu talancı ve saltanat meraklısı soyguncu tayfaya vereceği derse bağlı.
Ülkede bu kötü gidişe her koşulda “DUR” diyecek, haddini bildirecek, laik düzenden ödün vermeyecek bir kesim var.
Kendilerinin yüzyıllardır yaşadıkları haksızlıkları istismar etmek için Aleviler üzerinde yeni tezgâhlar kurulmasına hiçbir koşulda izin verilmeyecek olan Canlar ve Yoldaşlar var.
Tek Adam saray rejimi, Alevileri bölmek, istismar etmek ve aklınca kullanabilmek için tezgah kurdu.
Alevilerin ibadethanesi olan Cem evlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlayan yasa teklifinin Meclis’te kabul edilmesini sağladı.
Alevilik aslında sadece bir yol ve inanç değildir, aynı zamanda barış, kardeşlik, eşitlik, akıl, bilim ve gelecek aydınlık günlerin temel taşı olan felsefesi ve laik cumhuriyetin güvencesi olan, özgür ve aydın insanların felsefesidir.
Bir torba yasanın içinde saklanan ve Alevi Canların, Yoldaşların kabul etmedikleri bu yasa;
Meclis’te kabul edilmesine karşı en geniş kesimlerde başlayan tepkiler pazar günü Yenikapı’da yapılacak Büyük Alevi Kurultayı’nda buluşup yanıt bulacaktır.
25 Aralık Pazar günü saat 10.00’da yeni kapı gösteri merkezinde büyük Alevi kurultayı toplanacaktır.
“EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN, LAİK VE DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET İÇİN BİR OLMA ZAMANI”
Bu başlık ve amaçla toplanacak olan tüm Canlara destek olmak, katılmak bir ve bütün olmak, demokrasi diyen, eşit yurttaşlık diyen ve laik cumhuriyete sahip çıkmak isteyen tüm insanların görevi olmalıdır…
Her şeyden önce Alevi Yurttaşlar, taleplerinin yalnızca elektrik, su, bakım ve onarımmış gibi algılanmasını şiddetle reddediyorlar.
Torba yasalar çıkartarak Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem evleri Başkanlığı kurarak, inançlarını bir kültür, ibadetlerini folklorik bir imge, Cem evlerinin de kültür evi olarak görülmesini reddediyorlar.
Alevi toplumunu temsil eden kurumların fikri dahi alınmadan oluşturulan, Alevi – Bektaşi Kültür ve Cem evleri Başkanlığı eliyle kendi Alevi’sini yaratma arzusu ile yeni federasyonlar kurdurarak “böl, parçala, yönet” politikasını uygulamaya başlanmasına tavır koymak için buluşuyorlar.
Aleviler, Canlar ve bu felsefeye inanan tüm Dostlar:
“Bizlerin ‘Kırmızı Çizgisi Laikliktir” dedikçe, muktedirler Aleviliği devletleştirme çabası içine girerek, asimilasyona yönelik adımlar atmayı hızlandırmışlardır.
Aleviler bu kasıtlı ve sulandırılmış haksız ve istismar amaçlı yasayı reddederek şu çağrıyı yapmışlardır:
Yöre derneklerimiz, Demokratik Kitle Örgütlerimiz, Sendikalar, demokrasiden yana siyasi partiler ile, basın emekçileri, bilim insanları, sanatçılar, aydınlar, Kadın örgütleri, çevreciler yani bu ülkede barış, özgürlük, adalet, emek, eşit yurttaşlık ve laiklik mücadelesi veren cümle canlar davetlidir.
Bu önemli çağrıya destek verilmeli; kardeşlik, barış, özgürlük ve eşit yurttaşlıktan ödün verilmeyeceği Faşist anlayışlara bildirilmelidir.
Ben Güler Buğday olarak fiziken orada olamasam da duygu, düşünce, saygı, sevgi, dayanışma ve desteğim ile en önemlisi de vicdanlı yüreğimle orada olacağım!!!!
*****
Yine ülkedeki artık netleşen ve kesinleşen faşizme karşı, yolsuzluk, talan, soygun, adam kayırma ve dinci çıkarcı gerici tarikat ve cemaatlerin çirkin ve çağdışı anlayışlarına tavır koyan üç saygın isim ve yürekli insanda Bursa’da bir panelde olacaklar.
“DEMOKRASİ VE GELECEĞİMİZ…”
Ana başlığıyla Bursa’da çalışma grubunun düzenlediği bir panelde sol/sosyal demokratlarla, ülkeyi soyan ve haklarımızı açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden iktidara karşı olan tüm halkları ve namuslu insanların buluşacağı bir panel olacaktır.
25 Aralık saat: 14.00’da BAOB ODİTORYUM ’da yapılacaktır.
CHP Bursa Çalışma Grubu olarak organize edilen bu panele, demokrasiye inanan ve hayata geçmesini isteyen tüm duyarlı ve ahlaklı insanlar bekleniyor.
