Demokrat Zafer

Mahkemeler bile ‘atamalarda objektif kriter olmalı, gerekçeler somutlaştırılmalı’ derken, MEB hukuksuzluğa devam ediyor

Bursa’da üç eğitim sendikasının çağrısıyla bir araya gelen eğitim emekçileri, proje okullarına yapılan öğretmen ve yönetici atamalarındaki keyfi uygulama iddialarına karşı açıklama yaptı.

Eğitim İş Şube Başkanı Engin Yurdakul,

MEB, PROJE OKULU ATAMALARINDAKİ KRİTERE DAYALI OLMAYAN KEYFİ ATAMALARI İPTAL ETMELİ, KAVIRMACILIĞA SON VERMELİDİR!

Okulları, öğretmen ve öğrencileri proje, nitelikli, niteliksiz adıyla ayırmaktan derhal vazgeçin! Okulların sahibi değilsiniz, buralar sizin şirketleriniz değil, eğitimde eşitliği, adaleti, hakkı ve liyakati öncelemek, sağlamak MEB’in asli görevidir.

Proje okulları MEB’in istediğini atama projesidir, keyfiliğin, kayırmanın adresi haline geldiğini herkes biliyor! Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yeni sorunlar yaratmaya devam etmektedir. Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların keyfi şekilde makam, koltuk dağıtmak için kullandığı bir garabete dönüşmüştür.

Bu okullara yapılan son atamalar MEB’in kayırmacılığını ve keyfiliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Proje okullarındaki binlerce öğretmenin görev süresinin neden uzatılmadığına, yeni atamaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair somut hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Görünen o ki okullarımızı protokollerle cemaat ve tarikatlara teslim eden Milli Eğitim Bakanlığı, kendini tüm okulların sahibi olarak görmekte liyakati, hakkı, hukuku yok saymakta adaletsizliğin odağı olmaktadır.

MEB’in verilerine göre şu an 2153 okulun adı proje okulu, proje okullarında 79 bin 286 öğretmen, 5 bin 318 yönetici görev yapmakta, yaklaşık 500 bin öğretmen de proje okullarına atama için başvuru yapma kriterlerini taşımaktadır. Bir proje okulunda 3 kadro varken, 4 kişinin başvurusu olmasına rağmen her nedense hiçbir atama yapılmamıştır! Neden? Kendinize uygun kişiyi bulamadınız mı? Çarpık sisteminiz mi yeteriz kaldı? Kıdemli birçok öğretmen, doktorası olan, yüksek lisansı olan, başarı ve üstün başarı belgeleri, maaşla ödüllendirilmesi olan, soruşturması, cezası olmayan, yıllardır aynı okulda görev yapan öğretmen atanmıyor. Neden? Ne olursa atanabilir, atanması için size tam olarak ne lazım, dürüst olun, buyurun açıklayın! Daha ne olması, ne yapması, ne tür başarıları göstermesi lazım öğretmenlerin? Eğitimdeki çağ dışı, bilim dışı, gerici politikalarınıza, aydın, başarılı eğitimcilerin hakkını yemenize, öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarını ayrıştırmanıza seyirci kalmayacağız. Hem örgütlü hem de hukuki olarak yaptığınız tüm haksızlıkların tüm kötülüklerin hesabını soracağız!

Açtığımız ve kazandığımız birçok dava oldu, mahkemeler ne dedi? “Bakanlığın atama ve yer değiştirme yetkisi var ama bu yetkiler keyfi şekilde kullanılamaz”, “somut, objektif kriterler olmalı, atamaların mutlaka gerekçelendirilmesi gerekiyor” diyor.

Cumhuriyet değerleriyle, laiklikle, halkın aydınlanmacı, ilerici öğretmenleriyle kavga eden bir iktidarın başarılı olması mümkün değildir. Nitelikli eğitim ancak kendini bu halkın çocuklarına adamış, idealist, Cumhuriyetçi öğretmenlerle sağlanır. Okullarımız eğitim yuvasıdır, liyakatı yok sayan, kayırmacılığa dayanan, okullarımızı tarikatların, cemaatlerin, yandaşların yuvası haline getirilemez.

Eğitim-İş olarak hiçbir öğretmenimizin mağdur edilmesine, MEB’in öğretmen kıyımı yapmasına, kendisince makbul olmayan öğretmenleri niteliklerine bakmaksızın tasfiye etmesine izin vermeyeceğiz.  Bu konuda mağdur olan, ataması yapılmayan her bir üyemizin hakkını sonuna kadar arayacak, tüm eğitim çalışanlarının haklı mücadelesinin yanında olacağız, her türlü yasal hakkımızı kullanacağız.

MEB’e açık çağrımızdır:

  • Okullar arasında “özel program ve proje uygulama okulu” ayrımına son veriniz!
  • Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerini; tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde tek bir yönetmelikle yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getiriniz!
  • Liyakati ve şeffaflığı esas alan bir sistem oluşturunuz!
  • Yönetmelikte yer almayan yöntemler hakkında öğretmenleri zamanında ve açık şekilde bilgilendiriniz!
  • Proje okullarına öğretmen atamalarında torpilin, cemaatvari yaklaşımların değil; adaletin ve hakkaniyetin geçerli olmasını sağlayınız!

