CHP’li isimden dikkat çeken çıkış! CHP Osmangazi ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ercan Korkmaz; ” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük bir heyecanla kamuoyuna açıkladığı,
“Kadınların Yürüttükleri Mesleğin İcrası Kapsamındaki Kılık ve Kıyafeti Giymek Dışında Herhangi Bir Zorlamaya Tabi Tutulamaması Hakkında Kanun Teklifinin” ardından dünkü yazımı kaleme almıştım.
Bugün yasa teklifi ve sonrasında grup toplantısında CB Erdoğan’ın açıklamaları hakkında görüşlerimi açıklamak istiyorum.
CHP tabanında büyük bir tepkiye neden olan kanun teklifi aynen şu şekilde;
“Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”
Bu teklifin ardından bugün grup toplantısında CB Erdoğan’ın ne diyeceğini bekleyenler, Erdoğan’ın istediği ortayı bulup gol yapacağından emindi.
20 yıllık şaşalı tek parti iktidarının ardından iliklerine kadar hissedilen ekonomik kriz, hergün konuşulan Merkez Bankası rezervleri, gündemden düşmeyen asgari ücret tartışmaları, açlık ve yoksulluk sınırı, enflasyon, insan hakları, sosyal medya yasası, EGE, Akdeniz, ambargo, Kıbrıs, ani ve mecburi dış politika dönüşü gibi nedenlerden ötürü politika üretmekte zorlanan CB Erdoğan aradığı can suyunu TBMM grup toplantısında videolu anlatımla tabanına enjekte ediverdi.
Kuruluş ve kurtuluşun partisi CHP’nin kurmay ve danışman kadrosu Atatürk ilke ve inkılaplarına, parti tüzüğüne, Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddelerine aykırı bir şekilde verdiği yasa teklifiyle türban meselesi ike helalleşeceğini düşünse de öyle olmadı.
Buna kargalar dahi inanmaz.
CHP’nin küskün seçmenler nedeniyle oy kaybını dahi göze alarak ısrarla sağa açılımı, türban helalleşmesi bir siyasi partinin toplum mühendisliği konusunda yapacağı en büyük hatadır.
Aslı varken kimse suretine bakmaz ki bugün CB Erdoğan’da aynı minvalde bu konuda ömürlerini verdiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir m2’lik bez parçası dediği konuşmasını izletti.
Bu topraklarda muhafazakar seçmen din, ezan, türban konusunda CHP ne yapsa geçmişi bahane ederek oy vermez.
Siyaseti bir kenera bırakın bu millet tuttuğu futbol takımını bile değiştirmez.
CHP’nin sunduğu yasa muhtemelen grup kararı alınarak tüm vekillerin imzasıyla sunuldu.
CB Erdoğan yasa teklifine samimiyseniz gelin Anayasa değişikliği yapalım ve kökten çözelim dedi. Ve ayrıntıda kaybolmasın aile ile ilgili düzenlemeler yapalım dedi!
2008 yılında bu yönde yapılan Anayasa değişikliği CHP’nin açtığı dava ile Anayasa Mahkemesinden dönmüştü. O tarihte Kemal Kılıçdaroğlu grup başkanvekiliydi.
Şimdi CHP’nin verdiği teklifinin yasalaşması için komisyona havalesi , görüşülmesi ve gündene alınması gerekiyor ki iktidar evet demedikçe bu süreç bir arpa boyu ilerlemez.
Teklif AKP’nin samimiyetini ölçeçek derken bu sonucu tahmin edenler teklif edilen Anayasa değişikliğine de evet demeyecektir.
Bu noktada AKP+MHP milletvekili toplam sayısı (334) Anayasa değişikliğine yetmemektedir. Zira Anayasa değişiklik teklifinin kabulü için 175.madde uyarınca 360, referanduma sunulmadan kabulü için 400 oy gerekiyor.
O zaman biz bu haltı niye yedik!
Üstelik türbanın kamuda serbest kaldığı ve gündemini kaybettiği,Mersin terör saldırısında CHP’yi terörle ilişkilendirip çuvalladıkları, kamuda liyakatın kaybolup başı açık kadınların elendiği, tarikat, cemaat yurtlarında çocukların mağdur edildiği bir zamanda…
CHP grup kararı alırken özellikle hukukçu ve sosyolog milletvekilleri bunları hiç mi irdelemedi?
Siyasette sonuç alamayacağın ya da karşı hamlenin ağırlığını kaldıramayacağın çıkışı yapmamak gerektiği kanaatindeyim.
CB seçimi yolunda hem büyük yara aldık hem de bir kez daha tabanı küstürdük. Efendim neymiş Anadolu’da insanlar CHP iktidara gelirse yeniden türban yasağı gelir diye korkuyormuş, seçim zamanı Erdoğan’ın seçim kozu elinden alınmışmış.
Öyle söylendiği gibi CHP’yi yönetmek Türkiye’yi yönetmekten daha zor değilmiş. Tüm değerlere, Anayasa’ya, tüzük ve yönetmeliğe, ilke ve inkılaplara ters bir manaya gelecek bir konuda grup kararı dahi alınabiliyormuş.
Ne uğruna, yeniden seçilebilmek uğruna.
Bu minvalde bu zihniyet utanmadan katledilen Bahriye Üçok’u da anar.
Örgütlerden ya da daha alt kademedeki siyasetçilerden de farklı bir ses yok. Herkes siyasi ikbal uğruna üç maymunu oynuyor.
İyi parti ön seçim temelli kongrelerini yaparken bizde hemşeri dernekleri, etnik temelli birkaç kişi dışında listeler bile çoktan bellidir. Bu hususu Oğuz Kaan Salıcı yerel seçimlerden sonra ilan etmişti.
Son söz olarak dünden beri siyasi hayatımı bitirdiğim yolunda çok telefon alıyorum. Siyasi ikbal uğruna susmak, koroya dahil olmak ne vicdanıma sığar ne entellektüel kişiliğime ne de bağlı olduğum değerlere…
Kemalizmi tasfiye yolunda ikinci yüzyıla çağrı beyannamesi yazanların kuruluş tarihçesini, ilke ve inkılapları yeniden okuması dileğiyle.” dedi.