Panelistler:
Başta benim eskimeyen can dostum, SHP’de ve daha sonrada birlikte siyaset yaptığım, halklarımıza ve ideolojimize hiç ihanet etmediğimiz, parti içinde ve toplumda asla korkup susmadığımız Fikri Sağlar olmak üzere, 2 değerli insanın katılacağı panel mutlaka izlenmelidir.
FİKRİ SAĞLAR: SHP sekreteri, Turizm ve Devlet eski Bakanı.
SHP ve CHP milletvekiliydi. 49, 50. ve 52. hükümetlerde Kültür Bakanlığı yaptı
3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk’ta bir kamyon ile bir Mercedes çarpıştı. Mercedes’in içinde bulunan kişilerin kimlikleri, Türkiye tarihinin en karmaşık skandalını ortaya çıkardı.
Dönemin İçel Milletvekili Fikri Sağlar’a gönderilen bir ses kaydı, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösterdi.
Aynı anda şaibeli verilmek üzere olan ihaleler iptal edildi, istifalar yaşandı, Türkiye çapında protesto eylemleri başlatıldı.
Fikri Sağlar, 50. Hükümet’te yenilenme sonucu Kültür Bakanlığı’ndan Devlet Bakanlığı’na getirildi.
Susurluk Kazasının ardından kurulan TBMM Susurluk Komisyonu’nda üyelik yaptı.
Kod Adı Susurluk/Derin İlişkiler adıyla bir kitap ve daha sonra farklı kitaplar yazdı.
Son zamanlarda suç örgütü lideri Sedat Peker’in video serisiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ile ilgili sarsıcı iddialarıyla “İkinci Susurluk Vakası mı” sorusunu gündeme oturttu.
Yarın yapılacak olan panelde çok yararlı bilgiler aktaracağından eminim ve sevgili dostuma başarılar ve sağlıklı ömürler dilerim.
2. Panelist DİLEK AKAGÜN. Avukat 24. Dönem Uşak Milletvekili.
Vekillik yaptığı sürede sürekli halkların hakkını savunmuş ve verdiği soru önergeleri ile yolsuzluk yapanlara, gezide hak arayanlara ve her türlü suç işleyenlere karşı hesap sormuş yürekli bir insandır:
Dilek Akagün, yolsuzluk ve rüşvet olayları ile devlet içinde var olduğu iddia edilen yasa dışı yapılanmanın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge vermiştir.
Dilek Akagün , ve 20 Milletvekilinin, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki uyuşturucu madde üretim ve ticareti ile ilgili iddiaların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge vermiştir.
Yine, Dilek Akagün, ve 23 Milletvekilinin, gezi parkı protestolarına katılan vatandaşlara karşı gerçekleşen saldırıların araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge vermiştir.
Sayın Dilek Akagün elini taşın altına koyabilen ve ülkedeki tüm yolsuzluk ve hukuksuzluklara mücadele eden yiğit bir kadındır.
Üçüncü Panelist İLHAN CİHANER
Avukat, eski Cumhuriyet Başsavcısı ve 24.- 26. dönem milletvekili.
İlhan Cihaner, kimsenin cesaret edemediği zaman ve koşullarda çok onurlu mücadele etmiş bir hukuk insanıdır.
1999 yılında Şırnak’ın İdil İlçesi’nde görev yaparken, 1989 yılında öldürülen üç köylünün dosyasından başlayarak faili meçhul cinayetlerle ilgili kapsamlı soruşturma yaptı.
Cihaner bu soruşturma ile JİTEM aleyhine dava açan ilk isim oldu.
2007’de Erzincan Başsavcısı olarak atandı.
İlhan Cihaner göreve başladığı yıl İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen hakkında soruşturma başlattı.
Cemaate bağlı Medine Vakfı’nın kentte ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim verildiği iddiaları üzerine dinleme kararı alındı.
17 vakıf ve derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınan 26 kişiden 7’si tutuklandı.
Fetullah Gülen grubuna yönelik, kara para aklama, casusluk KPSS ve polis akademisi sınav sorularını elde ederek kamuda kadrolaşma suçlarını kapsayan başlıklarla soruşturma başlattı.
Bu soruşturma üzerine kurulan bir kumpasla görevden alınarak tutuklandı.
Soruşturması elinden alınan İlhan Cihaner hakkında Adalet Bakanlığı 26 yıl hapis istemi ile dava açtı.
4 ay tutuklu kalan Cihaner daha sonra tahliye oldu.
Daha sonra ki dönemde bunun bir kumpas olduğu anlaşıldı O dönem bu tutuklamaları yapan savcılar “FETÖ/PDY” soruşturmasından tutuklandı.
Tarikat, cemaat ve İslamcı yapıların ülkede yarattıkları ahlak çöküntüsü ve küçücük kız erkek çocuklarımıza karşı yaptıkları sapkınlıklar Sayın İlhan Cihaner’in yıllar önce tehlikeyi görüp uyarması sonucu uğradığı haksızlıklar ona bu haksızlıkları yapan sorumluların utancı olmalıdır.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve canlar, Pazar günü İstanbul’da ve Bursa’da yapılacak olan bu iki önemli toplantıya benim gibi sağlık sorunu olmayan tüm dostların katılmasını ve sahip çıkmasını isterim.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