Bugün eğitimi gerçek amacından uzaklaştırdınız. Sınav odaklı sisteminiz başarısız oldu. Öğrencileri “nitelikli” ve “niteliksiz” diye ayırırken; öğretmenleri ve yöneticileri keyfi şekilde atamak isteğiniz artık gizlenemez hale geldi.

MEB, proje okulu atamalarındaki objektif kritere dayalı olmayan keyfi atamaları derhal iptal etmeli, kayırmacılığa son vermelidir! Yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem oluşturulmalıdır. Mevzuatlarda hukuk devletinin temel ilkelerinden yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalınarak, liyakatı esas alan ölçütlerle atamalar yeniden yapılmalıdır.

Eğitim-İş hem toplumsal hem de mesleki sorunlarda mücadelenin öncüsüdür, öncüsü olmaya devam edecektir!” dedi.

PROJE OKULLARI ATAMALARINDA LİYAKAT ESAS ALINMALI,

SİYASAL KADROLAŞMA UYGULAMALARINA DERHAL SON VERİLMELİDİR!

Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem; “Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçları açıklanmıştır. 2025 yılı atamaları tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi yine şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirilmiştir. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir.

Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır.

SİYASİ SADAKAT, MESLEKİ LİYAKATİN YERİNİ ALMIŞTIR!

Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamaları uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir. Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür. 2025 yılı atamaları da bu tabloyu değiştirmemiştir. Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde “Bakanlık takdiri” sonucunda proje okullarına atanmamıştır. Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilemektedir.

Eğitim Sen’in, proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren neden karşı çıktığı yapılan son atamalar sonucunda bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir. Sendikamızın bu çarpık duruma yönelik hiçbir itirazı dikkate alınmamış; taleplerimiz ise yanıtsız bırakılmıştır.

Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır.

EĞİTİM KURUMLARI İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ DEĞİLDİR!

Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesi, kamusal eğitimin geleceği açısından hayati önemdedir. Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır. Bunun için atılması gereken adımlar bellidir.

Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir. Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterleri liyakata dayalı olmalıdır. Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır. Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiği açıktır. Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme hakları sadece proje okulları ile sınırlandırılmamalı, genel tayin sistemi içinde değerlendirilmelidir.

Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir.  Tüm eğitim emekçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz.” dedi.

YANDA$A KOLTUK AYARLAMA SONUÇLARI

Hürriyetçi Eğitim Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Abit Şenel; “2025 yılı Proje Okulları Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme yani YANDA$A KOLTUK AYARLAMA SONUÇLARI kamuoyuna açıklandı. Ancak bu sonuçlar, ne şeffaf, ne adil, ne de ölçülebilir kriterlere dayanmaktadır.
Atamaların hiçbir somut kritere bağlı olmadan yapılması, başlı başına bu sistemdeki sorunun özüdür. Kimin hangi gerekçeyle atandığı belirsiz, kimin neden dışarda bırakıldığı ise tamamen muammadır. Eğitim çalışanları bir kez daha, “Emek değil, kapalı kapı ardı ilişkileri mi belirleyici oldu” sorusuyla yüz yüze bırakılmıştır.
Bu atamalarda;
ADALET YOKTUR, LIYAKAT YOKTUR, SEFFAFLIK YOKTUR, OBJEKTIF KRITER YOKTUR, EMEK GÖZ ARDI EDILMIS, ALINTERI YOK SAYILMIS, HIZMET PUANI CÖPE ATILMIS, KIDEM
VE BASARI AYAKLAR ALTINA ALINMISTIR.
PE KI BU ATAMALARDA NE VARDIR;
ÖNCELIKLE KIYIM VARDIR, YANDASLIK VARDIR, ADAM KAYIRMA VARDIR, KAPALI KAPILAR ARDINDA IS ÇEVIRME VARDIR, KUL HAKKI YEME VARDIR, BOGAZINA KADAR ÇAMURA BATMISLIK VARDIR.
Bugün gelinen noktada;
Öğretmenlerde ve idarecilerde, Milli Eğitim Bakanlarına karşı ciddi bir güvensizlik oluşmuştur.
Bu tablo yalnızca öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri, velileri ve ülkenin eğitim geleceğini tehdit etmektedir.
Adaletin, liyakatin, somut ölçülerin, şeffaflığın olmadığı bir yerde; Basari olmaz, Umut yeşermez,
Eğitim bir adim ileriye gitmez.
Bu süreci yönetenleri ve bu adaletsizliğe sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz ki: Proje Okullar garabetine son verilmelidir.
Öğrencinin sınavla, öğretmenin ne idüğü belirsiz bir atama sistemiyle seçildiği bu uygulama son bulmalıdır. En büyük sorumlu Milli Eğitim Bakanı olmasına rağmen, Bursa Anadolu Lisesi, Hüseyin Özdilek MTAL, Ulubath Hasan Anadolu Lisesi vb. Okullara hangi öğretmenin atanacağına karar verenler bu vebalden kurtulamazlar.
Güvenin yerle bir edildiği bu sistem, eğitim camiasında derin yaralar açmıştır.
Eğitimde adalet, liyakat ve şeffaflık sağlanana kadar susmayacağız!” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