ÖĞRETMENİME DOKUNMA ARTIK YETER!
Kestel Şehit Polis İsmail Özbek Ortaokulunda eğitim çalışanlarının maruz kaldıkları tehdit ve hakarete “Eğitim Hizmetleri” kolunda faaliyet gösteren sendikalar tepki gösterdi. Türk Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş eyleme destek vererek; ” Türk Eğitim-Sen olarak 2019 ve 2023 yıllarında eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla 2 kanun teklifi hazırlayıp, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye iletmiştik. Bu taleplerimizin ÖMK’da hayata geçirilmesinden dolayı da mutlu olmuştuk. Bilindiği üzere öğretmenlere şiddet hadisesi vuku bulduğunda faile hapis cezası verilecek, bu ceza ertelenmeyecek ve fail tutuklu yargılanacak. Ancak eksik kalan bir husus var. Bu eksiklik fail hakkında şikayette bulunulması durumunda bu cezaların verilecek olmasıdır. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz şiddet eyleminde bulunan fail hakkında şikayet aranmaksızın kamu davası açılması ve ilgili cezaların verilmesidir. 21.Yüzyıl Türk Asrı olacaksa mimarları Eğitim ve Bilim Çalışanları olacaktır!” dedi.
Sendikalar tarafından yapılan açıklamada; “Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu uzun süredir okullarımızda da görünür olmuştur. Bu güne kadar çok sayıda meslektaşımız şiddetin hedefi haline gelmiştir. Okullarda yaşanan sorunlarda öğretmenler sorumlu tutulmakta ve hedef gösterilmektedir.
Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır.
Son olarak ilçemiz Kestel Şehit Polis İsmail Özbek ortaokulunda geçen hafta yaşanan olay hepimizi derinden üzmüştür. Bir veli tarafından öğretmenler ve okul idaresi tehdit edilmiştir. Veli ben ne dersem yapacaksınız, aksi taktirde hiç kimsenin bu okulda okumasına izin vermem gibi ifadelerle okulun huzur ve güvenliğini bozmuştur. Her problem yaşayan veli bu şekilde davrandığı koşulda okul eğitim öğretim verilen bir kurum olmaktan uzaklaşacaktır. Bu gibi davranışları kabul etmiyoruz.
Yaşanan bu olayların bu noktaya gelmesinde toplum önünde eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri görülmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.
Okullarda eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Okulda şiddet olaylarının son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.
Eğitim emekçilerinin, başta MEB olmak üzere eğitim sendikalarının ve tüm toplum kesimlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır.
Eğitim emekçilerine yönelik şiddet konusunda tüm öğretmen arkadaşlarımızı ve toplumun bütün kesimlerini birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Biz artık şiddet ve tehdit olayları ile gündeme gelmek istemiyoruz.
- Kendi canımızdan ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz.
- Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!
- Tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır.
- Milli Eğitim Bakanlığını ivedilikle eğitimde yaşanan sorunları çözmeye ve öğretmenlerimizi koruyacak şiddet yasasını çıkarmaya davet ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.